Size Almanya’dan yazıyorum. Geçen yaz Alanya’ya tatile gittim. Tatil esnasında biriyle tanıştım. İlk görüşte aşktı. Gerçekten bir erkekte istediğim her şey onda vardı. Yaşı 32 olduğu için niye hiç evlenmediğini sordum. Çünkü kardeşlerinin ondan önce evlenmiş olması beni şüphelendirmişti. Bugüne kadar karşısına hayatını birleştireceği birisinin çıkmadığını söyledi. Almanya’ya döndüğümde her gün nerdeyse 3-4 saat görüntülü konuştuk.
Aşırı kıskanç ve takıntılıydı. Almanya’da olduğum dönem hiç olmazsa Allah katında eşi olmamı istedi. Evlenmeye karar verdik. Almanya, Türkiye arası görüntülü konuşma yaparak, şahitlerle imam nikahı kıydık.
Tabii ondan sonra kabus başladı. Birkaç kere istememe rağmen beni Facebook’una eklemiyordu, “Geçmişimi silip öyle ekleyeceğim” diyordu. Bir gün kardeşinin telefonundan beni aradı. Ardından otomatikman Facebook’ta tanıyabileceğim kişilerin arasında kardeşi de çıktı. Oradan eşimin Facebook’una ulaştım. Bir fotoğrafının altında “Ne o, yenge seni dışarı mı attı?” yorumunu görünce ise dünyam yıkıldı. O yorumu, ona gönderdim, kabul etmedi. Ama sonra “Evliyim ama görücü usulü... Severek değil, seni kaybetmemek için söylemedim. Sana gerçekten âşık oldum” dedi.
Dünyam yıkılmıştı. İki çocuğu varmış, 4 ve 1,5 yaşında. Eşiyle zaten anlaşamadığını ve kısa zamanda eve dönüp boşanma davası açacağını söyledi. Hata bende, o an bırakmam gerekirdi. Nikâhı bozmasını, eşi bilmeden bunun caiz olmadığını söylediğim halde, “Hayır” dedi. Ama maalesef sözünü tutmadı, döndüğünde karı-koca ilişkisi devam etti. Yalan üstüne yalan söylemeye başladı. Bana yasaklar koydu.
Dışarı çıkamam, arkadaşlarımın yanında eşleri varsa gidemem gibi... Giyimimden, içtiğim kahveye kadar karıştı. İftira atması, sürekli kötü laflar etmesi de cabası. Seviyorum ama bir yandan da bu duruma katlanamıyorum. “Ben ikinci eşin olamam, yuva da yıkan olamam” dedim. Bana “O yuva zaten yıkıktı, çocuklar için mecbur sürdürdük. Ne onu, ne de seni bırakırım. İkiniz de bu duruma alışsanız iyi olacak” dedi.
Ben 3 bin km uzaktayım ama yine de psikolojik açıdan etkileniyorum. Telefonunu açmazsam, arkadaşlarımı, ailemi herkesi arıyor. Bilmiyorum, çok çaresizim, peşimi bırakmasını nasıl sağlayacağım?
Rumuz: Yardım istiyorum
YANIT
Eşimle birbirimizi severek evlendik. Evlendikten 6 ay sonra hamile kaldım.
Doğumum çok zor oldu.
Üstelik bu süreçte annem de yanımda değildi. Çünkü evliliğimden bir yıl önce annem babamı aldattı ve ayrıldılar.
Ben anneme çok düşkündüm bu yüzden psikolojim çok bozuldu. Ayrıldıktan sonra annem kadın sığınma evine gitti ve kız kardeşimle bizi okuduğum ilçede aç ve yapayalnız bıraktı.
Babam da köyde çalışmak zorunda olduğu için yanımızda değildi.
Kısa süre sonra eşimle evlendim.
Ancak onun ailesi beni benimseyemedi. Hep yargılayıp arkamdan dedikodumu yaptılar.
Güzin Abla daha önce size yazmıştım, cevap vermiştiniz. Ancak sorunlarım sürüyor, hatta daha beter durumdayım.
İlk eşimden ayrılınca ailem bana destek olmadı. İki çocuğumu mecburen babalarına bıraktım. Annem, beni bile evine sığdıramadı. O yüzden ikinci evliliğimi yaptım, anlaşmalıydı.
O beni çocuklarımdan mahrum etmeyecekti ama benden de çocuk istiyordu. Evlendik ve ondan da 2 çocuğum oldu. Başlarda diğer evliliğimden olan çocuklarım küçük oldukları için onları görmeye ben gittim. Bu şekilde 8 sene geçti. Ama artık büyüdüler, haklı olarak kendileri de bana gelmek istediler. Geçen sene bize geldiler, eşim tarafından yedikleri bile göze battı.
2 hafta sonunda biletlerini aldı ve gönderdi. Bu yılın başında beni de göndermedi. Siz bana, “Otur eşinle konuş” demiştiniz.
Konuştum hatta defalarca ama karar almış, tek başıma gidip çocukları görüp geri gelebilirmişim. Hatta gelmesem de olurmuş. Tercih benimmiş. Kesinlikle çocukların buraya, yanımıza gelmesini istemiyor.
Onunla evliliğimden olan çocuklarımla oraya da gitmeme izin vermiyor, çaresiz kaldım. Ama kararımı verdim. Madem seçim yapmam gerekiyor, çocuklarımı seçiyorum. Boşanacağım sizce de doğru karar mı? ◊ Rumuz: Çocuklarımı istiyorum
YANIT
Sevgili kızım, evlenmeden önce, söz vermemiş miydi? Çocuklarından seni ayırmayacağını, ama buna karşılık senin de ona çocuk vermeni şart koşmamış mıydı?
