Güzin Abla merhaba, 23 yaşında bir kadınım. Bu yaşıma kadar ailem sağ olsun her şeyi yaşadım. Hiçbir şeyde kısıtlanmadım, özgür bir genç kız olarak büyüdüm. Annemin ilk kocası ölmüş, babam annemin ikinci eşi...
Babamdan da iki çocuğu olmuş annemin. Öksüzlüğü gördüğüm için abi ve ablalarıma sonsuz babalık yapan bir adama âşık kızdım.
Benimle ilişki yaşamak isteyen, niyeti ciddi olmayan hiçbir erkeğe gönül vermedim.
Hayatı kitaplardan öğrenen, sorunlarını kitaplarıyla paylaşan, onlardan ders alan biriydim.
Ama ne yazık ki, yeterli olmamış sanırım.
Gün geldi evli bir adam gönlümü aldı ve hayatımda ilk kez ilişkiye girdim.
Bir tek bunu istememiştim ve atlatamadım. Güzin Abla bu hain ve yalancı adamdan hamile kaldım.
Güzin Abla, ne olur bana yardım et. Çok kötü bir şekilde kararsız ve arada kaldım. Yurt dışındaki bir üniversitede yüksek lisans yapma hakkı kazandım. Burada ortalama bir işim var.
Aynı zamanda nişanlıyım. Herkes karşı çıktığı için, bu yurt dışı eğitim sınavına gizli başvurdum ve kabul edildim.
Okul çok iyi imkânlar sunuyor. İleride çok iyi yerlerde olabilirim.
Ancak nişanlım karşı çıkıyor. Gittiğim zaman onun da hayatını kurabileceği imkânlar için uğraşacağıma söz veriyorum, yine de gelmek istemiyor.
Ne geliyor ne de beni gönderiyor. Kendimi onun yerine koyuyorum.
Ben peşinden giderdim ve hayallerine engel olmazdım.
Ailem ise normalde sorun çıkarmazken şu an nişanlım istemiyor diye razı değil. Benden ayrılırsa ben de pişman olurum ve acı çekerim diye “Kal burada, yuvanı kuralım” diyorlar.
Liseyi annem yüzünden bıraktım. Bana “Kendi ayaklarının üstünde durman lazım. Ben evleneceğim” dedi ve okulumu bıraktırdı. Oysa derslerim çok iyiydi. En büyük hayalim üniversiteye girmekti. Ama vazgeçmedim. Açık Öğretim Lisesi’ne yazıldım ve okulumu bitirmeye çalışıyorum. O sırada ise eşimle tanıştım.
Annemle babam ben küçükken ayrıldılar. Babam başka kadınla evlendi. Annem ise birkaç yürümeyen evlilik yaptı. Ben annemle kalıyordum. Üvey babalarımla diyalog kuramadım.
Sonuçta ben de evleneceğim adamı buldum ve her şeye rağmen mutlu olacağıma inandım.
Onun ailesi meğer beni hiç istememiş. Yine de nişanlandık ve ailesinin neden beni istemediğini sordum...
Üniversite mezunu olmadığım ve ailem boşandığı için onlara yakışmadığımı düşünüyorlarmış. Şimdi ise bir bebeğimiz oldu.
Ancak beni istemeyen aile, bebeğe pek fazla ilgi gösteriyor. Mutlaka her hafta sonu “Oğlumuzun evi, torunumuzu görmek istiyoruz” diye geliyorlar. Eşimin izin günlerinde, tatillerde mutlaka bizdeler ya da sürekli evlerine davet ediyorlar.
Ben de bu durumdan çok yoruldum. Bu arada eşim her gün işten çıktığında ilk önce annesine uğrayıp “Bir şey ister misin?” diye sorup öyle eve gelir.
37 yaşında, bekarım. Mesleğim ise öğretmenlik. Benden 10 yaş büyük, evlendiği yıl ayrılmış, sanırım boşanalı bir yıl olmuş bir doktor dikkatimi çekti. 4 ay önce sosyal medyadan fotoğrafını gördüm ve hoşlandım. Kendisini tanımıyorum ama elimde olmayan bir şekilde ilgimi çekti. Araştırdığımda kendisi ile ailelerimizin aynı köyden olduğunu gördüm. Bir aydır aklım ve gönlüm onda kaldı.
