Paylaş
İlkokul çağında doktor olmaya karar vermiştim. Ama imkan olmadı. Notre Dame de Sion’da okuyordum.
Okulum Fransızca açısından çok başarılı olmakla beraber sadece edebiyat bölümü olan bir liseydi. Her ne kadar Fransızca tıp dili olsa da tıp fakültesine giremezdim.
Gazeteci oldum, yine insanların hayatlarına dokundum. Ama doktor olmak bambaşka bir şeydi benim için.
Doktorlar benim için gerçek birer kahramandır. Bunu birkaç gün önce yaşadığım o çok kötü olay sırasında bir kez daha anladım. Çünkü onlar bize yeniden hayat veriyorlardı.
Bugüne kadar birbirinden değerli doktorlar tanıdım. Onları tanımaktan gurur duydum ve de her birinin gücüne, bilgisine, insan hayatı kurtarmadaki sıra dışı becerilerine tanık oldum.
Ve her zaman işte bu melekler beni büyük bir özveriyle ölümden kurtarmışlardır. 3 yıl önce gece yarısı kalp krizi geçirdiğimde de böyle oldu, geçtiğimiz günlerde yaşadığım kazada da .
Bir şekilde kendimi ehil ellerde buldum.
Ve hayatım kurtuldu.
Gazetemizin ünlü doktor yazarı Osman Müftüoğlu bizim yaştakiler için hep “Aman sakın düşmeyin. Bu yaşta en önemli şey bir tarafınızı kırmamak” der.
Ben de düşmekten çok korkardım ve mümkün olduğu kadar dikkatli yürürdüm.
Ama işte her şeye rağmen caddede kaldırımdan karşıya geçerken birden havalandığımı hissettim.
Ve pat diye sırt üstü yere düştüm. Bacağımdaki acı, bana kalça kemiğimi kırdığımı anlattı.
Annem de bunu yaşamıştı. Demek ki annemle aynı kaderi paylaşıyoruz.
İşte o andan itibaren acılarla dolu günler başladı benim için. Ancak yine dediğim gibi çok başarılı, çok titiz, bu işin ehli doktorların eline düştüm.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi ve Ortopedi Bölümü doktorları her birinden Allah razı olsun. Beni ameliyat ettiler, sonrasında bebek gibi baktılar.
Tüm huysuzluklarıma, ağrının getirdiği sızlanma ve kaprislerime ses çıkarmadan, etrafımda pervane oldular.
Aynı şekilde yattığım 12’nci kat karma cerrahi servisi birbirinden güzel, güler yüzlü, becerikli bilgili şefkatli hemşireleri, gece gündüz demeden baktılar bana... Hepsine buradan teşekkürü borç bilirim.
Başta Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’ndeki ortopedi alanında çok ünlü profesör doktor Faik Altıntaş ve onun yetiştirdiği çok başarılı ekibi profesör doktor Gökhan Meriç, öğretim üyesi doktor Burak Çağrı Aksu, asistan doktorlar Behiç Çelik, Doğukan Sağıroğlu, İsrafil Akbay, Gökberk Yıldız olmak üzere bu ekibe hayatımı borçluyum.
Çok zorlu bir ameliyatın üstesinden geldiler. Üstelik nasıl da şefkatli, nasıl da yardımcı, nasıl da bıkmadan usanmadan yanımdaydılar...
Ayrıca 12’nci kat karma cerrahi servisi hemşireleri; Özlem Karakaş, Ece Nur Temiz, Dilek Buse Tomak, Simge Aksakallı, Ayşe Ünsal, Ebru Yusufoğlu, Name Barut... Gece gündüz demeden etrafımda pervane oldular. Allah hepsinden razı olsun…
Eve döndükten sonra her zaman yanımda olan sevgili doktor oğlum Ercan Yılmaz pansumanlarımı yaptı, bana güç verdi. Hepsine sonsuz teşekkür ederim.
Şimdi benim için ağrılı ve zorlu bir süreç başladı. Ara ara size yine yazılarımla destek vereceğim.
Ve siz sevgili okurlarım, lütfen ama lütfen düşmemeye bakın.
İnanın hiç kolay değil.
Paylaş