Teröristlerin eğitim yaptığı dağlarda bakın neler oluyor

Bakan ilginç bir örnek veriyordu:

“Bakın mesela şimdi Hakkâri’de Mozzarella peyniri üretilecek.”

Bakan Bey, bu örneği terörle mücadelenin geldiği başarı noktasını anlatmak için veriyordu.

Şaşırdım.

İtalyanların dünyaca ünlü Mozzarella peyniri Napoli ve çevresinde üretilir.

Tabii bizde de birçok firmanın benzeri üretimi var.

Peki Hakkâri’ye nasıl uzanmış bu peynir?

Merak ettim, Hakkâri Valisi İdris Akbıyık’ı aradım.

Mozzarella’nın hikâyesi şöyle:

Bakan Akar Hakkâri’de yaptığı teftişler sırasında Yüksekova’da duruyor.

Ilıman bir iklim. Sulak bir arazi...

Şöyle diyor:

“Bu sulak arazi mandalar için çok uygun. İtalyanların Mozzarella peyniri de manda sütünden üretiliyor. Mandalar da sulak araziyi sever. Vali Bey, buradaki çiftçiye hayvancıya manda dağıtalım. Burada üretilsin, İstanbul’daki otellere de bu peyniri koyalım. Ben her türlü desteğe hazırım...”

Doğrusu Yüksekova’da böyle bir yatırım için düğmeye basmak çok anlamlı.

Çünkü Bakan Akar her sohbetinde “Son terörist etkisiz hale gelene kadar bu mücadele sürecek” dedikten sonra şu eklemeyi yapar:

“Terörle mücadeleyle birlikte halkın refahını artırmak gerekir. Terör ancak böyle tükenir....”

Evet...

Hakkâri ve Mozzarella hikâyesinin nasıl oluştuğunu işte böyle anlıyoruz.

Sonrasını Vali Akbıyık anlatıyor:

“Buradaki iklim rakım nedeniyle ılımandır. O nedenle buralarda peynir üretimi var. Ve daha çok Mozzarella benzeri peynirler üretiliyor. Oradaki hayvancı ve çiftçiye 1000’e yakın manda verdik. Şimdi çalışmaya başladılar. Önümüzdeki yaza doğru süt üretimi ve Mozzarella (çiçek peynir) üretimini amaçlıyoruz.”

Evet arkadaşlar...

Hakkâri ve Mozzarella...

Yalnızca bu mu?

Hayır...

Bir dönem sürekli olarak içimizi yakan şehit haberleri aldığımız Hakkâri...

Pusuların, kanlı baskınların şehri Hakkâri...

Şimdi bambaşka bir hayatı yaşıyor.

İki ay sonra yine bir kar festivali var. İran ve Irak başta olmak üzere çevre ülkeler için bir kayak merkezi olma yolunda.

TERÖRİSTLERİN KAMP YAPTIĞI YERDE...

Vali Akbıyık anlatıyor:

“Pistin uzunluğunu 8 bin metreye çıkarttık. Harika bir otel var. Kar, kayak için ideal...

Burada kar festivali düzenliyoruz. Hakkâri’de böyle bir değişim var... Bir zamanlar 500 teröristin kamp yaptığı bu dağlarda şimdi festivaller var... Herkesi kayak için bekliyoruz...”

Vali Bey kar festivalini anlatırken Ferit Edgü’nün Hakkâri’de Bir Mevsim kitabı geliyor aklıma.

Öğretmen Halit’in çaresizliği. Ve o çaresizlikten doğan hayat.

ÇUKURCA’YI HATIRLAYIN

Vali Bey’i dinlerken gerilere gidiyorum.

25 yıl kadar önce Hakkâri’ye ilk gittiğimde helikopterle şehire hâkim bir tepedeki komando birliğine inmiştik.

Uzaklarda çatışmalar sürüyordu. Helikopterin birisi kalkıp diğeri iniyordu. Yaralılar vardı. Savaş filmlerindeki gibi bir görüntüydü.

İşte şimdi o topraklarda başka bir hayat var.

Vali Akbıyık’tan o Çukurca’yı dinliyorum:

“Orada bir ZAP markası yarattık. İnternet üzerinden tahin ve bal satışları var. Çok da iyi gidiyor...”

İnternete girdim. Alıcılardan harika yorumlar... Üreticiden saygı ve sevgiyle yüklü sahici cevaplar.

Cevaplarda yapay zekâ yok. Gerçek kalp var...

ZAP TAHİNİ

ZAP marka tahin, elektrikli değirmenlerde değil, su değirmenlerinde susamın ezilmesiyle yapılıyor.

Elektrikli değirmenler yüksek hızda olduğu için susamı yakıyor. Oysa bu tahin üretiminde, değirmen taşını su çevirdiği için o yavaşlıkta susam yanmıyor... Lezzeti de buradan geliyor.

DERECİK’TE SERA ŞEMDİNLİ’DE BAL 300 KADIN ÇALIŞIYOR

Vali Akbıyık’tan öğreniyorum ki...

Derecik ilçesinde harika bir sera sistemi kurulmuş. Kadınlar büyük bir özveriyle çalışıyor.

Ve Şemdinli’de bal... Arıcılık için büyük teşvikler.

Evet arkadaşlar...

Bir zamanlar terörün kasıp kavurduğu...

Karların yolları kapattığı günlerde, dünyayla bağlantısı kesilen Hakkâri’den...

Şimdi internet üzerinden dünyaya satışlar yapılan bir Hakkâri’ye ulaşıyoruz.

İnanıyorum ki bir gün...

Zirvelerinden kar eksilmeyen bu dağlardaki pistlerden, kar festivallerinden, kış sporları için olimpiyat şampiyonları da çıkacak.