Müjdeler olsun...
Karadeniz’de bulunan 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervi, Türkiye’ye 8-10 yıl boyunca yetecek bir kaynaktır.
Elbette gerisi de geliyor...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği bu müjde karşısında milletçe gururlandık.
Burada çok önemli bir soru ortaya çıkıyor.
Dünya devi enerji şirketleri, Türkiye adına yıllarca Karadeniz’de doğalgaz ve petrol aradılar. Kendi gemileri ve personelleriyle arama yapan bu şirketler, araştırma sonucunda doğalgaz bulamayıp, 5-10 sayfalık raporlar bırakıp gittiler.
O tarihlerde biz hep soruyorduk:
“
Türk Dışişleri yetkilisi:
“Evet, yaptığımız değişiklikler sonunda bu metne tamam diyoruz.”
Yunan yetkili:
“Biz de tamam diyoruz.”
Bu sözlerle Doğu Akdeniz krizinde her şey yoluna girmek üzereydi.
Türk ve Yunan Dışişleri görüşmüş, bir ortak noktada anlaşmıştı.
İki ülke arasında bir süre önce dondurulan görüşmeler yeniden başlayacaktı.
Karar verilmişti:
İster gül, ister ciddiye al...
Ama tam 130 yıldır Van Gölü’nde süren bir efsane bu.
Bundan tam 131 yıl önce.
2’nci Abdülhamid dönemi..
Saadet gazetesinin 29 Nisan 1889 günkü manşeti:
“Bitlis merkez sancağına bağlı Hizan kazası ahalisinden 3 kişi, yolculuğa çıkıp, Bulanık tarafına giderken yol güzergâhı olması nedeniyle Van Denizi’nin Tatvan Ahlat arası sahillerine tesadüf eder. Bunlardan birisi namaz kılmak için deniz kenarında bir yerde abdestini almaya başlar. Sıra ayaklarına gelip yıkamak için azıcık denize girer girmez deniz hayvanlarından biri derhal ayağına sarılıp kendisini denize çekmeye, bu ise bütün kuvvetiyle dışarı çıkmaya çabalar.”29 Nisan 1889 Saadet gazetesinde yayınlanan temsili bir çizim
Olay hemen yayılır. Ve rivayet odur ki. Saraya kadar uzanır.
O dönem “sansasyonel gazetecilik” ya da “tabloid” ne kadar var bilmem.
Neredeyse her körfezde bir savaş gemimiz bekliyor.
Bir o kadarı devriyede.
Yani...
Oruç Reis gemisi yola çıkarken alınan tek önlem, ona eşlik eden savaş gemilerimiz değildir.
Türkiye, Akdeniz çapında bir donanma ve hava gücüyle bu olayı takip ediyor.
Bir süre önce Libya açıklarında Türk ordusunun ilk kez NATO dışında yaptığı kara, hava ve deniz tatbikatı da bunun içindir.
Yunan gemisinin yapmaya çalıştığı tacize karşı Türk savaş gemisinin verdiği cevabın arkasında işte bu irade, güç ve hazırlık vardır.
Bu gücün asıl mesajı ise şudur:
Libya’da çöl ortasında bir yer...
Tek bir yerleşim yok.
Sirte yakınlarında, Rus kargo uçakları, silahlar ve Wagner isimli paralı askerler...
Soruyoruz tabii:
“Yahu bu çöl ortasında ne yapıyorlar?”
ABD neden bunca masrafla, uydularla, AWACS’larla Rusya’yı takip ediyor? Sonra Fransa...
Şimdi Yunanistan’la anlaşan Mısır’ın Afrika’dan getirdiği paralı askerler...
Önemli bir toplantı.
Başkanlar borçlu kulüpleri için “transfer kotası” konuşacaklar.
Önceki gün Ali Koç konuştu:
“14 oyuncunun kontratı bitti ne yapayım yerini doldurmayayım mı?”
Diğer kulüplerin durumu ortada.
Ama Bodrum’da, Antalya’da, Dalaman’da, Fethiye’de durum farklı mı?
Valiler, kaymakamlar ne yapsın?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ayasofya çıkışı uyarıyor:
“Halkımıza sesleniyorum. Ne olur, maske, mesafe ve temizlik, buna dikkat edelim. Buna dikkat edelim ki Allah göstermesin bir sıkıntı yaşamayalım.”
İçişleri Bakanı açıklıyor:
“Maske ve sosyal mesafe denetimi yapıyoruz. Düğünlere, nişanlara, sahillere denetim yapacağız. Lütfen dikkat...”
Sağlık Bakanı uyarıyor:
“
Sosyal (demokrat) mesafe...
Kurultayda en arka sıralarda öylece oturan bir Muharrem İnce...
Genel merkez nasıl bir ‘mesafe’ koyduysa araya...
Çok ‘sosyal’ olmuş...
Ama hiç ‘sosyal demokrat’ değil...
Peki Muharrem Bey, kurultayda en arka sırada oturup Kılıçdaroğlu’nu dinlerken acaba ne düşünüyordu?
İşte tam bu soruyu sorduğum sırada, fotoğraftaki bir detay dikkatimi çekti.