Güzin Abla, 25 yaşındayım ve hiç evlenmedim. Daha önce evlenip boşanmış bir adamla tanıştım ve onu çok sevdim.
Kalbim onu gördüğümde hızla çarpıyor ve onunla beraberken çok mutlu oluyorum.
Kendisi 32 yaşında ve karısıyla anlaşamadığı için anlaşmalı olarak boşandı ve çocuğu yok.
Eski eşine karşı hiçbir şey hissetmiyor çünkü zorla evlendirilmiş. O da beni seviyor, benimle evlenmek istiyor.
Ama hem ailem hem de arkadaşlarım “Boşanmış bir erkekle evlenme. Çünkü o başkasının kocasıydı ve başkasına dokunmuş.
O sana layık değil. Sen buna nasıl tahammül edemezsin” diyor.
Hatta arkadaşlarımdan biri “Boşanmış erkeklerden tiksiniyorum. Sen evlenmedin kendin gibi bekâr birini bul” da diyor.
Merhaba Güzin Abla, aslında size bu yazıyı yazıp yazmamak konusunda çok düşündüm.
Sanki bu köşeye sadece kadınlar yazabilir gibi hissettim. Köşenizde yayınlanan mektupları okurken o kadar üzülüyorum ki anlatamam.
Çünkü bazen öyle insanlar yazıyor ki köşenize “Tam da benim istediğim, evlenmeyi düşüneceğim karakterde bir kadın yazmış bugün” diye düşünüyorum.
Bu kadınların bir kısmı eşinden şiddet gördüğünü kimisi de aldatıldığından şikayetçi. Benim karakterimde asla kadına şiddet uygulamak, aldatmak, aşağılamak, kumar oynamak yoktur.
Herhangi bir kötü alışkanlığı olan birisi değilim. Tek istediğim seveceğim ve beni seven bir hayat arkadaşı. Çocuğumuz olsun, ömür boyu mutlu olalım... Hayattan başka da beklentim yoktu.
Maddiyata değil maneviyata önem veren birisiyim. Ama maalesef her şey ters gitti. Köşenize yazan kişiler gibi karşıma hiçbir zaman iyi karakterli bir kadın rast gelmedi. Hep mutsuz oldum.
Çok kısa süren bir evlilik yaptım. Evlendiğim kişi temizlik hastası ve bazı psikiyatrik sorunları olan biriydi. Evlilik yürümedi ve boşandım. Daha sonra da aşkı aradım ama bulamadım. Artık çok zor geliyor öyle birini bulmak. Bana gelenler menfaat arayanlar oldu.
Sevgili Güzin Abla, içinden çıkamadığım bir derdim var. Eşimden şüphe duyduğum bir olay... Bu olayı çözemezsem yuvamı yıkacağım.
14 yıllık evliyiz. Bir oğlumuz var. İkimiz de çalışıyoruz. Her şey sakin giderken bir anda bir şey oldu ve iki yıldır da koptuk.
Eşimin işyerine evrak getirip götüren bir kız vardı. Eşimle arada iş için mesajlaşırlardı. Bazen de 1-2 dakikalık aramalar oluyordu.
Babam senelerce annemi aldattı ve ilk nişanlım da beni...
O yüzden bu konulara çok takığım. Eşime bu kızla samimi olmasını istemediğimi, içime bir şeyler doğduğunu söyledim.
Aradan bir hafta geçmeden eşim bu kızı sosyal medyadan ekledi. Ben kızınca “ Öylesine ekledim, bir art niyetim yok” dedi. Sonra sildi.
Birkaç ay sonra telefondan fotoğrafına bakarken gördüm, “Sen görmeden silmeye çalışıyordum” dedi. Çalıştığı departmandan ayrılmasını istedim. Bu olayın üzerinden iki yıl geçti. Artık boşanacağımı anlayınca, ayrıldı. Bu arada hiç yazışma, arama olmadı ya da ben görmedim. Bilmiyorum.
Güzin Abla, senden başka akıl danışacağım kimse yok. Hayatımda bir tek kişiyi çok sevdim ve onunla da nişanlandım. Şartlar gereği 2 yıl nişanlı kaldık.
Bu süre içinde tek tartışma konumuz aptalca takıntılarımdı. Ailesinin devamlı beni iğnelediklerini düşündüğüm için çoğu zaman ileri gittim. Ailesini ona şikayet eder gibi davrandım.
O ise çok sevdiği için beni, sakin tutmaya çalışıyordu. Haddimi aşsam bile sevgisinden yine affediyordu.
Evliliğimize iki ay kala son hazırlıklarımızı tamamlıyorduk.
İşyerinde tanıştığım bir çocuk benden hoşlandığını söyleyip sürekli arıyordu, üstelik nişanlı olduğumu bildiği halde.
Nişanlım mesajlarını gördü ve mesafe koymadığım için suçlu olduğumu söyledi. Buz gibi soğudu aramız. Zaten sorunlu olan aile bağlarımızda da ipler kopmaya başladı.
Ailesiyle onun gözü önünde çok şiddetli bir tartışma yaşadım. O, hem onu aldattığımı hem de ailesiyle haksız yere tartıştığımı söyledi. Karşılıklı olarak aileler, bize söz bırakmadan nişanı attı.
Aileleri de aynı olmalı
“Fiziki ve manevi şiddet gördüm” başlıklı yazı konusuna dikkat çekmek istiyorum. Kadınlara şiddet uygulayan bu ilkel adamların çoğunun ailesi de benzer yapıda olmalı. Aksi takdirde ruh hastası, alkolik oğullarının gencecik kızları mağdur etmesine izin vermezlerdi. Onların tedaviye muhtaç olduğunu fark edip tedavi ettirirlerdi.
Aileler, kızlarını evlendirirken çok ciddi bir araştırma yapsınlar. Ayrıca okul bitmeden evlenmek de ne kadar mantıklı, gençleri bu konuda uyarın... Bu genç yaşta evleniyorlar ve doğum kontrolü de uygulamıyor. Sonra çocuklar doğuyor, onlar da şiddet mağduru oluyor. Biraz bilinç ve mantık lütfen! Lantana 888
Çok değerli annenizi tanımıştım
Feyza Hanım, ilahi bir tesadüfle, ablamın anneciğimi anmak için yazdığı yazı sizin önünüze gelmiş ve yayınlamışsınız. Ben sizin çok değerli annenizi tanımıştım. Siz de vefatından sonra benim anneciğimi anmamıza destek verdiniz. Çok ani kaybımızın şokunda onu anlatan bir yazıyı yayınlamanız umarım bu zor günlerde kayıplarını, acılarını, yasını paylaşmakta zorlanan birçok insana destek olur. Allah size ve sevdiklerinize sağlıklı ömür versin. Saygı ve sevgilerimle, bu vesile ile rahmetli Güzin hanımefendiyi de anmak istedim.
Dr. Gülüstü Salur
Kadınlar maço erkekleri seçiyor
Sevgili Güzin Abla, üzülerek söylüyorum ki siz Z kuşağını bir türü anlayamadınız. Yeni nesli en çok eleştirenlerden biri olarak, bu neslin internetten ilişki yaşadığına, sürekli olarak bilgisayar başında zaman geçirdiğine, buna ilaveten kitap okumadığına ve tabiatı tanımadığına şahit oldum. Ancak siz Yeşilçam filmlerindeki o saf ve masum aşkların halen devam ettiğine inanmaktasınız.
Merhaba Güzin Abla, 18 yaşındayım ve halen genç bir kızım.
Yaklaşık bir ay önce biriyle sosyal medya aracılığıyla konuşmaya başladım. Aynı şehirdeyiz. Bunun doğru olmadığını biliyorum...
Ama en azından zaman geçirmek için konuşuyordum. Her zaman internet üzerinden gerçekleştirilen ilişkiler midemi bulandırmıştır, hâlâ da öyle.
Klasik “Seni seviyorum, sana ömrümü veririm” tarzında cümleler kuruyordu.
Bu mesajları gördükçe “Ya yalana bak” der gibi kahkaha atıyordum ya da “İnternet üzerinde bir insanı nasıl sevebilirsin” tarzında sinirleniyordum.
Her konuşmamızda bir kavga gerçekleşiyordu, buna deli oluyordum.
Kendisini de sevmiyordum ve kavgayı daha çok körüklüyordum.
Güneşi gülüşüne nasıl sığdırmıştın be anacığım... Ben kızıyım diye onu bambaşka gördüğümü düşünebilirsiniz.
Bu nedenle, yolu anacımla kesişmiş insanların onun için kullandığı tanımlardan birkaç örnek vermek isterim...
Bilgeydi, hiç beklemediğin anda filozoflara taş çıkaracak bir şey söylerdi öyle kalakalırdın.
Hoşgörülüydü, herkesin farklı renk ve nota olduğunu bilir öyle oldukları gibi severdi.
Önyargısız ve açık fikirliydi, yaşının kısıtlarına takılmamış bir insandı. İyilikseverdi, kimseye söylemeden yapardı, çok cömertti.
Muhteşem bir arabulucuydu, dargınları barıştırır anlayış aşılardı.
Pozitifti, bütün ameliyatlarında, ağır bir kanser tedavisi gördüğü dönem bile hiç sızlanmadı, dimdik durdu.
33 yaşındayım, işletme okudum ve şu an aktif olmasam da güzellik uzmanlığı yapmaya çalışıyorum.
6 yıl önce görücü usulü Almanya’da yaşayan biriyle nikâh yaptım. Düğünüm bile olmadan 2 ay sonra ayrıldık. Zaten formalite evliliğiydi.
Ayrılıktan sonra şimdiki eşimle tanıştım. Evlenip boşanmış ve bir kızı olan biriydi.
Ailem istemedi, çok mücadele verdim olması için çünkü ona çok güvendim ve sevdim.
Şimdi 1 senelik evliyiz.
Evlenmeden önce eski kız arkadaşı sürekli bizi arıyordu. En son 3 ay önce görüşmüşler, haberim yoktu. Kız arayıp söyledi. Hayal kırıklığına uğradım. Niye konuştuğunu sorduğumda “Babana beni o mu kötülüyordu, öğrenmek istedim” dedi. Nedense inandım ama yine de ona güvenim kalmamıştı.
Neyse ki biz evlenmeden o kız evlendi ve daha sonra biz... Evliliğimizin 3. ayında tekrar o kızla konuştuğunu öğrendim, dünyam yıkıldı. Hatta boşanmak istedim ve onu evden kovdum.