Beş liralık dolardan 10 liralık siyasi rant

Mesela milli parası düşüşe geçer...

Cari açığı, enflasyonu yukarı çıkarsa...

Sanmayın ki bu sadece iktidarı vurur...

*

İktidarı bir vurursa, dipteki insanı iki, üç vurur...

Dipteki insanı vurursa, sanmayın ki en tepedeki insanı teğet geçer...

İşinsanıdır, yatırımcıdır...

Dolarla, Euro’yla borcu vardır...

Onu da vurur...

*

Hem de öyle bir vurur ki...

En dipteki köyden, kasabadan gelen bulgurla geçinip giderken, tepedeki batar...

Yani hepimizi vurur bu ekonomi...

Hepimiz altında kalırız...

*

Önceki gün baktım...

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, iktidarı eleştiriyor ama hiç de 5 liralık dolardan 10 liralık siyasi rant çıkarayım havasında değil...

Hatta o da dışardan gelen etkilere dikkati çekiyor...

*

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye bakıyorum...

Saray denince, adalet, özgürlük denince kılıç gibi olan dili, ekonomik krize gelince, yol gösterici bir şefkate dönüşüyor...

*

Sonra dönüp iktidara bakıyorum... Bakıyorum o da seçim var falan dememiş...

Merkez Bankası makul olanı yapmış.

*

Yani onu da alkışlayacağım.

*

İnanın iyidir bu tavır...

Hepimiz için iyidir...

25 HAZİRAN VEYA 9 TEMMUZ SABAHI KİM GELİRSE GELSİN

- Karşısında çözülmesi gereken çok ciddi bir ekonomik sorun bulacak...

Çünkü Türkiye bu dolarla, bu cari açıkla, bu faiz politikasıyla yoluna devam edemez...

*

- Karşısında çok ağır ve ciddi bir “adalet ve yargı” sorunu bulacak...

Çünkü ne Türk halkı, ne Türk ekonomisi, ne Türk demokrasisi, ne dışarıya ne de içeriye güven veren bu adalet sistemiyle devam edemez...

*

- Karşısında yeni bir demokrasi ve özgürlükler sorunu bulacak...

Çünkü ne Türk halkı, ne de Türk ekonomisi bugünkü haliyle yoluna devam edebilir...

*

Bakıyorum, iktidarı da, muhalefeti de bu konularda mutabık.

İnşallah bozulmaz...

BEŞ SANİYE TELEFONDA NE KADAR YOL GİDİYORUZ

AXA Sigorta çok önemli bir farkındalık kampanyası başlattı.

Direksiyondayken telefonla konuşmanın tehlikesine dikkati çekiyor.

Buyurun size çok çarpıcı bazı araştırma sonuçları:

- BEŞ SANİYE: Direksiyondayken 5 saniye telefonda konuşma süresince 1 futbol sahası uzunluğunda yol kat ediyoruz.

Yani bu yol boyunca dikkatimiz azalıyor...

- DÖRTTE BİR: Her 4 sürücüden biri sürüş sırasında telefonuna göz atmakta hiçbir sakınca görmüyor.

- BEŞTE BİRİ: Her 5 sürücüden biri mobil telefonla konuşmaya devam ediyor.

- ALTIDA BİRİ: Her 6 sürücüden biri daha da tehlikeli bir şey yapıyor, arkadaşlarıyla mesajlaşmaya devam ediyor.

- 18-35 YAŞ ARASI: Bu oranlar 18-35 yaş arasındaki grupta yüzde 80 artıyor.

Sadece sürücüler değil, onların karşısındaki sürücüler de... Onların bulunduğu bölgede yolda yürüyenler, karşıdan karşıya geçenler de...

Siz de tehlikenin farkında mısınız...

İNGİLİZ SARAYINDA MONARŞİYİ MODERNLEŞTİREN YENİ GELİN

BUGÜNE kadar gördüğüm en güzel Meghan Markle fotoğrafını “1843” dergisi yayınladı.

Altına da çok zekice bir yazı yazmışlar.

“En iyi yardımcı kadın aktris...”

Ve bir de şu yazı:

“Meghan Markle monarşiyi modernleştiriyor...”

İKTİDARA YAKIN DERGİLER AÇILIM MI YAPIYOR

BENİM bildiğim Ko kitap dergisini çıkaran insanların dünya görüşü iktidara yakın.

Risale, Makas, Gökkubbe, Görüş, Kadın, İktisat gibi daha çok muhafazakâr eğilimli dergi ve yayınları çıkaran Bilimevi’nin çatısı altında çıkıyor.

Son sayısına baktım... İlginç bazı açılımlar var.

- Mesela Ahmet Güneştekin’le uzun bir mülakat yayınlamışlar. Güneştekin “Kültür melezleşmeye dayanıyor” diyor... Çok sevdim.

- Mesela iktidarı en çok destekleyen yazarlardan Melih Altınok “Siyaset mi sanat mı derseniz sanatı seçerim” diyor, sevdim. “Marquez ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ı severim” diyor, sevdim. Ama “Avrupa Birliği vizyonundan vazgeçmiş...” Hiç sevmedim.

- Mesela Abdülhamid’in Sherlock Holmes kitaplarını çok sevdiğini anlatan güzel bir dosya yayınlamışlar. Sevdim.

Ama Abdülhamid’in klasik Batı müziğini sevdiğini de yazabilselerdi daha da çok severdim.

- Mesela Nurullah Ataç üzerine bir dosya yapmışlar. Benim gençlik yıllarımda dil meselesi yüzünden Nurullah Ataç’a uzak duran muhafazakâr aydınların ona yakınlaşmasını sevdim.

İZMİR HAVASI

İZMİRLİ Longaz grubunu dün Sinem Vural’ın köşesinde okudum ve hemen dinledim.

Ben de çok sevdim.

Harika bir İndie albüm...

Özellikle ilk parça olan “Deniz Aşırı” bana çok sevdiğim “Foals” keyfi verdi.

Albüme adını veren Longaz’ı da çok sevdim...

Çok özlediğim bir romantizmi de getirdi bana...

Bu arada Longaz kelimesinin anlamı da benim çok sevdiğim bir şeymiş.

Suların en derin yeri...

Okyanusların “Abisis”i yani...

EN İYİ TÜRK POP MÜZİĞİ YAZARLARI HÜRRİYET’TE

- NAİM DİLMENER: Hiç şüphesiz... Türk popunun en iyi arşivcisi...

- KANAT ATKAYA:
Hiç şüphesiz... Türk rock müziğinin en kral abisi...

- TOLGA AKYILDIZ:
Hiç şüphesiz... Türk pop müziği analizlerine en çok itibar
ettiğim yazarlardan biri...

- SİNEM VURAL: Hiç şüphesiz... Türk pop müziği yazarlığının yükselen genç ismi...