O gece ne değişti de Yunanistan son dakika sözünden döndü?

Çarşamba akşamüzeri...

Haberin Devamı

Türk Dışişleri yetkilisi:

 “Evet, yaptığımız değişiklikler sonunda bu metne tamam diyoruz.”

Yunan yetkili:

Biz de tamam diyoruz.

Bu sözlerle Doğu Akdeniz krizinde her şey yoluna girmek üzereydi.

Türk ve Yunan Dışişleri görüşmüş, bir ortak noktada anlaşmıştı.

İki ülke arasında bir süre önce dondurulan görüşmeler yeniden başlayacaktı. 

Karar verilmişti:

“Cuma günü sabah saat 10.00’da ortak bir metinle, güven arttırıcı siyasi ve askeri görüşmelerin yeniden başlayacağı ilan edilecek.”

Bu çok önemli bir gelişmeydi... 

Çünkü bu ortak açıklama, Doğu Akdeniz’de yükselen tansiyonun düşmesi için gerekli olan kapıyı aralıyordu.

ŞOK GELİŞME

Cuma sabahı için hazırlıklar yapılırken, perşembe günü şok bir gelişme yaşandı.

Duyanlar kulaklarına inanamadı.

Türkiye ile ortak bir metin üzerine çalışıp, cuma sabahı “Görüşmelere başlıyoruz” diyecek olan Yunanistan...

Haberin Devamı

Ne olduysa, perşembe günü tam tersi bir harekette bulundu.

Yunan Dışişleri Bakanı aniden Mısır’a gitmiş ve Mısır’la anlaşma yapmıştı.

Bu anlaşma Türkiye’nin Libya ile yaptığı münhasır ekonomik bölge anlaşmasına karşı bir hamleydi.

Daha açık bir deyişle, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını hiçe sayan bir anlaşma...

Bardak taşmıştı...

PEKİ BURAYA NASIL GELİNDİ?

İsterseniz tarihi biraz daha geri saralım...

Yaklaşık 1 ay önce...

Doğu Akdeniz’deki haklarını koruma konusunda kararlığını ortaya koyan Türkiye, hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğini en üst düzeyde ilan etmişti.

O noktada Alman Şansölyesi Merkel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı aradı.

Özetle...

Merkel, “Sayın Erdoğan, gelin tansiyonu biraz düşürelim” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten her fırsatta “Biz her zaman diyalogdan yanayız” diyordu.

Merkel, bir arabulucu rolüyle Yunanistan’ın Türkiye ile diyaloğa girebileceğini söylemişti.

O günlerde Oruç Reis araştırma yapmak üzere Doğu Akdeniz’e açılacaktı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkel’den gelen bu “diyalog teklifi”ne olumlu cevap verdi. 

İşte bu nedenle Oruç Reis’in araştırma görevine bir süre ara verildi.

Karar üzerine iki ülkenin dışişleri çalışmaya başladı.

Haberin Devamı

Daha önce dondurulmuş olan “istikşafi görüşmeler” (yoklama yapmak) ve “siyasi ve askeri görüşmeler” yeniden başlayacaktı.

Türkiye iyi niyetli olarak bir ortak metin hazırlanması üzerine çalışmaya başladı.

Kısa bir süre sonra, bir ortak metin üzerinde anlaşmaya varılmıştı.

Kurban Bayramı’na denk gelen günlerde...

Cuma sabah 10.00’da ortak metin açıklanacaktı.

Hazırlıklar yapıldı.

Doğu Akdeniz’deki tansiyonun düşmesi açısından bu gelişme çok önemliydi.

Merkel de mutluydu. AB üzerinde giderek artan gerilim de böylece düşecekti.

Ve daha da önemlisi, Türkiye’nin başından beri yaptığı Doğu Akdeniz’de “hakça bir dağılım” ve “diyalog” çağrısı için bir yol açılmış olacaktı.

Ama nasıl olduysa oldu...

Haberin Devamı

Cuma sabah 10.00 için ortak metin hazırlıkları yapılırken...

Perşembe öğleden sonra Atina’dan bir haber geldi:

Yunanistan Dışişleri Bakanı Mısır’a uçtu.”

Hemen ardından da Yunanistan’ın Rodos’u anakara gibi göstererek Mısır’la münhasır ekonomik bölge anlaşması yaptığı haberi geldi.

Bu anlaşma, tamamıyla Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmaya karşı bir hamleydi.

Ve hiçbir hukuki geçerliliği yoktu.

Düşünün ki bir devlet, bir başka devletle diyalog için anlaşıyor... 

Tamam, şu saatte sizinle ortak metin açıklayacağız” diyor...

Ve bir gün önce haber bile vermeden gidip o ülkenin aleyhine başka bir devletle anlaşma yapıyor...

Böyle bir devlete güven olur mu?

Haberin Devamı

Bundan sonra Yunanistan’a güven olur mu?

İşte bugün Türkiye Oruç Reis’le haklı ve kararlı olarak yoluna devam ediyor.

Yine diyalog diyor ama eğer Oruç Reis’e bir müdahale olursa “Gereğini misliyle yaparız” diyor.

Tabii “Bir gecede ne değişti, Yunanistan’a kim ne dedi?” soruları var.

Onlara da geleceğiz...

Yazarın Tüm Yazıları