Paylaş
Tosun’un bankacı, halıcı, turizmci gibi çeşitli şapkaları var ama kişiliğinin en belirgin özelliği gerçek bir Kapadokyalı oluşu.
Güzel Atlar Ülkesi’nin taşına, toprağına tutkun, en gizli köşelerini gözü kapalı bilen ama en önemlisi Türkiye’nin en değerli bölgesinin gelecek nesillere daha fazla tahrip edilmeden aktarılmasını arzulayan biri Tosun.
Zira 1970’li yıllarda turizmle tanışan Kapadokya günümüzde “kitle turizminin” nazik ve benzersiz dokusuna zarar vermesi tehlikesiyle karşı karşıya.
Ömer Tosun ile hafta sonunda sahibi olduğu, Avrupa’dan birçok ödül almış, prestijli Relais&Chateaux üyesi Uçhisar’daki Museum Hotel’de buluştuk.
Otel Tosun’un yıllardan beri biriktirdiği, Nevşehir Müzesi’ne kayıtlı değerli eserleriyle bir müze gibi.
Koleksiyonun nadide parçalarını otelin odalarında (vitrinde elbet) sergilemekten çekinmeyen Tosun, Kapadokya için yepyeni bir vizyon çiziyor.
“Kapadokya lüks seyahat destinasyonu olmalı. Zira Antalya’dan gelen günü birlikçiler dahil gelen ziyaretçilerin bölgeye kazançtan çok zararı var” diyor.
BALON TURLARININ ÖNCÜSÜ
1992 yılında başlattığı balon turları dahil birlikte Kapadokya turizminde sayısız “ilklere” imza atmış olan Tosun bölgenin geleceği için endişeli.
“ABD’de Yellowstone Milli Parkı’nda peri bacası benzeri oluşumların 600 metre yakınına yaklaşmak yasak. Göreme Milli Parkına her gün yığılan binlerce turistin sadece nefesleriyle fresklere nasıl zarar verdiklerini düşünün” diye konuşuyor.
Fresklerin nasıl zarar göreceğini en iyi bilenlerden biri.
Zira birlikte gezdiğimiz Ürgüp Şahinefendi Köyü yakınlarında bir peri bacasının içine oyulan Kırk Şehitler Kilisesi’ndeki fresklerin restorasyonunu üstlenmiş.
Şimdilik ziyaretçilere kapalı olan kilisede araba lastikleri yakılmış vaktinde.
O güzelim freskler kapkara olmuş.
Nevşehir Müzesi ve İtalyan uzmanların titiz çalışmalarıyla ortaya çıkan fresklerin renkleri göz kamaştırıcı.
TERMALDE DOĞRU YATIRIM
“Rotayı Kapadokya’nın yükünü hafifletecek lüks turizmine çevirmek zorundayız” diyor Tosun.
Son dönemlerde Cappodox Festivali, Doğuş Grubu’nun yatırımıyla dikkatleri üzerine çeken Kapadokya’ya yeni bir nefes neden olmasın?
İşte bu noktada Ömer Tosun bölgeyle ilgili yeni girişiminden söz ediyor.
“2008 yılında Don Kişotluk yaparak konuyu en iyi bilen bir ekiple jeotermal araştırmalara başladık. Göreme Milli Parkı’nın dışında kalan arazilerin zemin haritalarını çıkardık” diye anlatıyor.
Netice?
Teknik araştırmalarda dünyanın ender jeolojik oluşumlarından birine sahip Kapadokya’da termal su potansiyelinin yüksek olduğu anlaşılmış.
“Burası termal sularıyla dünyanın en önemli sağlık merkezlerinden biri olabilir” diyen Tosun kolları sıvamış.
Lüks turiste hitap edecek iki termal otel projesi İstanbul’un önde gelen bir mimarlık ofisi tarafından çiziliyor.
“Kapadokya’nın zenginliklerine başka hiçbir termal bölgesi sahip değil. Dolayısıyla bu bölgede yapılacak “doğru” otel yatırımları dünyada ses getirir” diyor.
Doğru yatırım derken çevreye, dokuya saygılı ve 100 milyon doların çok üzerinde lüks bir yatırımdan söz ediyor.
Yerli, yabancı yatırımcılara da göz kırpıyor.
Paylaş