Bakanlığın etiket düzenlemesi genişliyor. Bundan böyle -mış gibi yapan ürünlere rafta yer yok! Mesela muz aromalı süte muzlu süt, çilek aromalı gofrete çilekli gofret yazılamayacak, margarinlerin üzerine ‘tereyağı keyfi’, içinde süt olmayan, buzlu ürünlere ‘dondurma lezzeti’ denilemeyecek.
Amaç tarım ürünlerinin üretim ve tüketimini arttırmak, tüketicilerin yanlış yönlendirilmesini önlemek. Vallahi kocaman bir alkış!
MARKET REYONLARI İÇİNDE MEYVE OLMAYAN SÜT, YOĞURT VE KEFİRLE DOLU
Markete gittiniz. Her reyonda en az 20 dakika oyalanır mı yoksa alacağınızı alıp çıkar mısınız? Ben daha çok ikincisiyim, hele de büyükşehirlerde hep bir acelemiz olduğu düşünüldüğünde... Alışveriş ne kadar çabuk biterse o kadar iyi. Ancak bu, aynı zamanda aldığınız ürünü incelemediğiniz, etiketine bakmadığınız anlamına da gelir. Yani etiketine bakıyorum ama ne yalan söyleyeyim fiyat etiketine! ‘İçindekiler’ kısmına bakmak aklıma gelmiyor. Sonra da eve bal sandığım ‘aromalı’ macun, oğluma boyu uzasın diye süt sanarak aldığım ‘aromalı’ süt, ‘tereyağı’ görünümlü margarin ile dönüyorum. Üşenmeyin açın bakın bakalım dolaplarınızı! Sonumuz aynı, değil mi? İşte buna ‘etiket’ aldatmacası, bu ürünlere de -mış gibi ürünler deniyor.
VATANDAŞ ÜRÜNÜN İÇİNDE NE OLDUĞUNU NEREDEN BİLECEK?
“Farkındalığı yüksek bir gazeteci ve bir anne olarak sizin bile ‘düşünmeden’ sepete attığınız bu ürünlerin içinde ne olduğu ya da olmadığını vatandaş nereden bilecek?” diye soruyor Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Gıda Denetim Uzmanı ve Gıda Mühendisi Nurten Sırma ve ekliyor: “Bilemez.” Şöyle devam ediyor:
SAĞLIĞIMIZA DA CEBİMİZE DE YAZIK
10 ÇİFTEN EN AZ 3’Ü İLK 5 YILDA BOŞANIYOR
TÜİK, Evlenme ve Boşanma İstatistiklerine göre:
-Evlenen çiftlerin sayısı 2022’de 575 bin 891 iken, 2023’te 565 bin 435,
-Boşanan çiftlerin sayısı 2022’de 182 bin 437 iken, 2023’te 171 bin 881 oldu.
- Her iki cinsiyette de ilk evlenme yaşı arttı. 2023’te erkekler 28,3- kadınlar ise 25,7 yaşında ilk kez evlendi. Bu veri, 22 yılın zirvesi olarak kaydedildi.
- 2023’te boşanmaların yüzde 33,4’ü evliliğin ilk 5, yüzde 21,7’si ise 6-10 yılı içinde gerçekleşti.
- Çocukların velayetinin yüzde 74,9’u anneye, yüzde 25,1’i de babaya verildi.
- Evlenme hızının en yüksek olduğu il
SİMİDİN KÖKENİ ANTİK YUNAN’A DAYANIYOR
Georgio Dimitriadis, Yunan asıllı gazeteci arkadaşım. CNN Travel’in “Dünyanın en iyi 50 hamur işi” başlıklı makalesini görünce beni aradı, diyor ki: “Tartışmayı noktalayayım. Simit bizimdir! (Gülüyor.) Şaka bir yana ortak bir coğrafyanın kültürü olduğunu düşünüyorum. Biz Koulouri diyoruz ama Simiti olarak da biliniyor. Özellikle Selanik’te meşhur. Tıpkı İstanbul gibi her köşe başında bir stant var ve sabahları her yaştan insanı, trafikte ya da deniz kenarında bir elinde frappe diğer elinde Koulouri ile görebilirsin. Bu, klasik bir görüntüdür ve bizim kültürün de büyük bir parçasıdır.”
