SEVGİLİ Okurlarım, Hürriyet Gazetesi’ne kapılarını açan TSK’nın en seçkin birliği Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın eğitim ve yürüttüğü operasyonlarla ilgili yazıma bugün de devam edeceğim. Foto muhabirimiz Selahattin Sönmez ile girdiğimiz Bordo Berelilerin karargâhında ne kadar etkilendiğimizi dün anlatmıştım. Bugün hem eğitimlerinden ayrıntıları hem deniz ötesi ve dost ülkelerdeki faaliyetlerini hem de nasıl Bordo Bereli olunabileceğini sizlerle paylaşacağım. Bordo Bereli olmak ne demek ve nasıl olunur? Bordo Bereli Komutanı’nın anlatımıyla başlıyoruz...
BORDO BERELİ KOMUTAN: AMAÇ PES ETMEYECEKLERİ DAYANIKLILIK EĞİTİMİ
- Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın farklı coğrafya ve görevlerde başarılı olmasının altında yatan temel faktör personeldir.
- Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri’ne mensup subay, astsubay ve uzman erbaşların gönüllülük esasına dayalı olarak başvurusu ile başlayan sürecin ilk aşamasında Özel Kuvvetler İhtisas Kursu bulunuyor.
- Bu kursun temel amacı geleceğin tim personeli olacak kursiyerleri gerçek muharebe şartlarına hazırlamak, stres ortamında karar verme yeteneklerini geliştirmek, dayanıklılık, özgüven ve cesaret kazandıracak şartlar ne olursa olsun asla pes etmeyecekleri bir psikolojik ve fiziksel dayanıklılık seviyesine ulaştırmaktır.
BORDO Bereliler yani Özel Kuvvetler Komutanlığı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en seçkin birliği. Duvarlarında yazan sekiz prensipten ikisiyle başlamak istedim çünkü kendilerini vatanlarına adayan, çok özel eğitim süreçlerinden geçen, eğitimi hiç bırakmayan ve vatan için her an ölmeye hazır çok özel insanlarla tanıştım. Milli Savunma Bakanlığı ve Özel Kuvvetler’in kapılarını Hürriyet gazetesine açmaları nedeniyle de onur duydum. Sevgili fotomuhabiri arkadaşım Selahattin Sönmez ile inanılmaz bir gün yaşadık.
Fotoğraflar: Selahattin Sönmez
HER ŞEHİT BİR FİDAN...
Önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sonra da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarla bir anlamda netleşmiş oldu. Artık gözler mart ayında seçimlerin yenilenmesi kararını içerecek Cumhurbaşkanlığı kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasında.
14 MAYIS TARİHİ NASIL BELİRLENDİ?
Hac süreci, okul tatili, üniversite sınavları, bayramlar, mevsimlik işçilerin durumu nedeniyle zaten haziran ayı seçim tarihi potasından çıkmıştı. AK Parti Seçim İşleri Başkanlığı ise mayıs ayına yönelik farklı tarihleri içeren bir çalışma yapmıştı.
14 MAYIS’I ERDOĞAN TERCİH ETTİ
O tarihler arasından 14 Mayıs’ta seçim yapılmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan tercih etti. Temel neden 14 Mayıs’ın tarihi önemi yani 14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti’nin CHP’den iktidarı alması... AK Parti hem 20 yıldır iktidar olması hem de o dönemin “Yeter, Söz Milletin” sloganını iktidarda iken kullanması nedeniyle özellikle muhalefet tarafından eleştiriliyor. Ben de bu eleştirilere AK Parti kulislerinde yanıt aradım:
Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ın resmi açıklamasının ardından Reuters’a Şam rejiminden bir üst düzey yetkili konuştu. Eşzamanlı olarak özellikle arkasında İran’ın olduğu tahmin edilen haberler de basında yer aldı. Özetle Şam rejiminin bilinen şartları:
- Türkiye kuzeyden çekilsin.
- Muhalif gruplara destek vermesin.
NEREDEN ÇIKTI BU EL YÜKSELTME
Yapılan bazı analizlerde asimetrik olgu atlanıyor. Asimetrik savaş yöntemini güçlü olanla güçsüz arasında; güçsüzün uyguladığı yöntemler olarak özetleyebiliriz. Güçlü taraf bunu önemsemese de güçsüz olan kamuoyu etkisi yaratmayı amaçlar. Dışişleri bakanları, hatta liderlerin üçlü görüşmesinden bahsederken Suriye bir anda asimetrik bir yaklaşıma soyundu:
- Rejimin, Türkiye’ye ihtiyacı olmadığı algısını yaratmak.
- Türkiye’deki seçimler öncesinde Erdoğan’ın rejime ihtiyacı olduğu izlenimini vurgulamak
- Aslında kendisinde olmayan gücü, başka ülkeler üzerinden devşirmeye çalışmak.
Sevgili okurlarım,
Bu pazar sizi uzaya götürüyorum. Önce yakın uzaya, sonra derin uzaya, bununla birlikte askeri ve ticari teknolojilere. ABD, Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkeler uzun yıllardır uzay çalışmaları yürütüyor. Amaç hem şu an yasal zorunluluklar bulunmadığı için uzayda yer kapmak, güçlü olmak hem de asıl mesele cephe yönetimini yeryüzünden uzaya taşımak. Bu nedenle görüş ve güvenli iletişimin en önemli adımı uydular.
YERLİ ELON MUSK’IN GARAJDAKİ ‘PLAN’I
Sağ tarafta gördüğünüz fotoğraf Dünya’mızın etrafındaki uyduları gösteriyor. Dünya adeta uydularla çepeçevre kuşatılmış durumda. Bunlar arasında Türkiye’ye ait sadece 11’i aktif, 19 uydu bulunuyor. Aslında uzayda başlayan ilk savaş bu, yani uydu savaşı... Bilgi, görüş alanı, güvenli iletişim, insanların interneti ve nesnelerin interneti üzerine inşa edilmiş uydular savaşı. Bu savaşta çok önde olan ülkeler var. Türkiye ise uzaya daha geç adım atmış bir ülke. Kamunun, kamu destekli bazı firmaların uyduları var. Ancak artık uzay ticarileşti. Yani dünyada özel sektör uzayda. Bunun en bilinen örneği ise Elon Musk ve SpaceX. Zaten fırlatma maliyetlerinin görece düşmesi de başta SpaceX olmak üzere özel sektör sayesinde oldu.
Türkiye’nin de kamu desteği olmadan kurulan ilk uzay firması Plan-S şu an iki küp uydusu ile uzayda. Şimdi diyeceksiniz küp uydu ne, ne işe yarıyor, ülkemiz bununla ne elde edecek? Başlayalım...
Her ikisi de 6’lı Masa’nın özellikle iki büyük partisi olan CHP ve İYİ Parti koridorlarını karıştırmış durumda. CHP daha temkinli yaklaşsa da İYİ Parti bir nevi ayağa kalkmış durumda. DEVA Partisi’nin özellikle İYİ Parti’de kabul görmeyen açıklamalarını yukarıda yazdım, gelelim Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarına... Habertürk’te yaptığı açıklamalarda Davutoğlu’nun özetle:
- “Genel başkanlar cumhurbaşkanı yardımcısı olacak, her yardımcısı en az bir bakanlık alacak ifadesi...
- “Seçilen cumhurbaşkanı dedi ki, ‘Ben kabul etmiyorum. Aldığınız oylar da düşüktü. Ben bu kararı veriyorum’ sorusuna “Dediği anda bir kriz çıkar, çok açık söyleyeyim ve o Cumhurbaşkanı Meclis desteğini kaybeder. Ülke yeniden seçime gitmek zorunda kalır” yanıtını vermesi...
KILIÇDAROĞLU DAVUTOĞLU’NA ‘SÜREÇTE BİRAZ SESSİZLİK’ DİYECEK Mİ
Önce şunu söyleyeyim; CHP yetkililerinin ifadesi, iddia edilenin aksine CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Davutoğlu’nun bu sözlerine ilişkin henüz yeni bir yorum yapmadığı yönünde. Ancak, Genel Merkez’deki hava Davutoğlu’nun henüz uzlaşılmayan başlıklar üzerinden açıklama yapmasının doğru olmadığı yönünde. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun Davutoğlu ile görüşebileceği ve süreçte yapılan açıklamalara dikkat edilmesi gerektiğini söyleyebileceği ifade ediliyor.
İYİ PARTİ’NİN TEPKİSİ ÖZELLİKLE TEHDİT DİLİNE
İYİ Parti ise CHP’ye göre daha tepkili. Yaptığım sohbetlerden birkaç tespit paylaşmak isterim:
- Siyasetçinin gücü, oy oranı ile ölçülür.
Her pazartesi rutin olarak yaptıkları toplantının bir bölümüne Hürriyet’in AK Parti muhabiri Ebru Karatosun ve foto muhabiri Selahattin Sönmez ile birlikte katıldık. Pollmark’ın ev sahipliğini yaptığı merkezdeki toplantılara iki genel başkan yardımcısı Hamza Dağ ve Mustafa Şen düzenli olarak katılıyor. Masanın etrafında gördüğünüz kişiler ise kampanyanın her sürecinde çalışanlar. Proje ve konuya göre her toplantıya farklı genel başkan yardımcıları da katılıyor. Merkez deyince dev bir bina gelmesin gözünüzün önüne. Bir iş merkezinde beş odadan oluşan, gençleri bilgisayar başında gördüğünüz bir yerden bahsediyorum.
ANA TEMA TÜRKİYE YÜZYILI
AK Parti’nin seçim kampanyasının temelini Türkiye Yüzyılı oluşturuyor. Bu nedenle de her etkinliğe Türkiye Yüzyılı’nın bir başlığı isim olarak veriliyor. Cumhurbaşkanı’nın Mardin ziyaretinde “Değerlerin Yüzyılı” başlığı kullanılmıştı, Hatay’da ise “Huzurun Yüzyılı” kullanılacak. Gelelim ayrıntılara:
- AK Parti Genel Merkezi’nde ayrı bir strateji ekibi bulunuyor. Bu ekiple koordineli çalışan Seçim Kampanya Merkezi, oradan gelen önerileri projelendiriyor.
- Seçim gününe kadar atılacak tüm adımlar hazır, ancak aynı zamanda dinamik bir kampanya süreci yürütülecek. Süreçteki yenilikler kampanyaya ekleniyor olacak.
KAREKODLU BİLBOARD REKLAMLARI
- Rakibe göre pozisyon almak doğru bulunmuyor. Çünkü kampanya ekibine göre seçimlerde gerçeklerle, vaatler yarışacak.
CNN Türk’te Gece Görüşü sırasında bol ıhlamur içtim, programın sonuna doğru sesim kısılmaya başladı. Eve döndüğümde sesim yoktu. Grip, COVID ve varyantları, RSV, Rhino isimleri kafamın içinde dönmeye başladı. Merhaba 2023 ve ne yazık ki merhaba virüsler! Hastaneye gidip, virüs mağdurlarını gördükten ve ilaçlarımı alıp, üstelik bir süre de konuşma yasağı aldıktan sonra üç değerli doktora yazmaya başladım. “Bu virüs yoğunluğu nedir, maskeye dönmeli miyiz, haberlerden takip ettiğimiz Çin’de olan gariplikler ne ve Dünya Sağlık Örgütü’nün şimdiye kadarki en bulaşıcı varyantı ilan ettiği ‘Kraken’ ile dünyayı ne bekliyor” sorularını peş peşe sıraladım. Bu pazar üç değerli hocanın görüşlerini paylaşıyorum sizlerle...
MEHMET CEYHAN’IN UYARILARI VE ÖNERİLERİSIRADAKİ PANDEMİ GRİPTEN GELECEK
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, dolaşımdaki virüsleri saydı: “COVID-19, grip, RSV ve Rhino.” Mehmet Hoca’nın endişesi Kraken’den çok, Çin’deki varyantların Türkiye’de baskın olma olasılığı...
- Kraken dahil yeni varyantlar ilk orijinal virüse, yani deltaya göre daha hafif seyrediyor ama daha bulaşıcı.