Ben 54 yaşında, aşkı yeni öğrenmiş, bu duyguyu ilk kez tadan bir erkeğim.
Karımın doğum günü için sizden bir ricam var. Sizin aracılığınız ile karımın doğum gününü köşenizden kutlamak istiyorum. Şimdiden teşekkür ederim. Sevgiyle kalın.
Şiir yüzlüm
Öncelikle bana aşkı öğrettiğin için sana teşekkür ediyorum. Ben aşkı seninle öğrendim, seninle hissettim ve seninle yaşıyorum. Sevginin ölçüsü, ölçüsüz sevmekmiş. Seni sonsuz seviyorum.
Beyaz gelincik çiçeğim
Ben seninle birlikte dünyayı sevdim. Gözlerine bakarken nefes aldığımı hissettim.
Yanımda olduğun zaman kendimi en güvenli yere teslim ettim. Sen benim evimsin ve ben sana aitim. Bildiğim tek adres senin yanın, görebileceğim tek güzel manzara sensin.
Yakamoz gözlüm
Merhaba Güzin Abla, ben 5 yıl önce internet aracılığıyla biriyle tanıştım. Bu, hayatımın hatası oldu. O zamanlar üniversiteye hazırlık aşamasındaydım.
2 yıl boyunca sık sık görüştük.
Son 2 yıl ise pandemi sürecinden dolayı görüşemedik.
Bu zaman dilimi içinde kendi kendimi sürekli sorguladım, nasıl böyle bir hataya düştüm diye.
Şu an KPSS sınavına hazırlanıyorum. O ise okumadı, ne iş bulursa yapıyor. Her ay başka bir yerde çalışıyor.
Maddiyat benim için pek de mühim değil ama o yaşadığım şehirden çok uzakta, düzenli bir hayatı yok.
Bu yüzden ailemin ilişkimize onay vereceğini hiç sanmıyorum.
Merhaba Güzin Abla, ben 21 yaşında, üniversiteden yeni mezun olmuş ve atanmayı bekleyen bir hemşire adayıyım. Henüz bir atama haberi yok ama yakında gelecek.
Fakat bilinmezlikten hiç haz etmem ve kafamda geleceğimi çizmek adına sürekli olası bir atama durumunda neyi nasıl yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Açıkçası mesleğimin bana göre olmadığına ve büyük hastanelerde çalışamayacağıma inanıyorum. Hastaneleri sevmiyorum. Bunu üniversite okurken fark ettim.
Bu yüzden olası bir atama durumunda toplum sağlığı merkezleri ya da il sağlık müdürlüklerini tercih listeme yazmayı düşünüyorum.
Puanım çok yüksek değil, toplum sağlığı merkezlerini yazabilirim fakat şehir dışında yaşamam gerekir.
4 yıl boyunca üniversiteyi de şehir dışında okudum, bu konuda zorlanacağımı düşünmüyorum, fakat annemin bünyesinin çok zayıfladığını fark ediyorum.
Anneme çok düşkün sayılmam açıkçası, aramız ben şehir dışındayken daha iyiydi. İkimiz de inatçı olduğumuzdan biraz kavga ederiz ama onun dışında normaldir ilişkimiz.
İşte ne zaman şehir dışında çalışmaya karar versem annemin bu halini görüp vazgeçiyorum.
Neler yazmak isterdim şu anda, içimi size nasıl dökmek isterdim bir bilseniz. Ben de bu kuyuya düşüp kurtulamayanlardanım. Çok çok uzun bir hikaye... Ne sizi yormak isterim ne de o günleri hatırlamak... Bu yüzden kısaca anlatacağım.
Ben onu ilk tanığımda, evli olduğundan haberim yoktu. O kadar ilgili, o kadar anlayışlı ve sevecen bir insandı ki... Aynı iş yerinde çalışıyorduk. Çok sonradan öğrendim evli olduğunu. Hem de yeni evlenmişti. Bana, “Hemen boşanacağım, ailemin zoruyla evlendim” dedi.
Zamanla hem eşi hem de ailesi öğrendi. Eşi kabullenemedi. Ailesi üzerime geldi, telefonlar, hakaretler.
Geçen bu 5 yıl beni mahvetti. Yüzümdeki tebessüm gitti, yaşama heyecanım kalmadı. Zamanla kendi de resmen canavara dönüştü. Kimseyle konuşamıyorum.
Bildiğiniz ev-iş arası mekik dokuyorum. “Boşan” dediğimde, “Bir daha bu konuyu açmayacaksın, yoksa seni öldürürüm” diyor.
