Bütçede Ar-Ge ile sanat-kültüre de çerez parası istiyoruz

Zira her açıdan tartışılacak bir cümle.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 17 milyon yoksulun olduğu bir ülkede “çerez parası” tanımının kullanılamayacağını söylemiş.
Kılıçdaroğlu’nun değinmiş olduğu yoksullar değil sadece “çerez parası” sözlerini anlamsız kılan.
Söz konusu Türkiye olunca liste uzun.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın nisan 2015 verilerine göre “yardıma muhtaç” 30 milyon 500 bin kişi meselesi var.
OECD verilerine Türkiye’nin gelir adaletsizliğinde Meksika ve Şili ile birlikte ilk üçte olması var.
Bu ülkede en zengin yüzde 10’luk kesimin en yoksul yüzde 10’luk kesimden 15.2 kat daha fazla servete sahip olması var.
Kabul edin ki, Türkiye’nin bu gerçekleri varken “çerez parası” tuhaf kaçıyor.

AR-GE’YE 2.8 MİLYAR LİRALIK ÖDENEK

Mehmet Şimşek’in “3.3 milyar lira 473 milyarlık bütçenin binde 7’si” sözleri üzerine bütçenin iki kalemini merak ettim.
Birincisi, Türkiye’nin önünü açacak inovasyon için ayrılan Ar-Ge bütçesi.
İkincisi dünyada yükselişte olan “yaratıcı endüstriler”i de kapsayan sanat ve kültür bütçesi.
Birincisinden başlarsak, Mehmet Şimşek geçtiğimiz ocak ayında 2015 bütçesiyle ilgili açıklamasında “Ar-ge harcamaları için 2.8 milyar lira ödenek öngördük” demiş.
Ancak yine Şimşek’in ifadesine göre, TÜBİTAK’ın 2014 yılından 2015’e devredeceği 400 milyon lira ile Ar-Ge kapasitesi 3.2 milyar lira olacak.
Yani kamu araçlarına harcanan paradan az.
İkinci kaleme gelirsek, Mehmet Şimşek’in yukarıdaki açıklamasında bütçede sanat-kültüre ne kadar para ayrılacağını göremedim.
Değişik kaynaklardan, 2015 bütçesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ayrılan pay 2.3 milyar lira olarak karşımıza çıkıyor.

FRANSA’DA 7 MİLYAR EURO

Kültür ile turizm aynı bakanlıkta toplandığı için bu 2.3 milyar liralık payın ne kadarının sanat-kültüre gideceğini kestirmek güç.
Bir kıyaslama gerekirse, Fransa’nın Kültür ve İletişim Bakanlığına 2015 yılı için ayırdığı bütçe 7 milyar euro.
Bunun 2.7 milyar eurosu kültür sektörüne ayrılmış.
İşin özetine gelirsek, merak ettiğim her iki kalemde 2015 bütçesinden ayrılan pay kamu arabalarına ayrılan paydan düşük.
Bu arada Diyanet Bakanı Mehmet Görmez’in bunca tartışmaya yol açan Mercedes arabasıyla ilgili tartışmalara küçük bir katkı izninizle.
Bu lüks makam arabalarıyla ilgili tartışmalara gelişmekte olan ülkelerde sıklıkla rastlanıyor.
Hafızam beni yanıltmıyorsa eğer, Nobel ödüllü Piskopos Desmond Tutu, birkaç yıl önce Güney Afrikalı bakanlara lüks makam araçlarından vazgeçmeleri çağrısında bulunmuştu.

John Nash ile İstanbul’da iki buluşma

HAFTA sonunda karısı Alicia Nash ile birlikte bir trafik kazasında kaybettiğimiz ABD’li ünlü matematikçi John Nash ile İstanbul’da iki kez buluşma fırsatını bulmuştum.
“Akıl Oyunları” filmine de konu olan Nobel ödüllü Nash ile iki buluşmamız da yaşamını Türkiye ile ABD arasında sürdüren iş insan Ali Rıza Bozkurt sayesinde olmuştu.
2003 ve 2012 yıllarında İstanbul’daki sohbetlerimizden aklımda kalan şu:
John Nash, ABD konusunda oldukça sarkastik biriydi.
Amerikan seçimlerini “uyduruk seçimler”, Amerikan halkını da kolayca uyutulabilen “bilgisiz ve öğrenmek istemeyen” bir halk olarak tanımlamıştı.