Taraftar öylesine dolu ve öylesine üzgün ki... Morale acıkmış, galibiyete susamış. O nedenle çok tepkili.
Daha ilk golde tribünden, “Yönetim istifa” sesleriyle birlikte kafalar protokole doğru dönmeye başladı.
Gözler Ali Koç’u arıyordu. Ama Koç orada değildi (Umarım bir sağlık problemi yoktur). Bir ara protokoldeki bir kişiyi Ali Koç’a benzettiler. Oraya doğru bakışlar arttı. Sinirler gerildi. Psikoloji şuydu:
iKiNCi GOL COŞTURDU AMA...
Fener ilk golü yedikten sonra; Derin bir sessizlik... Hücümda ‘alkışlar...’
Hemen ardından top kaybında ‘ıslıklar.’ Fener bir pozisyona girdiğinde “Haydi Fener” tezahüratı...
İki saniye sonra bir top kaybı ve aynı taraftardan gelen “Yuuuuuhhhh” sesleri. İki dakika önce alkışlayan taraftar...
İki dakika sonra, “Yönetim istifa” diye ayaklanan tribünler..
Dün bir sohbet sırasında çok güvendiğim bir diplomat söyledi bu sözü...
Gerçekten de öyle...
Şu hale bakar mısınız?
ABD “16 Şubat’ta Rusya saldıracak” diye açıklama yapıyor. Birçok ülke diplomatlarını Ukrayna’dan çekiyor... Rusya bir susuyor, bir yalanlıyor. Ama asker yığmaya devam ediyor.
Beyaz Saray Sözcüsü, “Rusya her an vurabilir...” diyor...
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, “Rusya hazırlıkları tamamladı, an maselesi” diyor...
CIA “üç senaryolu işgal planı”nı açıklıyor.
Uydulardan gelen görüntüler havalarda uçuşuyor.
Mahallenin bir aile gibi yaşadığı, sevginin, zorluğun ve umudun sahnelerine.
Ve gözyaşlarımızdaki mutlu sona...
Manav Sami Hazinses, pastaneci Necdet Tosun, babacan komiser Hulusi Kentmen, çiçekçi ve kuaför Neriman abla. Namuslu ama bıçkın taksici Yılmaz Köksal, terzi Nubar Terziyan, düğün salonu sahibi Feridun Çölgeçen ve mahallenin görme engelli kızı Filiz Akın...
Onu ameliyat ettirmek için seferber olan mahalle...
İşte dün DHA’nın geçtiği haberde Yeşilçam’daki o mahalleyi gördüm ben...
Görme engelli Hilal’in mahallesini...
Ve bu yüzden de haberi bir senaryo gibi anlatmak geldi içimden...
Buyurun izleyelim...
Turizmin kapandığı günlerde...
Dünyanın tıkandığı sırada...
Turizm Bakanı Mehmet Ersoy Türkiye’nin önündeki turizm geliri için bir rakam vermişti:
“24 milyar dolar...”
Ne yalan söyleyeyim, inanmamıştım. Dünyanın durduğu böyle bir dönemde bu nasıl olacaktı...
Ama oldu...
Turizm gelirleri Ersoy’un öngördüğü rakamı da aştı. 24.5 milyar dolar oldu...
EMİTT fuarını açtıktan sonra Turizm Bakanı’yla biraz sohbet ettik...
Ve bir de “kelepçe sözleşme”...
Onlarca mesaj geldi.
Özellikle orta yaş ve üzeri okurlar özel sağlık sigortalarında yüzde 50’yi aşan zamlar karşısında “Çaresiz kaldık” diyorlardı.
Yani:
Zammı kabul etmeyip sigortadan çıksalar; onlarca yıl ödedikleri primler uçup gidecek ve bir daha da bir başka özel sağlık sigorta şirketi tarafından kabul edilmeyeceklerdi.
İşte bunun adı “kelepçe sözleşme”ydi...
Kalsan fahiş zamla bir acı, çıksan geçmiş yıllara veda eden daha beter bir acı.
Oysaki gençlik dönemlerinde hiç hasta olmadan tıkır tıkır primlerini ödemişlerdi.
Fener Rum Patriği Bartholomeos orada...
Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Andreas Katsaniotis orada...
Rum cemaati orada...
Patriğin doğum yeri Gökçeada’nın zirvesindeki Aziz Trifonos Kilisesi törenle ibarete açılıyor.
Muhteşem bir manzara...
Herkes mutlu...
Fotoğraflarda öyle bir hava var ki...
Bu “medikal enflasyon” lafına takıldım...
Sonra biraz araştırdım...
Baktım ki, durum gerçekten kötü. Özellikle 60 yaş üstü özel sağlık sigortası olanlar resmen sıkışmış durumda.
Gelen yüzde 50 zamlara karşı ne yapacaklarını şaşırmışlar.
Bir de örtülü tehdit var:
- Eğer zammı beğenmeyip sigortadan çıkarsan bir daha giremiyorsun. Başka bir sigorta şirketine de geçemiyorsun. Tekel var yani. Birinden çıkarsan diğerleri kapalı. Çünkü 60 yaş üstü için rekabet yok...
Peki ne oluyor?
Yıllarca ödediğin primler boşa gidiyor.
Şimdi size bir Galatasaray fotoğrafı anlatmak istiyorum...
Evet...
Galatasaray Futbol Takımı geçtiğimiz salı günü kamp için Antalya Havalimanı’na iniyor..
Şu fotoğraflara bakar mısınız...
Futbolcuların yüzlerine, gözlerine, mimiklerine bakın...
Sanki cenazeye gelmişler...
Taraftarlar orada. Ama onlarda da bir heyecan eksiği. Bir taraftar forma imzalatmak istiyor...
Arda Turan mecburen bir selfie veriyor. Yüzünde bir gülümseme bile yok.