Gördüğüm manzara keyfimi o kadar kaçırdı ki anlatamam.
Niyetim Gezi Parkı’nın içinden geçerek Talimhane’deki Lamartine Caddesi’ne gitmekti.
Bir açılıp bir kapanan parktan geçtim, çimenleri, çiçekleri büyük oranda tahrip edilmiş küçük bayırdan aşağı inerek kendimi tuhaf bir yerde buldum.
Kahire’deki Tahrir Meydanı’nı derseniz benzemiyor.
Marakeş’in ünlü Djemaa el Fna Meydanı diyeceğim ona da benzemiyor.
Batı’daki meydanlarla karşılaştırmayı aklıma bile getirmedim.
Kimliksizliğiyle ürküten devasa gri bir alan.
Biri Ayvalık için adaylığını açıklayan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gencer, diğeri Ürgüp eski belediye başkanı Bekir Ödemiş.Ödemiş CHP’den Çankaya aday adaylığını duyurdu.
Yine dün bu kez bir kadından aday adaylığı müjdesi geldi.
Yaklaşık 15 yıl Kadıköy’de başkan yardımcılığını yürütmüş olan İnci Beşpınar Kadıköy Belediye Başkanlığı aday adayı.
Parti Meclis üyesi olan ve beş yıldan beri İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi ve Ataşehir Belediye Meclisi İnci Beşpınar’ın yolu açık olsun.
Beşpınar’ın Kadıköy’e aday adayı olması önemli zira özellikle yerel yönetimlerde feci bir tabloyla karşı karşıyayız.
Mecliste yüzde 14.3 oranında kadın olmasına rağmen yerel yönetimlerde oran hala yüzde 1’in altında.
Ka-Der’in verilerine göre, Türkiye’deki 2 bin 950 belediye başkanından sadece 26’sı yanı yüzde 0.8’i kadın.
Dolayısıyla bugün önemli gördüğüm iki konuyla devam edeceğim.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Fakültesi’nin karaciğer naklindeki başarısı ve kazılarını İtalyan arkeologların sürdürdükleri Aslantepe Höyüğü.Karaciğer naklinde Avrupa’da birinci, dünyada ise ikinci olan Karaciğer Nakil Enstitüsü’nü üniversite rektörü Profesör Cemil Çiçek ile gezerken ekibiyle bu rekora ulaşan Profesör Sezai Yılmaz ile de tanışma fırsatını bulduk.
Prof. Sezai Yılmaz, ameliyatlarına 2002 yılında başlamış.
Ekipteki 10 cerrah arkadaşıyla aynı gün içersinde 5 nakil ameliyatı gerçekleştiren Profesör Yılmaz bir süre ABD’de kalmış.
“Ameliyat artık bizim yaşam biçimimiz” derken 2013 yılında 350 ameliyat hedeflediklerini söylüyor.
Nihai hedef yılda bin ameliyat.
Nakil ameliyatlarının yüzde 80’i canlıdan canlıya yapılıyormuş.
Has Malatyalı, Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu, işle turizmi müthiş bir beceriyle dengeleyen bir program yapıp önayak olunca kendimi bu şehirde buldum.
Üç günlük yoğun iş görüşmeleri, Ticaret Odası, üniversite, fabrika ziyareti ve turistik keşiften sonra diyeceğim şu:
2012 yılında 300 milyon dolarlık bir kayısı ihracatı gerçekleştiren Malatya’nın tek hazinesi kayısı değil.
Hangisinden başlasam ki?
Güney Kore’den den sonra dünyada en fazla karaciğer naklinin yapıldığı Malatya İnönü Üniversitesi’den Profesör Sezai Yılmaz ve ekibinden mi?
Yoksa dünyanın ilk bürokrasisini hayata geçiren 5 bin yıllık Aslantepe Höyüğü’nden mi?
Türkiye’nin şampiyon atlarını yetiştiren Tigem Sultansuyu Harası’ndan mı?
28 yıldan beri sektörle içli dışlı olan Şermin Cengiz tekeli kırmayı başarmış bir isim.
Hem tekeli kırmış, hem ihracatta yol almamızda önemli bir rol oynamış.
Zira Şermin Cengiz, Türkiye’de ilk kez mücevher fuarını düzenleyen kişi.
Üniversiteden mezun olur olmaz Rotaforte fuarcılık şirketini kurmuş.
Ailesinde hiç kuyumcu olmadığı halde “mücevher fuarcılığında” karar kılmış.
1980’li yıllardan söz ediyoruz.
Mesele şu:
90 yıllık bir geçmişi olan Uluslar arası Üniversiteli Kadınlar Federasyonu 58 ülkeden 492 üyesiyle yarın İstanbul’da üç yılda bir gerçekleştirdiği zirvesini düzenliyor.
Kadir Has Üniversitesi’nde 21 Ağustos’a kadar devam edecek kongreden kadın haklarıyla ilgili önemli mesajlar çıkacak.
İstanbul’un kongreye ev sahipliği yapmasını sağlayan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Başkanı Nazan Moroğlu, Başkan Yardımcısı Nezihe Bilhan ve Haslegrave ile sohbetimizde gündeme neler geleceğini konuşuyoruz.
TÜKD’nin talebiyle “Kentleşme ve Kadın ” gündeme gelecek olan bir başlık.
Haslegrave “ Gelişmekte olan ülkelerde hızlı kentleşmenin beraberinde getirdiği sorunlardan en fazla kadınlar etkileniyor. Ancak Batılı ülkelerde büyük şehirlerin sorunları olmadığını sanmayın” diyor.
Sosyal dışlanmayı, istihdamı filan bir yana bırakın, en basitinden sokaklar dünyanın hiçbir kentinde kadınlar için yüzde yüz güvenli değil.
Nitekim bu bayramın bilançosu da aynı şekilde ağırdı: 86 ölü ve dört bin 700 yaralı.
Baktım, geçen yılki rakamlar da aşağı yukarı
aynı.
3. köprüyü, yeni karayollarını, Etiler-Çamlıca arası teleferiği bile konuşuyoruz ama “ulaşımda güvenlik” derseniz tısss yok.
86 kişinin hayatına mal olmuş trafik kazalarından sonra dün gün boyu boşuna televizyonda bir yetkiliden bir açıklama bekledim.
Ulaşımda güvenliği şimdi değilse ne zaman tartışacağız?
Bu meselenin pek gündeme gelmeyen tehlikeli bir boyutunu da bir süre önce Alişan Uluslar arası Taşımacılık şirketinin CEO’su Jan Devrim ile konuşmuştuk.
Böylelikle Türkiye’de 44 dolar milyarderi olduğunu öğrenmiştik.
Fransız Le Nouvel Observateur Dergisi son sayısında, dolar milyarderlerini mercek altına alırken 10 yıllık bir karşılaştırma yapmış.
2003 yılında dünyada 476 dolar milyarderi varken bu sayı 2013 yılında 1426’ya ulaşmış.
10 yıl zarfında en hızlı artış BRİC ülkeleri diye bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ile Türkiye’de.
Yani “BRİC artı Türkiye” söylemi “dolar milyarderleri” açısından tam yerine oturmuş.
Türkiye’de 2003 yılında dolar milyarderleri sayısı 4 iken bugün 44.
Brezilya ve Hindistan bizimkine benzer bir artış görüyoruz.