Onunla aynı gün işe başlamıştık.
O dönem bir ilişkisi vardı. 1 hafta sonra ayrıldılar.
Ardından başka bir kızla görüşmeye başladı. Kızın mesaj attığını ama kendisinin ona ilgi duymadığını anlattı bana.
Bir gün de durup dururken kızla konuşmayı kestiğini söyledi.
Sonra bir gün eski sevgilisi aradı. Kahve içmeye gideceklerdi.
Ama onu engellediğini ve kahveye gitmediğini söyledi.
Ardından bana karşı davranışlarının değiştiğini hissettim.
Ben size daha önce de yazmıştım, “eşim madde bağımlısı oldu” diye. Eşimi çok seviyorum, o da beni seviyor ama ne yazık ki sevgi de bir yere kadar. Bırakmasını ve tedavi olmasını istedim. Bana sözler verdi bir daha kullanmayacağını ve asla böyle bir şeyin tekrarlanmayacağını söyledi. Yine devam etti.
Her söz verişinin 1 hafta sonrası küçük krizlere giriyor. Anında sinirlenip etrafa bir şeyler fırlatmaya başlıyor. O uyurken mesajlarını okudum. Evdeki 1000 TL değerindeki bilgisayarı 500 TL’ye satmış.
Ben de 8 sene tek başıma yaşadım. Çok kötü durumlara maruz kaldım ama hiçbir zaman ne sigara, ne alkol, ne de uyuşturucuya karşı bir yaklaşımım oldu. Zaten eşime de söyledim; “Bunu kullanmaya devam edeceksen ben olmam.”
Bunu tehdit için de söylemedim. Gerçek duygularımdı. Çünkü bu uyuşturucu çok kötü bir şey, maddi manevi bir aileyi yıkıyor. Önce itiraz etti ve yine sözler vermeye başladı ama tutmayacağını bildiğim için artık bir şans daha vermek istemedim.
Yalanlar söyledi, işe giderken bizi kandırdı. İş yeri uzak diye yanına sırt çantası alırdı.
Fakat birçok defa kadın parfümü kokuyordu çantanın içi, hatta bir toka buldum. Hesabını sordum tabii ki yalan söyledi.
Ben de ona inanmak istedim.
Hayatımda ilk defa size anlatacağım yaşadıklarımı. Çocukluğumu yaşadım ama çok sıkıntı çektim. Şu an 25 yaşındayım ve evliyim. Ailem her gün kavga ederdi, evde hep huzursuzluk hakimdi.
Bir süre sonra kardeşim hastalandı, evin yükü bana kalmıştı.
Şikayetçi değilim, onları anlıyorum ama çok yoruluyorum. Daha çok küçükken bir adam bana cinsel tacizde bulunmuştu. O olay aklımdan çıkmıyor. Beynim bütün olumsuzlukları bastırmaya çalışıyor ama patlama noktasındayım.
Ailemin haberi yok fakat aynı yaşta olduğum komşumuzun oğlu da küçükken beni taciz etmeye çalışırdı. Kendimi ondan korumaya çalıştım.
Ailemin de huzuru birkaç yılda düzeldi. Ancak annem yıllarca psikolojik tedavi gördü. Bu sırada da birçok kişiyle aldattı babamı. Büyük ihtimalle hasta olduğu için yaptı. Çünkü annem çok saf ve iyi kalpli biridir.
Yıllarca sanki ben annelik yaptım ona. Hâlâ destek oluyorum, keşke daha fazlasını yapabilsem.
Şahit olduğum çok olay oldu. Her zaman ayaklarımın üzerinde durdum. Çok şeyin eksikliği içerisinde yaşadım. Kendimi geliştiremedim. Bildiğim tek şey insanlara güvenmemek.
