Paylaş
Güneşi gülüşüne nasıl sığdırmıştın be anacığım... Ben kızıyım diye onu bambaşka gördüğümü düşünebilirsiniz.
Bu nedenle, yolu anacımla kesişmiş insanların onun için kullandığı tanımlardan birkaç örnek vermek isterim...
Bilgeydi, hiç beklemediğin anda filozoflara taş çıkaracak bir şey söylerdi öyle kalakalırdın.
Hoşgörülüydü, herkesin farklı renk ve nota olduğunu bilir öyle oldukları gibi severdi.
Önyargısız ve açık fikirliydi, yaşının kısıtlarına takılmamış bir insandı. İyilikseverdi, kimseye söylemeden yapardı, çok cömertti.
Muhteşem bir arabulucuydu, dargınları barıştırır anlayış aşılardı.
Pozitifti, bütün ameliyatlarında, ağır bir kanser tedavisi gördüğü dönem bile hiç sızlanmadı, dimdik durdu.
Anaçtı, üç kardeşi yetiştirmekle kalmadı, torunlarına da ne güzel emek verdi.
Karıncayı incitmezdi. Temiz kalpliydi, bağışlayıcıydı, kötü insanlardan bahsederken bile “Allah ıslah etsin” derdi, hiç kimseye kin gütmezdi.
Şefkatiyle herkesi sarandı. Hoşsohbetti, gençlerle bile saatlerce coşkuyla sohbet edebilirdi.
Kapris yapmazdı, uyumluydu. Öyle kocaman bir yüreği vardı ki herkesi kucaklayabiliyordu.
İnançlıydı, duanın gücüne inanır, sığınırdı. Bir konuda dileğimiz olsa ona dua ısmarlardık.
Bunlar onu tanıyan, seven dostlarının, arkadaşlarının ardından söyledikleri... Biraz da benden olsun...
Keskin zekalıydı, hazır cevaptı, hakkını da yedirmezdi. Özveriliydi, “önce ailem sonra ben” derdi. Babacığımızı kaybettiğimizde daha 50 yaşındaydı, kendini önce üç çocuğuna sonra da büyüyen ailemize adadı.
Sanatkâr ruhluydu, naif yağlı boyalar yapmaya merak sarmıştı. Ona YouTube üzerinden teknikler öğrenebileceğini keşfettirince çocuklar gibi sevinmişti, gözündeki o mutluluk ışığını asla unutamam. Süslüydü, “her şeyin bir anısı var” der, takar takıştırır, yakıştırırdı.
Kendine güvenirdi, bize de aşılamış belli ki... Annesi vefat etmiş arkadaşlarımıza, komşularına “beni annen kabul et” derdi.
Dünyayı, her dokunduğunu güzelleştiren anacığımı onun gibi melek olan babacığıma kavuşmak üzere, pandemiye rağmen 500 kişilik bir cami cemaatiyle birlikte yolcu ettik.
Merasimi, kalabalığı severdi uğurlaması da onun arzu edeceği gibi oldu.
Benimle ve ailemle bir arada olarak veya uzaktan da olsa kalben bizim acımızı paylaşan, çelenk gönderen, hayır kurumlarına bağış yapan herkese yürekten teşekkür eder, henüz yanıtlayamadığım mesaj ve telefonlarınız için çok özür dilerim.
Herkesin anne babası özeldir ve biriciktir, eğer hayatta iseler henüz vaktiniz varken onlarla bolca birlikte zaman geçirin.
Sohbet edin, o zamanların kıymetini bilin ve onlarla yeni anılar biriktirin.
Mukrime Alptekin
YANIT
Notre Dame de Sion okul grubumuzdan, yaşı bizden oldukça genç bir arkadaşımızın, sevgili annesinin ardından yazdığı bu satırlar, eminim anneleri vefat etmiş pek çok insanı etkileyecek ve duygulandıracaktır. Evet, her anne çok özeldir, her anne çok değerlidir...
Gerçekten de söylediği gibi, anneler henüz hayattayken, onlarla daha çok vakit geçirmek, daha çok sohbet etmek imkânınız varsa, bundan kaçınmayın. Sonra insan çok fazla pişmanlık duyuyor. Çünkü o anlar bir daha geri gelmiyor...
Bu yüzden örneğin anneniz sizi telefonla aradığında bilmem kaç kez, “Anne, şu anda çok işim var, sonra görüşsek olmaz mı?” demişsinizdir. Sonra da onu aramayı ihmal etmişsinizdir... Yanlış mı söylüyorum?
Paylaş