Sakınca görmedim, mesaj attım. Kendimi tanıttım, bir iki kez normal mesajlaştık.
Sonra bana “Neden benimle ilgileniyorsunuz?” diye sordu. Ben de “İlgimi çekiyorsunuz, sizi tanımak istiyorum” diye cevap verdim.
“Kaç yaşındasınız” diye sordu. Ben de yaşımı söyledim. Dönüş yapmadı. 2 gün sonra “Rahatsız etmeyin, diye yazarsanız kendimi kandırmaya çalışmayı bırakırım” mesajını attım.
Fotoğrafından hoşlanmıştım, aklım sürekli onunla meşguldü.
O akşam, “Tabii ki rahatsız etmiyorsunuz. Ama ben şu anda bir ilişki yaşamayı düşünmüyorum. Size iyi günler dilerim” dedi.
15 gün dayandım, sonunda o hoşlandığım fotoğrafını ona atıp “İçimde kalmasını istemiyorum, karşıma çıktığı günden beri, o gülen fotoğrafına gönlümün kaydığını, bana bir şarkıyı çağrıştırıyor. Sağlıcakla kalın” mesajını yazdım.
Merhaba Güzin Abla 30 yaşındayım ve öyle bir çaresizliğin içindeyim ki ne yapacağımı bilmiyorum. 4 yıldır sevdiğim biri var.
Ailem çok karşı. “Neden? Kötü biri mi?” diye soracaksın ama değil. Tam tersine gerçekten çok merhametli, çok iyi biri... Düzgün bir işi var, eğitimli biri.
Annesi ve babası vefat etmiş. Aynı zamanda abimin de eskiden arkadaşıydı.
Mahalle de herkes onu tanır. Çok iyi bir çocuk derler. Ama bundan 10 yıl önce bir evlilik yapmış.
1 buçuk ay kadar evli kalıp, ayrılmış. “Çok cahildim, 20 yaşındaydım” diyor. Ailem bu sebepten evlenmemize çok karşı. Bir de ailem o gencin Roman asıllı olduğunu sanıyor. Oysa alakası yok.
Ama ailem, “Biz el âleme ne deriz, herkes onu öyle biliyor” diyor. Kısacası el alem ne der diye beni mutsuz ediyorlar. Gizli saklı ilişkimi yürütüyorum.
Öğrendiklerinde de “ben onu istiyorum” diyorum.
Merhaba Güzin Abla, 5 yıl süren, gayet saygılı, mutlu ve huzurlu bir ilişkim vardı. Bundan 3 ay önce de ailelerimiz tanıştı.
Sonra astsubay olarak askere gitti. Sonra bir gün telefonuma başka bir numaradan mesaj geldi, “Eve geçince arayacağım” diye. Hemen o numarayı aradım, meşguldü.
Hemen erkek arkadaşımı aradım. Bağırdım, çağırdım, inkâr etti, “Numara benim değil. Kime ait olduğunu bulacağım” dedi. Ardından başka birine ait olduğunu, 1 haftadır kullanıldığını ve açık hat olduğunu söyledi.
Bu mesaj nasıl olmuştu da bana düşmüştü. Yanlışlık olduğunu söyledi. Ama yine içimde kötü bir his vardı, gidip birinden yardım istedim. Meğer her şey yalanmış.
O hat 6 ay önce çıkarılmış, onun adınaymış. Dünyam başıma yıkıldı, acıdan kıvranıp durdum. Daha sonra bana “Arkadaşım evliydi ama sevgilisi vardı onun için çıkartmıştım, askere gidince geri aldım. Sonra biri mesaj attı o numaraya ve boş bulundum, cevap yazdım.
Zaten ailen de beni istemiyordu; kızgındım” dedi. Hattı hemen iptal etti. Ben yine de ayrılmak istedim, ama izin vermedi, ağladı, yalvardı. Şu an ne ayrılabiliyorum, ne onunla yapabiliyorum. Hep içimde “Ya yine yaparsa, beni aldatırsa, yalan söylerse” düşüncesi var kafamda.
