2 yıllık evliyim... Kötü bir geçmişim olmasına rağmen eşimle birbirimizi severek evlendik. Fakat ondan beklediğim ilgiyi göremeyince hep aklıma eski sevgilim gelmeye başladı.
Eşim de önceki ilişkimi biliyordu. Bu yüzden, 2 yıl boyunca hep kavga hep gürültü vardı evimizde.
Evlendiğimden beri çalışıyorum. Eşim eve para getirmiyor ve benim maaşımla geçiniyoruz. Kaç defa bu durumu dile getirdim ama hiç istifini bozmadı.
Ben de sürekli küsüp annemin evine gittim. Bir gece yarısı saat 2’de eve sarhoş geldi ve bana vurdu. Ben de ona karşılık verdim.
Ardından eşim, annesini köyüne götürmek için evden ayrıldı. O sırada sanki her şey düzelmiş sıkıntımız yok gibiydi. Ta ki dönünceye kadar...
Geldiğinde telefonunu karıştırdım ve bir kadınla görüntülü konuştuğunu yakaladım, yıkıldım. Boşanacaktım ama vazgeçirdi.
Tartışmalarımızda “Beni aldattın” deyince, eski defterleri açmaya başladı. Haklıyken haksız duruma düştüm.
Size pek çok genç kıza örnek olabilecek hikayemi anlatmak istiyorum. İnsan bir başka insana nasıl böyle bir acı verir, nasıl böyle eziyet çektirebilir...
Geçen sene bir gençle tanıştım, onu çok sevdim ve kısa süre arkadaşlık ettikten sonra evlenmeye karar verdik. Ailem evliliğime çok karşıydı çünkü sevdiğime güvenmiyorlardı. Ama ben dinlemedim, çok sevdim ve tanıştıktan 7 ay sonra onunla evlendim. Düğüne kadar sevdiğim adam bir dediğimi iki etmiyordu. Ailesiyle de aram iyidi.
Ama düğünden birkaç hafta sonra eşim, ailemi görmemi yasakladı. Ailemin yanına gitmek isteyince beni dövüyordu. O sırada öğrenciydim, eşim ve ailesi “Okulu bırakıp evinin kadını olacaksın” dedi.
Ancak iki ay bu muameleye katlanabildim. Bu süre içinde her gün eşimden dayak yedim. Bir yandan da eşimin bir başka kadından çocuğu olduğunu, düğünden hemen sonra öğrendim.
Meğer eşim aşırı da içki düşkünüymüş. İki aylık evliliğim boyunca ailemle irtibatım olamadı. Telefonumu, altınlarımı elimden aldılar.
Sonunda dayanamadım, “Boşanmak istiyorum” dedim. Eşim beni boğmaya çalıştı. Zor kurtuldum elinden. Polisi ve ailemi aradım, iki gün hastanede kaldım ve psikolojik tedavi gördüm.
Onu çok sevmiştim, her şeyine katlanmıştım. Ben çok saf biriyim. Herkesi kendim gibi biliyordum ve bu yüzden ona inandım. O ve ailesi de iyi niyetimden faydalandı.
Ben 17 yaşında, lisede okuyan ve derslerinde başarılı bir kızım. Yaklaşık 9 aydır görüştüğüm, aynı sınıftan çok sevdiğim bir erkek arkadaşım var.
Kendisini çok seviyorum ve güveniyorum. İki hafta kadar önce sevgilimin evine gittik ve çok ileri gitmemek şartıyla bir şeyler oldu.
Kesinlikle bekaretim bozulmadı ama normal öpüşmenin ötesine geçtik.
Geçen gün bana, beni çok sevdiğini ve benimle olmadığı zamanlarda çok özlediğini söyledi. Tekrar beraber olmak istediğini de ima etti. Ancak bana söylemek istediği bir şey olduğunu belirtti.
Evine gittiğimde, benden saklı bir şekilde cep telefonuyla çıplak fotoğraflarımı çektiğini söyledi. Önce inanmadım ama görüntüleri gösterdi.
Çok korktum ve sinirlendim.
Silmesi için ısrar ettim.
Sokakta tek başına yaşam mücadelesi verirken tanışmıştık oğlumla. Tanışmamızdan kısa süre önce sağlık nedenleriyle kaybettiğim köpeğimin adını ona vermiştim.
Hem Nero’yu onda yaşatmış, hem de yeni tanıştığım Nero’mu pamuklara sararak büyütmüştüm.
Evden uzaklaştığımda 3 köpeğimin de düzenini bozmamak için onları üst komşularımız sevgili Önal ve Özdemir ailelerine emanet ederdim.
25 Temmuz’da saat 17.50 sularında anne-kız Beyhan-Hilal Özdemir üç köpeğimizi gezdirmek ve beslemek için evimize geliyor.
Önce Hilal ve oğlum Nero boş sokakta yürüyüşe çıkıyor. Kimseye hiçbir zararları yok.
Sonra anne Beyhan Özdemir, diğer iki köpeğimizle yürüyüşe çıkarıyor. Komşumuz da anne ve yürüyüşe çıkardığı köpeklerimize sataşıyor.
Tasmalı olan köpeğimizi dikkatli tutmasını söylüyor. Anne Özdemir, komşumuzun üzerine yürüyen halinden ve söylemlerinden tedirgin olup hızla uzaklaşıyor. Komşumuz orada daha çok bileniyor ve sonrası malum... Nero’m Hilal Özdemir’le yürüyüşten dönüyor. Komşular, sokakta küçücük çocuklarıyla bekliyor. Güya benim oğlum onları ısırıyor.
