Gila Benmayor

Kapadokya turizminin rotasını sağlığa çevirecek

16 Haziran 2015
İNDİGO Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Tosun kabına sığamayan bir Kapadokyalı.

Tosun’un bankacı, halıcı, turizmci gibi çeşitli şapkaları var ama kişiliğinin en belirgin özelliği gerçek bir Kapadokyalı oluşu.
Güzel Atlar Ülkesi’nin taşına, toprağına tutkun, en gizli köşelerini gözü kapalı bilen ama en önemlisi Türkiye’nin en değerli bölgesinin gelecek nesillere daha fazla tahrip edilmeden aktarılmasını arzulayan biri Tosun.
Zira 1970’li yıllarda turizmle tanışan Kapadokya günümüzde “kitle turizminin” nazik ve benzersiz dokusuna zarar vermesi tehlikesiyle karşı karşıya.
Ömer Tosun ile hafta sonunda sahibi olduğu, Avrupa’dan birçok ödül almış, prestijli Relais&Chateaux üyesi Uçhisar’daki Museum Hotel’de buluştuk.
Otel Tosun’un yıllardan beri biriktirdiği, Nevşehir Müzesi’ne kayıtlı değerli eserleriyle bir müze gibi.
Koleksiyonun nadide parçalarını otelin odalarında (vitrinde elbet) sergilemekten çekinmeyen Tosun, Kapadokya için yepyeni bir vizyon çiziyor.
“Kapadokya lüks seyahat destinasyonu olmalı. Zira Antalya’dan gelen günü birlikçiler dahil gelen ziyaretçilerin bölgeye kazançtan çok zararı var” diyor.

Yazının Devamını Oku

Denizcilikte yolumuz uzun

12 Haziran 2015

FRANSIZ Büyükelçi Laurent Bili’nin ‘küresel denizci” diye tanımladığı Rahmi Koç’un ya da geçtiğimiz günlerde Gökova’dan sonsuza uğurlanan Sadun Boro’nun deniz sevdasını halkın çoğunluğu paylaşmıyor. Üç tarafımızın denizle çevrili, sahillerimizin uzunluğunun 8 bin 333 kilometre olmasına rağmen bir deniz ülkesi olamadık.
Ne doğru dürüst yüzmeyi öğrendik, ne de tekneyle denize açılmayı sevdik.
Deniz mevsimi açılır açılmaz gazetelerin üçüncü sayfalarda en çok boğulma haberlerini okumuyor muyuz?İnanmayacaksınız ama Denizcilik Meslek Yüksek Okulu’nda öğrenci olup yüzme bilmeyen miço görmüşlüğüm var.
78 milyonluk bir ülkede bot ve tekne sayısı 60 bin civarında.
Örnek vermek gerekirse, toplam nüfusları 12 milyon olan İsveç ve Norveç’teki tekne sayısı 1 milyonun üzerinde.
Marina sayımız 55 civarında.
Akdeniz Çanağı’nda 700 bine yakın tekne dolaşıyor ve Türkiye’nin Akdeniz’deki ‘bağlama’ kapasitesinden aldığı pay yüzde 2.


Yazının Devamını Oku

Küresel denizci

11 Haziran 2015
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, 1802 yılından bu yana Fransız hükümeti tarafından verilen en üst düzey nişan olan ‘Legion D’Honneur’e layık görüldü.

İstanbul’da Fransız Sarayı’nda düzenlenen törende Koç’a nişanı veren Fransız Büyükelçi Laurent Bili, “İzninizle teknenize dünya denizlerini fetheden sizin için yeni bir sözcük üretiyorum ‘globesailor’ (küresel denizci) “ diye konuştu.

FRANSA’nın en prestijli devlet nişanı ‘Legion d’Honneur’ü alan Türkiye’nin iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri arasına Rahmi Koç da katıldı. Fransız Sarayı’nda daha önce Güler Sabancı, Oya Eczacıbaşı, Bülent Eczacıbaşı, Ümit Boyner, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Ara Güler gibi isimlere verilen “Legion d’Honneur” törenlerinin pek çoğunu izleme fırsatımı bulduğum için rahatlıkla söyleyebilirim. Bu nişanın en üst seviyesi olan “Officier dans l’Ordre national de la Legion d’Honneur”ü alan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç hiç kuşku yok Fransız Sarayı’nda fark attı. Şöyle ki: Ayakta izlenen diğer törenlerin aksine Rahmi Koç’un nişan töreni için sarayın büyük salonunda davetliler için özel bir oturma düzeni yapıldı. Davetlilere ise Fransız Sarayı’nın mutfağından değil Divan’dan ikramlar sunuldu. İş dünyasının önde gelen isimlerinin yanı sıra Semahat Arsel, Mustafa Koç, Ali Koç ve Koç Grubu’nun üst düzey yöneticilerinin izlediği törene Patrik Bartholomeos da katıldı.


FRANSA KOÇ’U BEKLİYOR


Ankara’da dördüncü yılını tamamlamakta olan Fransız Büyükelçi Laurent Bili bizzat türkçeye tercüme ettiği konuşmasına başlarken Koç Ailesi’nin Türkiye’nin sadece sanayi kalkınmasıyla değil ülkenin düşüncel ve kültürel hayatıyla anıldığını söylüyor. “Oğlumdan biliyorum gençler öncelikle Koç Üniversitesi’ni düşünüyor” diyen Büyükelçi Bili, Amerikan Hastanesi, Haliç kıyısındaki Rahmi Koç Müzesi gibi kurumlara değiniyor. “Fransa kolları açık Koç Holding’i bekliyor” demeyi de ihmal etmiyor.

