1) RUS VE ABD ASKERLERİ YAN YANA PEKİ FOTOĞRAFI KİM ÇEKİYOR
Burası PKK/YPG’nin bir zamanlar kendisini güvende hissettiği o bölge. Rus ve Amerikan askerleri birlikte gülerek poz veriyorlar...
Dikkat edin.
Bu fotoğrafı da bir PKK/YPG militanı çekiyor. Fotoğraf ne çok şey anlatıyor değil mi?
Şimdi haritalara bakarak bu fotoğrafın biraz derinlerine inelim...
2) Sık kullandığım bu harita 2020 yılından bu yana küçük değişikliklerle devam ediyor. Açık olan şu: PKK/YPG militanının çektiği Rus ve Amerikan askerlerinin fotoğrafı, Suriye haritasına işte böyle yansıyor. Hatırlayalım: 2019 yılında YPG ile Esad rejimi arasında bir anlaşma olmuş, YPG bölgesine hem Rus ordusu hem de rejim askerleri yerleşmiş ve PKK/YPG’yi korumaya almıştı.
Benimle tam 2 bin 250 mil gezdi.
Marmaris’ten Adriyatik’e...
Pandeminin en kızgın zamanında bastık yelkeni.
Bodrum, İstanköy hattından kuzeydeki Ege adalarına.
Oradan Atina’ya doğru dönüp yaklaşık 35-40 adayı gezdik.
Sonra Yunan anakarasını güneyden dönüp denizcilerin korkulu belası Methoni’yi bordaladık.
İyon Denizi.
Bu bilgiyi en yetkili ağızlardan almıştım.
Evet, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda böyle bir çalışma yok.
Yalnızca bir milletvekilinin Meclis’e verdiği önerge söz konusuydu.
O milletvekili hangi gerekçeyle bunu istemişti?
Sahillere, koylara, kıyılara...
Yani milletin malına malikâne kondurup imar affı bekleyen rantiyecileri biliyoruz.
Defalarca da bunları yazdım.
Bu nedenle toplumun çok büyük bir bölümü imar affına karşıdır.
“Rusya Dışişleri Bakanlığı, Başkan Biden’ın kardeşleri dahil 200 ABD’liye ülkeye giriş yasağı getirdiğini duyurdu.”
İşte Maxar’ın tanıtım filmindeki Rus savaş uçakları
Haber ajanslardan aktı gitti. Sonra bir sessizlik.
Merak ettim...
Kimdir bu yasaklı insanlar?
Ve nasıl seçildiler?
Maxar teknolojisi, Mart 2021’de Rusya’nın Morozovsk kentinde uçuş hattında bulunan bu Su-34 avcı-bombardıman uçakları gibi dünya çapındaki askeri yığınağı belirlemeye ve izlemeye yardımcı olabilir.
Haberin biraz daha derinlerine inince bir isim dikkatimi çekti:
Özel Çevre Koruma bölgesinde olan tüm kıyılar, koylar, körfezler değerlendiriliyor.
Başta Gökova, Hisarönü, Bozburun, Göcek, Fethiye, Kaş Kekova gibi koylar, körfezler mercek altına alınıyor.
Çok değerli akademisyenlerin görüşleri, yapılan ölçümler ve sonuçlar...
Tabii öyle hemen madde madde sonuçlar yok. Ama benim anladığım; kararlar iki konuda yoğunlaşıyor:
1- Koylarda kurulacak mapa-şamandıra sistemi. Göcek gibi iç denizlerde çok fazla tekne demir attığı için deniz çayırları ciddi tehdit altına girmiş. Göcek’in 3 tanınmış koyunda 30 metre dalışlarla ortaya çıkan gerçek “deniz çayırları” çoğu yerde bitmiş. Bazı koylarda iyice gerilemiş. Bu gerekçelerle mapa-şamandıra sistemi isteniyor.
2- Koylarda atık yönetimi. Filtre sistemleri ve yasaklar.
Bu konular üzerinde ayrıca yazacağım...
Bir yakın dostum aracılığıyla bana ulaşmışlardı. Ben de yazmıştım. Üniversite hakkında başka iddialar da vardı ve YÖK olaya el koymuştu.
Çocuklar üniversite yönetimi tarafından kibarca bir anlatımla “kandırılmış” ama doğrudan konuşunca “dolandırılmış”lardı. Kısaca üniversite hayal satmıştı...
Olayın özeti şuydu:
- AKEV Üniversitesi bir “Kaptanlık Yüksek Okulu açmış” ve öğrenciler kaydetmişti.
Puanı tutan çocuklar da yıllık ücretlerini verip kayıt yaptırmışlardı.
Sonra...
2 yıl boyunca bu çocuklar okula gidip geldiler. Ders, eğitim, masraflar, yatacak yer. Yeme içme...
Okulun yıllık parası...
İki yoğun günden sonra, güneş batarken Kızıldeniz’e doğru baktım.
Dünyanın en önemli dalış merkezine gelip...
‘Bir gazeteci olarak, bir denizci ve bir dalgıç olarak Kızıldeniz’e dalmazsam...’ diye düşünürken... Kaldığımız otelin Genel Müdürü Gökhan Kaptan geldi. Tanıştık ve doğru Kızıldeniz’e...
2) TÜPLE DALIŞ İÇİN HAZIRLIK
Daha önce Kaş’ta ve Marmaris’te dalışlar yapmıştım. Ve Kızıldeniz’de tam tüple dalış için hazırlık yapıyorduk ki... Eyvah!
Ertesi gün uçuş var... Basınç farkı nedeniyle tüplü dalış yapamayız. Olsun...
Çıkardım dalış kıyafetlerini. Aldım şnorkeli ve gözlüğü...
Gezegenimizin geleceği için Türkiye’nin yapacağı katkıyı, grafikler halinde ve yıllara göre anlatırken, inanın gurur duydum.
Çok iyi hazırlanmış bir sunum. Çok gerçekçi hazırlanmış bir program.
2030-40 yıllarına kadar Türkiye’nin Dünya’yı temiz tutmak adına yapacağı bütün çalışmalar...
Alacağı kararlar... Verdiği sözler...
Sektörler halinde madde madde yazılmış.
Enerji sektörünün emisyon oranından yutak alanlarına kadar olan yıllara göre neyin ne olacağı belirlenmiş.
- Kömür ne zaman duracak?
- Dizel motor ne zaman yasaklanacak?