Vakıf, emniyet, belediye; çekici işkencesi

ÇEKİCİ İŞKENCESİ
Pazar günü saat 17.33
Trafik yok, ortalık sakin, akış normal seyrinde…
*
Genişçe sokağın iki yanında araçlar park etmiş.
Sizde yanaşıyorsunuz, markete giriyor, 15 dakikada çıkıyorsunuz…
Arabanız yok!
Diğerleri yerli yerinde duruyor.
Hırsız mı çalmış acaba?
Endişeyle aranıyorsunuz…

PLAKA AYRIMI

Bir vatandaş, abi çekici çekmiştir diyor…
Çekici…
Ötekileri niçin almadı?
Anons yapmadı…
Çekilen 06, Ankara, çekilmeyenler 16, Bursa plaka…
Garip…
*
155 arayıp, ‘arabam yerinde yok, siz mi çektirdiniz?’
Görevli polis, ‘bilgimiz yok, vereceğim Bursa Trafik Vakfı Otoparkı telefonunu arayın’ der…
‘ Hatalı parkı sadece benim arabam mı yapmış, diğer arabaları niçin kaldırmıyorsunuz?’
*
Çekilmediler tabii,
Böyle durumlarda kimsenin arabası çekilmesin zaten.
Zaruret dışında bu ilkel bir yöntemdir.

HASSAS İLİŞKİLER

Taksiye atladık, aracımızın peşindeyiz.
Üç metrelik BURSA TRAFİK VAKFI ÇEKİCİ OTOPARKI ve POLİS logosu olan tabelanın yanında duruyoruz.
İşte burası;
Zemin beton, etraf tel örgü, içeride prefabrik ofis.
Ofisin ününde fosforlu yeşil kıyafetleriyle 5-6 trafik polisi sohbet halkası kurmuşlar.
Ortam ‘Emniyet’li.
Sahada üç çekici ile dört, beş çekilmiş araç mevcut.
*
Otoparkın girişinde ki BURSA VALİLİĞİ AFET VE ACİL DURUM TOPLANMA BÖLGESİ yazan yeşil tabeladan da bahsetmeliyim…
Yoksa burası deprem anında halkın toplanacağı alan mı?
Öyleyse geçmiş olsun!
Bir de Belediyenin BURBAK yazan tabelası var.
Neyse,
Şükür Allah’a arabam burada…
*
Vakıf otoparkı ofisindeyiz artık.
Selam kelam faslını geçince;
- Aracım trafiğe engel değildi, güvenlik riski de oluşturmuyordu, niçin çektiniz?
- Plaka ayırımı mı yapıyorsunuz?
- Üç çekici burada yatıyor, orada şimdi 10 araç var, neden çekmiyorsunuz?
- Niçin keyfi davranıyorsunuz? diyebildim…
İçlerinden birisi, ‘Beyefendi yasak yere park ettiniz, çekildi’ dedi!..
*
BURSA TRAFİK VAKFI

Emniyet Müdürlüğü’nün zaman zaman ihtiyaçlarını karşılayan, okullarla ve engelli yurttaşlarla ilgili projeler yapan, 1998 yılında kurulan Bursa Trafik Vakfı’na Web sitesine göre işinsanı Galip Sakder başkanlık ediyor.
*
‘Buranın sorumlusu benim’ diyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi, kıdemli Trafik Polisimize, ‘isiminiz bağışlar mısınız’ dedim, soyadını söylemeyen Rıza bey’e ‘kusurlu bir vatandaş’ olarak;
- Otopark işletme ruhsatı var mı, görebilir miyim?
- Burası kime ait? Sorumlu memur olduğunuza göre Emniyet Müdürlüğü’ne mi ait?
- Burayı kim işletiyor?
- Otopark, Vakfın İktisadi İşletmesine mi bağlı?
Vs… vs… gibi sorular yönelttim…

