Merhaba Güzin Abla, sana çok kez yazdım, hepsine de sabırla cevap verdin. Ama bu seferki bambaşka...
Evet, bu sefer ben haksızdım. 31 yaşında bir işkadınıyım. Çok sevdiğim adamın arkasından atıp tuttum, hatta daha ağırı, aramızda geçen her şeyi müşterime anlattım.
O kadar iyi anlaşıyordum ki müşterimle, her şeyi konuşuyordum. Sevgilim beni sinirlendirdiğinde acımı da tatlımı da onunla paylaşıyordum...
Sevgilimi çok seviyordum. Bir gün sevgilim, müşterimle aramdaki samimiyetten şüphelendi ve ofisime dinleme cihazı koydu. Müşterimle onun arkasından konuşmalarımın hepsini duydu.
Müşterim tahmin ettiğiniz gibi erkek... Sevgilim, konuşmalarımızı öğrendikten sonra ne mi yaptı?
Hayır, benden ayrılmadı, son bir şans verdi. Tabii, bana güveni yerle bir olmuştu.
Bu olay 5 ay önce yaşandı ve hâlâ sevgilimle problemler yaşamaya devam ediyoruz.
Merhaba Güzin Abla, çok sevdiğim genç bir kadın vardı, sevgilimdi. İkimiz de birbirimizi çok seviyorduk, ikimizin de ilk aşkıydı...
Ayrı şehirlerde oturuyorduk ama yaz tatillerinde 4 ay onun bulunduğu yerde kalıyordum, güzel vakit geçiriyorduk.
Ta ki haksız yere cezaevine girene kadar... 12 yıl ceza aldım. Bana çok ulaşmaya çalıştı ama ben istemedim.
İçeride 2 sene geçirdikten sonra tekrar haber yolladı, adresimi istedi.
Ben de beni beklememesini hayatına bakmasını söyledim. Çünkü onu çok seviyordum. Benim yüzümden yıllarca acı çekmesini istemedim.
Henüz çok gençtik, onun önünde güzel bir hayat vardı.
Şans bu ya 4 yıl yattıktan sonra suçsuz olduğum kanıtlandı ve tahliye oldum.
Merhaba Güzin Abla, eşimle yaşımız 28 ve 4 yıldır evliyiz. Eşim, önlisans, ben lise mezunuyum. Eşim asgari ücretli işçi, ben ise devlet memuruyum.
Bizimki aşk değil mantık evliliğiydi. Çünkü eşim, temiz kalpli, dürüst, güvenilir ve sadık biri. Bunlar benim önem verdiğim değerler. Hiçbir zaman maddiyat umurumda olmadı. Zamanla da sevdim onu.
Eşimin iki kız kardeşi var, ikisiyle de aram hiç yok. Eşimin benden 1 yaş büyük ablası daha evlenmeden önce ona ismiyle hitap ettiğimden saygısız ilan etti beni...
Nikâhımız kıyıldıktan sonra eşim, “yengeni de tebrik etsene” dedikten sonra ablası, “benim öyle yengem yok, bana abla bile demedi” dedi.
Küçük kardeşi ise eşinden boşanınca, bizim çocuğumuza bakmak için yaklaşık 9 ay aynı bizimle evde yaşadı. Tabii bunların hepsi problem oldu.
Eşimin annesi ve babasını çok severim, saygı duyarım. Bir gün bayram için eşimin ailesinin yanındaydık.
Küçük görümcemle aramızda sürtüşme yaşandı. Ne anneliğimi, ne kadınlığımı ne de namusumu bıraktı.
Merhaba Güzin Abla, 4 yıldır bir adamla birlikteyim. İmam nikâhı kıydık ve aynı evde yaşıyoruz.
Ancak sevdiğim adam bir türlü eski eşinden kopamıyor. İstemediğimi bildiği halde eski eşiyle mesajlaşıyor. Üstelik beni de “Sanane, benim telefonuma bakma” diye azarlıyor.
Eski eşinden çocukları var. Onların yanında adımı bile anmıyor. Hakkımda kötü konuştukları zaman beni savunmuyor.
Çocukları rahatsız olmasın, diğer kadın kavga çıkarmasın diye beni diğer aile üyeleriyle görüştürmüyor. Oysa benim çocuklarım başka şehirde, onlarla sadece telefonla hasret giderebiliyorum.
Çok severek bir araya geldik ama bu davranışları beni ondan soğutuyor.
Ona “Eğer eski ailenle mutluysan onlara dön, herkes yoluna baksın” diyorum.
Bu sefer de “Seni çok seviyorum” diye karşılık veriyor. Bu nasıl sevgiyse?
Bana istediğim ilgi, sevgi ve şefkati vermiyor.
Eşimle 11 yıllık evliyiz, 2 çocuğumuz var. Maddi durumumuz çok iyiydi ama iflas ettik. Maddi zorluklar yaşamaya başlayınca bu durumu düşünmekten eşimle fazla ilgilenemedim.
3-5 ay boyunca bazı geceler TV karşısında ondan ayrı yattım.
Bu nedenle, aramızda bir soğukluk oluştu. Sonra eşim bir gün eve geldiğimde, bir iş başvurusu yaptığını söyledi ve kabul edildi.
Hemen işe başladı.
