Merhaba Güzin Abla, ben 20 yaşında, üniversite okuyan nasip olursa öğretmenlik yapmak isteyen bir genç kızım. Size yazmak istedim çünkü bu durumu tek başıma nasıl halledebileceğimi bilmiyorum...
Bir yıl önce çok güzel olmasa da yine de idare eder bir hayatım vardı.
Ta ki internette bir kitap okuma uygulamasına katılıp oradan da biri hayatıma girene kadar...
Bu uygulamaya sadece kitap okuma amacıyla girdim fakat özel mesaj alanları da varmış meğer...
Oradan bana yazanlar oluyordu, bazen konuşurdum ama çizgimi hiçbir şekilde aşmazdım.
Ama biri vardı ki hayatıma ister istemez dahil oldu. 28 yaşında bir mühendisti.
Zaman içinde konuştuk, sırlarımızı paylaştık. Onunla konuşmak o kadar mutluluk vericiydi ki anlatamam...
Merhaba Güzin Abla, bekar 30’lu yaşlarda bir kadınım. Biriyle 5 senedir birlikteyim, fakat bu kişi evli ve 3 çocuğu var. En başa dönmek gerekirse ben onu sevmiyordum, hatta abi olarak görüyordum...
İlk bana 2017’de açıldı, ben kabul etmedim. Tekrar 2018’de yaklaşmak istedi, ben yine istemedim. Gerçekten ona karşı bir şey hissetmiyordum.
Bu geçici bir şeydir diye çok telkin ettim ama o ısrarla beni sevdiğini söyledi.
Eşiyle çok sorunları var, tanıdık oldukları için biliyoruz... Eşinin ailesi çok sorunlu insanlar. Hatta eşi ‘istersen başka kadına git’ bile demiş.
Benim de o sırada görüştüğüm kişiler vardı. Beni çok kısıtladı, ‘seni seviyorum, her şeyi bitir, sen benimsin’ diye sahiplendi ve giyimimden davranışlarıma kadar karıştı ki sonunda onun oldum da.
Aslında şikayetçi değilim.
Çünkü hatalarımı görmemi sağladı bir yerde, çünkü ben de bahane arıyordum geçmişimi bırakmak için...
Güzin Abla ben 32 yaşında evlenmiş ve boşanmış bir kadınım. Çalışıyorum, işimden de çok memnunum, ama keşke çevremde bana boşandığım için hafif kadın gözüyle bakan şu erkekler olmasaydı... Beni sık sık yemeğe davet etmeler mi, hafta sonu küçük bir kaçamak yapmaya ikna etmeye çalışmalar mı... Aklınıza ne gelirse...
Boşanmış bir kadınım ya, onlarla her istediklerini yapabilecek durumdayım. Onları başımdan def edebilmek için türlü bahaneler bulmaktan, mücadele vermekten yoruluyorum. Neyse ki bir süre sonra benden kolay lokma olmayacağını anlayabiliyorlar ve vazgeçiyorlar.
Yalnız işyerimde mi, bu tür davranışlarla hemen her yerde karşılaşıyorum. Diyelim ki bir arkadaş toplantısına gittim. Orada bir arkadaşım beni, aklı sıra koca bulmam için birilerine takdim ederken “o da yeni boşandı” diye münasebetsizce bir cümle kuruyor.
İnanın o toplantıdaki erkeklerin bakışları ve davranışları bir anda değişiyor. Onların gözünde ben artık kolay bir lokmayım.
Elbette ben de genç bir kadın olarak hayatımı yeniden kurmak, bir erkek arkadaş edinmek, belki de evlenmek isterim. Ama gördüğüm o ki bana yanaşan erkeklerin büyük çoğunluğu benimle genelde bir gecelik bir macera yaşamak hevesinde. Bunların içinde evli olanlar da çoğunlukta...
İşte Güzin Abla ben bu tür davranışlarla karşılaşmaktan çok yoruldum, boşanmış bir kadın olmanın sandıkları gibi kolay lokma demek olmadığını o erkeklere nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Sanki bir kadın boşandığında bir suç işlemiş gibi toplum tarafından dışlanıyor ya da yanlış anlaşılıyor. Bu yüzden hiçbir erkeğe güvenemez oldum.
Bana yaklaşan her erkeğe kuşkuyla bakıyorum.Bu durum sanıyorum daha çok boşanmanın da evlenmek kadar doğal olduğunu bir türlü anlayamayan bizim toplumumuzda görülüyor.
Bu yüzden bu sevgili ve eşsiz varlık henüz yanınızdaysa, lütfen onu kırmadan, üzmeden önce bir kez daha düşünün. Onun değerini bilin ki yarın öbür gün pişmanlıklar duymayın. Onun size tecrübelerini aktarmak istediği ve sizi uyarmak istediğinde daha söze başlarken ağzına tıkmayın laflarını...
Ona “öff anne” demeden önce bir düşünün... Çünkü o mutlaka sizin iyiliğiniz için çırpınıyordur...
Anneniz hayattayken onun değerini bilmelisiniz.
Anneniz aradığında “Aman anne şimdi konuşamam, daha sonra seni ararım” diye onunla konuşmayı ertelemeyin.
Bu belki de onunla yapacağınız son konuşmadır...
Ya da onu son görüşünüzdür, lütfen bunu aklınızdan çıkarmayın...
Unutmayın ki annenin yeri asla doldurulamaz. Evlat olarak annemizi başımızda taşısak hakkını ödeyemeyiz.
Merhaba Güzin Abla, olanı biteni olduğu gibi anlatacağım sizlere, belki sorun bendedir, beki eşimdedir. Sonuçta siz büyüğümüzsünüz siz karar verin, bana yol gösterirseniz sevinirim.
2019 yılında sosyal medya üzerinden tanıştığım bir kızla 6 ay içinde evlendik. Tabii süre Covid-19 dönemine denk geldi. Farklı şehirlerde yaşıyor olmamız nedeniyle bir kere görüştükten sonra evlilik kararı aldık. İkinci görüşmemiz isteme ve nişanda oldu. Toplamda 3 görüşme sonrasında evlilik gerçekleşti.
Ben 34 yaşındayım eşim ise 29... Bir de kızımız var, 1.5 yaşında... Topu topu 3 yıllık evliyiz ama eşimle sürekli tartışıyoruz. Kendisiyle en büyük problemimiz özel hayatımızın iyi gitmemesi.
Kendisi kilolu ve bu durum beni aşırı şekilde rahatsız ediyor. Resmen acı çekiyorum, mutsuzum...
Kilo vermesi konusunda kendisine her türlü desteği sağlamaya hazırdım ama o, “ben böyleyim, beğenmiyorsan almasaydın” gibi laflar ediyor, hiçbir gayret göstermiyor. Eşimden önce de beraber olduğum kadınlar oldu. Eşimle yaşadığım sorunların hiçbirini onlarla yaşamadım. Sonuçta eşimden cinsel anlamda soğudum.
Eşimin hiçbir çekiciliği yok kendisi bile bedenini beğenmediğini söylüyor. Dizleri, belinin ağrıdığını söylüyor sürekli... Bana istediğimi veremediği için beraberliğimizde istikrarsızlık oluşuyor. Ben de sonuçta giderek ondan uzaklaşıyorum.
Evliliğin yüzde 70’lik kısmını cinsellik oluşturmuyor mu? Yanlış mı söylüyorum? Ayrıca ona karşı ne ilgi ne de özlem duyuyorum.
10 yıllık bir evliliği olan ama bu evliliğin 4 yılını bir başkasına âşık olarak geçirmiş ve hatta halen geçirmekte olan bir erkeğim. Karımı severek evlendiğim halde eşinden ayrı yaşayan, iki çocuğu olan bir kadına elimde olmayarak âşık oldum.
Onunla da ikinci bir evlilik hayatı gibi bir şey sürdürüyorum.
Ne ben eşime gerçekleri söyleyip ayrılıp sevdiğim kadınla beraber bir hayat sürdürebiliyorum, ne de o... Ben de aynı şekilde eşime “Artık yeter bu evlilik bitsin. Sevgi olmayan karşılıklı saygı olmayan bu evliliği sürdürmenin anlamı yok, boşanalım gitsin” diyebiliyorum.
Bunun baş nedeni benim de çok düşkün olduğum 3 evladımın oluşu. Sevdiğim kadının ise eşinden ayrı yaşasa bile o adamın ona sağladığı belirli bir çevre, bir statü olduğunu biliyorum.
Benimle yeni bir hayat kurduğu takdirde çevresini hatta ailesini kaybedebileceğini düşünüyor. İkimiz de boşanıp evlenmeyeceğimizin bilincindeyiz. Bu yüzden bu durum hemen hemen 4 yıldır böyle devam ediyor.
Ben onu hiçbir şeye zorlamıyorum, her şeyi zamana bıraktım. Aslında ikimiz de 30’lu yaşlarımızdayız. Bunca yıl içinde sevdiğim kadını ancak eşinden ayrı bir evde yaşaması gerektiğine ikna edebildim.
Zaman zaman aynı evde birlikte yaşayabiliyoruz. Yine de bu durumun hiç de kolay olmadığını her an eşi tarafından baskına uygulayabileceğimizin bilincindeyim. Aynı şey benim için de söz konusu olabilir.
Ancak eşim ev kadını, sağladığım rahat hayattan vazgeçemeyecek yapıda bir kadın.
İlkokul çağında doktor olmaya karar vermiştim. Ama imkan olmadı. Notre Dame de Sion’da okuyordum.
Okulum Fransızca açısından çok başarılı olmakla beraber sadece edebiyat bölümü olan bir liseydi. Her ne kadar Fransızca tıp dili olsa da tıp fakültesine giremezdim.
Gazeteci oldum, yine insanların hayatlarına dokundum. Ama doktor olmak bambaşka bir şeydi benim için.
Doktorlar benim için gerçek birer kahramandır. Bunu birkaç gün önce yaşadığım o çok kötü olay sırasında bir kez daha anladım. Çünkü onlar bize yeniden hayat veriyorlardı.
Bugüne kadar birbirinden değerli doktorlar tanıdım. Onları tanımaktan gurur duydum ve de her birinin gücüne, bilgisine, insan hayatı kurtarmadaki sıra dışı becerilerine tanık oldum.
Ve her zaman işte bu melekler beni büyük bir özveriyle ölümden kurtarmışlardır. 3 yıl önce gece yarısı kalp krizi geçirdiğimde de böyle oldu, geçtiğimiz günlerde yaşadığım kazada da .
Bir şekilde kendimi ehil ellerde buldum.
Merhaba Güzin Abla, benim sorunum annemle ilgili...
Biz üç kardeşiz. Annem küçükken erkek kardeşim hariç ablamla beni çok döverdi, en çok da beni...
Hem de dişlerini sıka sıka, etlerimizi bura bura döverdi. Bir keresinde bana bıçak fırlattı, bıçak geldi kafamı deldi.
Bu olay bende ciddi bir travma oluşturdu. Çocuk aklımla annemin neden bana böyle bir şiddet uyguladığını düşünüp, günlerce etkisinden çıkamadım... Annemin varı yoğu erkek kardeşimdi... Hâlâ da öyle, onun yeri başkaydı her nedense...
Her neyse abla, şimdi anneme bana yaptıklarını söylediğimde, ‘Eskileri karıştırma. Neden sen sürekli eskileri açıp duruyorsun?’ diyor. Ama insan annesinden gördüğü şiddeti unutamıyor.
Ben 6 ay önce anne oldum... Ama annem doğumumu zehir etti.
Doğumumdan bir hafta kadar önce, bana yemeğe temizliğe yardım için gelmişti güya... Ama maalesef öyle olmadı, o bana bakacağına ben ona baktım. Onun kahvaltısını hazırladım, o ise akşam yemeğini eşim işten geldikten sonra hazırladı.