Şarm El Şeyh’te düzenlenen “Dünya İklim Zirvesi”ne...
Dün “Cehennem İşaretleri” başlığında bu gezinin önemini ve gezegenimizin önündeki tehlikeyi yazmıştım.
Gezi sırasında iklimle ilgili gelişmeleri aktaracağım. Ama bu gezinin çok önemli bir boyutu daha var...
O da...
9 yıldır Mısır’la aramızda süren gerilim. Büyükelçimiz yok mesela...
Bu nedenle “normalleşme” adımları açısından Bakan Kurum’un yapacağı temaslar çok önemli...
Eğer yanılmıyorsam Kurum’un Mısır’a inişi, uzun yıllar sonra yapılan ilk üst düzey ziyaret olacak.
Demek ki...
Başlığı “Cehennemin 7 işareti” diye de koyabilirdim...
Abartılı yani...
Ama hayır...
Tümüyle gerçek bir kaynağa dayanıyor.
Ve ben özellikle gözümüze sokmak istedim...
Kaynağım: Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’dır...
Guterres
Kıbrıs Türkleri böylesine kapsamlı bir uluslararası zirvede temsil edilecek.
Daha önceki gözlemci ülke Macaristan’dı.
Ondan önce Türkmenistan’dı. Ve ardından tam üye oldu.
Yani “gözlemci üyelik” bir anlamda tam üyelik için bir giriş kapısı olabiliyor...
Kıbrıs’ta yıllardır devam eden ve bıkkınlık veren çözümsüzlük süreci açısından bakarsanız:
Türk devletlerinden gelen önemli bir mesajdır bu...
Türkiye’nin AB ile ilişkilerini de derinden etkileyecek bir karar.
Eminim Avrupa merkezlerinde çok ciddi bir yankı yaratmıştır...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en üst düzeyde dünyaya açıkladı...
Milli Savunma Bakanı Akar, NATO karargâhında bütün savunma bakanlarına söyledi...
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Paris’ten Londra’ya, Washington’dan Madrid’e kadar her başkentte açıkladı.
MİT Başkanı fotoğraflarıyla, videolarıyla en önemli merkezlerde belgeledi.
Dedik ki:
“YPG ve PKK aynı terör örgütünün iki koludur.”
Ne oldu?
ABD kabul etmedi.
2700 yıl öncesinden gelen bir dekorda...
Vali Bey, kazıyı yürüten Dr. Abdülkadir Baran’a sordu:
“2700’lere kadar inebildik mi?”
Muğla Valisi Orhan Tavlı’nın bu ilgisi beni o kadar mutlu etti ki.
Bir vali bir arkeolog heyecanıyla soruyor. İzliyor. Bilgi alıyor.
“İnebildik mi?”
Sahiplenmenin bundan güzel bir ifadesi olabilir mi?
Bakan ilginç bir örnek veriyordu:
“Bakın mesela şimdi Hakkâri’de Mozzarella peyniri üretilecek.”
Bakan Bey, bu örneği terörle mücadelenin geldiği başarı noktasını anlatmak için veriyordu.
Şaşırdım.
İtalyanların dünyaca ünlü Mozzarella peyniri Napoli ve çevresinde üretilir.
Tabii bizde de birçok firmanın benzeri üretimi var.
Peki Hakkâri’ye nasıl uzanmış bu peynir?
“TOGG’la ilgili ne düşünüyorsunuz?”
Madde madde anlatayım.
- TOGG’a yalnızca bir otomobil olarak bakarsak yanılırız.
Türkiye bu atılımla yıllardır süren bir hayalin gerçek rotasını başlatmıştır.
Bu rotanın iki boyutu vardır.
VİZYON BOYUTU
TOGG’un üretimi Türkiye’nin ufuklarını kuşatan zincirdeki üç halkanın kırılmasıdır.
Birinci halka: “Biz yapamayız”
1- İKİ ÇOCUK ANNESİ NURAN EŞİ VEREM OLUNCA...
Ordulu Ersin her sabah gün ağarmadan Karadeniz’in soğuk sularına açılıyordu.
Ya nasip! Deniz ne verirse...
O balıktayken Nuran çocuklara bakıyordu. Eksik gedik ama namuslu bir hayat...
Böylece yıllar geçti.
Bir sabah Nuran kalktı. Yanında bir inleme. Eşi Ersin ter içindeydi. Yanıyordu.
Soğuk su. Havlu. “Aman Ersinim...Evimin direği...”
Doktorlar teşhisi koymuştu: