Hande Can

İrade nerede başlar nerede biter?

27 Kasım 2021
Her pazartesi başlayıp, salı öğleden sonra biten diyetler, “asla almayacağım” dedikten hemen sonra limiti biten kredi kartları, “tatlıyı kesiyorum” dedikten sonra dolap köşesinden itinayla çıkartılan çikolatalar, “asla barışmayacağım” sözünün üzerinden geçen yarım saatin ardından açılan telefonlar...


İrade kolaymış gibi geliyor değil mi? Ama insanın kendisiyle en büyük savaşı aslında.
Aralık ayı geldi çattı. Black friday, cyber monday, kermesler, yılbaşı öncesi ve yılbaşı sonrası indirimleri gibi iradeyi zorlayacak, tüketime odaklı koskoca bir ay.
“Kartlarım dolu, tek bir parça bile ürün almamam” lazım dedikten 10 dakika sonra “yine de bir bakayım, belki uygun fiyata bir şey bulurum” diye internet sitelerinde alışveriş odaklı dolaşmaya başlandı.
Şimdi size tüketimi minimuma indirmek adına birkaç ipucu vereceğim.
İndirim batağında boğulmamak için bunları başucu kitabı gibi aklınızın köşesinde tutun ki, zamanı geldiğinde alarm çanları gibi uyarı niteliğinde kulağınızda çınlasın.
Şunu kabul edelim, biz kadınların alışveriş konusunda irademiz zayıf.

Yazının Devamını Oku

Yeni trend alarmı: Sağlıklı bedenler

20 Kasım 2021
Uzun zamandır lüks markaların en son trend tasarımlarını giyen kadınlar yerine makyajsız, pırıl pırıl saçlı, sımsıkı cilde sahip, fit ve sağlıklı görünen kadınları daha güzel bulmaya başladım.

Kendine dönen kadının enerjisi ile materyalist dünyada kısılı kalmış kadın arasında o kadar gözle görülür bir fark var ki...
Sistemsel olarak çok fazla tüketime teşvik ediliyoruz ama buna bir ‘dur’ deyip kendimize zaman ayırma zamanımız gelmedi mi?
Vücut dediğimiz mekanik sistemin arabamız bozulunca servise götürdüğümüz gibi hasarlarını onarması için pit stop’a ihtiyacı var.
Bu pit stop’un adı ise Alpler’in ortasında, enfes Altaussee gölünün yamacında kurulmuş sağlıklı yaşam kliniği olan Vivamayr olabilir. Sağlıklı yaşam gurusu Gwyneth Paltrow, Nicole Kidman, Kate Moss, Elizabeth Hurley, Rebel Wilson gibi dünyaca ünlü starların müdavimi olduğu klinikte yaşadığınız tüm deneyimler, sonraki yaşamınızı değiştirecek bir aydınlanma üzerine kurulu.
Klinikte kürler en az 7 gün kalacak şekilde programlanmış ama genelde 3 hafta kalmanızı tavsiye ediyorlar.
Eğer kalma şansınız yoksa döndükten sonraki 2 hafta boyunca aynı beslenme programına devam etmenizi şiddetle tavsiye ediyorlar.
Peki nedir bu Mayr kürü?

Yazının Devamını Oku

Atatürk’ün moda anlayışı

13 Kasım 2021
Atatürk’ün insanlık tarihinin dört büyük strateji dehasından biri olduğuna değinmeme gerek yok. Bunu bizim kadar tüm dünya da biliyor zaten.

Çok şık, zarif ve elegan giyiminden de bahsetmeyeceğim ama bu giyimin altında yatan, ağzımı açık bırakan vizyonerliğinden bahsetmeden geçmem mümkün değil.
Moda ile ne kadar ilgili olduğunu, giydiği kıyafetlerin kalıpları ve seçtiği kumaşların renginden çok iyi görebiliyoruz.
Geçen günlerde arşivleri karıştırırken Vural Gökçaylı röportajına rastladım ve daha önce hiç bilmediğim bir bilgi ile karşılaştım.
Böylece benim hep dikkatimi çeken Atatürk’lü 1930’larda çekilen, şıklık yarışı içinde olan balo fotoğraflarının taşları yerine oturmuş oldu.
Atatürk’ün moda ve Avrupa sosyetesi ile olan yakınlığı, 1930’larda hızla yayılan moda anlayışı ve dünyayı yavaş yavaş saran tasarımsal ünü sayesinde Coco Chanel’i radarına almasına neden olmuş.
Daha Chanel, Chanel değilken o müthiş vizyonu sayesinde devletin silahlı gücünün estetik açıdan ne kadar önemli bir duruş sergilediğinin farkına varıp, Coco Chanel’in kendisinden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üniformalarını tasarlamasını rica etmiş.
1930’lardaki askeri üniformaları gösteren görseller yok denecek kadar az ama askerlerimiz 1945’e kadar Chanel tasarımı olan kıyafetleri giymiş.

Yazının Devamını Oku

PETA onaylı koleksiyon

6 Kasım 2021
H&M’in 2021 yılı başlarında başlattığı, sürdürülebilir malzemeler ve tasarımlar sergilemeyi amaçlayan Innovation Stories girişiminin üçüncü bölümü olan Co-Exist Story koleksiyonu uzun bir aradan sonra uluslararası ortamda, fiziksel lansman eşliğinde Paris’te tanıtıldı.

Fast fashion yani hızlı moda dünyasının öncü isimlerinden olan H&M, markanın çevreye duyarlı olabileceğini her geçen gün farklı projeler eşliğinde kanıtlıyor.
Hayvan hakları kuruluşu PETA tarafından onaylanan Co-Exist Story koleksiyonu ile hayvan dostu modanın var olabileceğini hep birlikte görmüş olduk.
Koleksiyonun önemli özelliği son teknoloji içermesi yani koleksiyondaki tasarımların tamamı yenilikçi ve sürdürülebilir kaynaklardan elden edilen, hayvansal materyallere alternatif olarak tasarlanan malzemelerle hayata geçirilmiş olması.
Mesela dış giyim ürünlerinin tümü kaz tüyüne alternatif olarak, yerel çayırlarda yetiştirilen ve elle toplanan kır çiçeklerinden yapılmış, böcek ilacı ve yapay sulama içermeyen FLWRDWN teknolojisi ile üretilmiş.
Benim en çok dikkatimi çeken ise deriye alternatif olarak çıkartıkları, şarap yapımı sırasında atılan üzüm kabukları, sapları ve tohumlarından elde edilen vegan malzeme olan VEGEA...
Bu teknolojinin tüm markalara yayıldığını düşünsenize... Sektörün kanayan yarası olan hayvan kaynaklı malzemelerin kullanımına son verilmesi demek olabilir.
Koleksiyonda balık ağları, kumaş artıkları veya yüne alternatif olarak yeniden canlandırılmış, herhangi bir fosil kaynak barındırmayan ECONYL adını verdikleri endüstriyel kumaşlar da mevcut.

Yazının Devamını Oku

Sanat ve modanın NFT hali

30 Ekim 2021
Eşsiz sanat eserleri olarak lugatımıza giren “non-fungible token” (Dönüştürelemez jeton) anlamına gelen NFT’ler, her ne kadar kripto paralardan farklı olsa da sanatın dijitalleşmesi olarak popülerliğini her geçen gün artırıyor.


Değeri milyon dolarları bulan sanal eserler lüks tüketici sınıfı için yeni bir gösteriş aracı olmaya başladı.
NFT’ler, markalara, kitleleriyle konuşabilmeleri için yenilikçi bir etkileşim alanı yaratıyor. Önümüzdeki dönemde, Hermes’in ürettiği ilk Birkin çanta gibi, koleksiyonerlerin peşinde koştuğu, sınırlı sayıda üretilen NFT’ler hayatımızın parçası olacak.
Ama asıl soru şu?
Görmediğimiz, dokunamadığımız dijital eserler, tasarımlar ve videolar bizim gibi geleneksel kafalar tarafından benimsenebilecek mi?
Dijital ve fiziksel dünyanın iç içe geçtiği, sonu gözükmeyen teknoloji girdabı içinde oyunun kuralları yeniden yazılırken burada en avantajlı kişilerin teknoloji içine doğan Z kuşağı olduğunu düşünüyorum.
Çünkü “üzerime giyemediğim bir elbiseyi neden couture fiyatına alayım” sorusunun yanıtını bulamıyorum.

Yazının Devamını Oku

Apple teknoloji ile sanatı buluşturmuş

23 Ekim 2021
Sanat ve moda birlikteliği her geçen gün bizlerin odak noktası haline gelse de sanat ve teknoloji birlikteliğinden çıkan yenilikler ağzımızı açık bırakmaya devam ediyor.

