Merhaba Güzin Abla, iş yerinden yaklaşık 1 yıldır tanıdığım biriyle sevgili olduk. İkimiz de ruh eşlerimizi bulmuş gibiydik ve bu duygularımızı aynı zamanlarda hissedip birbirimize açıldık. Hiçbir yanlış hareketini görmediğim, herkesin gözünde efendi olan ve benim için de oldukça güvenilir, naif, duygusal, sakin, kırıcı yapıda olmayan biri. Yapı olaraksa birbirimize benziyoruz.
1 sene içinde 3 ay sevgili kaldık ve beraberken ikimiz de dünyanın en mutlu insanıydık. Birbirimize geç açılmamızdaki etken, ailemin karşı çıkmasındaki sebeple aynıydı. Ben 23 yaşındayım, o ise 39 yaşında... Ama yaşını göstermiyor, genç duruyor ve benim gözümde yakışıklı biri. Aramızda yaş farkı var. Ayrıca daha önce evlenip boşanmış ve çocuğu var. Çocuğu başka şehirde ve onunla ilgilenip babalık görevini tabii ki yapıyor.
Aileme bu kişiden bahsettiğimde şiddetle karşı çıktı. Kesinlikle istemeyip bunun olamayacağını, gözüme perde indiğini ve ne kadar iyi olursa olsun bunun bir şey değiştirmeyeceğini söylediler. Halbuki asla düşündükleri gibi bir insan değil ve beni üzen bu oldu. Sırf bu yüzden ondan uzak kaldım ve onu unutmaya çalışıyorum. Ama başaramıyorum, unutmak da istemiyorum.
Her ne kadar arada bazı engeller var gibi gözükse de hâlâ onun ruh eşim ve doğru kişi olduğunu düşünüyorum. Maddeci değil, maneviyatçı bir insanım.
İstenirse şartların önüne geçilebileceğini düşünüyorum.
Fakat bu düşünce benim çevremde yok. Sevgili Güzin Abla, bana ne önerirsin, ne yapmalıyım? Her gün dua ediyorum; “Nasibimse bizi bir şekilde birleştir Allah’ım, değilse ikimize de bir yol göster” diye.
◊ Rumuz: Genç âşık
YANIT
Güzin Abla, ben 20 yaşında bir genç kızım.
Annem, ben 4 yaşındayken babamdan ayrıldı.
Annemle o günden beri görüşmüyoruz.
Velayetimiz babamızda.
Dört kardeşiz. İki abim, bir de 16 yaşında kız kardeşim var.
Beni halam büyüttü.
Ailem çok baskıcı. En ufak hatamızda bizi öldüreceklerini söylüyorlar.
32 yaşındayım, eşim de 33... 4 senelik birlikteliğin ardından evlendik. Evleneli 6 ay oldu.
Eşim beni arzulamıyor.
2 ayda bir, o da ben istersem birlikte oluyoruz.
Bu sırada da çocuksu ve şımarık hareketler yapıyor.
Ben 44-46 bedenim. Yani biraz topluyum. Fakat çirkin bir kadın değilim, aksine birçok kişi seksi olduğumu düşünür. Fakat eşim öyle düşünmüyor olmalı.
Artık kendimi sadece evde eşine hizmet etmek için tutulmuş biri gibi görüyorum.
Çalışan bir kadınım, kendi ofisim var, ev kadını da değilim üstelik. Bu durumda kadınlığımı kaybediyorum sanki... Evlenmeden önce internette yabancı uyruklu kadınları aratıp onları izliyordu. “Evlendikten sonra bu alışkanlığından vazgeçer” diye düşünmüştüm ama devam ediyor. İnternette izlediği kadınları gördükçe sinirlerim bozuluyor. Artık onunla birlikte olmak istemiyorum.
Çok mutlu bir evliliğim vardı. Tanıştığımız andan itibaren sanki büyülenmiş gibi birbirimize çekilmiştik. Tesadüfen Antalya’da bir plajda tanışmıştık. Ama aslında ikimiz de İstanbul’da yaşıyorduk.
