Paylaş
Mahallenin bir aile gibi yaşadığı, sevginin, zorluğun ve umudun sahnelerine.
Ve gözyaşlarımızdaki mutlu sona...
Manav Sami Hazinses, pastaneci Necdet Tosun, babacan komiser Hulusi Kentmen, çiçekçi ve kuaför Neriman abla. Namuslu ama bıçkın taksici Yılmaz Köksal, terzi Nubar Terziyan, düğün salonu sahibi Feridun Çölgeçen ve mahallenin görme engelli kızı Filiz Akın...
Onu ameliyat ettirmek için seferber olan mahalle...
İşte dün DHA’nın geçtiği haberde Yeşilçam’daki o mahalleyi gördüm ben...
Görme engelli Hilal’in mahallesini...
Ve bu yüzden de haberi bir senaryo gibi anlatmak geldi içimden...
Buyurun izleyelim...
*
Avcılar’ın Üniversite Mahallesi’nde sıradan bir gündür.
Muhtar Gülten Hanım, yeni taşınan Adem Bey’lerin işlemlerini hazırlıyordur ki...
Kapı çalar...
Adem Bey’dir gelen...
“Muhtar Hanım, nasılsınız?”
“Buyurun efendim. Ben de işlemlerinizi tamamlamıştım...”
“Sağ olun... Bu arada alt kat komşular...”
“Evet, bizim Hilal ve annesi Yıldız Hanım. Bir şey mi oldu?”
“Yok yok... Bizimkiler Hilal’le konuşurken çok duygulanmışlar da...”
“Hayırdır...”
“Nasıl söylesem, bilmem ki... Hilal’in bütün hayali gelinlik giymekmiş... Onu anlatmış...”
2) MUHTAR HANIM’IN GÖZLERİ DOLAR
Gülten Hanım bunu duyunca ağzından şu iki kelime dökülür:
“Ah canııııımmm...”
3) HİLAL’İN KADERİ
Hilal Yeşil doğuştan görme ve zihinsel engelli bir kızdır. Aldığı ilaçlar nedeniyle böbrekleri iflas edince diyalize mahkûm olmuştur...
Annesi Yıldız Hanım, eşinden ayrıldığı için dürüst bir avukatın yanında temizliğe giderek evini geçindirmektedir.
Bütün mahalle anne kızı sever... Ellerinden geldiği kadar yardımcı olurlar...
4) ERTESİ SABAH
Muhtar Gülten Ekici kafasına koymuştur:
Hilal’in hayali gerçekleşecektir...
Bunun için bir plan yapar. Mahalledeki esnafın kapısını tek tek çalacaktır...
Önce düğün salonu ayarlanmalıdır...
Gülten Hanım mahallenin düğün salonu sahibi Şeref Bey’in kapısını çalar:
“Şeref Bey’ciğim sizden bir ricam olacak...” der ve durumu anlatır...
Şeref Bey ayağa kalkarak:
“Ne demek Muhtar Hanım, elbette Hilal kızımız için salonumuz açıktır. Siz günü belirleyin, gerisi bende...”
5) SIRA GELİNLİKTE
Gülten Hanım büyük bir mutlulukla mahallenin terzisinin yolunu tutar.
Espina Gelinlik’in sahibi Murat Bey, Muhtar Hanım’ı kapıda karşılar:
“Oooo Gülten Hanım, hoş geldiniz. Buyurun...”
Muhtar Hanım hemen konuya girer ve “Hilal’in hayali”ni gerçekleştirmek istediğini anlatır.
“Şeref Bey hazır, siz de bir gelinlik ayarlarsanız...”
Murat Bey, Gülten Hanım’ın sözünü keser:
“Elbette. Bana biraz zaman verin. Gelinlik benden...”
Evet...
En önemli işler tamamlanmıştır. Sırada düğün pastası, kuaför ve araba kalmıştır.
Düğün pastasını Volkan Pastanesi’nin sahibi Mahir Budak Bey üstlenir.
“Hilal’e harika bir pasta yapacağım” der...
Kuaför Hülya Hanım gözyaşları içinde “Gelin başı benim işim” der...
Bütün bunlar 10 gün içinde tamamlanmıştır.
Şimdi sıra düğün hazırlıklarındadır. 2 aylık bir takvim yapılır.
Bir tek gelini evden alacak güzel bir otomobile ihtiyaç vardır.
Onu da avukat bey çözer...
6) MUTLULUK GÖZYAŞLARI
Hilal o gün rüyada gibidir. Gelinliğiyle düğün salonuna kardeşi Yasin’le birlikte girer.
Davetliler pırıl pırıl giyinmiştir.
Annenin gözyaşları arasında geline kına yakılır. Danslar edilir. Ve pasta kesilir...
Bütün Üniversite Mahallesi Hilal’in o mutluluğu karşısında gözyaşlarını tutamaz.
Ve ertesi gün DHA’dan İhsan Dörtkardeş haberi şöyle geçer:
“Avcılar Üniversite Mahallesi’nde doğuştan engelli Hilal Yeşil’in hayalindeki gelinliği giyerek mutlu olabilmesi için mahalle muhtarı öncülüğünde damatsız düğün düzenlendi. Mahalleli seferber oldu, düğün pastası kesildi, sık sık piste davet edilen gelin doyasıya eğlendi. Hilal Yeşil, mutluluktan güçlükle konuşabildi, ‘Yanımda olan herkese teşekkür ederim’ dedi. Anne Yıldız Bektaş, ‘Kızımın en çok istediği gelin olmaktı’ diye konuştu.”
Evet arkadaşlar...
Senaryomuz burada son bulur...
Çok iyi biliyorum ki o düğünün gizli konukları da vardı...
Pastane sahibi Necdet Tosun. Kuaför, çiçekçi Neriman Köksal, düğün salonu sahibi Feridun Çölgeçen. Gelini getiren otomobilin şoförü Yılmaz Köksal. Gelinliği diken Nubar Terziyan, manav Sami Hazinses, hatta dürüst avukat Ayhan Işık, Hilal’i izliyorlardı...
Ve umarım Filiz Hanım bu yazıyı okur...
YILIN MUHTARI GÜLTEN HANIM
Haberi okuyunca, Muhtar Gülten Hanım’ı buldum. Hiç soru sormadım. Yalnızca şöyle dedim...
“Bana göre yılın muhtarısınız. Allah sizden razı olsun...”
Gülten Hanım düğün salonundan pastaneye kadar tek tek o altın kalpli insanların isimlerini verdi.
Bunca kamplaşmanın, krizin, inatlaşmanın, nefretin üzerimize çullandığı bir dönemde Üniversite Mahallesi’ndeki bu dayanışma bize umut olsun... Bazen bir kalp dokunuşu yeter...
Paylaş