Paylaş
TÜRKİYE’nin büyümede ümit bağladığı en önemli sektör inşaat. İstihdam için olmazsa olmaz. Mobilyadan seramiğe yaklaşık 250 sektörün de dinamiğini oluşturuyor. Her ne kadar satışlar artıyor, projeler devam ediyor gibi görünse de, sektör bu günlerde geçmişteki kadar huzurlu ve mutlu değil. Gerçek anlamda bir mortgage işleyişinin olmaması, konut faizlerinin yüksekliği ve arsa üretimindeki sıkıntılar, gerçek ihtiyaç sahibinin istediği konuta ulaşmasının önünündeki en önemli engeller... Hatırlarsanız bir dönem Türkiye’nin gündemine ‘çantacılar’ diye bir deyim girmişti. Bir zamanlar enerji sektöründe lisanslar için yaşanan fırsatçılık, gayrimenkulde de Fikirtepe gibi kentsel dönüşüm alanlarında ortaya çıkmıştı. Geçtiğimiz hafta bana ulaşan bir bilgi sonrasında bir araştırma yaptım. Şimdi ise benzer bir süreç İstanbul’da Bağdat Caddesi ve Kadıköy’de yaşandığını öğrendim.
100 PROJE SORUNLU
Dönüşüm yapmak isteyen yüzlerce müteahhit bu bölgeye gelmiş. İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım’ın verdiği bilgiye göre bugün bölgede 100 projede sorun var. Peki neden yaşandı bu sorun, Durbakayım şöyle anlatıyor: “İşi bilmeyen firmalar vatandaşı tavlamak için gerçek dışı oranlar verdi. Bizim arsa sahibine yüzde 60 dediğimiz yere onlar yüzde 70-75 dedi, işi aldı. Aldı ama bitiremedi. Kimi projeler yarım kaldı, kimi eksik imalatla bitti. El birliği ile Bağdat Caddesi’ni mahvettiler. Finansal gücü olmayan firmaların bir kısmı da fiyat kırmak zorunda kaldı. Biz tüketiciyi uyarıyoruz, siz siz olun işi bitiremeyecek firmalardan alım yapmayın.”
KONUTLARIN ÇOĞU SATILIK
Bu bölgede dolaşanlar bilir. Kentsel dönüşüm adı altında bir şantiyeye dönen bölgede, biten konutların büyük bölümü satılık. Satışların gecikmesi de finansman sıkıntısı yaratıyor. Bu sıkıntı fırsatçıların türemesine neden olmuş. Bölgedeki emlakçıların anlattığına göre nakit paraya ihtiyacı olan müteahhit ya da mülk sahipleri ellerindeki gayrimenkulleri bu çantacılara ucuza satmak zorunda kalıyor. Kimi fırsatçılar da bu durumu görüp, elinde çantayla emlakçı emlakçı gezip pazarlık yapıyor.
POLAT: NAKİT SIKINTISI VAR
SEKTÖRDE yaşanan nakit sıkıntısını en net dile getiren işadamı Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat olmuş, Dünya Gazetesi’nde yayınlanan röportajında “İnşaat firmaları ciddi nakit sıkıntısı yaşıyor. Önlem alınmazsa çok büyük kaos olur” demişti. Nakit sıkıntısı, satışlardaki düşüş, gerçek kentsel dönüşüm politikalarının açıklanmaması sektörün moralini bozuyor. Gerçek ihtiyaç sahibi orta sınıfın konut sahibi olacağı yeni bir modele geçilemezse, sektörü ve Türkiye’yi zor günler bekliyor!