Yazının Devamını Oku

Seçimlerin bir kazananı daha var: Oy ve Ötesi

9 Haziran 2015

OY ve Ötesi, seçim gecesi sosyal medyanın ilan ettiği “kazananlar” arasında.
2014 yerel seçim öncesi bir avuç genç insan tarafından demokratik ve şeffaf bir seçim süreci için oluşturan platformu anlatmayacağım.
Onu zaten iyi tanıyoruz.




Yazının Devamını Oku

Binlerce milletvekili adayından sadece 34’ü mal varlığını açıklamış

5 Haziran 2015

2016 yılı kasım ayı Amerikan Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin aday adayı Hillary Clinton’a karşı Cumhuriyetçi Parti’den aday adaylığını ilan eden Hewlett-Packard’ın eski CEO’su Carly Fiorina önceki gün mal varlığını açıklamış.
Wall Street Journal’e göre, Başkanlık seçimlerinin ikinci kadın aday adayının eşiyle birlikte mal varlığı 59 milyon dolar.Carly Fiorina bu durumda Amerikan seçimlerinin en zengin aday adayı.
Hillary Clinton daha önce mal varlığını 15 milyon dolar olarak açıklamıştı.
Amerikan seçimlerindeki aday adayların tümü öyle dolar milyoneri değil.
Demokrat Parti’den adaylığını açıklayan bağımsız Vermont Senatörü Bernie Sanders’in mal varlığı mesela sadece 330 bin 500 dolar.ABD’de ve dünyanın pek çok ülkesinde adayların mal varlıklarını açıklamaları doğal.
Peki bizde durum nedir?
Pazar günkü seçimlerin adayları arasından böyle mal varlığını açıklayan var mı diye merak ettim.

Yazının Devamını Oku

Bilim insanlarımız benzer nükleer uyarıları yapmıştı

2 Haziran 2015

ULUSLARARASI Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) Akkuyu Nükleer Santralı’na ilişkin kamuoyundan gizlenen raporunu dün Tolga Tanış’ın kaleminden okudunuz.
Akkuyu’nun temel atma töreni geçtiğimiz 14 Nisan tarihine Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın katılımıyla yapıldı.
Hem de UAEA raporunun dikkat çektiği eksikliklerin çoğu giderilmeden.
Temel atmak, inşaat için ağaçları kesmek kolay ama nükleer santral ciddi bir iş.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın raporu Türkiye’ye 20 Şubat 2014 tarihinde teslim edilmiş.
Enerji Bakanlığı’nın “güncelliğini” yitirdiğini iddia ettiği söz konusu rapordan önce Türkiye’de bilim insanlarımız tarafından hazırlanmış iki önemli rapora değineceğim.
Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi EDAM’ın 2011 yılında yayınladığı ilk rapor “Nükleer Enerjiye Geçişte Türkiye Modeli I” başlığını taşıyor.

Yazının Devamını Oku

Dünya Bankası’nda ‘BOYNER’ modeli

29 Mayıs 2015
İŞ yaşamında kadın-erkek eşitliğini sağlamak için şimdiye kadar çeşitli projelere imza atmış olan Boyner Grubu Dünya Bankası’nın yeni “cinsiyet stratejinde” özel sektöre örnek olacak.

Dünya Bankası’nın 2001 yılında kabul ettiği “cinsiyet stratejisi” kadın-erkek eşitliğinin kalkınmanın üzerindeki etkisine öne çıkartıyordu.
Bu yılın sonunda açıklanacak yeni “cinsiyet stratejisi”nde ise Dünya Bankası yoksulluğun azaltılmasını ve refahın eşit paylaşılmasını hedefliyor.
Dünya Bankası’nın bu yeni stratejiyi belirlemek için aralarında Türkiye’nin de olduğu 24 ülkeyle çalışıyor.
Tabii en önemli destekçisi özel sektör.
İşte tam bu noktada Boyner Grubu devreye giriyor.
Boyner’in Dünya Bankası çatısı altında, sadece özel sektöre odaklanan IFC’nin (İnternational Finance Corporation) işbirliğiyle hayata geçireceği “İyi İşler” Projesi grubun tedarik ağındaki kadın girişimcilere yönelik.
Boyner Yönetim Kurulu üyesi Ümit Boyner ve IFC’nin Başkan Yardımcısı Dimitris Tsitsigaros ile buluşmada dünyada ilk olma özelliğini taşıyan projeyi dinledik.

Yazının Devamını Oku

Bütçede Ar-Ge ile sanat-kültüre de çerez parası istiyoruz

26 Mayıs 2015
MALİYE Bakanı Mehmet Şimsek’in bütçeden kamu araçlarına ayrılan 3.3 milyar lira gibi bir paraya “çerez” demesi haliyle günlerdir tartışılıyor.

Zira her açıdan tartışılacak bir cümle.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 17 milyon yoksulun olduğu bir ülkede “çerez parası” tanımının kullanılamayacağını söylemiş.
Kılıçdaroğlu’nun değinmiş olduğu yoksullar değil sadece “çerez parası” sözlerini anlamsız kılan.
Söz konusu Türkiye olunca liste uzun.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın nisan 2015 verilerine göre “yardıma muhtaç” 30 milyon 500 bin kişi meselesi var.
OECD verilerine Türkiye’nin gelir adaletsizliğinde Meksika ve Şili ile birlikte ilk üçte olması var.
Bu ülkede en zengin yüzde 10’luk kesimin en yoksul yüzde 10’luk kesimden 15.2 kat daha fazla servete sahip olması var.

Yazının Devamını Oku