Ertuğrul Özkök

Gaddar botlar geri adım kesik patiler koşar adım

17 Haziran 2018
BİR toplumun...

Büyük  bölümü... Hem de öyle küçümsenmeyecek büyük bir bölümü... Patileri kesilmiş bir yavru köpek için ayağa kalkıyorsa eğer...

***

Gözyaşlarını, bayram günü incelen, hassaslaşan duygularına katıp devasa bir nehir halinde akıtıyorsa... Kimse o cani, insan kılığında dolaşan o yaratık...

İşte onu bütün yüreği ile lanetliyorsa...

***

Şu kutuplaşmış, kuntlaşmış kalplerimize bu bayram gününde yavru bir köpeğin etrafında el ele verip bir insanlık halesi oluşturabilmişse...

İktidarı,

Yazının Devamını Oku

Rahmi Koç ve Sedat Ergin ayakkabısı tarih mi oluyor

16 Haziran 2018
Bu listeye eski sefirlerden Volkan Vural da dâhil.

Yani Church’s, Edwards Green, John Lobb gibi İngiliz Oxford geleneğinin Türkiye öncülerine kötü, hatta çok kötü haberim var. Zıpır erkek, ayakkabı kültürünü alt üst ediyor. Klasik ayakkabı batıyor. Spor ayakkabı geliyor. Kösele taban gidiyor, kauçuk lastik taban geliyor. Dimdik duran kalıplı ayakkabı gidiyor, eldiven gibi ayağın şeklini alan esnek ayakkabı geliyor. Üstelik çorap da gittiği için bu ayakkabı ile birlikte giyenler de demode oluyor. Ayakkabıda Rahmi Koç tarzı kayboluyor ama üst kısımda durum farklı. Rahmi Bey renkli pantolon ve ceketleri, şapka ve fularlarıyla yeni Peacock dünyasında star olabilir.

KLASİK ERKEĞİN FAÇASINI ADIMSAYAR MI BOZUYORŞurası da kesin. Klasik erkek denen şey var ya, işte o şey fena halde zemin kaybediyor. Zıpır erkek, klasik erkeği mitolojideki gibi en zayıf yeri olan topuğundan değil ama hemen altındaki ayakkabıdan vurup öldürüyor. Kullandığı silah ise ok değil, bileğindeki adımsayarlar ve dijital saatler. Spora ve sağlıklarına düşkünler. Osman hoca köşesinden her gün en az 10 bin adım atacaksın talimatı veriyor. O zaman ne oluyor, işyerine tabanvay gidiyorsunuz. Veya cool takılıp bisikletle gidiyorsunuz. Eh bunu kösele tabanlı Church’le yapacak haliniz yok ya... O zaman gelsin Nike’lar, Adidas’lar, Under Armor’lar, New Balance’lar, Skechers’lar. Yok ‘luxury’ merakınız varsa Prada, Dior, Louis Vuitton’lar. Yani onlar bile ihanet etti Rahmi Bey’e, Sedat Ergin ve Volkan Vural’a. Ama onlara ve bu arada bana da iyi haber. Yaşla artan ayak ve diz ağrılarına karşı ayakkabıcılar dize daha az yük bindiren modelleri çalışıyorlar.

JEAN PANTOLONUN HALİ: ALLEGRO MA NON TROPPOFuarda bizi en çok şaşırtan şeylerden biri, jean üreten markaların azlığıydı. Fuara katılan 1240 markadan sadece beş on tanesi jean üreten şirketti. Peki 100 yıllık hegemonyadan sonra jean pantolon ölüyor mu? Hayır. Jean ne ölüyor ne de can çekişiyor. Ama durumu, İtalyan müzik terminolojisi ile “Allegro ma non troppo”, yani “hızlı ama o kadar değil” ritminde...

RİFAT ABABAY’A MÜJDE PALYAÇO TARZI KARELİ PANTOLON SAHNE ALIYORPantolonda jean’in boşalttığı reyonları, çok iddialı kesim, renk ve dokuda koton, yazlık yün veya gabardin kumaş pantolon alıyor. Bu arada kareli “palyaço” tarzı pantolonlar sahneye giriyor. Tabii pantolon paçalarının çok kısaldığı dikkate alınırsa; kısa, dar ve kareli pantolon giyebilmek için biraz ilerdeki Piazza Signorina’daki Davut heykeli gibi bir vücuda sahip olmak gerekir diye düşünebilirsiniz. Hiç öyle düşünmeyin. Günümüz insanı cüretkâr ve cesur. Modanın da Vasco da Gama’ları, Macellan’ları var.

Fuarda kısa bacakları ve ihmal edilmiş, spor yüzü görmemiş sallapati bedenlerle bu pantolonları giyen çok insan gördüm. Biliyor musunuz seviyorum bu cüreti. İyi ki varlar ve bana insan olduğumuzu hatırlatıyorlar. Neticede ruhsuz birer heykel değiliz, mükemmel de değiliz. İnsanız yahu...