Georgio Dimitriadis
SAHİP ÇIKMAK ÖNEMLİ
Peki nereden çıktı bu sizin mi bizim mi tartışması? Cevabı şu: “Bazı Yunan tarihçilere göre simidin kökeni Antik Yunan’da kölelere servis edilen, bir tür yuvarlak ekmek olarak da bilinen ‘kollyra’ya uzanıyor. Bizans İmparatorluğu döneminde ise sokak satıcıları tarafından işçi, tüccar, göçmen, yabancı askerlere satılmaya başlanıyor. 16. yüzyıl ortalarında Konstantinopolis’te (İstanbul) simit yapan ve satan 70’in üzerinde fırın olduğu da belgelenmiş. Tabii burada bence önemli olan bulmak kadar bu kültürün yaşatılması- nı da sağlamak. Bu değerlere sahip çıkmak önemli.”
SİMİT TÜRKİYE’NİN LEZZETİDİR AMA DİKKAT TADI KAÇMASIN
Ankara
Ve şüphesiz onların hayatlarını merak ediyoruz. Diyelim ki Türk sinemasında bu sanatçı ya da sporcuların hayat hikâyesini beyaz perdeye taşıma telaşı var. Gelin görün ki 2017’da Ayla, 2018’de Müslüm, 2019’da Cep Herkül’ü Naim (bu filmler de sonradan davalık oldu) ile devam eden ‘biyografik’ film furyasının sonu çoğunlukla mahkemede bitiyor. Bergen, Prestij Meselesi, Garip Bülbül Neşet Ertaş, İki gözüm Ahmet, Çiçero... En son usta sanatçı Cem Karaca’nın hayat hikâyesini konu alan “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filmi eşi İlkim Karaca’nın başvurusu ile gösterimden kaldırıldı. Ahmet Kaya’nın hayatını anlatan “Ahmet’in Türküsü” filmi içinse merhum şarkıcının eşi Gülten Kaya Hayaloğlu “desteklemiyoruz” açıklaması yaptı. Peki neden? Aileler ile yapımcılar neyi paylaşamıyorlar? Ve bu durumun salona etkisi ne?
NEYİN TELİF NEYİN KİŞİLİK HAKKI İHLALİ OLDUĞU BİLİNMİYOR
Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Birliği Genel Sekreteri ve Hukuk Danışmanı Avukat Burhan Gün, ünlü birinin hayatını beyaz perdeye taşımanın telife konu olmadığı ve izin alma zorunluluğu bulunmadığını söylüyor. Nasıl yani? O zaman isteyen, istediği gibi istediği kişi hakkında film yapabilir mi?
Burhan Gün
KİŞİ AİLESİNE AİT BİR ESER DEĞİLDİR
Yanıtı şu: “
Bireysel kredi kartı borçları geçen yıla oranla yüzde 157 arttı, 1 trilyon 200 milyar liraya yükseldi. Ekonomi yönetimi yükselişin enflasyon ile mücadelede sıkıntı yarattığı görüşünde.
Merkez Bankası kredi kartlarına yönelik faiz, taksit ve kart limitlerinin sınırlanabileceği sinyali verdi. Peki, tek başına bu hamle enflasyonu baskılamaya yeter mi? Yoksa kredi kartına getirilecek kısıtlama özellikle dar gelirli tüketiciyi olumsuz etkileyerek krizi derinleştirir mi? Ekonomistlere sordum.
DÜZENLEME YERİNDE OLUR ANCAK İNCE AYAR ŞART
Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ege Yazgan: “Borçlanmanın böylesine hızla arttığı bir ortamda kredi kartlarına düzenleme yapılması hem enflasyon ile mücadele hem de hane halklarının gereksiz borçlanmaya teşvik edilmemesi açısından gerekli ve yerinde olur. Ancak madalyonun arkası da var. Son dönemde yaşanılan enflasyon sürecinde satın alma gücünü ciddi şekilde kaybeden bir grup var. Bu grup ‘mecburen’, gelir dağılımın bozulmasından kaynaklı olarak, kredi kartı borçlanmasına gitti, hayatını kredi kartları ile idame ettirir hale geldi. Dolayısıyla bunu göz ardı edip, enflasyon ile mücadelenin yükünü onların üzerine bırakmak doğru olmaz. Merkez Bankası haklı ama zaruri kredi kartı borçlanması yapan hane halkı da... Bu sebeple buraya ince bir ayar şart!”