YÖNETİM KURULLARINA İKİ YIL SINIRLAMA GÜNDEMDE DEĞİL
TÜRKİYE’nin ihracatının artırılması, dünyada bozulan Türkiye imajının düzeltilmesi için doğal olarak en fazla gayret sarf eden kurumlardan biri Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM). Kasım başında üç gün süren ihracat haftası, dün sona eren Design Week (Türkiye Tasarım Haftası) TİM’in öncülüğünde gerçekleşen etkinlikler. Geçen haftalarda sektörel tanıtım gruplarının kapatılması ve Türkiye Tanıtma Fonu’nun 1 Kasım’dan itibaren işlerlik kazanmasına ilişkin bir yazı yazmıştım. TİM Genel Sekreteri Bader Arslan yazımda yer alan konulara bazı katkılar yaptı.
2 BİN 400 GÖRÜŞME
Arslan, alım heyetlerinin azalmadığını aksine İhracat Haftası kapsamında 66 ülkeden 700 işadamının İstanbul’a getirildiğini, bunun haricinde de bu sene genel nitelikli alım heyetleri kapsamında 240 firmanın getirilerek toplam 2 bin 400 ikili iş görüşmesi gerçekleştirildiğini belirtiyor. Ayrıca yine bu yıl önde gelen 7 büyük firmanın satın alma yöneticilerinin özel nitelik alım heyeti kapsamında getirilerek, 250 ikili iş görüşmesi ve tesis-fabrika ziyaretleri gerçekleştirildiğini vurguluyor.
Sektörel tanıtım gruplarının kapatılmasının Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin talebi olmaksızın, Ekonomi Bakanlığı tarafından gerçekleştirildiğini ekleyen Arslan, kesinti oranının ise Ekonomi Bakanlığı’nca belirlendiğini hatırlatıyor ve “Kesinti mevcutta binde 3 değildir. Mücevher otomotiv ve çelik sektörleri için onbinde yarım, kalan diğer sektörler için onbinde 1’dir” diyor.
Arslan, Türkiye Tanıtım Grubu bütçesine aktarılacak tutarın ise 300 milyon TL olmadığını bu tutardan daha düşük olduğunu belirtiyor ama rakamı söylemiyor.
Arslan yine ihracatçılar arasında konuşulan “yönetim kuruluna da iki yıl kuralı getirilmesi” konusunda ise bir hazırlık olmadığını ekliyor.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN HAKLARIMIZI KULLANIYORUZ
ARAS Kargo’nun satın alma sürecinde Aras ailesi ile anlaşmazlık yaşayan Austrian Post, iki hafta önce “Aras ailesi birleşti, hisse satışı yok” başlıklı yazımda yer alan Meral ve Evrim Aras’ın açıklamalarına yanıt verdi. Aileyi bölmek gibi bir amaçlarının olmadığını anlatan şirket yetkilileri şunları söylüyor:
“Austrian Post bugüne kadar sadece, Austrian Post ile Aras Ailesi üyeleri arasında 2013’te yapılan sözleşmeden doğan yasal haklarını kullanmıştır ve buna devam edecektir. Bununla birlikte, Evrim Aras da Austrian Post’a ek yüzde 50 Aras Kargo hissesi daha satın alma hakkı tanıyan sözleşme maddesinin farkındadır. Austrian Post’un haklılığını daha önce kabul etmekte olan Evrim Aras, Austrian Post sözleşmenin ona tanıdığı hakkı kullanmaya karar verdikten sonra tutum değiştirmiş ve bir karalama kampanyası başlatmıştır. Bununla birlikte, Meral Aras’ın Hürriyet’teki açıklamalarında öne sürdüğü;
Aras Ailesi‘ni bölme, Şirketin değerini manipüle etmeye çalışma, Aras Ailesi‘nin avukatı ile birlikte ailenin aleyhine faaliyet gösterme iddialarını kesinlikle reddediyoruz.
Bu iddialar gerçek dışı olup, kanuni yollara başvurmayı değerlendiriyoruz. Türk kurumlarına ve gerçeklerle bir haksız karalama kampanyası arasındaki ayrımı yapabilme yetkinliğine güvenimizin tam olduğunu ifade etmek isteriz.”
Paylaş