İLK ARA SONUÇ: MEDYADA MURAT YETKİN TARZI BİTİYOR, RİFAT ABABAY TARZI YÜKSELİYOR

Yazının Devamını Oku

Ey erkek artık şu üç beyazdan uzak dur

15 Haziran 2018
ÜÇ günlük Floransa ziyaretimin sonucu şu: Artık Ali Esat gibi erkekler, âlemin güçlü adamı Polat Alemdar’ı dövüyor.

Hem de çok fena dövüyor. Hem de sokak ortasında evire çevire dövüyor.

***

Polat Alemdar’ı hepiniz biliyorsunuz. Kurtlar Vadisi’nin en kral raconunu kesen erkek. Âlemin, yatağa bile siyah takım elbise, yakası açık beyaz gömlekle giren en ağır abisi...

Ali Esat ise mimar ve Haber Türk gazetesi yazarı.

O kim derseniz bana “Dandy erkek” olma raconunu öğreten meslek küçüğüm.

Başka deyişle, meslek büyüğümüz Güneri Cıvaoğlu’nu bile yola getiren “büyük Türk Dandy’si...”

***

Yazının Devamını Oku

Şoförünü kovup genelev parasını şirkete yazarsan

14 Haziran 2018
HER şey, geçen ekim ayında bir sabah saat 02.00’de başladı.

Çok tanınmış kişi, o gece Londra’nın Mayfair semtindeki Isabel isimli restorandan karısını alıp eve gelmişti.

Evin önüne geldiklerinde şoförüne, “Beş saat sonra gelip beni al” demişti. Ancak o an şoföründen kendini hayretler içinde bırakacak bir cevap almıştı.

“Hayır o saatte gelemem...”

Şoförü 15 yıldır onun yanında çalışıyordu.

12 gün hiç izin yapmadan çalışmıştı.

İki üç saat uyku uyuyarak tekrar gelmesinin tehlikeli olacağını düşünmüştü.

Dünyaca tanınmış adam ertesi gün şoförünü kovdu...

Ve dünya reklam piyasasını alt üst eden gelişmeler bu olayla başladı.

Yazının Devamını Oku

Sizce önce hangi cemaate sıçrar

13 Haziran 2018
TACİZ skandalı dalgası Türkiye’ye de normal kapıdan girdi.

Yani sinema alanından...

*

Ama olay Amerika Birleşik Devletleri’nde dördüncü aşamasına geldi.

Önce sinema, sonra müzik, sonra gastronomi alanına sıçramıştı. Ve şimdi geldi, asıl eğlenceli alana...

Dini cemaatlere...

Gerçi kilise tacizleri çok önce başlamıştı ama cemaatlerde durum sakindi.

*

Yazının Devamını Oku

İnce’nin Harmandalısı Meral Hanım’ın kedisi

12 Haziran 2018
BİR vatandaş olarak memnunum... Mutluyum...

Hayatımda gördüğüm en renkli, en güzel, en umut verici seçim kampanyalarından birini yaşıyoruz...

*

Bu kampanyada...

- SEVDİM Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Daha tarafsız yargı, daha özgür ve demokratik Türkiye” vaadini sevdim.

*

- NEŞELENDİM Muharrem İnce’nin esprileri ve özellikle de Aydın’da harmandalı oynayışından neşelendim.

*

-

Yazının Devamını Oku

1500 yıllık Kızıl Gospel’in gizli odasındaki adam kim

10 Haziran 2018
YILLARDIR Patmos adasına giderim.

Yıllardır tepedeki Hora’ya çıkarım.

Yıllardır 11’inci yüzyılda kurulmuş o kiliseyi ziyaret ederim.

*

Yıllardır o kilisenin duvarındaki “Mahşer Günü” freskolarını seyrederim. İnsanların sırtlarında günahları ve sevaplarıyla Tanrı’nın huzuruna çıktığı o günü anlatan freskoların ayrıntılarına bakarım.

Sağ omzundaki sevapları ağır basanların, freskonun en üst tarafındaki cennete gidişleri, günahkârların ise bir altta, korkunç bir canavarın sırtında oturan Judas’ın yanına, cehenneme inişlerini en ince ayrıntılarına kadar görmeye çalışırım.

*

Bunca yıldır giderim ama o kilisenin daracık bir merdivenle inilen dehlizinin sonundaki kütüphaneyi hiç görmemiştim.

Yazının Devamını Oku

O gün devir teslimde gördüğüm aile tablosu

9 Haziran 2018
HÜRRİYET gazetesindeki devir teslim töreni hâlâ gözümün önünde.

Aydın Doğan, sahibi olduğu medya grubunu Demirören Ailesi’ne devrediyordu.

İki ailenin kurucu babalarından Aydın Doğan sahnedeydi. Erdoğan Demirören ise binaya gelmiş ama hastalığı nedeniyle aşağı inememişti.

***

O gün salonda Demirören ve Doğan ailelerinin ikinci ve üçüncü kuşak üyeleri vardı.

Uzun süre iki ailenin çocuklarını izledim.

Erdoğan Bey ve Aydın Bey modern Türk aileleri kurmuştu.

Pırıl pırıl çocuklar, iyi eğitim almış evlatlar...

***

Yazının Devamını Oku