Kimseyle konuşamıyorum veya kimsenin beni anladığını düşünmüyorum. “Unut gitsin”, diyorlar, sanki “nefes alma” der gibi. Kimseyle konuşamıyorum veya kimsenin beni anladığını düşünmüyorum. “Unut gitsin”, diyorlar, sanki “nefes alma” der gibi. Sana geldim Güzin Ablam. 4 buçuk yıl önce biriyle internet üzerinden tanıştım. Şu an 22 yaşında bir kızım, o ise 27 yaşında. Önceleri sohbetimiz gayet dostçaydı. Fakat zaman geçtikçe birbirimize çok bağlandık ve farklı hissetmeye başladık. Her konu hakkında konuşuyorduk. Fikirlerimiz ve bakış açımız öyle uyuşuyordu ki... O müzikle uğraşıyor ve çok çabalıyordu. Ben de ona elimden geldiğince destek oluyordum. Bizimki uzaktan uzağa sevgiydi. Ben yurtdışında yaşıyorum, o ise Türkiye’de. Ama ne ben ne de o mesafeleri bahane ettik. Türkiye’de bulunduğum zamanlarda görüştük. Ailem onu farklı kültürlerimiz, aramızdaki bunca mesafe ve onun maddi durumundan dolayı istemedi. Arkamda duracaklarına, karşımda durdular. Yılmadım, her şeye rağmen onun yanına gittim. Onun için para biriktiriyordum. Ona en güzel, en değerli hediyeleri almak için... Tabii ki sırf maddi destek değil, manevi olarak her koşulda motive edip onu ayağa kaldırıyordum. O ise bu ilişki sırasında benim verdiğim çabanın yarısını bile vermedi. “Seni alacağım, evleneceğiz” tarzında konuşuyordu sürekli... Kendisine ailemin onu istemediğini söyledim çünkü çok çaresizdim. Bana, hiçbir şekilde destek çıkmadı... “Sen vazgeçtin, beni bıraktın” tarzında konuşmaya başladı. Aradan 2 ay geçtiğinde dayanamayıp onu aradım ve ağladım. Tekrar beni suçladı. “Beraberliğimizi sen yıktın. Ben bir tek seninle evlilik düşündüm. Madem sen yoksun, evlilik diye bir şey yok benim için” dedi. Onun beni suçlamaları sonradan her şeyi anlamama yardım etti. Her şeye rağmen onu aklımdan silemiyorum. Başka kimseyle görüşemiyorum. Ne ona gidebiliyorum, bir yanda ailem var ve uzaktayım diye ne de ona yazabiliyorum...
Çok çaresizim. ◊ Rumuz: Çaresiz kaldım
YANIT
Sevgili kızım, bu tarz çaresizlik işte benim de en zorlandığım konuların başında geliyor. Çünkü büyük bir umutsuzluk ve aşırı bir hayal kırıklığı içeriyor bu mektuplar.
Bana soracak olursan, senin bu yaşadıkların, senin de sonunda anladığın gibi tamamen seni kullanan, zaafından yararlanan, kendisine maddi manevi destek olman için türlü numaralar çeviren bir tür dolandırıcının marifetleri.
Senin gibi pek çok saf genç kızı parmağında oynattığına eminim. Ama işin kötü yanı sen tüm temiz yüreğinle ona bağlanmışsın.
Ona inanmışsın, ona destek olduğunu sanmışsın. Onunla yuva kurma hayalleri içindeymişsin.
23 yaşında, güzel bir kadınım ve memurum. 19 yaşındayken daha önce çalıştığım işyerinde bir erkekle tanıştım. 4 yıldır da onunla beraberim...
Sonuçta evliliğe giden bir ilişkimiz oldu. Bu yıl hariç genelde ilişkimiz çok güzel sürüyordu. O beni çok seviyor, sayıyor, ilgileniyor... Ve sevgili olarak hiç görmediğim sevgiyi gösteriyordu.
Ama bazı huylarını beğenmiyordum. Çok fazla dışarıda ve sürekli oyun oynuyor. Gece yatmaz, gündüz kalkmaz, oysa o da memur.
Bu arada ilk başlarda onu arzuluyordum, çok çekici geliyordu.
Aramızda 5 yaş fark var. Zamanla kendine bakmamaya başladı ve aşırı kilo aldı. Yine de bu yıla kadar ona âşıktım. Eskiden 1 hafta görmesem onu özleyen ben, bu sene özlememeye başladım. Zoraki öptüğüm bile oldu. O ise bana karşı çok iyi, çok seviyor ve benimle evlenmek istiyor.
Gelelim aklımın karışıklığına... “Cinsel isteksizliğim hormonal sıkıntılarımdan” diye kendimi kandırıyordum. Ta ki iş nedeniyle 2 haftalığına başka bir yere gidip birini beğenene kadar.