Fark ettiyseniz gelişen teknoloji ve değişen yaşam şartları sanatta değişimi başlattı. Özellikle artırılmış gerçeklik olan AR teknolojinin ortaya çıkması, sanatçılara yeni ifade biçimleri ve farklı mecra ortaklıkları doğurdu.
Yıllar önce sanat, festivaller, müzeler ve sergilerde deneyimlenirken günümüzde bambaşka tecrübelerle karşımıza çıkıyor.
Bağdat Caddesi’nin üzerinde açılan, Türkiye’nin üçüncü ve bence Kaliforniya’daki Apple Center’a benzerliğinden dolayı da en iyi Apple mağazası, kültür ve teknolojiyi bir araya getirerek 20 yerel sanatçımıza ev sahipliği yapıyor.
İstanbul’a saygı duruşu niteliğindeki 6 hafta sürecek olan “Perspektif İstanbul” adı altında geleneksel minyatür çizimi ve illüstrasyonundan fotoğrafçılığa kadar birçok farklı atölye çalışmaları ile katılımcılara farklı deneyimler sunacaklar.
Mağaza aynı zamanda AR sergisine ev sahipliği yapıyor.
Perspektif İstanbul’a katılan birçok farklı sanatçının eserlerini, Lidar tarayıcına sahip Ipad Pro’lar ile görebileceğiniz inanılmaz büyüklükteki dijital enstalasyon, katılımcıları teknoloji ve sanal dünya arasında farklı bir yolculuğa çıkartıyor.
Mesela yaratıcı teknoloji uzmanı Tin Nguyen ve Ed Cutting ile Türk ses tasarımcısı Oğuz Öner tarafından özel olarak hazırlanmış artırılmış gerçeklik sergisini deneyimleminizi tavsiye ederim.

Yazının Devamını Oku

Fashion Week İstanbul ve moda filmleri

16 Ekim 2021
New York ile başlayıp Paris ile son bulan moda haftaları geleneksel hale dönmeye başlamışken, Fashion Week İstanbul üçüncü kez dijital olarak gerçekleşti.Bu sezon tasarımcılar koleksiyonlarını moda filmleri aracılığı ile sergiledi.


Geleneksel defilelere hasret kalmış olmamıza rağmen ortaya çıkan moda filmleri son derece güzel, kendine hayran bırakan kalitedeydi.
İşinin ehli kreatif direktörler, stilistler ve sanat yönetmenleriyle birlikte her tasarımcı harika filmlere imza atmış.
Koleksiyonlarını izleyicilerle podyum eşliğinde sunmaya hasret tasarımcıların bu filmlerle nasıl özlem gidermeye çalıştığını, her şeye rağmen arkada nasıl bir emek olduğunu ve sıkıntılı geçen sezonlara inat, tasarım aşklarının ne kadar güçlü olduğunu görüyorsunuz. Tüm tasarımcı arkadaşlarımın ellerine sağlık. Bol satışlarınız olsun.

YABANCI BİR GÖZDEN İSTANBUL

Yazının Devamını Oku

Dijital detoks

9 Ekim 2021
New York, Milano, Paris moda haftaları çok uzun bir aradan sonra tüm şaşaaları ile geleneksel halde geri döndü.


Dünya çapında sosyal medya influencer’ları ve ünlüleri, sokak modasıyla herkesi meşgul ediyorken, son derece radikal bir karar aldım.
Moda haftalarından uzak bir lokasyona gidip, havaalanına girdiğim andan itibaren sosyal medya detoksuna soktum kendimi. Uzun zamandır moda haftalarının geri dönmesini beklerken böyle bir hamle düşündürücü.
Bir yandan küresel iklim krizi ve moda sektörünün buna olan etkisinin büyüklüğü, sosyal medyanın aşırı görgüsüzlük içeren içerikleri, düşüncesizce paylaşılan fotoğrafların gereksizliği ve elimdeki ekrana bağımlı olmamın farkındalığıyla “hayatı kaçırıyor muyum” sorusu hep aklımda çünkü. Artık buna bir “dur” deme zamanımın geldiği bir noktaydı belki de.
İlk gün kolay değil, insanın eli ayağı titriyor, sanki eksik bir şeyler var hissi doğuyor. Bir yerlerde önemli bir şeyini unutmuşsun gibi ama sonra anlıyorsunuz ne kadar uzun zamandır detayları görmezden geldiğinizi. Sadece kültür, sanat ve vizyonumu besleyen Instagram’sız koca bir hafta bile “biz hangi ara bu kadar bağımlı olduk” dedirmeye yetti.
Düşünsenize, interneti ilk defa 1993 yılında kullanmaya başladık. Daha o zaman Google bile yoktu hayatımızda. Google 1998 yılında, Instagram ise 2010 yılında var olmaya başladı. Toplamda 10-11 senelik aydınlanmanın hayatımızdan götürdüklerine bakınca ciddi tehlike çanları ile baş başa olduğumuzu düşünüyorum.
Çok yakında sosyal medyada her adımını, her alışverişini, her aldığını koyan yani aşırı aktif kullanan kişilerin psikolojik terimlerle adlandırılacağını duyuyorum.

Yazının Devamını Oku