Paylaş
Şarm El Şeyh’te düzenlenen “Dünya İklim Zirvesi”ne...
Dün “Cehennem İşaretleri” başlığında bu gezinin önemini ve gezegenimizin önündeki tehlikeyi yazmıştım.
Gezi sırasında iklimle ilgili gelişmeleri aktaracağım. Ama bu gezinin çok önemli bir boyutu daha var...
O da...
9 yıldır Mısır’la aramızda süren gerilim. Büyükelçimiz yok mesela...
Bu nedenle “normalleşme” adımları açısından Bakan Kurum’un yapacağı temaslar çok önemli...
Eğer yanılmıyorsam Kurum’un Mısır’a inişi, uzun yıllar sonra yapılan ilk üst düzey ziyaret olacak.
Demek ki...
Çevre bakanı da olsanız, yeri gelince bir dışişleri bakanı misyonu taşıyabiliyorsunuz.
Mısır gezisi bu anlamda ciddi bir diplomatik misyon da taşıyor.
TÜRKİYE’DEN MISIR’A TAZİYE
Dikkat ettim.
Dün, yani bizim Mısır’a gidişimizden 1 gün önce, bizim Dışişleri Bakanlığı bir taziye mesajı yayınladı:
“Mısır’ın Dekahliye kentinde, 12 Kasım’da yaşanan otobüs kazasında çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği (20 vatandaş) ve yaralandığı üzüntüyle öğrenilmiştir. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aileleri ile kardeş Mısır halkına ve Mısır Arap Cumhuriyeti’ne başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”
Bakan Kurum’un ziyareti öncesinde böyle bir taziye mesajının diplomatik tercümesi şudur:
“Türkiye Mısır’a normalleşme için el uzatıyor...”
İşte bu nedenle Bakan Kurum’la yapacağımız Mısır ziyaretine ayrıca çok dikkat edeceğim.
Bakan Bey’le daha önce de yurt dışı gezimiz olmuştu.
Bakan Kurum kendi alanında olduğu gibi diplomaside de insani ilişkileri önceleyen, dengeli ve dikkatli bir isim.
O nedenle bu gezinin diplomatik sonuçları da olabilir.
MISIR NEDEN ÖNEMLİ
Bu ziyaretin önemini anlayabilmek için kısa bir hatırlatma yapmalıyım.
- Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de enerji aramaya başlaması üzerine Yunanistan, Türkiye’ye karşı bir dizi diplomatik atak başlatmıştı.
- Türkiye’nin kiminle sorunu varsa gidip o ülkeyle askeri ve enerji anlaşmaları yapmıştı...
İşte onlarca anlaşmadan iki örnek:
NEMESİS: “...Tatbikata, Rum yönetiminin yanı sıra, Yunanistan, Fransa, Birleşik Krallık, ABD, İsrail, İtalya ve Mısır katıldı. Tatbikatın sevk ve idaresinin, Larnaka’daki Rum Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi tarafından yapıldığı duyuruldu.”
HİRAKL-2: Mısır ordusu, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile ortak askeri tatbikat başlattıklarını duyurdu.
Bu örnekleri çoğaltabilirim.
Özetle...
Yunanistan arkasına Fransa ve ABD’yi alarak Türkiye ile sorunu olan hangi ülke varsa onunla tatbikat yaptı.
Dahası bu ülkelere Yunanistan’da ve Güney Kıbrıs’ta üsler verdi. Üslere yerleşen ülkeler Rusya’ya karşı diye açıklama yapsalar da NATO üyesi olan Türkiye’nin dışarıda tutulduğu açıktı.
Yetmedi.
İsrail’le askeri anlaşma yapan Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi’ne İsrail’in hava savunma sistemi “Demir Kubbe”yi yerleştirme anlaşması imzaladı. Ayrıca Yunan ve Rum savaş pilotlarının eğitimini İsrail üslendi.
TÜRKİYE’DEN KARŞI ATAK
Yunanistan’dan gelen bu atağa karşı Türkiye de elbette boş durmadı.
Bir yandan Akdeniz’deki enerji haklarını savunurken diğer yandan sorunlu ülkelerle temasa başladı.
Türk diplomasisi bu noktada gerçekten harika işler başardı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun en üst düzeyden çabalarını biliyoruz.
Ben burada Dışişleri Bakanlığı’ndaki diplomatlarımızın gizli gayretlerini de kutlamak istiyorum.
Sonunda İsrail ile normalleşme sağlandı.
İsrail’e Şakir Torunlar gibi çok başarılı bir diplomat, Büyükelçi olarak atandı.
Birleşik Arap Emirlikleri ile normalleşme sağlandı. En üst düzeyde ziyaretler oldu. Anlaşmalar sağlandı.
Geriye bir tek Mısır kalmıştı...
İşte şimdi Mısır’a en üst düzeyde bir ziyaret için gidiyoruz...
Dolayısıyla bu gezide iki şeye dikkat edeceğim:
1- Gezegenimiz ve Akdeniz çanağındaki iklim değişikliklerine...
2- Akdeniz’deki diplomatik iklim değişikliğine...
İyi haftalar...
Paylaş