Tipi çok hoştu ama onu tanıdıkça zekasına, karakterine her şeyine hayran kaldım. Sanki ünlü birine hayranlık duymak gibi.
Köşenizde, benimle aynı durumu yaşayan bir kadının mektubunu gördüm. İşte bu yüzden yazıyorum. Üniversite öğrencisiyim.
20 yaşındayım ve muhafazakâr bir aile yapım var. Aile içinde özel konuların paylaşımı yoktur.
7 aylık bir ilişkim vardı, yürümediğini görünce, ayrılmak istedim. O zaman da bana şiddet uyguladı. Olayın sıcağı sıcağına polise başvurdum. Ne yazık ki, bir sonuca ulaşamadım. Ailesi bir şekilde olayın üstünü kapattı. Varlıklı ve ismi duyulmuş bir aileye sahipti.
Tekrar tehditleri başladı, evimin önüne gelip ailemle yüzleşmekle, mesajlaşmalarımızı, fotoğraflarımızı onlara göstermekle tehdit etti.
Gözümü korkutmak için ailemin karşısına da farklı bir sıfatla çıktı. Bu olayların kesilmesi için huyuna gitmeye çalıştım.
Ailemin öğrenmemesi için zorunlu olarak barıştım. Ama tekrar bana şiddet uyguladı.
Görüşmek istemiyorum, beni tehdit ediyor. Polis bu olayı çözemiyor ve ben de pek çok kadın gibi gazetelerin 3’üncü sayfasında yer almak istemiyorum.
Ben, 40 yaşın üstünde bir kadınım. Bir kez evlendim ve 6 yıl sürdü. Maalesef eşimi kaybettim. Bir kızım vardı, onu da büyüttüm ve evlendirdim. Şimdi yalnızım.
17 yıl oldu eşimi kaybedeli. Yalnızlığa alıştım, bir daha evlilik düşünmüyorum. Zaten zor bir insanım, kolay kolay kimseyi sevemedim.
Fakat bir kişiyi sevdim, o da ünlü bir şarkıcı. Eşinden yeni ayrıldı, bir de kızı var. Biliyorum, o insanların hayatları çok hareketli oluyor.
Aslında mantıklı düşünen bir insanım ama gönlüme söz geçiremiyorum. Hep onu hayal ediyorum.
Babamı erken yaşta kaybettim. Onunla baba-kız sevgisini hiç yaşamadım. Annemle de aynı şekilde, ondan küçükken ayrıldım.
Memleketten İstanbul’a gelmiştim, ablamın yanına yerleştim. Daha sonra iş hayatına atıldım, bir daha da memlekete dönmedim.
Annemden de bu şekilde ayrı kaldım, maalesef onu da kaybettim. Anlayacağınız sevmeye de sevilmeye de ihtiyacım var.
23 yaşındayım ve hayatımda benim yaşımda birisi var. Çok iyi anlaşıyoruz ve evlenmek istiyoruz. Ama o, evlenip ayrıldığı için babam kesinlikle istemiyor. Ayrılmam için beni sürekli aşağılıyor ve hakaretler yağdırıyor.
Babam benim güzel olmadığımı bile söyledi, düşünebiliyor musunuz?
Zaten bize hiçbir zaman bir baba gibi davranmadı. Bizden, ailemden sürekli utandı. 2 kardeşim zihinsel engelli, Bu yüzden bize düşmanıymışız gibi davranıyor.
Evde kimse ona söz geçiremiyor. Dünyada sadece kendisi varmış gibi hareket ediyor.
Babam, erkek arkadaşımın ailesi de dahil, herkese beni sildiğini söylüyor, “Bu kapıdan çıkarsa bir daha giremez” diyor.
Ne yapacağımı bilemiyorum. Erkek arkadaşımdan da ayrılmak istemiyorum. En son 25 gün önce bu konuyu konuşmak için babamı aradığımda işitmediğim hakaret kalmadı. 25 gündür ailemle aynı sofraya oturmuyorum, konuşmuyorum ve kimsenin umurunda bile değil.
Erkek arkadaşım “Kalk gidelim artık buralardan” diyor ama ailemi çok seviyorum. Ne yapmalıyım, nasıl bir karar almalıyım, bilmiyorum...