“O zaman beni bırak” deyince “Senin sonun benimle. Seninleyim, daha ne istiyorsun” diye karşılık veriyor. Önceden boşanmasını isterdim ama artık kesinlikle istemiyorum.
Sürekli dayak, küfür, hakaret. Benim de çok güzel hayallerim vardı. Evlilik, düğün, gelinlik... Hepsi bitti artık. Bütün arkadaşlarım evlendi, eşleriyle çok mutlular. Ya ben?
Sayın beyefendi...
Kediyle öğrenciyi kıyaslamanız çok ilginç. Haydi, buyurun birlikte kıyaslayalım:
◊ Yolda bir öğrenciye araba çarpsa ne olur?
İnsanlar toplanır, hemen ambulans çağırılır, öğrenci derhal hastaneye yetiştirilir, şoföre yasal yaptırımlar uygulanır.
◊ Yolda bir kediye araba çarparsa ne olur?
“Hiç”. Hiçbir şey olmamış gibi trafik devam eder.
◊ Bir öğrenci bir insanın yanına gidip “Abi/abla, çok açım, bana şuradan bir simit alır mısın” dese ne olur?
İnsanların yüzde 90’ı o öğrenciye bir simit alır.
Onlar hep flört olarak kalırlar
İkinci eş olan kadın ve erkek devamlı flört halindedir. Erkek için senin akraban benim akrabam, annen, baban, çoluk çocuk sorumluluğu yoktur.
Çünkü genellikle ikinci kadından çocuğu yoktur. Eş, dost ile sosyal hayat da yoktur. Kısacası sorun da yoktur.
Esas eş, kocasının temiz giysilerini hazırlar, hastalandığında ona bakar, yerine göre bir şey istediğinde “hanım, bütçemiz el vermiyor” dediğinde inanır. Çocukların nafakasından kısar.
İkinci hanımın ise birlikteliğini devam ettirmek için bir dediği iki edilmez. Ben buna da “Birinci hanım bakır tabak at kırılmaz, ikinci hanım porselen tabak düşerse kırılıverir” diyorum.
Sözün kısası biz kadınlar eşlerimizden biraz sevgi, ilgi bekleriz. Bu ilgiyi, sevgiyi ne yazık ki ikinci kadınlara gösterirler.
Erkekler nikâhlı eşlerini anneleri mi sanıyorlar? Çapkınlık yapınca “aferin mi” denilecek? ◊ Rumuz: Fatma K.
Keşke azarlasaydınız biraz
Ben Manisa’dan yazıyorum. Tam 333 gün önce şirkette bir kız işe başladı. O günden beri aklımda... Bizim için zor bir süreç oldu.
Çünkü ikimiz de işimizden olduk, hiç de hoş olmayan sözlere maruz kaldık. Ama bütün bu zorluklara rağmen 3 aylık sevgiliydik.
Aileme evlenmek istediğimden bahsettiğim için çok sevindiler. Her şey güzel gidiyordu. Birkaç gün öncesi yaşadığımız olay her şeyi değiştirdi.
Ben ailesinden ayrı yaşayan biriyim. Sevgilim de evime sık sık bana gelir. Bende kalmaz ama birlikte vakit geçirirdik. Oyun oynardık, yemek yapardık.
Birkaç gün öncesine kadar her şey yolundaydı.
Yine evime benden önce yemek yapmaya gelmiş, masanın çekmecesinde iki tane ajanda bulmuş.
Ajandanın içinde eski sevgilimle yazışmalarımızı görmüş. Ben bunları yemin ederim unutmuştum.
Ama sevdiğim inanmıyor. Ki ben bir süre önce bir evlilik yapıp ayrıldım.
Merhaba Güzin Abla, ben nişanlımı sevip sevmediğimi anlayamıyorum. Daha önce hiç sevgilim olmamıştı. Hep umutsuz sevdalara kapılan biriydim. Hatta bazen o kadar umutsuz severdim ki, o kişi beni hiç tanımaz, bir araya gelme ihtimalimiz bile olmazdı.
Tabii beni sevenler de oluyordu ama benim onlarla pek ilgim olmuyordu.
Geçen yıl karşıma biri çıktı. Ben istemedim. O da hayalimdeki kişi değildi.
Ama ailem, akrabalarım herkes “kabul etmelisin” diye üzerime geldiler. Kendisi gerçekten çok iyi birisi.
Beni çok seviyor. Ona geçen yıl o kadar kötü davrandım ki yine de vazgeçmedi.
İşinde gücünde, dürüst, romantik, saygılı ailesine düşkün, bana karşı da çok ilgili.
Aşırı kıskançlık durumu olmayan, sıkboğaz etmeyen, kalbimi kırsa iki dakika sonra gelip sarılan bir yapıda.