Ece Sükan

Hepimiz Balmain’in askerleriyiz

1 Kasım 2015
Böyle lansman görülmedi:

Son dönemin en popüler Kendall Jenner ve Gigi Hadid podyumda, doksanların fenomen grubu Backstreet Boys sahnede. İhtişamlı modaevi Balmain, mağaza zincir H&M için hazırladığı koleksiyonu New York’ta böyle tanıttı. Markanın baştasarımcısı Olivier Rousteing’le buluştuk, modada yarattığı yeni düzeni konuştuk.

 

 Mağaza zinciri H&M, moda dünyasında lüks markalar ve perakende taraflarını efektif bir şekilde buluşturmaya ve bu alanda sürdürdüğü lüks marka tasarımcılarıyla yaptığı işbirliği projeleriyle ses getirmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl Alexander Wang projesiyle10. yılını kutlayan, içlerinde Karl Lagerfeld, Stella McCartney, Versace gibi markaların da bulunduğu ‘tasarımcı işbirlikleri’ projesine, geçtiğimiz hafta ünlü ve köklü modaevi Balmain kapsül koleksiyon lansmanı- BALMAİN X H&M- ile devam etti.
1950’lerde Pierre Balmain’in kurduğu Balmain modaevi, son 5 yıldır 1985 doğumlu başarılı tasarımcı Olivier Rousteing’le genç, popüler, seksi ve dinamik bir çizgi ve dünya yarattı etrafında. Markanın en büyük mirası olan ‘couture’ işçiliği ve ışıltılı tasarımlarıyla ünlüler dünyasında da son dönemin en çok arzu edilen markalarından biri oldu. Markanın modayı sürekli takip eden, güncel, her yaştan her kesimden müşteri kitlesinin de, yüksek modanın bu gösterişli markasının işbirliği projesine açıklandığı günden itibaren gösterdiği ilgi ve heyecan oldukça büyüktü.
New York’da geçen hafta gerçekleşen lansman dünyadan davet edilen 600 kadar gazeteci, editör ve davetliyi ağırladı. Dünyadan sadece birkaç gazete ile birebir görüşen Olivier Rousteing ile , tasarım süreci, modaya bakış açısı, popüler kültür sevgisi, dijital dünyanın hızı ve sosyal medyanın samimiyeti konularında sohbet ettik. Sürekli ve aşırı hızlı tüketim karşısında gelişen yavaş moda tavrı ona göre pek değil aslında. Herkesin bu hıza bir şekilde ayak uydurmasını çok önemli buluyor. Günümüz genç jenerasyonunu tam anlamıyla temsil ettiği net bir şekilde görülen tasarımcı için bundan10 sene önce Roberto Cavalli’nin H&M için hazırladığı koleksiyonu için mağaza kapısında kuyrukta beklediği günlerden, 10 sene sonra ise kendinin bu işbirliğini gerçekleştirmesi adeta bir rüyanın gerçekleşmesi. Popüler kültürü tasarımlarına ve etrafında yarattığı dünyasına samimi bir şekilde entegre eden Olivier Rousteing’in günümüz tasarımcısı olduğu Instagramdaki 1milyon 600 bin takipçisinden ve en yakın arkadaşları 40 milyon takipçili Kendall Jenner ve 7.5 milyonluk Gigi Hadid’den de belli zaten.

Tasarımcı Rousteing, koleksiyona başlarken, kendinden yola çıkmış. Çok değil yakın bir geçmişte, yani şu andaki gibi her istediğini alamadığı günlerde, beğendiği tasarımcıların kıyafetlerinin fiyatlarının uygun olmasını istediğini hatırlayarak ve hatta Instagramdaki takipçilerinin de Balmain’in ikonik tasarımlarına sahip olmak isteyeceklerini düşünerek, kapsül koleksiyonunu bu parçalardan oluşturmuş. Ancak yine de koleksiyon sadece bir retrospektif havasında da değil, çok iyi kesimli blazerlar, paltolar ve ceketler de Balmain’in şaşaalı tarafını değil, temel parçalarını sevenler için ideal.

 

Yazının Devamını Oku

Moda dünyası da dönüyor!

17 Ekim 2015

Dünya moda endüstrisinin heyecanla beklediği moda haftaları her zaman olduğu gibi New York, Londra, Milano ve Paris sırasıyla gerçekleşti.
İlkbahar-yaz 2016 koleksiyonlarının sergilendiği sezon defilelerinde önümüzdeki altı ay sektöre ilham vericek trendler de ortaya çıkmaya başladı.


