Paylaş
Güzin Abla, ben 25 yaşında bir gencim. Eşimle bundan 2 sene önce tanıştım. Evlenmeden önce 1 sene görüştük. Her şey gayet güzeldi. Kardeşim askere gideceği gün onu ailemle tanıştırmak istedim. Tanıştık, yedik, içtik...
Normal bir genç kız nasıl giyiniyorsa eşim de o şekilde giyinmişti. Açık değildi kıyafeti. Ama annemle babam aralarında ne konuştularsa ona kıyafet konusunda laf etmişler.
Sonra annem, eşimi yolcu ederken “Bir daha gelmezsin inşallah” demiş.
Ben bunları sonradan duydum.
Ailem onunla evlenmemi pek istemedi, “Acele etme” dedi. Ben ise onlara yazın istemeye gideceğimizi söyledim.
Babam asgari ücretle çalışıyor, borçları da var, ona yük olmak istemedim. Her şeyimi kendim yaptım.
Çiçeğimi çikolatamı aldım, ailemi zorla da olsa istemeye götürdüm.
Oradayken anneme işaret ettim “isteyin” diye. Annem istedi, babam yüzük taktı, bitti.
O akşam eşim mesaj attı, “Baban dururken beni annen istedi” diye bir sürü laf etti.
“Nikâhta annenle babanı istemem, gelmesinler” dedi.
Bu yüzden biz kimseye söylemeden nikâh kıydık. Aileme sonradan söyledim evlendiğimizi. Evlendikten sonra kayınvalidemi de yanımıza aldık.
Bir süre sonra eşimde takıntı hastalığı başladı. Dışarıdan eve gelen her şeyi yıkıyor, üstüne su damlasa kendisi de yıkanıyor, evin dışında hiçbir yere dokunmuyordu.
Onun bu durumu beni çok zorluyordu. Düşünün; işten geliyorsun, üstünü sokak kapısı arkasında çıkarıyorsun, telefonu kolonyayla silip peçete üstüne, halıya bırakıyorsun. Sonra püskülle bastığın yeri silerek banyoya gitmen gerekiyor.
Yine de bunlara ses etmedim.
Bir gün annem eşimi aradı. Eşim, “Sen bana böyle böyle yaptın” deyip telefonu kapattı, sonra da onu engelledi. Aradan birkaç ay geçti, bu defa da “Beni hiç arayıp sormuyorlar” diye söylenmeye başladı.
Hamileydi o sıralar. Annemle babama “Gelininizi bir arasanız ya, yakında torununuz olacak. Gönlünü alın” dedim.
Babam aramış, güzel güzel konuşmuş. Ama bir süre sonra eşim “Bana bir meyve bile almadılar” diye yine tartışma çıkardı.
Çocuk doğdu, aileme haber verdirmedi. Ben söyledim, fakat onları getiremedim.
Babam o zorlukta gram altın almış, yolladı. Eşim bana zorla sattırdı. Düğünümüzü zaten pandemiye denk geldi diye yapamadık. Şimdi yapmaya uğraşıyorum, eşim “Aileni getiremezsin” diyor, “Çocuğumu sevemezler” diyor.
Kızım 9 aylık oldu, ailem sadece fotoğrafını gördü. Artık ne yapacağımı şaşırdım. Canıma kıymayı bile düşündüm. Her fırsatta aileme küfrediyor. Katlandıkça daha kötü oluyor. Bunları birine anlatmam lazımdı...
◊ Rumuz: Her şey dışarıdan güzel
YANIT
Sevgili oğlum, sabrına hayran olmamak elde değil. Eşine değer verdiğin için bütün bu davranışlarına katlanıyorsun ama bu arada olan sana oluyor.
Bir de bu ekonomik krizde, aradan yıllar geçmiş ve hâlâ “Ona düğün yapacağım” diyorsun.
Başta ailen eşini kabul edememiş, bu yüzden o da bu yaşananları unutamıyor.
Sanırım sinirleri bozuk ve pandemi nedeniyle iyice takıntılar edinmiş.
Önce bilimsel adıyla “obsesyon” denilen bu temizlik hastalığı nedeniyle eşini tedavi olmaya ikna etmeli, onu bir uzmana götürmelisin.
Umarım diğer sorunlarından da bu arada kurtulur.
Paylaş