Paylaş
Merhaba Güzin Abla, ben 21 yaşında, üniversiteden yeni mezun olmuş ve atanmayı bekleyen bir hemşire adayıyım. Henüz bir atama haberi yok ama yakında gelecek.
Fakat bilinmezlikten hiç haz etmem ve kafamda geleceğimi çizmek adına sürekli olası bir atama durumunda neyi nasıl yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Açıkçası mesleğimin bana göre olmadığına ve büyük hastanelerde çalışamayacağıma inanıyorum. Hastaneleri sevmiyorum. Bunu üniversite okurken fark ettim.
Bu yüzden olası bir atama durumunda toplum sağlığı merkezleri ya da il sağlık müdürlüklerini tercih listeme yazmayı düşünüyorum.
Puanım çok yüksek değil, toplum sağlığı merkezlerini yazabilirim fakat şehir dışında yaşamam gerekir.
4 yıl boyunca üniversiteyi de şehir dışında okudum, bu konuda zorlanacağımı düşünmüyorum, fakat annemin bünyesinin çok zayıfladığını fark ediyorum.
Anneme çok düşkün sayılmam açıkçası, aramız ben şehir dışındayken daha iyiydi. İkimiz de inatçı olduğumuzdan biraz kavga ederiz ama onun dışında normaldir ilişkimiz.
İşte ne zaman şehir dışında çalışmaya karar versem annemin bu halini görüp vazgeçiyorum.
Fakat kavga ettiğimizde yine fevri bir şekilde “ne olursa olsun” diyorum.
Evde ve İstanbul’da kalırsam kafayı yiyeceğimi düşünüyorum.
Ama ablam ve erkek kardeşlerim çok sorumsuz, annemle babamı onlara emanet de edemiyorum.
Üzerimde fazladan sorumluluk hissediyorum.
Bu yüzden yurtdışı hayallerimden bile vazgeçtim.
Daha fazla şeyden vazgeçersem ileride onları suçlayacağımı da biliyorum.
Çıkmazdayım, ne yapacağımı bilemiyorum. ◊ Rumuz: Çıkmazlarda
YANIT
Mektubundaki en dikkatimi çeken cümlen “Daha fazla şeyden vazgeçersem ileride onları suçlayacağımı da biliyorum” oldu. Bu çok yerinde ve doğru bir tespit sevgili kızım.
Genellikle bu böyledir, eğer insan hayatında bir şekilde birisinin etkisiyle bazı fedakârlıklar yapmışsa, bu fedakârlık onun mutsuz olmasına neden olmuşsa, mutlaka geriye dönüp o kişiyi suçlar.
Ancak bazen bu konuda haklı olsa bile, genellikle son karar kendisinindir. Senin durumunda da güzel kızım, meslek olarak hemşirelik gibi kutsal bir görevi seçmişsin. Her nedense büyük hastanelerde çalışmak istemiyorsun. Elbette kendine göre haklı nedenlerin olabilir.
Belki küçük bir yerde, bir sağlık ocağında daha faydalı olabileceğini de düşünmüş olabilirsin.
Ama şimdi de atanabileceğin yerin evinden uzakta olacağını düşünüyorsun.
Ailenden, özellikle de annenden bu kadar uzakta kalmak istemiyorsun. Buradaki sorumluluk anlayışına saygı duyuyorum ama annene bakacak önce baban, sonra ablan ve erkek kardeşlerin de varmış. Yani sonuçta onu yalnız bırakmıyorsun ki...
Ayrıca senin mesleğin gereği topluma karşı da sorumlulukların olduğunu unutmamalısın.
Kısacası sevgili kızım, madem bu güzel mesleği seçtin, ailen de, sen de bu ayrılıkları tahmin edebiliyordunuz, bu durumu kabullenmiş olmalıydınız.
Kendini sakın bu yüzden suçlama.
Allah annene sağlık, sıhhat versin ama sonuçta o yalnız değil.
Paylaş