Moda, içinde bulunduğumuz ‘dönemin ruhu’nun (zeitgeist) en direkt göstergelerinden biri. Sosyal, toplumsal, kültürel, dinamiklerin aynası, bazen öncüsü.. Bu sebeple de koleksiyonlarda, dijital çağın getirdiği enformasyon fazlalığının adeta bir ‘kolaj’ yaratmasının etkilerini gördük. Nasıl ki Instagram’daki bir fotoğrafın ilk kaynağının kim olduğunu bilemediğimiz ve daha da önemlisi artık bunu önemsemediğimiz bir dönemde yaşıyorsak, dönemlerin veya akımların tasarımcılar tarafından en kişisel yorumlamalara, en ‘patchwork’ (yamalı?????) hallerine ulaştığı bir sezon yaşıyoruz. Tek bir dönem etkisinin hakim olmadığı ilkbahar-yaz 2016 sezonunda, bireysellik, cinsiyetsizlik, romantizm, fütürizm, farklılıkların kutlanması ve ‘minimal grunge’ (?????) en belirgin alt metinlerdi.
Koleksiyonlar haricinde, sektörde de farklı bir döneme girildiği hissediliyor. Yıldız tasarımcılar, büyük isimler yerine, isimsiz sayılabilecek, çoğu zaman ünlü bir tasarımcının yanında yıllarca çalışmış ancak markalariçin ilk başta risk gibi gözüken isimlere yer veriliyor artık. Frida Gianni’den sonra apar topar Gucci’nin kreatif direktörlüğüne gelen Alessandro Michele bir anda moda sektörünün en heyecanla şovlarına imza atmaya başladı. Öyleki uzunca bir süredir duraklama döneminde olan Gucci, bir yandan satış rekorları kırıyor bir yandan da yepyeni görünümüyle moda tutkunlarını kasıp kavuruyor. Balenciaga’nın geçen hafta açıklanan yeni tasarımcısı şimdiden benzer bir ilgi yarattı. Son dört sezondur Paris’te ‘underground’ kitleyi ele geçiren marka ‘Vêtements’ın tasarım ekibinin başı Demna Gvasalia da Balenciaga’nın yeni kreatif direktörü olarak açıklandı.

New York Moda Haftası’nda öne çıkanlar

Yazının Devamını Oku

Pop prensesi nereye koşuyor?

5 Eylül 2015

MTV Müzik Ödülleri’nde sondan başka yıldız parlamadı: O, 80 milyon dolarlık servetin sahibi, kusursuz pop prensesi Taylor Swift. Hem komşu kızı hem ateşli bir feminist. Yanında da sosyal medya hesabında 30 milyon takipçi olan süperstar kankaları. Peki başarısı daha sürecek mi yoksa kendi kendini imha etmeye başladı mı?

Geçen pazar gerçekleşen 2015 MTV Video Müzik ödülleri yine son dönemin pop kültür fenomeni Taylor Swift’in gecesi oldu. ‘Bad Blood’ video klibi – Yılın en iyi videosu ödülü ile birlikte en iyi kadın video, ve en iyi pop video ödüllerini aldı.
Önemli müzik ödüllerinde ödülleri toplamak 25 yaşındaki Swift için, bu gencecik haliyle alışıldık bir durum haline geldi: 7 Grammy ödülü, 16 Amerikan Müzik ödülü, Billboard tarafından iki kere ‘Yılın Kadını’ unvanı bunlardan sadece bazıları. Forbes’a göre de geçtiğimiz yıl 80 milyon dolar kazanç, 200 milyon dolar net değerle Beyonce, Jay Z, Rolling Stones, Federer, Messi ve Gisele’i geride bırakarak üçüncü sırada olmasına rağmen, hayranlarına seçtiği hediyeleri elleriyle paketlediği ve verdiği videoyu çekip yayınlayacak kadar da ulaşılabilir. Tabii bu arada 17 milyon kişinin izlediği 6 dakikalık bir videodan bahsediyoruz!

Nuh’un gemisi tadında ünlü kankalar

Yazının Devamını Oku

Güzellik algısında son durum

26 Temmuz 2015

Moda dünyası yeniden Sindirella hikâyesinin cazibesine kapıldı. Daha iki ay önce ‘70’lerindeki sofistike kadınları reklam kampanyalarına taşıyan tasarımcılar, genç, yeni, farklı güzellik algısı olan genç isimleri podyumlarına taşıyor, marka yüzü yapıyor. Modanın empoze ettiği yeni güzellik anlayışıyla tanışın