O bir fabrikada işçiydi. Ben de küçük bir işletmenin muhasebe bölümünde çalışıyordum. İkimiz de aynı yaştaydık. Onun babası ölmüştü. İki erkek kardeşi ve annesiyle yaşıyordu. Bense babam bizi terk ettiğinden beri, annem ve küçük kız kardeşimle yaşıyordum. Annem sürekli hastaydı, hayatımız hep onun üzerine titremekle geçiyordu.
İstanbul’a döndükten bir süre sonra ailelerimize evlenmeye karar verdiğimizi söyledik.
Her şey inanılmaz bir şekilde gelişti. Tek sorun annemin kendisiyle yaşamamızı istemesiydi.
Annemin şişmanlık ve şeker hastalığı nedeniyle bacakları şişiyor, yürümekte zorlanıyordu. Kabul ettik.
Akşamları eve geldiğimde yemek de dahil evin bütün işlerini ben yapıyordum. Sonuçta birbirimizi çok seviyorduk ve nerede olursa olsun yaşayabileceğimizi düşünüyorduk. Ancak bu sandığımızdan daha zordu.
Annem sürekli sızlanıyor, onunla ilgilenmem gerektiğini hatırlatıp duruyordu.
Merhaba sevgili Güzin Abla, yaklaşık 5 aydır bir birlikteliğim var. Kız arkadaşım bana daha önce yaşadığı ilişkilerin hepsini anlattı.
Ben onu çok seviyorum ama bu yaşadıkları olaylar aklımdan hiç çıkmıyor. Sosyal medya hesabından bazen eski ilişkilerinden mesajlar geliyor, bu arada kendisi beni çok sevdiğini söylüyor.
Gözlerine bakınca bunu görebiliyorum ama içim içimi yiyor. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Ona kendini hiçbir zaman özel hissettiremeyeceğim diye korkuyorum.
“Aklında sürekli eski sevgilileriyle alakalı bir şeyler var mı, yoksa biz beraberken aklına onlarla yaşadıkları gelir mi?” diye çok korkuyorum. Yakında nişanlanacağız ama bu olanlar kafamı çok kurcalıyor.
Kalbim ağrıyor, dayanamıyorum, işime gücüme kendimi veremiyorum, bundan kurtulmak istiyorum. İlişkimi bitirmek de istemiyorum...
Onun gibi seven insan zor bulunuyor; sizce ne yapmam gerekiyor?
◊ Rumuz: İlişkiler
YANIT
Merhaba Güzin Abla, içimde tuttuğum ve ne yöne yol alacağını da bilemediğim bir yük taşıyorum. 23 yaşındayım. Karantina dönemindeyken babam bilgisayarımı iş için kullandı ve WhatsApp’ını açık unutmuştu. Bir his beni kurcalamaya teşvik etti. Görünce gözlerime inanamadım. Babamın bir kadına doğum günü mesajını yakaladım.
Mesajda ona ellerinde papatyalar ile gelip özlemle sarılmak istediği, onu sevdiği yazıyordu.
Kendimi o kadar kötü hissettim ki ne yapacağımı bilemedim, onları gizlice takip etme kararı aldım.
11 yaşında bir kardeşim var. Bu dönemde annemi de kardeşimi de bir tartışmaya, ayrılığa sebebiyet vererek, üzmek istemedim. Annemle paylaşmayı isterdim. Şu an tek yapabildiğim arada onun hislerini yoklamak ve bir süre de babamı takibe almak.
Halbuki evimizde de huzurumuz çok şükür yerinde. Ben bir anda anlamsız bir karmaşaya, hüsrana sürüklendim. İçimi dökemiyorum kimseye çünkü babama hiç yakıştıramadığım bir günahı yakın bulduklarıma söylemeye çekiniyorum.
Birlikte olduğum insana da bu duygu karmaşasını yansıtmamaya çalışıyorum ama zor da oluyor. Ben gencecik bir kızım, psikolojimi de iyi tutmam lazım sevdiklerime karşı.
Güzin Abla, ben ne yapayım? Bana mantıklı, iyi bir yol göstericinin bir şeyler söylemesine ihtiyacım var.
