Paylaş
E tabi vicdan varsa.
Yıllardır ‘Büyük’şehir bir hayvan barınağı yapamadı.
Sokaklar başıboş köpeklerle doldu:
Aç, susuz, bakımsız, sevgisiz...
* * *
Bizim meslekte bir tabir var:
‘Köpek insanı ısırdığında değil, insan köpeği ısırdığında haber olur.’
Diş geçirse yine iyi...
Bir heves Pet Shop’tan alır, sokağa atar.
Şanslısı barınağa... (barınak da varsa)
Diğerleri dışarıda, Sokak Shop.
Trafikte ezileni, kafasına taş isabet edeni, sırtında sopa kırılanı...
Bundan daha büyük ısırık mı olur?
* * *
Okur Sunay Togar, sokaklardaki başıboş hayvanlara kendini adamış.
Her gece birkaç saatini sokaktaki ‘can’lar için ayırıyor.
Ancak herkes evine çekildiğinde yapıyor bu işi.
Nedeni ise çok manidar:
‘Tepki gösteren insanlar oluyor. Bu yüzden birçok defa sözlü ve hatta fiziksel şiddete maruz kaldım.’
Sokak hayvanlarının bugünlerde çıkardığı, ‘Hav hav ‘hav’a soğuk, üşüyoruz’ seslerine kulak veren okur Togay, Başkentlilere şu çağrıda bulunuyor:
Artan yemeklerinizi atmayın
Yaşamkent’te oturuyorum. Semtimizde çok fazla sokak hayvanı var. Bu karda, kışta, soğukta bir lokma yiyecek, bir yudum su bulabilmek için çok çaba harcıyorlar. Elimden geldiğince sokaktaki canlara yaşam mücadelelerinde yardımcı olmaya çalışıyorum. Her akşam 1-2 saatimi onlara ayırıyorum. El ayak çekildikten sonra arabama biniyorum ve bin bir güçlükle bulabildiğim yiyecekleri onlara dağıtıyorum. ‘El ayak çekilince’ diyorum çünkü beslememe tepki gösteren insanlar oluyor. Bu yüzden bir çok defa sözlü ve hatta fiziksel şiddete maruz kaldım. Sanki çok kötü bir davranışmış gibi bu eylemimi gizli gerçekleştimeye çalışıyorum. Bu arada yemek bulabilmek de dünyanın en zor işi. O nedenle toplayabildiğim yemekler çoğu zaman yeterli gelmiyor. Lokantalarla görüştüm. Tabaklarda kalan yemekleri alabilmek için çok dil döktüm. Ama genellikle olumsuz cevap aldım. Çok büyük ve zengin kuruluşlar bile bu konuda yardımcı olmadı. Ne yazık ki çok fazla yiyecek ziyan ediliyor ve çöplere atılıyor. Lütfen artan yemeklerinizi ayrı bir poşete koyarak, çöp konteynerlerinin yanına bırakın. Sokakta yaşayan birkaç canın doymasına yardımcı olun.
Onların yeri barınak olmalı
Çankaya Çiğdem Mahallesi’ne bağlı 1578. Sokak, son bir yılda köpek barınağı haline geldi. Sokak sakinleri olarak hepimiz hayvanseveriz ancak sayıları her geçen gün artan sokak köpekleri en büyük sorunumuz oldu. Evlerimize rahat bir şekilde girip, çıkamıyoruz. Özellikle de kış mevsiminde bu hayvanlar daha saldırgan oluyor. Bu konu için defalarca Çankaya Belediyesi’ni aradık. Hatta Büyükşehir Belediyesi’nden de yardım istedik. Her seferinde olumsuz sonuç aldık. Bu hayvanların yeri sokak araları değil, barınaklar olmalı.
Gizem Ç.
Bağlıca’ya ‘Berlin Duvarı’
Bağlıca Bulvarı’nı orta refüjle böldüler. ‘Newjersey’ dedikleri beton bloklarla bulavara adeta ‘Berlin Duvarı’ çektiler. Meskûn mahal, yolun karşısı-burası şeklinde bölündü. Karşı ile irtibatımız kesildi. Ankara ya da Etimesgut yönüne gitmek için evinizden çıkınca en az bir kilometre ters yönde ilerledikten sonra ‘U’ yapıp istenen yere gitmek mümkün oluyor. Bir de bölünmüş yolu gören basıyor gaza. Şehir içine yapılan barikatlı bölünmüş yollar; mahalleyi, insanları, çarşıları, ilişkileri, ticareti, sosyal hayatı böler. Nitekim Bağlıca da böyle oldu. Yolun iki yanı birbirinden koptu, ayrı dünyalar yaratıldı. Karşıda işi olan barikatı geçip işini göremedi. Yani Bağlıca’nın gerçeği şu:
Kente, kent yaşamına uymadı, yakışmadı.
Metin ALTAY
SÖZÜ/ÖZÜ
Hatip Çayı kokuyor
Mamak’ta gecekondular yerini betonarme binalara bırakıyor. Ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle doğalgaz alamayan vatandaşlar, kömür yakmaya devam ediyor. Haliyle de Mamak’ta geceleri göz gözü görmüyor. Bir diğer şikayetim de Hatip Çayı... Kokusu ve görüntüsü Mamak’a da, Ankara’ya da yakışmıyor.
Osman GÜMÜŞ
Trafik kontrolü yeterli değil
Her sabah iş yeri servisi kullanan, akşamları da dolmuşla eve dönen birisiyim. Son zamanlarda özellikle de dolmuş şoförlerinin kuralları çok fazla ihlal ettiğini gözlemliyorum. Zaman zaman uyarıyorum ama hiç dikkate almıyorlar. Hergün stresli yolculuk yapmaktan bıktım. Bence trafik kontrolleri yeterli değil. Para cezası ve ehliyete el koyma cezaları artırılmalı.
Huriye GÖSTERİCİ
Paylaş