Moda, zamanın ruhunu yansıtmayı sever, hatta manipule de eder. Çağlar boyu dönem dönem değişen güzellik anlayışını ilk empoze eden son yüzyılda hep moda endüstrisi olmuştur. Veya bir başka tavuk-yumurta denklemi olarak, moda endüstrisinin öne çıkardığı güzellik kriterleri dönemin algısını oluşturur.
Bu tartışma elbette çok eskilere dayanıyor. 60’lardan başlayalım; o dönem için oldukça ‘sıska’ kabul edilen Twiggy‘nin top model oluşuyla ‘olgun ve dolgun’ model evresi kapanmıştı. Son yıllardaysa on yılları bile bulmayan bir hızla güzellik anlayışı değişmekte. Mesela 80’lerde çocuk yıldız Brooke Shields’in Calvin Klein iççamaşırı reklamları, 90’larda klasik güzelliğin karşıtı çelimsiz ve çıplak bir Kate Moss’la 2010’larda, yeni Brigitte Bardot olarak lanse edilen dolgun hatlı Lara Stone ve son olarak da Kim Kardashian’in kardeşi günümüzün yeni popülerlik sembolü Kendall Jenner’la devam etmekte.
Dönem kriterlerinin vücut tipi haricinde bir başka boyutu daha var. Henüz iki ay önce yine burada yazdığım, entellektüel, başarılı, karizmatik kadınların dönemi başlamıştı. Son birkaç sezondur, yeni güzellik tanımı ünlü yazar Joan Didion, müzisyen Joni Mitchell, Cher, oyuncu Julia Roberts gibi isimlerin en önemli moda kampanyalarında yer almaları takdir topluyordu. Zaman zaman ‘modanın yeni feminist açılımı’ olarak da değerlendirilen bu yönelim, tasarımcıların tüketiciyle gerçeklik ve samimiyet ekseninde iletişimini güçlendiriyordu. Sonuçta kıyafetleri satın alacak hedef kitle, fotoğraflarda özendirilen gencecik ve incecik modeller değildi ki..

Yeni yüzler hep 18 altı


Yazının Devamını Oku

Zenginlik kutlaması

12 Temmuz 2015

Paris Couture haftası davetleri, partileri, konserleri, ünlüleriyle bu sezon son yılların en iddialısı oldu. Oldukça hareketli geçen beş günlük maratonda ‘zenginlik’ ve ihtişam bir kez daha coşkuyla kutlandı!




Moda haftalarının en görkemlisi, hayal dünyalarımızı ateşleyen, fantezinin yüksek tasarımla birleştiği Paris Haute couture 2016 haftası 5-10 Temmuz arasında gerçekleşti. Avrupa’daki ekonomik kriz, Yunanistan’in iflasın eşiğine gelmesi, hazır giyim sektörünün dijital dünyanın talepleri ile her geçen gün daha da hızlanması, tüketilmesi, aynılaşması ve hatta yüzeyselleşmesi, sıradanlaşması bir yana, Paris Haute Couture haftası şaşası ve görkeminden hiçbir şey kaybetmemekte. Son birkaç yıldır ‘Haute Couture’ konseptinin ne kadar güncel dünyaya hitap ettiği tartışılırken, bu yüzbinlerce euro değerindeki tasarımların artık sadece kırmızı halıda oyunculara ödünç verilen ve markaların imajını güçlendiren koleksiyonlar olarak kaldığı konuşulurken, bu sezon Paris Couture haftası son yılların en iddialısı oldu. Asya ve Arap zenginlerinin artık başı çektiği, Rusların çekildiği, Amerikalıların tekrar sahaya girdiği oldukça hareketli bir couture haftası yaşandı.

Yazının Devamını Oku

Modanın yeni elit tanımı

28 Haziran 2015

Bildiğiniz lüks kavramını unutun. Modada bir devrim yaşanıyor. Markaların yeni güç gösterisi, inanılmaz bütçeler ayırarak dünyanın dört bir yanında ara sezon yani ‘resort’ defileleri. İhtişamlı şovlar, jet-set konuklar, dev prodüksiyonlar... Bu şovlar, özel ve butik olmanın, sindire sindire yaşamanın ayrıcalığını sunuyor

Hızlı tüketim çağında yaşadığımız bir gerçek. Her şeye anında ulaşabilme imkânımız ve beraberinde gelen sürekli bir arayış, tüketim ve tatminsizlik.
Moda endüstrisi de bu hızdan nasibini alıyor. Sistemin, tasarımcıyı ve yaratıcı fikirleri adeta öğüttüğü bu düzende, iki ana hazırgiyim yani ‘pret-a-porter’ koleksiyonlarının yanı sıra, ‘haute couture’ ve ‘erkek hazırgiyim’ koleksiyonlarının yaratım, tasarım, sunum ve satış süreçleri zaten seneyi fazlasıyla işgal ediyordu. Ama son birkaç sezondur moda endüstrisinde ‘ara sezon’ olarak tabir edilen ‘resort’ koleksiyonları başlı başına birer moda haftası niteliğine dönüşmeye başladı.
Önceleri sadece satış amaçlı, ana sezonlar arasındaki geçişlerde mağazalarda hareket yaratacak, markanın ve tasarımcının imajından ziyade, ticari düşünülmüş koleksiyonlar olarak başladı ‘resort’ koleksiyonları. Son dönemdeyse markaların inanılmaz bütçeler harcayarak, moda basını ve jet-set müşterilerden oluşan büyük grupları dünyanın dört bir yanında ağırlayarak, modayı ve akabinde satışı hedefleyen organizasyonlara dönüştüler.

