Güzin Abla, sevdiğim kız beni 2 senedir aldatıyormuş, yeni öğreniyorum...
Aramızda yaş farkı olduğu için evlenmemiz imkansızdı.
Görücüleri geliyordu, istemiyordu. “Daha yaşım genç” diyordu.
Halbuki bir adamla telefonda konuşarak işi ilerletmiş. Bana hiçbir şey belli etmedi.
Bir gün “Bursa’dan bana görücü geliyor” dedi. Umursamadım, nasılsa kabul etmez dedim.
2 hafta sonra “Yine geliyorlar. Babam beni verecekmiş” dedi. “Sen istemezsen nasıl verecekler?” dedim.
“Beni dinlemiyorlar ki. Ama sen boş ver, nasıl olsa nişandan dönerim” diye yanıt verdi. Sonra nişan yapıldı. Bursa’ya gittiler ev filan bakmaya.
Ailem beni zorla okuldan aldı
Ablacığım ne olur bana yardımcı ol. 18 yaşındayım. Ailem tarafından zorla okuldan alındım, işe gönderiliyorum. Evin tüm işleri de bana yaptırılıyor. Üstelik ailemden sözlü ve fiziksel şiddet görüyorum.
Pek çok defa evden atıldım. Evin en küçüğü olduğum için bana konuşma hakkı tanımıyorlar. Tüm hayatıma baskı yapıyorlar. Kaç defa intihar etmeye çalıştım ama yaşamayı o kadar çok seviyorum ki, yapamadım...
◊ Rumuz: Hayatı seviyorum
Yaşadıklarım yaşımdan büyük
Ben 4 ay sonra 11 yaşına girecek bir öğrenciyim. Biraz küçüğüm ama yaşadıklarımın yaşımdan büyük olduğuna inanıyorum.
Hatırladığım kadarıyla ilk kez 4 yaşındayken şiddet görmeye başladım.
Hayvansever gruplardan birinde, bir hanımefendi kedisine sebzeli ciğer pişirmiş. Onu yiyen kedisinin fotoğrafını da eklemiş.
Bir beyefendi, bu hanımefendiye “Onlara yaptığın masrafı öğrencilere de yapıyor musun?” diye sormuş.
Sayın beyefendi; kediyle öğrenciyi kıyaslamanız çok ilginç.
Haydi buyurun birlikte kıyaslayalım:
◊ Yolda bir öğrenciye araba çarpsa ne olur?
İnsanlar toplanır, hemen ambulans çağırılır, öğrenci derhal hastaneye yetiştirilir, şoföre yasal yaptırımlar uygulanır.
◊ Yolda bir kediye araba çarparsa ne olur?
26 yıllık evliyim, eşim iyi bir insan ama bana karşı aşırı ilgisiz. Televizyon karşısında sabahlara kadar oturmayı bana tercih ediyor.
Diyeceksiniz ki; bunca yıl sonra sevgi, ilgi azalır.
Ancak evlendikten 8 ay sonra kızıma hamile kaldığımda ilgisi azaldı.
7 yıl sonra da oğlum doğdu. Şu an kızım 24, oğlum ise 18 yaşında.
İlgi istediğimi ona açık açık söyledim. Bu yüzden de evliliğimin yarısından çoğunu onunla küs geçirdim.
Tüm hafta çalışıyoruz. İnsan hiç mi eşini özlemez, arzulamaz? Örneğin bir hafta sonu, hazır çocuklar yokken mangal yaptık. Ardından “duş almam gerekiyor” diyerek dar gelen mayomu çıkarmama yardımcı olmasını rica ettim. Karşısında çırılçıplak kaldım ama hiç oralı olmadı.
Kavga ettiğimizde, “Aldatırım seni. Doktora görünmelisin” diyorum. Hep susuyor. Sadece “Bende sorun yok” diyor.
Ben çok bakımlı bir kadınım; temizim, titizim, güzelim de...
Çok dardayım ve kederdeyim... Konu annem ve babam... İkisi de perişan halde. Babam 30 senedir ruh ve sinir hastası. Hastalığı tutunca vurup, kırdı. Annem, babam ve rahmetli dedemin boğuştuğu halleriyle büyüdüm.
Küçük çocukken babamı bir kez olsun iyi görmek için dua ederdim. O duam yerine gelmedi hiç. Babam dedemin ölümüne sebep oldu. Evet bilerek yapmıyordu ama dedemi de perişan etti. Annem de aklını yitirmek üzere.
Şu anda babam, ilaçların etkisiyle evde ruh gibi dolaşıyor. Artık saldırgan değil, kolunu kaldıramıyor. Bizi bile zaman zaman tanıyamıyor. Babamın bu hallerini gözüm görmesin diye evliliği kurtuluş sandım. Kaçarak evlendim. Aile durumumuzu bilen hain bana nikah kıymadı.
7 ay sonra benden ayrıldı, o sırada hamileydim. Ne olursa olsun bebeğimi doğurmaya karar verdim. Annemin desteğiyle büyüttüm çocuğumu.
Babası elini kolunu sallayarak geziyor, ne maddi ne manevi destekte bulunuyor.
Oğlum 3.5 yaşına geldi. Bu süreçte hayatıma kimseyi de almadım. Sevgi gibi güzel duygudan mahrum ettim kendimi.
Daha yaşım 25. Annem ve babamla yaşıyorum, çalışıyorum...
Ben 23 yaşında bir genç kızım. Sana aşk acısı veya kadın-erkek ilişkileri hakkında yazmıyorum. Benim problemim burnum, burnumun çok çirkin olması. Bir ay sonra düğünüm var. Ben, bu çirkin burunla nasıl gelin olacağım, nasıl gelinlik giyeceğim bilemiyorum. Söz ve nişanda bile insanlar fotoğrafımı çekerken o kadar gerildim ve utandım ki sürekli yandan poz vermemeye çalıştım. Ama bu imkansız.