Eşimle evleneli 2 yıl oldu. Nişanlıyken ailesinden ayrı yaşayacağımızı düşünürken evliliğimin 6’ncı ayı ailesi köyden bize geldi ve hâlâ gitmedi. Eşimle evleneli 2 yıl oldu. Nişanlıyken ailesinden ayrı yaşayacağımızı düşünürken evliliğimin 6’ncı ayı ailesi köyden bize geldi ve hâlâ gitmedi. Bu süre içerisinde hamile kaldım. Çocuğum 9 aylık oldu. Kayınvalidem sürekli oğlum ve torunum yanımda olsun ama gelin olmasa da olur gibi bir tavır sergiliyor. Her seferinde bunu eşime anlatmama rağmen, hiç tepki göstermiyor. Haksız bensem bana kızmalı ama mutlaka tepki vermeli değil mi? Yaklaşık 2 yıldır herkese “tamam” diyen ama sözlerinde çok samimiyetsiz bir adamla evliyim. Sürekli elinde telefon ya da kumanda, öyle zaman geçiriyor. Benimle hiçbir konuda konuşmaz. Kayınvalide sorununu iteleye iteleye bu zamana kadar geldik. Ama benim itmeye artık gücüm kalmadı. Bir evlilik kolay kurulmuyor. Kolay yıkılmasından da yana değilim ama artık saygımın limiti bitmek üzere. Hem eşime karşı, hem de annesine karşı... Kayınvalidem yatak odama kapıyı çalmadan girer, sözlerimin altında hep art niyet arar, yaptığım en ufak bir şeye bile tepki gösterir. Eşim “sus” demez. Benim sus dememden anlamaz. 7 aylık hamileyken dayanamayıp, çekip annemlere gittim. Ne “gitme” dediler, ne geri döndürmek için, ne de sağlığımı sormak için aradılar.Malum koronavirüs salgını var; eşimin anne ve babası geçenlerde hastaneye gitti. Korktuğumdan çocuğu kayınvalidemin kucağına vermedim. Bu yüzden annemi arayıp beni şikayet etmiş. Bu duruma artık dayanamıyorum, ne yapmalıyım? ◊ Rumuz: Katlanamıyorum
YANIT
Sevgili kızım, bütün mesele senin, eşinin ailesinin varlığına katlanamıyor olman. Sanırım eşinin davranışlarının ve ilgisizliğinin tüm suçunu onlara yüklüyorsun. Belki zaman zaman haklısın da...
Çünkü daha evliliğinizin hemen başında, ailesi gelip sizin evinize yerleşmiş. Bu durum eşinin de sana karşı tutumuna yansımış, seninle ilgilenmez olmuş.
Genellikle erkekler, kendi ailelerinin yanında eşlerine zaaf göstermek istemez, eşleriyle ilgilenirlerse, bunun ailelerine karşı saygısızlık olacağını düşünürler.
Bu yüzden sen de, bu çok uzayan misafirlikten sıkılmış olmalısın. Evde her şeye karışan, seni iğneleyen, her şeye kusur bulan bir insan varsa, senin hayatın pek de rahat olmayacaktır elbette. Eşinin bu durumdan pek fazla şikayetçi olduğunu sanmıyorum.
Sonuçta evdeki bu insanlar kendi ailesidir ve bu onlar için sorun değildir.
Güzin Abla, 5 yıldır özel bir şirkette muhasebe sorumlusu olarak çalışıyorum. 4 yıl önce işverenimle yakınlaştığımızı hissettim.
O, evli ve 3 çocuk babası. Birbirimizi seviyorduk. Ama bu ilişkinin doğru olmadığını ikimiz de biliyorduk.
Geçen yıl sırf bu ilişkiyi noktalamak için sevmediğim biriyle evlilik yaptım.
Görücü usulüyle evlendiğim kişi biraz çocuk ruhlu bir yetişkin. Sanki normal bir erkek gibi değil. Evlendikten sonra ona bir türlü ısınamadım. Üstelik çok da sorumsuz bir insandı. Topu topu 3 ay evli kaldık ama kendimi zorlasam da onu sevemedim.
İkimiz de aynı anda boşanmaya karar verdik. Sonuçta o da benim onu sevmediğimin farkındaydı.
Şu anda işime devam ediyorum ve o kişiyi hâlâ seviyorum. Bu arada eşim her şeye rağmen yuvamızı kurtarmak için benimle barışmaya karar verdi.
Bir anlamda boşanmaktan vazgeçti.