Eskinin arası, yeninin arası

Yazının Devamını Oku

Dünyanın tüm gelecekleri, birleşin

10 Mayıs 2015

En köklü ve prestijli sanat organizasyonlarından olan Venedik Bienali bu hafta ön gösterimleriyle açıldı. ‘Dünyanın tüm gelecekleri’ temalı organizasyonda öne çıkan çağdaş sanat eserleri, akılda kalan çalışmalar hangileri?

Venedik Bienali 56. Uluslararası Sanat Fuarı ‘All The World’s Future’s temasıyla bu hafta ön gösterimleriyle açıldı. 22 Kasım’a kadar da ziyaret edilebilir. Hatırlarsanız, bundan önceki iki bienalin teması ‘ILLUMinations’ (Aydınlanmalar) ve Ütopya’ydı. Bu yıl içinse başlık ‘All The World’s Futures – Dünyanın Tüm Gelecekleri’ olarak belirlendi. 136 katılımcı, çağdaş sanat eserleriyle konuyu sosyal, politik, kültürel, çevresel ve teknolojik olarak ele alıyor.
Türk pavyonunda neler var? Bu sene Türkiye için de çok önemli bir sene. Kişisel ve kurumsal 21 sponsor sayesinde, bizim de Venedik Bienali’nde 2034’e kadar kalıcı bir pavyonumuz var artık. Bu yıl ilk kez açılışı da yapılan yeni Türk Pavyonu’nu , Sarkis ‘Respiro’ enstalasyonuyla temsil etti. Defne Ayas’ın kuratörlüğünde, IKSV’nin organizasyonuyla gerçeklesen Sarkis ‘Respiro’ enstalasyonu, iki ‘site-specific’ neon gökkuşağı, yedi çocuğun parmak izlerinin suluboyayla uygulandığı iki büyük ölçekli aynadan oluşuyor. Otuz altı adet, ortaçağ tekniğiyle birleştirilmiş ışıklı panelde acılar, savaşlar, isyanlar üzerinden sanatçının ve kimi zaman bizim hafızalarımızda sembolleşmiş imajlarla bir çeşit ‘insanlık’ eleştirisiyle ortaya koyuyor.
En politik bienal: Herkesin ortak fikri, ‘gelecek’ temalı bienalin genel havasının oldukça karamsar olduğuydu. Küratör Okwui Enwezor’un seçimleriyle ortaya çıkan işler arasında en çok dikkat çeken durum, çoğunluğun politik işler olması. Karl Marx’ın Das Kapital’inin her gün bölüm bölüm okunduğu bir program da var bienalde.
Endişe çağı: Bilgi ve teknolojideki müthiş ilerlemeye rağmen, müthiş bir endişe çağı yasamakta olduğumuz genel havası hemen hissediliyor.

Yazının Devamını Oku

Efsane İstanbul’da

3 Mayıs 2015

O Yves Saint Lauren’in dehasını ateşleyen ilham perisi, dostu ve koruyucu meleği: Tüm zamanları en ünlü stil ikonlarından Loulou de la Falaise. Tasarımcı ikonun hayatını anlatan kitap, dünyaca ünlü fotoğrafçıların imzasını taşıyan kareler ve Loulou’nun mücevherleriyle İstanbul’da sergileniyor.




2010’lu yılları yaşarken eski dönemlerin ikonları, birbiri ardına günümüzün ilham kaynakları olarak tekrar gündeme geliyor. İlk akla gelen örnekler, efsane editör Diane Vreeland’in ‘The Eye Has To Travel’ belgeseli ve kitabı, 93 yaşindaki Iris Apfel’in Tribeca Film Festivali’nde gösterimi yapılan yeni belgeseli, Yves Saint Laurent’in art arda çıkan iki biyografi filmi. Şu sıralarsa efsane tasarımcı Saint Laurent’in ilham perisi, bohem şıklığıyla bilinen, haute couture dünyasının öne çıkan ismi Loulou de la Falaise’in 1960’lardan 2011’deki ölümüne kadar, en başarılı çağdaş fotoğraf sanatçıları tarafından belgelenen renkli hayatını konu alan ‘Loulou de la Falaise’ kitabı gündemde. Üstelik Loulou’nun hayatını özetleyen dünyaca ünlü fotoğrafların imzasını taşıyan kareler ve kendi tasarımı mücevherleri hiç de uzakta değil, ISTANBUL’74 Galatasaray’da sergileniyor.


İlk smokini o giydi

Yazının Devamını Oku