Paylaş
Merhaba Güzin Abla, ben nişanlımı sevip sevmediğimi anlayamıyorum. Daha önce hiç sevgilim olmamıştı. Hep umutsuz sevdalara kapılan biriydim. Hatta bazen o kadar umutsuz severdim ki, o kişi beni hiç tanımaz, bir araya gelme ihtimalimiz bile olmazdı.
Tabii beni sevenler de oluyordu ama benim onlarla pek ilgim olmuyordu.
Geçen yıl karşıma biri çıktı. Ben istemedim. O da hayalimdeki kişi değildi.
Ama ailem, akrabalarım herkes “kabul etmelisin” diye üzerime geldiler. Kendisi gerçekten çok iyi birisi.
Beni çok seviyor. Ona geçen yıl o kadar kötü davrandım ki yine de vazgeçmedi.
İşinde gücünde, dürüst, romantik, saygılı ailesine düşkün, bana karşı da çok ilgili.
Aşırı kıskançlık durumu olmayan, sıkboğaz etmeyen, kalbimi kırsa iki dakika sonra gelip sarılan bir yapıda.
Ben birçok kez reddettim, sildim lakin hep bir şekilde devam etti iletişimimiz. Artık karar vermem gerekti.
Ve yanında kendimi mutlu hissetmeye başlayınca kabul ettim. Nişanlandık. Her şey güzel ilerliyor. Çok iyi anlaşıyoruz.
Ancak kalbim karmakarışık.
Bir gün çok mutlu oluyorum, seviyorum, konuşmak istiyorum, bazen yanından ayrılmak istemiyorum.
Ama bazen de bir anda soğuyorum. Hata yaptım gibi hissediyorum. Mesela dışarıda bir yakışıklı görsem, hemen moralim bozuluyor. Korkuyorum, ileride kalbim başka birine kapılır diye.
Ben bir tek onu sevip, mutlu bir aile olmak istiyorum.
Onu bıraksam hayalimdeki kişiyi bulmam da zor bu zamanda. Bu kadar ilgili bir insanı kaybetmekten korkuyorum. Sizce onu sever miyim ileride?
◊ Rumuz: Doğru insanı bulmak
YANIT
Sevgili kızım, sen bir hayalin peşine takılmış gidiyorsun. Ancak şu ana kadar o hayali de bulmuş değilsin.
Aşkı ve sevgiyi gözünde çok fazla büyütmüşsün.
Aslında mutluluğu yakalamışsın ama farkında bile değilsin.
Böyle giderse gerçekten bu genç adamı kaybedeceksin ve hayatının hatasını yapacaksın.
Çok fazla roman mı okuyorsun, çok fazla film mi izliyorsun bilemiyorum ama sonuçta kendini gerçek hayata pek fazla hazırlayamadığını düşünüyorum.
O hayal ettiğin beyaz atlı prensi beklerken yaşlanıp gideceğini de düşün biraz. Böyle bir prens yok hayatta. Ya da o gelmiş seni bulmuş ama farkında değilsin...
Bak ne diyorsun, “Arkadaş olarak da çok iyiyiz. Konulara ortak yol bularak anlaşıyoruz.”
Bu aslında o kadar önemli bir şey ki...
Çünkü inan evlilikte aşk zaman içinde silinip gidiyor ve geriye sadece çok iyi bir arkadaşlık ve anlaşma kalıyor.
Zaten bu olmazsa o evlilik genellikle yürümüyor.
Diyorsun ki, “Dışarıda bir yakışıklı görsem, moralim bozuluyor.” Eh kızım böyle bir ihtimal herkes için söz konusu.
Nişanlın için de...
O da çok güzel bir kız görüp, heyecanlanabilir.
Ama insan birine bağlanıp, ona söz verdiği, bir aile kurduğu zaman iradesini kullanıp bu tür düşünceleri kafasından atmalıdır elbette. Yoksa evlilik, aile düzeni, diye bir şey kalır mıydı?
Paylaş