Ben de “her şey yoluna girdi” diye sevinirken, bu iş benden uzaklaşmasının başlangıcı oldu.
Daha sonra da babası vefat etti. O çalışınca kayınvalidem çocuklara bakmak için bizde kalmaya başladı. Bu arada oturduğumuz ev küçük, biraz kalabalıklaştık. Bir gün ben de biraz yersiz kıskançlık yaptım.
Telefonunda gördüğüm bir fotoğrafı yanlış yorumladım. Beni aldattığını düşündüm.
6 yıldır evliyim. Aslında ailemden kurtulmak için evlendim...
Ailem çok baskı yapıyordu. İlk başlarda eşimi seviyordum ama son zamanlarda çok soğudum. Eşim kötü biri değil ama hem maddi açıdan zorluk yaşıyorum hem de eşimi sevmiyorum. Bir kızım var. Ailem de beni kabul etmiyor. Psikolojim çok bozuk, ölmek istiyorum. Ne yapabilirim, eşimi artık hiç sevmiyorum...
◊ Rumuz: Eşimden çok soğudum
YANIT
İşte ta başından itibaren hata yapmışsın. Ailenden kurtulmak için gidip de sevmediğin bir adamla evlenmek ne demek?
Sonra onu zoraki sevmeye çalışmış ama gerçek anlamda yakınlık duyamamışsın.
Şimdi ayrılmak ve o seni evden kaçmak durumunda bırakan ailenin yanına dönmek istiyorsun. Ama belli ki onlar da senin eve dönmene sıcak bakmıyor... Hele bir de küçük bebeğinle geri gelmen onları hiç de mutlu etmeyecek besbelli.
Selam Güzin Abla, eşim şu an Türkiye’de. Ben de bilgisayarım yanımda olmadığı için, onun bilgisayarını kullandım.
Açtığımda sizin yazılarınızı gördüm. Size e-mail yazdığını gördüm. Siz de ona cevap göndermişsiniz. “Eşimden gittikçe uzaklaşıyorum” konulu, 16 Haziran tarihli yazıdan söz ediyorum...
Cevap olarak yazdığınız yazıyı gözlerim dolarak okudum. Sanki hislerime tercüman olmuşsunuz. Gerçekten olaylara bağımsız baktığınız için teşekkürler.
Evet, bizimkisi bir aşk evliliği değil, biz tanıştırıldık. Fakat ilk seferde olmasa da 5 yıl sonra beni tekrar sosyal medyadan bulup evlenme niyetinde olduğunu söyledi.
Kanada’dan Amerika’ya beni ziyarete geldi. Ve onunla güzel bir hayat kurmak için tüm yaşantımı bırakıp yanına taşındım.
İş hayatım, arkadaşlarım, ailem ve daha birçok şeyi geride bırakıp onunla beraber olabilmek için başka bir şehre geldim. Eşimin yanında olduğum için çok mutluydum.
1.5 sene oldu ve eşimle bir türlü evliliği yoluna sokamadık. Evet, sinirli bir yapım var. Fakat o ne zaman biraz ilgilense yelkenleri suya indiriyorum. Geldiğimden beri 10 elin parmaklarını geçmez birlikte olduğumuz. Hep televizyonun karşısında yatmak istiyor.
Arkadaşlarıyla gezmek, bisiklete binmek, bir kafede oturmak en sevdiği şeyler. “Benimle biraz ilgilenir mi acaba” diye gözünün içine bakarak yaşıyorum.
Ben 16 yaşında bir lise öğrencisiyim. Ailem, içine kapanık insanlardır. Haliyle ben de öyle büyüdüm. Liseye geçtiğimde bu durum beni çok zorladı. Yatılı bir lisede okuyorum. Yurttaki arkadaşlarımla aram iyi ama birçoğu okulun diğer şubelerinde. Haliyle kendimi okuldayken yalnız hissettiğim zamanlar oldu.
Kendimi hep zayıf, sıkıcı, ezik birisi olarak gördüm. Haftanın 5 günü zamanım yurtta geçiyordu. Cuma akşamı eve geliyor, pazar günü öğleden sonra yurda gidiyordum. Yani ailemle zaman geçirmek için bir cumartesi günüm vardı. Ama ben o günü bilgisayar oyunlarıyla geçiriyordum.
Bu benim hatamdı. Sonuçta onlar benim ailem ve onlara zaman ayırmalıydım.
Bu nedenle çok tartıştık. Zaman zaman tartışmanın dozu arttı. Bu olaylar yaklaşık 2 yıl önceydi. En sonunda bu oyun bağımlılığımdan kurtulabildim. Yaklaşık 6 aydır haftada 1-2 saatten fazla oyun oynamıyorum.
Ama ailemin bana karşı tutumu hiç değişmedi. Elimde telefonu aldığım, bilgisayarı açtığım her an onlara göre oyun oynuyorum.
“Senden hiçbir halt olmaz. Sana hiç güvenimiz yok” gibi ağızlarına geleni saymaya başlıyorlar. Artık bunları kafamdan çıkaramıyorum.
Ne zaman alt kattaki odama geçsem, sanki üst katta benim hakkımda tartışıyorlar, bağırıyorlar gibi kafamın içinde sesler duyuyorum. Bir de ağzımdan çıkan her söz bir tartışma konusu oluyor.