Sevgili Güzin Abla, öncelikle size bu köşeyi hazırladığınız için teşekkür etmek istiyorum.
Ben de size hayatımı ilgilendiren çok önemli bir konuda danışmak istiyorum.
Yaşım 28 ve bir yıldır evliyim.
Karıma karşı ne duygusal ne de cinsel bir şey hissediyorum.
Bu 1 yıl içerisinde haftanın 5-6 günü hep kavga ederek geçti.
Aramızda artık saygı da sevgi de kalmadı. “Her kavgamızda boşanalım artık” diye bağırıp çağırıyoruz ama ikimiz de o adımı atmaya çekiniyoruz. Hiçbir ortak noktamız olmadığını anladık.
Karım çok agresif bir kadın, en basit bir konuda patlıyor ve bu beni daha da soğutuyor.
Ben 20 yaşında, genç bir erkeğim. Bu hayatta ciddi ve düzenli bir ilişki yaşadığım tek bir kız var. Uzun süredir beraberiz. Aramızda zaman zaman dargınlıklar, ayrılmalar oldu. Bu süre içinde de hayatlarımıza yeni insanlar dahil oldu. Ancak her defasında hata yapan kız arkadaşımdı. Yani ilişkimiz onun yüzünden bitiyordu.
Benim de haliyle ona karşı güvenim biraz sarsıldı. Kız arkadaşıma yine de sevgim sonsuz. Onun da artık yaşadıklarından ders alıp gerçekten beni istediğini ve sevdiğini biliyorum. Ancak son zamanlarda içimde sebepsiz yere bazı kuruntular oluştu.
Nedensizce onunla ayrı kaldığımız süre içinde hayatına giren erkeklere veya yaşam tarzına aklımı taktım. Bunu da ona defalarca dile getirdim.
Her defasında bana içimin rahat olması gerektiğini söyledi.
Ben de onu tanıdığım için sözlerine inanıyorum. Ancak bu içimdeki şüphe asla bitmiyor.
Zaman zaman onun elini bir başkasının tuttuğunu düşününce bile kendimden geçiyorum ki bu çok doğal bir durum gibi gözükebilir.
Yine de ben onu bu aralar yorarak soru yağmuruna tutuyorum; o bu durumdan sıkılmıyor, hep açıklıyor, tekrar anlatıyor. Ama ben yine de huzursuzum.
Sevgili Güzin Abla, korona günlerinde aylardır eve kapanmış, 65 yaş üstü kuşağın bir ferdiyim. Size bu konuda okuduğum çok güzel bir yazıyı gönderiyorum.
Yazarının kim olduğunu bilmiyorum maalesef. Bizim kuşağı bundan daha güzel anlatan bir yazı okumadım.
“Bizler ilkokulda yurt bilgisi, lisede mantık sosyoloji, felsefe, divan edebiyatı okuyan nesiliz. Onun için bilgi yarışmalarında hiç joker kullanmadan yüzde 90 kazanabilen nesiliz. Biz günde 3 yazılı, 1 sözlü imtihan olan nesiliz.
Biz zamanında kopya çeken, ama kopya yaparken öğrenen bir nesiliz. Biz Endonezya’nın ihracatını, Surinam’ın ithalatını bilen nesiliz.
Biz anasını babasını bakım evine terk etmeyen nesiliz. Biz babasının cenazesine tatilde olduğundan gitmeyen nesil değiliz. Biz kendine özgüveni olan ama etrafa saygısı ve sevgisi olmayan sadece kendisine yaşayan egoist nesil değiliz.
Sevgiyi, saygıyı, fedakârlığı, dostluğu, vefa duygusunu, yerine göre başkalarının yaşamı için kendi yaşam tarzından fedakarlık eden nesiliz...
İnternetten kızlarla görüşüyor
Güzin Abla eşimle birbirimizi çok severek evlendik. Evleneli 1 sene olmuştu, eşim askere gitti. Ben her gün onun için ağlarken, onun görüntülü bazı sohbet sitelerinden açık saçık kızlarla çirkin konuşmalar yaptığını yakaladım. Psikolojim bozuldu. 9 aylık bebeğimiz var, eşimi çok seviyorum ama onun yaptıklarını hak etmediğimi düşünüyorum, onu affedemiyorum...
Ayrılmak da istemiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum.
◊ Rumuz: Hak etmiyorum
YANIT
Sevgili kızım, bu tür siteler elbette ki baş belası. Ama düşündüğün zaman eşinin gerçek kızlarla birlikte olmasından daha iyidir. Erkekler hiç büyümeyen çocuklardır... Bu saçma sapan davranışını da çocukluk gibi kabul et. Zamanla olgunlaşacaktır. Sen de bu davranışını gerçek anlamda “gözü dışarıda”ymış gibi yorumlamamalısın.
İlk evliliği kafamı kurcalıyor
Selam Güzin Abla, ben eşimin ikinci kocasıyım, benimse ilk evliliğim. Onun daha önce başkasıyla evlenmiş olması sonradan zoruma gitmeye başladı ama onu çok seviyorum. O da beni seviyor, biliyorum ama ben devamlı ilk evliliğinden söz ediyorum; “onunla ilişkiye girdin mi, ne yapıyordunuz” diye olmadık şeyler soruyorum. Psikolojim bozuk. Ne yapmam gerekiyor?
26 yaşındayım ve hiç evlenmedim.
Hatta bu yaşıma kadar çok ciddi bir ilişki de yaşamadım.
Şu an nişanlıyım.
Sizi rahatsız etmemin nedeni şu... Nişanlım çok kıskanç, sürekli bu yüzden tartışıyoruz.
Beni hep kırıyor.
Saçma sapan bir şeyler söylediğinde ben de ona karşılık veriyorum.