Böyle bir durumda onunla evlenmeli miyim?
Merhaba Güzin Abla, hiçbir zaman büyük konuşmamak gerektiğini çok acı bir yaşam tecrübesiyle anlamış oldum.
Her zaman “Sevmediğim biriyle asla evlenmem” derdim. 5 yıl süren çok sevgi ve saygı dolu bir ilişkim vardı. Üniversiteden sonra ikimiz de farklı şehirlerde çalışmaya başladık. Ama uzak da olsak birbirimizi sevmekten asla vazgeçmedik.
Bir gün çalıştığım şirketin düzenlediği bir yemekte biriyle tanıştım. Buraya yeni atanmış, mevki sahibi birisiydi. Ayrı yerlerde, fakat aynı sektörde çalışıyorduk. O günden sonra aylar boyunca sürekli beni aradı, iş yerime geldi ama her defasında reddettim onu. Bir hafta sonu, sevgilimin bulunduğu yere, bir iş toplantısı bahanesiyle gittim; daha çok onu görmekti amacım.
Ancak düşündüğümün tam tersi oldu. Sevgilimin işi çıkmıştı, beni görmeye gelmedi. Buna karşılık iş toplantısının yapıldığı yerden çıktığımda, o peşimdeki genç işadamını karşımda gördüm.
Beni almaya gelmişti ve onunla buluştuk, yemeğe çıktık. Sonra sevgilimden ayrıldım. O genç adam ise peşimi bırakmadı. Sevgilimle görüşemiyordum, o ise her yerdeydi. Hep çevremdeydi...
1 yıl böyle geçti. Evlenmek istiyordu ama ben onu sevmiyordum, sadece yoğun sevgisine karşı duyduğum ilgiydi hissettiğim. Sonunda sevgilimin bir başkasıyla sözlendiğini duydum. Ben de inadına o genç adama “Tamam” dedim. Ve nişanlandım...
Eski sevgilim, birkaç gün sonra evlenecek. Ama beni aradı, “Evet, dersen nikaha gitmeyeceğim” dedi. “Evet” demedim tabii... Sevgilimi sevmekten hiç vazgeçmedim ama artık geri dönüşü olamazdı.
Sevgili Güzin Abla, sizi yıllardır yakından takip eder, ilgiyle okurum. Kafa yapım ve hayat görüşüm sizinkiyle tamamen örtüşüyor. Bu yüzden danışabileceğim en sağlıklı kişi sizsiniz.
26 yaşında çevresi tarafından oldukça hoşgörülü olarak tanımlanan, kendince de insanlara iyi niyetli yaklaşmaya çalışan bir kadınım.
Lakin her ne kadar pozitif tutumumu korumaya çalışsam da geçirdiğim şu süreçte öyle stresliyim ki sıkıntımdan yaklaşık 10 kilo verdim. Ben eş seçimi yaparken yaşıtlarımın aksine biraz daha muhafazakâr birini seçtim. Şu anki nişanlım hayatımda beraber olmayı seçtiğim tek erkek.
Benden 6 yaş büyük. Kendisi oldukça zeki, yakışıklı, iyi kalpli, esprili ve karizmatik. Hatta itiraf etmeliyim ki kendisi hayatımda gördüğüm en müthiş erkek. Ve bütün bu iyi özelliklerine rağmen gayet de mütevazı. Lakin buna rağmen aramızda aşamadığımız bazı sorunlar var.
Öncelikle kusuru kendimde aradığımda gördüğüm hatam, fazlasıyla alıngan olmam.
Ufacık şeyleri sorun yaparak onu bezdirebiliyorum. Niyetim bu işin başında temeli daha sağlam bir birliktelik kurmak. Ama onun düşüncesine göre onun işlerine çok karışıyor ve onu uyarıyorum.
Soruna onun tarafından baktığımda ise şikayetçi olduğu konu benim onu hiç dinlememem. Ona göre evlilikte erkek bir adım önde olmalı. Bu düşünce benim yetiştiğim aile yapıma uygun olmasına rağmen günlük hayatta ayak uyduramıyorum.