Çeşit çeşit, renk renk, desen desen eşsiz bir halı gibi,
Mis gibi çam kokusu sarar tüm benliğinizi...
*
Ne büyük hediyedir insanlığa orman ve su,
Su ve Bursa;
Şahane bir ahenktir bu.
O ahenk Uludağ olur.
ENGELSİZ MÜZİK
Efendim, toplumsal sorumluluk projeleri kapsamında İskenderun Engelli Spor Kulübü yararına bir konser verdik.
Limak Enerji Engelsiz Müzik Korosu olarak sunduğumuz müzik ziyafeti ile hem İskenderunlular coştu, hem spor kulübümüz maddi olarak desteklendi.
Engelli olmanın, engelli olarak spor yapmanın zorlukları bilinse de detaylara bakınca üzülüyoruz!
*
Naçizane ben de korist olarak bu etkinliklerde keyifle görev alıyorum. Koromuzda solist, korist olarak yedi sekiz engelli arkadaşımız heyecanla söylüyor.
Müziğin rehabilite edici, birleştirici ve geliştirici yönü ile engelli arkadaşlar kendilerini daha iyi hissediyor.
ÇEKİCİ İŞKENCESİ
Pazar günü saat 17.33
Trafik yok, ortalık sakin, akış normal seyrinde…
*
Genişçe sokağın iki yanında araçlar park etmiş.
Sizde yanaşıyorsunuz, markete giriyor, 15 dakikada çıkıyorsunuz…
Arabanız yok!
Sanayi kenti.Endüstri kenti.Ticaret kenti.Tarım kenti.Turizm kenti.Kültür kenti.Sanat kenti.Sağlık kenti.Eğitim kenti.Teknoloji kenti.Gıda kenti.Ulaşım kenti.Kalite kenti.Spor kenti,Tarihi kent.Avrupa kenti.Dünya kenti.Çevreci kent.Kültür başkenti.Osmanlı başkenti; Bursa…Bir de ‘Marka Kent’ vardı, değil mi!..Abartmayı seviyoruz…
LALELİ MARKA KENT
Diğer sıfatları, tanımlamaları bir kalemde geçtim.‘Marka kent’ demezler miydi, resmen uyuz oluyordum bu ifadeye…Üstüne üstlük bir de Marka kentin logosunu ‘lale‘ yapmamışlar mıydı!..*İlk günden itiraz etmiştik, yazıp çizmiştik, Bazı dostlarımız da ‘olmaz’ demişti.Biz minnak kalmıştık o zamanlar, sesimiz de cılız çıkmıştı…*Lale Bursa’ya uymamıştı ama bir gecede uydurdular…Resmi evraklar hemen ‘laleli’ olmuştu!Kamu kuruluşları, belediyeler, dernekler, gazeteler lale olma yarışına girdiler,Parklara lale figürleri konuldu;Olmaz, çınarlar şehrinde lale ne alaka demiştik bir kere...*Vali ne demişti?‘Lale logosu olmayan evrakları işleme almayacağım!’Aynen böyle demişti…*Sağduyu galip geldi, sekiz, dokuz yıl sonra laleden kurtulduk.Lale iptal!..Artık Bursa’mızın simgesi lale değil…O gün saçma sapan, baştan sona yanlış kararı destekleyen ‘Bursa Lalesi’ dostlara selam ola…*Vali bey, kendisine günlerce ‘aman efendim ne de güzel bulmuşsunuz, ne de güzel yakıştırmışsınız!’ yağları yakan, güzellemeler yapan kentin belediyeleri, sivil toplum kuruluşları ve medyasını mağrur bir biçimde, tebessümle seyretmişti…
BURSA MUTLU DEĞİL
Laleden de, lale mucitlerinden de kurtulan Bursa’nın, Bursalıların keyfi yerinde değil.Ülke genelinde bir umutsuzluk hali, moral bozukluğu ve gelecek endişesi var.*Sanayici, ticaret erbabı, imalatçı, esnaf, turizmci, emekli, işçi, memur, köylü, çiftçi, hayvan yetiştiricisi, işsizler, öğrenciler, yoksullar, engelliler, tüm kesimlerde bir bekleyiş var;“Allahım, bugünleri aratma” temennilerini işitiyoruz.*Bir bir kapanan, kapısına kilit vurulan koca koca işletmeler var,Piyasa kurudu, para dönmüyor görüşü yaygın.Bir de AVM’ler, eğlence mekanları ve turizm beldelerinde ki doluluk var.İki tablo da gerçek…*Yine de işler iyi gitmiyor arkadaş,Bolluk, bereket ve huzur için çarpan yürekler, edilen dualar var.*Ülkemizi seviyoruz,Ayırım gözetmeden, tüm yurttaşlarımızın daima mutlu olmasını istiyoruz.
TASARRUF VE YATIRIM
Sanal işlerden uzak durmalı.İstihdam yaratıcı işlere yatırım yapmalı.Tasarruf etmeyeni gözden düşürmeli.Yerli kaynakları daha çok kullanmalı.Tarıma, hayvancılığa, balıkçılığa, teknoloji ve kaliteye, sisteme, eğitime öncelik vermeli, doğru beyinlerle yönetmeli…
BİZ VAR YA BİZ
Semtin, mahallenin, kulübün, derneğin, sülalenin, camianın, kurumun, kuruluşun görünmez sahipleridirler.
Bizim devletin de sahibi vardır.
Kimdir o? Türk milleti…
*
Hani diyor ya Mehmet Âkif Ersoy;
“Sahipsiz olan memleketin batması haktır,
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”
Beslenme ile akıl, zeka, sağlık ve başarı ilişki halindedir.
Hayvansal protein tüketen çocuklar zeki, dikkatli, sağlıklı, güçlü ve çalışkan olur.
Kısa bir sürede anlarlar, etkili bir şekilde öğrenirler…
ET Mİ, OT MU
Yani, et, süt, balık, yumurta, bal, tereyağı tüketen insanlar ile sürekli ot, hamur, makarna tüketen insanlar arasında fark oluyor. Dünyayı ot tüketenler değil, et tüketen toplumlar yönetmiyor mu! İlim, bilim, teknoloji, ticaret ve güç onlarda değil mi!
Hayvansal gıdaları, proteini daha fazla tüketen toplumlar tartışmasız bir biçimde ilerleyip, gelişiyor!
ÖĞRENCİ BAŞARISI İÇİN ÖZEL İLGİ
Yazlık sinema keyfini nasıl anlatırız genç kuşaklara?
Anlatamayız!
YAZLIK SİNEMALAR
Geldi geçti. Bir daha da gelmez o günler.
Yazlık sinemalarımız bir kere aile öncelikliydi.
Çekirdek çitleyip, gazozu leblebiyle götürmek bir başkaydı.
Bir yandan kayıt telaşı ‘tatlı bir mutluluk’ olmaktan uzakta kalıyor. İyi bir okul, kayıt parası, bağış, servis ve yemek meselesi yıllardır sorun olarak velilerin karşısında duruyor.
İlk, orta, yüksek eğitim ve öğretimde 20 milyonun üzerinde çocuğumuz, gencimiz okuyacak.
50 KİŞİLİK SINIF
Sınıflar kalabalık, okullar yetersiz,
Bursa’nın merkezinde bile 50 kişilik sınıflar var.
Sıkıntısız şehir yok…
Öğretmenler de dertli, veliler de… Hatta öğrenciler de.