Sevgili Güzin Abla, çok çaresizim, ne yapacağımı bilemiyorum. Lütfen, bana yardım edin. Eşimle aynı iş yerinde çalışıyorduk, o en yakın arkadaşımdı. Bana olan ilgisine karşılıksız kalamadım.
En yakın arkadaşım, sevgilim olmuştu. Kaldı ki her şeyimi onunla paylaşırdım. 6 yıldır da normal arkadaşlığımız vardı.
Bunun sonucunda çok güzel bir birlikteliğimiz oldu. Evliliğe karar verene kadar sürdü mutluluğumuz. Ailesi beni hiç istemedi, eşimin zoruyla kabul ettiler. Ama bunu hep hissettirdiler. Ailem de tam tersi, benden çok seviyorlar damatlarını.
Sonuçta kavga gürültü düğünümüzü yaptık.
O süreçte beni çok ağlattılar. Onlarla farklı şehirlerde yaşıyoruz. Hep eşime olan sevgimden alttan aldım, her şeyi sineye çektim.
Fakat eşimde değişimler oldu. Bana karşı güvensiz ve hırçın.
Ailemin gelmesinden rahatsız oldu. Daha 5 aylık evliyiz ama aramızda ayrılma lafları başladı. Onu anlamaya çalışıyorum, konuşmak istiyorum. Ama daha çok öfkeleniyor ve gene tartışıyoruz.
41 yaşımdayım, yurtdışında yaşıyorum ve iki çocuğum var. Çocuklar okuyor, benim de mesleğim anaokulu öğretmeni.
Hikayeme gelince...
Çok karışık bir ilişkim var, bir türlü işin içinden çıkamıyorum. 2001’de eşimle evlendim, 2016’da boşanmak zorunda kaldık. Eşim ilk tokadını düğünümüzden iki gün önce attı.
Aslında o zaman anlamıştım yanlış bir seçim yaptığımı ama düğün için bütün hazırlıklar yapılmıştı ve “İnsanlar başka bir şey düşünür” diye bitirmek yerine göz yummak zorunda kalmıştım. Eşimle severek evlendik ama bütün evliliğim boyunca istediğim mutluluğu bulamadım. Eşim aşırı inatçı biriydi, ne baba olarak sorumluluklarını yerine getirdi, ne de bir eş olarak...
Evliliğim süresince güvensizlik, kıskançlık ve şiddet vardı. Her iki hamileliğimde de kendisinden dayak yedim.
Dışarıda güçlü bir kişilik olarak tanındığım için kimselere anlatamadım.
Sonuçta eşim kendisine yeni bir ev tuttu ve ayrıldık. Bir süre yalnız yaşadıktan sonra birbirimizi özleyip tekrar bir araya geldik. 15 yıl boyunca eşim, 6 kere yeni ev tutup sonra benden ayrıldı. Bir müddet yalnız yaşıyor sonra tekrar eve dönüyordu.
2016 yılında ise boşanmaya mecbur kaldı. Biz boşandıktan sonra her şey bitti sanmıştım. Yaşadığı evin, ev sahibi onu evden çıkartıp o da evsiz kalınca yine evime geldi. Bizim aramızda da tekrar yakınlaşma oldu.
4 yıldır evli bir genç erkeğim. Karımı çok seviyorum. Aramızda hiçbir problem yok. Kaynanamla tanıştığım günden beri de onu sevdim...
Kaynanam, güler yüzlü, sevecen bir kadındır. Genç ve güzeldir de... Üstelik her zaman bana iyi davranır. Ben de onu kendime hep yakın hissetmişimdir.
Bir sene önce ona ilgi duymaya başladım ve her gittiğimde de onunla yakından ilgilendim...
Aslında bu durumdan çok utanıyorum ve böyle bir düşünce içine girmek de istemiyorum.
Fakat kendimi bu düşünceden de vazgeçiremiyorum.
Kaynanam da sanki her geçen gün bana daha bir yakın davrandı gibi...
Bakışları bile eskisi gibi değil ya da ben öyle sanıyorum.
Sevgili Güzin Abla, sevenlerin, nasihatlerine gelenlerin öyle çok ki... Hatırlamazsın belki de. Uzun yıllar önce sana hikâyemi anlatmıştım.
Türkiye’ye sığmayan sevgimi, Bursa’daki sevdiğim adamın boşanmış ve çocuklu olduğum için “hayallerim böyle değildi” deyip aşkımızı nasıl bitirdiğini, sonra ABD’ye gidişimi, burada İngilizce öğrenme mücadelemi, hukuk fakültesine girişimi...
Sana özet olarak yazmıştım. Bana yol göstermiştin.
Oğlum büyüdü, tıp fakültesinden bir yıl içinde mezun olacak. Ben de hukuk fakültesini bitireli 10 yıl geçti.
Hem Amerikalı hem de Türk müvekkillerime gururla göçmenlik ve yaralanma hukuku üzerine hizmet veriyorum. Amerika’da kendimi, değerimi, ikici baharı buldum çok şükür.
Bugün sana ulaşmak istememin nedeni, öncelikle teşekkür etmek. Hikayeme ses vermen, o yıllarda mücadeleme de güç verdi. İyi ki varsın. Sayende başarıya ulaştım.
Bir de haberim var. Bir Türk-Amerikalı avukat olarak Türk kadınına destek, cesaret vermek için bir atılım başlatıyorum.