Ertuğrul Özkök

GEÇENLERDE Abdi İpekçi Spor Salonu’nun önünden geçiyordum.

Baktım, ocak ayında başlayan yıkım hâlâ bitmemiş...

*

Bu salonun 1989 yılında açılışını çok iyi hatırlıyorum.

Irak Savaşı’nın hemen ertesinde, henüz bir rookie’yken, Dünya Şampiyonası’nda hayran olduğum LeBron James’i o salonda seyretmiştim...

Basketteki en büyük idollerimden olan Allen Iverson’u da o salonda alkışlamıştım.

*

Ondan üç-beş gün sonra, bu defa Galatasaray Arena’nın önünden geçerken hemen yanına dikilmiş bir panoyu fark ettim.

“Galatasaray’ın 15 bin kişilik kapalı salon tesisi inşaatı”

ADAMIN kapı gibi unvanı var...

Dağlar gibi profesör yani...

Gaza gelmiş, yüz bulmuş, çıkmış televizyonda sallamış...

“Umudumuz 25 Haziran’dır. Olmadı zaten, o zaman artık Belgrad Ormanı’nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa...”

*

Kelli felli hoca güya... Resmen halkın bir bölümünü öteki üzerine nefretle yüklüyor... Daha alıp 3 saat bile içeri koymamışlar... Savcı sadece bir soruşturma açmış...

*

Heeyyttt beeee...

Ekranda aslan kesilmiş vatandaş

AKP’li arkadaş seçim kürsüsünde coşmuş, veriyor gazı hem kendine hem dinleyene...

Diyor ki...

“Liderimizi başkan seçtirinceye kadar eşlerimiz bize haram...”

*

Anlamadım, şimdi bu neyin ölçüsü oluyor?

Azmin mi...

Yoksa fedakârlığının ölçüsü mü...
Yoksa patronun gözüne girme telaşıyla ağzının söylediğini kulağı duymuyor mu...

*

VE siz bir anne olsanız, o kadına ilk sorunuz ne olur?

İşte bize bir örnek olay...

Hem de Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’dan...

***

Selanik yılları...

Evin kapısı çalınıyor... Mustafa Kemal hızla aşağı inip kapıyı açıyor...

Karşısında 30’lu yaşlarında siyah saçlı, çakır gözlü, sülün gibi bir kadın var...

Mustafa’nın kalbi çarpmaya başlıyor...

***

ADAMIN biri çıkmış alenen “Silahları gömdük, seçimi kaybedersek çıkarıp savaşacağız” diyor...

Bir başkası çıkıp “Hepsini bayrak direklerine asacağız” diyor...

*

İyi de mübarek, niye seçimi bekliyorsun ki...

Madem kaybedersen sandığı milletin başına geçireceksin....

Ne lüzum var bunca telaşa, masrafa...

*

Star gazetesi yazarı Ersoy Dede de isyan etmiş...

Diyor ki...

BİR ülkenin ekonomisi zora girerse...

Mesela milli parası düşüşe geçer...

Cari açığı, enflasyonu yukarı çıkarsa...

Sanmayın ki bu sadece iktidarı vurur...

*

İktidarı bir vurursa, dipteki insanı iki, üç vurur...

Dipteki insanı vurursa, sanmayın ki en tepedeki insanı teğet geçer...

İşinsanıdır, yatırımcıdır...

Dolarla, Euro’yla borcu vardır...

ÖNLERİNDEKİ tablo şöyle...

- Faizler bir hafta içinde yüzde 15’ten yüzde 40’a fırlamış...

- Milli para dolar karşısında her gün eriyor.

- Enflasyon çift haneye demir atmış, tek haneye inmiyor.

- Cari açık desen uçmuş gidiyor...

Ve 2001 yılının kötü hatıraları birden hortlamış...

Anlayacağınız 15 yıl sonra IMF yine kapıya dayanmış vaziyette...

***

BAKIN seçime adı “cephe” olan gruplaşmalarla giriyoruz...

Hiç düşündünüz mü “cephe” ne demektir?

Savaş demektir savaş...

Yani ülkenin bir bölümü ötekiyle savaşa giriyormuş gibi cepheye girecek, sipere yatacak...

***

AKP hep “dava” diyordu ya...

Muharrem İnce de “dava” demeye başladı...

Hiç düşündünüz mü “dava” ne demektir?

***