Yandan burnumun göründüğü bir sürü fotoğraf var ve ağlıyorum. O kadar özeniyorum, süsleniyorum ama ne olursa olsun güzel olamıyorum burnum yüzünden. Düğünde ne yapacağımı bilemiyorum. Sırf bunun yüzünden gelinlik giymek, kuaföre gitmek, fotoğraf çektirmek istemiyorum. Çünkü biliyorum ne yaparsam yapayım bu burunla güzel olamam.
Tokat’ta yaşıyorum. Araştırdım, burada özel bir klinikte burun törpüleme diye 20 dakikada yapılan bir işlem varmış. Acısız, ağrısız düğün öncesi yaptırabileceğim bir operasyon. Tam bana göre.
Fakat bu işlemin fiyatı 4-5 bin TL. Zaten evlilik, ev eşyası derken bir sürü para harcadık, ailem de ben de... Bunun için kullanacak bir param yok maalesef.
Babama daha önce çok yalvardım ama hiç yanaşmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum, nasıl aşacağım bu durumu? Hayatımın en güzel günleri bu konu yüzünden mahvoluyor. Ne olur bana bir yol göster.
◊ Rumuz: Yardım et
YANIT
Sevgili kızım, nişanlandığın genç ve ailesi elbette seni beğenmiş ki bir evliliğe karar vermişler. Seni zorla almıyorlar ya... Bilmiyorum görücü usulü mü evleniyorsun, yoksa birbirinizi önceden tanıyıp, bir flört dönemi mi yaşadınız ama hangisi olursa olsun, sonuçta seni çirkin bulmamışlar...
Merhaba Güzin Abla ben, 3 senedir evliyim ve 2 çocuğum var. Eşim sürekli bilgisayar oyunları oynuyor. İşten gelir gelmez başlıyor, gece yarısına kadar da devam ediyor.
Bu durumdan rahatsız olduğumu anlattım, bize de zaman ayırması gerektiğini söyledim. Ona göre o çok ilgili bize karşı. Ama hiç de öyle değil.
İşten gelip, yemek yiyor ve oyuna başlıyor... Ben de bunalıyorum bütün gün evde. Onunla bir şeyler paylaşmak istiyorum...
Bana “Sen hayatı zehrediyorsun. Benim oyun oynamam sana neden bu kadar batıyor” diyor. Tartışınca da benden ayrılmak istediğini söylüyor.
Bir problemimiz olunca sadece ben anlatıyorum, o ben konuşmaya başlayınca uyuyor... Hata bende mi gerçekten? ◊ Rumuz: Konuşamıyoruz
YANIT
Sevgili kızım, eşin senin ne demek istediğini anlayamıyor bile. Senin ona ihtiyacın olduğunu, onunla vakit geçirmek istediğini, yakınlığını özlediğini görmüyor.
Tarım Orman Bakanlığı 5. Bölge Müdürlüğü Eskişehir Şube Müdürlüğü, geçen yıl bölgemizdeki 18 geyiğin vurulması için ihale açmıştı, ancak can savunucuları dava açarak, yasal yoldan ihaleyi iptal ettirmişti.
Bu yıl Eskişehir’de 8 ayrı bölgede, 18 geyik avlanması için yine karar alınmış ve bu ihale tekrar açılmış.
İhaleye katılmak isteyen avcılar için, 557 bin 400 lira muhammen bedel biçilmiş. Daha önceki yıllarda olduğu gibi, dilimin döndüğünce yazmış çizmiştim. Yine yüreğim kan ağlayarak yazıyorum, zihnimde canlanan senaryoyu kağıda döküyorum:
“Geyikler, ormanda mutlu mesut yaşamaktadırlar, ortamda tam bir huzur ve güven vardır. Zannederler ki koruma altındayız. ‘Biz korunuyoruz, hatta kışın zorlu soğuk havalarında besleniyoruz, seviliyoruz, kötü niyetli insanlardan uzak tutuluyoruz.’ Sonra sahneye bir yetkili girer, geyikler önce ürkerler ama sonra merak saikasıyla yaklaşırlar, belki de kış aylarında saman balyaları bırakan o iyi insanlardan birisidir. Yetkili sözde tatlı bir dille konuşur, gözüne kestirdiği o 18 cana hitaben.
Geyikler güzel başlarını nazlı nazlı döndürür, postları kızıla çalmaktadır, bazılarının boynuzları ihtişamla uzamıştır, o güzel, hareli gözleriyle merakla bakarlar. Yetkili, yakın zamanda bir grup turistin onları vurmaya geleceğini, bu süre zarfında hayatın tadını çıkarmalarını söyler.
Geyikler şaşırır, ‘İyi de neden? Kimselere zararımız yok bizim, yaşayıp gidiyorduk şunun şurasında?’ derler. Yetkili gülümser, ‘hem de şehrimizde av turizmini kalkındıracağız, sizin postlarınıza verilecek paraların belli yüzdesini civar köylerin kalkınması için harcayacağız’ der.
Çoğu, umutsuzca, haklarında çıkartılan ölüm fermanına boyun eğer, ama içlerinde en uzun boynuzlara sahip, yaşı ileri olan geyik itiraz eder, ormanı çınlatan böğürtüsüyle haykırır, ‘Bu ne biçim bir mantık, hem bizleri korumaya alıyor, ölmeyelim diye zorlu kış günlerinde besliyorsunuz, hem de saçma sapan bir nedenle, doğanın kendi düzenine engel olup, yaşamlarımızı avcılara satıyorsunuz? Benim buna itirazım var’ der.