Merhaba Güzin Hanım, ben 2.5 yıllık evliyim ama eşimle 8 senedir tanışıyoruz. Kendisi benim ilk sevgilimdi ve o dönemde ilk yıl aramız iyi sayılırdı; sonraki yıllarda okul bitince o memleketine, ben memleketime döndüm...
Ne yazık ki hemen işe giremedik. İşsizlik sürecinde ailemin de durumu iyi olmadığından çok zorluklar yaşadım. Yıllarca sınavlara hazırlandım ve şükür ki sonunda mezun olduktan 4 sene sonra bir işe girebildim.
Eşimle o sıralar çok fazla kavga ediyorduk, sık sık ziyaretine gidemiyordum, yeterince ilgilenemiyordum. Her seferinde ailesi de devreye girip ‘artık bu ilişkinin adını koyalım’ gibi yorumlarda bulunuyorlardı. Ailecek bana karşı çok agresiflerdi. Birkaç kez ayrıldım ama eşim sonradan çok defa arayıp ağladı sızladı, barıştık.
Sonunda ben işe girince bir sene içinde de aceleyle evlendik.
Eşimin önceden de agresif tavırları vardı ama evlendikten sonra giderek arttı. Benimle ilgilenmiyorsun bahanesiyle ağza alınmayacak küfürler ediyor bana, birkaç kez fiziksel saldırı da gördüm, elim yüzüm yaralı işe gitmek zorunda kaldım.
Kavga sırasında apartmanı inletiyor, ‘bağırma’ dediğimde en hafifinden ‘başlatma apartmanından’ diyor. Aslında tüm ailesi böyle, ağzı bozuk, onu fark ettim.
Ben kendisini birkaç kez uyardım ama fayda etmedi. Ayrıca, şu anda işsiz ama önerdiğim işleri beğenmiyor, sınava hazırlanıyor güya, günde en fazla 2 saat ders çalıştı, sınavı da kötü geçti.
Selam ablacığım, ben iki yıl önce eşimi kaybettim ve genç bir kız annesiyim. İki de büyük oğlum var. Kızım bu sene liseden hemşire yardımcısı olarak mezun oldu ama bizi hiç dinlemiyor.
Ailecek istemediğimiz biriyle nişanlandı. İster istemez o nişanı yaptık ama nişanlı olduğu gençle hep kavga ediyor. O genç, sürekli kızımı ağlatıyor...
Ben ne yapacağımı gerçekten bilemiyorum. Karşımızdaki insanlar bize hiç uygun değiller, çok farklı yapıdalar. Biz yine de kızım istiyor diye kabul ettik.
Ama nişanlısı olan genç bize bir yüzükle geldi, yüzüğü taktı ama anne baba gelmedi istemeye.
Üstelik bu gencin işi gücü yok...
Hep benim kızım arıyor, hep o gidiyor. Darıldıklarında yine kızım gidip barışıyor. Ben biraz uyarmaya kalksam, “siz nişanlımı istemiyorsunuz, ondan böyle yapıyorsunuz” diyor. Ama karşı taraftan hiçbir şey görmüyoruz. Nişanlanalı bir yıl oldu. Hâlâ ses seda yok.
Birkaç gün önce nişanlısı bir video çekip göndermiş. Bu videoda kızıma, annesinin onu istemediğini söylüyor. Kızım bunu dinleyince çıldırdı. Sürekli ağlıyor ama ona bir şey söyleyemiyor.
Ne olur Güzin Abla, bir çare bulalım. Ben işin içinden çıkamıyorum. Kızımın abileri var, eğer bu durumu duyarlarsa çok kötü şeyler olur diye korkuyorum. Kızımla konuşmaya çalışıyorum, anlamıyor.
27 yaşında güzel bir kadınım. İki evlilik yaptım ve ayrılıkla sonuçlandı. Şu an bir sevgilim var. Onu seviyorum aslında ama aşırı kıskançlık yapıyor. Artık sevgisi saplantı haline geldi. Ne işini gözü görüyor ne ailesini... Sadece benimle vakit geçirmek istiyor. Elinden gelse 24 saatini bana ayıracak.
Beni babamdan dahi kıskanıyor ve “Baban bile saçının telini görmesin” diyor. Bahçeye bile çıkmamı istemiyor.
“Bana bu kadar baskı yapmamalısın” dediğimde, “Sen de bu kadar güzel olmasaydın” diyor. Gerçekten artık çok bunaldım. Ailemle tanıştı.
Ailem ondan pek hoşlanmadı.
Bana, “Nereden tanıdın bunu” diye sordular. Babama, “Bu da yürümüyor” diyemiyorum ama bunalıma girmek üzereyim.
Sürekli beni suçluyor. İstiyor ki bütün işlerimi bırakıp sadece onunla ilgileneyim, ona yazayım, onu arayayım.
İki dakika görmesin, “özlüyorum” demeye başlıyor. Benim hiç sosyal hayatım kalmadı.
41 yaşındayım ve hep tek başıma mücadele verdim. Ama şu an o kadar zor bir durumdayım ki neye karar vereyim, ne yapayım bilmiyorum. Önce babam terk etti beni, daha sonra annem kapıya attı.