DAR GELİRLİ GÖZETİLMELİ
Peki, nasıl yapılacak o ince ayar? Prof. Dr. Yazgan
9 AYDA 16 MİLYON İÇERİK TEMİZLENDİ
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, “Başta TikTok olmak üzere dijital mecralar sokağın önemli konularından birisi. Ulusal güvenlik meselesi haline gelmiş durumda” demişti. Öyle mi gerçekten? TikTok çocukların ve gençlerin özellikle de ‘müstehcen’ ve terör içerikli yayınlardan korunması için bir şey yapıyor mu? Bu sorunun cevabını, TikTok’un Orta Doğu, Kuzey Afrika, Türkiye (MENAT) Bölgesini de kapsayan geniş bir katılım ile düzenlediği “Sosyal medyada gençlerin ruh salığını korumanın yolları” konferansında aradım. İşte öne çıkan başlıklar:
DANS PLATFORMU İDİ ‘HER ŞEY’ OLDU
O videoda 6 dakika boyunca süren işkence var, tekmeleyerek bir canlıyı öldürmek var. Neden bahsettiğimi sanırım anladınız!
Kedi Eros 1 Ocak’ta canice katledildi ve katili, İbrahim Keloğlan da iyi hâl indirimi ile serbest kaldı. Karar, hukuk sistemine güvenimizi bir kez daha sarsarken, infial yarattı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etti, sosyal medyada “İbrahim Keloğlan tutuklansın” kampanyası başlatıldı.
Ancak hâlâ bir gelişme yok! Peki, bundan sonra ne olacak? Ve dahası Hayvan Hakları Kanunu’na rağmen nasıl olur da bu suça ‘iyi hal’ indirimi uygulanır?
Olayın hukuki yönünü Avukat Deniz Kalafatoğlu, bir insanın el kadar kediyi, işkence ile öldürecek kadar gözünün dönmesi halini de psikolog, sosyolog Dr. Serap Duygulu ile konuştum.
KANUN VAR AMA UYGULAYAN YOK
HER YERE KALP ÇİZERİZ AMA ASLINDA KALP DEĞİL BEYİN AŞIK OLUR
1- Beyin mi yoksa kalp mi âşık olur?
Beyin âşık olur. Bir duygu olan aşk diğer tüm duygular gibi beyinde yaşanır.
2- Ama âşık olunca kalbimiz pırpır ediyor...
Çünkü beyin kalbe sinyal gönderir, kalp de beyin ne derse onu yapar. Beyinin emrinde sentezlenen birtakım hormonlar bizim kalbimizin çarpmasına, dikkatimizi o kişiden başkasına verememeye neden olur. Erkekte testosteron kadında östrojen hormonları olmasa aşkın esamisi bile okunmaz. Cinsellik hormonları tetikliyor bu işleri. Diyelim kadın yumurtlama döneminde, erkek Feromon (Pheromen) hormonu salgılıyor. Feromon, dışarıya koku ile yayılan bir hormon çeşididir. Kadın, erkekten yayılan o kokuyu duyduğu an ne boyunun ne posunun önemi kalmıyor, pat diye âşık olabiliyor. Ki hayvanlar üzerinde deneyleri yapıldı. Çok etkili olduğu görüldü bu koku meselesinin ve hatta ABD’de parfümleri falan satışa çıktı. Doğa kanunlarına göre canlılar eş bulup, nesillerini sürdürme güdüsü ile doğar ve insan da karşısındakini 5 duyusu ile algılar. Koklamak en önemlisi...
Prof. Dr. Derya Uludüz
3- İyi de her gördüğümüze de âşık olmuyoruz ama... Neden sadece ‘o’ kişiye âşık oluyoruz?
Burada çocukluğumuza dönmek gerekiyor.