Denizcilikte yolumuz uzun

FRANSIZ Büyükelçi Laurent Bili’nin ‘küresel denizci” diye tanımladığı Rahmi Koç’un ya da geçtiğimiz günlerde Gökova’dan sonsuza uğurlanan Sadun Boro’nun deniz sevdasını halkın çoğunluğu paylaşmıyor. Üç tarafımızın denizle çevrili, sahillerimizin uzunluğunun 8 bin 333 kilometre olmasına rağmen bir deniz ülkesi olamadık.
Ne doğru dürüst yüzmeyi öğrendik, ne de tekneyle denize açılmayı sevdik.
Deniz mevsimi açılır açılmaz gazetelerin üçüncü sayfalarda en çok boğulma haberlerini okumuyor muyuz?İnanmayacaksınız ama Denizcilik Meslek Yüksek Okulu’nda öğrenci olup yüzme bilmeyen miço görmüşlüğüm var.
78 milyonluk bir ülkede bot ve tekne sayısı 60 bin civarında.
Örnek vermek gerekirse, toplam nüfusları 12 milyon olan İsveç ve Norveç’teki tekne sayısı 1 milyonun üzerinde.
Marina sayımız 55 civarında.
Akdeniz Çanağı’nda 700 bine yakın tekne dolaşıyor ve Türkiye’nin Akdeniz’deki ‘bağlama’ kapasitesinden aldığı pay yüzde 2.

OTOMOTİVİN İLK YILLARI GİBİ

Söz konusu veriler geçenlerde East Marine Genel Müdürü İlkim Sancaktaroğlu sohbette yeniden gündeme geliyor.
İlkim Sancaktaroğlu ile Nissan Türkiye Genel Müdür Yardımcısı olduğu günlerden tanışıyoruz.
Otomotiv sektöründen denizcilik sektörüne geçiş yapan Sancaktaroğlu iki yıldan beri Rahmi Koç’un 2008 yılında kurduğu şirketin başında.
ABD’nin en büyük denizcilik market zinciri West Marine’in bayisi olarak kurulan şirket 2015 yılının ocak ayından beri East Marine Denizcilik ve Turizm A.Ş olarak yoluna devam ediyor.
Denizcilik perakende zincirlerinin en büyüğü olarak East Marine’in ikisi İstanbul’da olmak üzere Türkiye çapında 7 mağazası var.
Her yıl yüzde 30 civarında büyüyen East Marine, İzmir, Antalya ve Kaş’a yeni mağaza açmayı planlıyor.
İlkim Sancaktaroğlu “ Pazar henüz küçük. Zira denizcilik sektörü yeni gelişen bir sektör. 1980’lerin, 1990’ların otomotiv sektörüne benzetiyorum bugünkü durumu” diyor.

TEKNE LÜKS İMAJI YANLIŞ

“Denizcilik pahalı, tekne bir lükstür imajı kesinlikle doğru değil. Sektöre girince şunu gördüm: Denizci olmak için çok yüksek bütçelere gerek yok” diye ekliyor.
Gerçekten bugün bir otomobil fiyatının çok altında tekne sahibi olmak mümkün.
Sancaktaroğlu’nun dediği gibi 25 bin ya da 30 bin liraya İstanbul’da işinizi görecek bir tekne sahibi olabilirsiniz.
Sadece yaz aylarında değil kış aylarında da sefasını sürebilirsiniz.
İskandinav ülkelerinde, İngiltere’de tekne yaz kış 12 ay kullanılıyor.
Tabii şöyle bir gerçek de var.
Türkiye’deki marina ve barınak kapasitesi yeterli değil.
Öte yandan yat imalatında ve özellikle kişiye özel tekne imalatında Türkiye dünyada adını giderek daha fazla duyuruyor.
Deniz kültürünü benimsememiş bir ülkede kayda değer bir başarı diyeceğim ama toplam tabloya baktığınızda denizcilikte yolun çok başındayız.