Lise mezunuyum ve genellikle geçici işlerde çalıştım.
Bugüne kadar birçok sanatçıya ulaşmaya çalıştım. Tabii ki devlet kurumlarına da yazdım, hepsi olumsuz döndü. Hatta bazıları hiç geri dönmedi bile.
Hayatta Allah’tan başka kimsem yok. Herkesin kapısına gittim.
Evim de kira...
İnsanlara garip gelebilir ama gerçekten kimsem yok.
İnan kimseden maddi bir yardım istemedim. Sadece bana iş bulmalarını istedim.
23 yaşında ikinci üniversitesini okuyan bir kızım. Canımdan da öte sevdiğim sevgilim ise 26 yaşında. İki yıldır birlikteyiz. İkimiz de ilişkimize çok emek verdik. Örneğin sevgilim sırf ileride daha rahat bir hayat yaşayabilelim diye okuduğu bölümün işinin maaşını az bulup daha yorucu ama daha çok kazandıracak bir işe başladı.
Bense her açıdan destekliyorum onu. Sevdiğim bir ara madde kullanıyordu.
Sonsuz sevgim, aşkım ve güvenimle bu illetten kurtardım onu. Şimdi çok şükür tertemiz. Ama beni ve onu derinden üzen bir konu var. Ben kilolu bir kızım. Ama günden güne de zayıflıyorum.
140 kilodan 80’lere kadar düştüm. Üstelik bir ameliyata başvurmadan. Sevdiğim bugüne kadar kilomu hiç sorun yapmadı.
Beni hep sevdi. Onun için dünyanın en güzel kızıyım. Ama annesi sadece fotoğraflarımı görüp “Bu ne şişman, çirkin bir kız” demiş. Ablaları da hak vermiş. Sevgilim bunları bana anlatırken o kadar üzüldü ki...
Onun üzülmesine asla dayanamam, onu üzgün görünce dünyam yıkılıyor. Ben de hırs yaptım ve o andan itibaren zayıflamaya başladım.
Annesi her fırsatta kız bakıyor sevdiğime. Hayatında benim olduğumu bildiği halde.
Sevgilim, bayramda köye gitmişti ve yine böyle bir konu geçti sanırım. Sevdiğim üzülürüm diye anlatmıyor. Büyük bir kavga olmuş ailesiyle arasında; hissediyorum.
O kadar iyi biri ki memleketime geldiğimde de onunla görüşmeye devam ettim. Beni kızı gibi görüyor.
Çünkü eşinden boşanmış ve kızıyla uzun süredir konuşmuyormuş.
Ama ne zaman onunla görüşmek istesem ailem izin vermiyor.
Çünkü ehliyetimi aldım, haliyle ailem sürücü kursuyla işimin bittiğini düşünüyor.
Ama bilmiyorlar ki o abiyle aramda manevi bir şey var.
Gerek mutluluğumuzu, gerek dertlerimizi paylaştık.
Ailemden gizli görüşmek de istemiyorum.
Ne zaman aileme bu konuyu açsam kavga ediyoruz.
19 yaşında bir genç kızım. Geçen yıl Doğu’da bulunan bir şehirden İzmir’e üniversite okumaya geldim.
Burada insanlar birbiriyle çok çabuk samimiyet kurabiliyor. Ama ben onlar gibi olamıyorum.
Bu yazıyı biraz da evlerinden uzakta, başka şehirlerde üniversite okumaya hazırlanan gençleri uyarmak için yazıyorum.
Annem ve babamın çevreyle ilişkilerine bakınca; benim gibi pek arkadaşları olmadığını görüyorum.
Benim durumumun onlardan kaynaklandığını da düşünüyorum. Ailem tarafından hep bastırıldım, arkadaşlarımla buluşmama bile izin verilmiyordu.
Arkadaşlarımın olmamasını dış görünüşüme, kendimi geliştirememe bağladım hep.
İnsanlarla kurduğum iletişim çok kısıtlı, yanlarında kendimi gergin hissediyorum.
Güzin Abla, ben 25 yaşında bir gencim. Eşimle bundan 2 sene önce tanıştım. Evlenmeden önce 1 sene görüştük. Her şey gayet güzeldi. Kardeşim askere gideceği gün onu ailemle tanıştırmak istedim. Tanıştık, yedik, içtik...
Normal bir genç kız nasıl giyiniyorsa eşim de o şekilde giyinmişti. Açık değildi kıyafeti. Ama annemle babam aralarında ne konuştularsa ona kıyafet konusunda laf etmişler.
Sonra annem, eşimi yolcu ederken “Bir daha gelmezsin inşallah” demiş.
Ben bunları sonradan duydum.
Ailem onunla evlenmemi pek istemedi, “Acele etme” dedi. Ben ise onlara yazın istemeye gideceğimizi söyledim.
Babam asgari ücretle çalışıyor, borçları da var, ona yük olmak istemedim. Her şeyimi kendim yaptım.
Çiçeğimi çikolatamı aldım, ailemi zorla da olsa istemeye götürdüm.