OTOPARK SORUMLUSU POLİS

Rıza bey, ‘ben bilmem Trafik Şube Müdürlüğü’ne sorun’ dedi!…
Devletimiz adına, kamu görevi yapan değerli memurlarımız neden statüsü tartışmalı bir pozisyona sokulur anlamak mümkün değil!
Daha fazlasını soramadım!
*
Sıra geldi aracı rehinden kurtarma işlemine;
Ehliyet ve ruhsat istedi polis olduğunu söyleyen sivil giyimli beyefendi...
130 TL’yi araba kaldırır gibi hızlıca ‘otopark ve çekme ücreti’ olarak tahsil etti.
Tahsilat fişi kime ait dersiniz?
BURULAŞ’a..!
Para Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne gidiyormuş!
Bu üçgene neden gerek duyulur ki…
*
Belediye görevlileri hiçbir yerde görünmüyor oysa?
‘Yük’ polislerimizin omuzlarında.
*
Ehliyet, ruhsat ve fişimizi alıp yan odaya geçtik. Makamda ‘otopark sorumlusu’ trafik polisimiz Rıza bey oturuyor.
Evrakları uzattık. Aldı, baktı, inceledi. Yazdığı evrakı uzatıp imzalayın dedi.
Resmi olmayan, yasallığı tartışmalı

ARAÇ TRAFİKTEN MEN TUTANAĞI’nı imzalayıp sorduk;

- Bu tutanak hangi kuruma ait? Emniyet Müdürlüğü, Bursa Trafik Vakfı, İktisadi İşletme veya Belediye’ye mi?
- Niçin başlığı, logosu, mühür ve kaşesi yok?
- Arabamı aldınız, paramı aldınız, işlem yaptığınız evraka çekici görevlileri ve siz niçin adınızı yazıp, imzanızı atmıyorsunuz?
- Yaptığınız işin yasal olmadığını mı düşünüyorsunuz?
- Madem sorumlusunuz neden ruhsat göstermiyorsunuz?..
Gibi, gibi, gibi…

DELİ SORULAR

Bu kadar, fazlası yok…
Karşımda cefakâr ve kahraman polis dostlarımız var.
Anlıyoruz, hepsi emir kulu…
*
Bürokrat olarak görev yapmış, adli bilirkişi olarak elinden nice dosya geçmiş birisi olarak söylüyorum ki bu iş normal değil…
*
Nasıl bir ilişkidir bu arkadaş!
Otoparka, ‘Bursa Trafik Vakfı Çekici Otoparkı ve Polis’ tabelası dikiliyor.
Devlet memuru ‘otopark sorumlusu’ oluyor.
Devlet memuru ‘tahsilat’ yapıyor.
Paralar, otopark işletmesine değil, BURULAŞ‘a gidiyor.
BURULAŞ yöneticileri bu paralardan maaş alıyor.
Ortada ‘sözleşmeler’ ile şekillenen bir para trafiği dönüyor.
Nasıl bölüşülüyor, hangi kurum ve kişiler vatandaşın ah’lı ceza paralarından pay veya komisyon alıyor.
‘Huzur hakkı’ veya benzeri destekler(!) alanlar da var mı acaba?
Aklımda deli sorular…
*
BURSA VALİLİĞİ AFET VE ACİL DURUM TOPLANMA BÖLGESİ kamu alanıdır. Depremde vatandaşın toplanacağı bu alan belki de imar planlarına park, bahçe olarak işlenmiştir.
Şimdi otopark olarak kullanılıyor.
Ruhsatı ortalıklarda görünmüyor.
Tabelası ve sivil plakalı Çekici araçları dışında ortalıklarda görünmeyen Vakıf, BURULAŞ şirketi aracılığıyla parsayı topluyor.
Belediye de fiş dışında yok.
Zabıta da meydanda yok.
Çekici araçlarında yönetmelik gereği bulunan trafik polisi nezaretinde vatandaşların araçları vakıf adına teker teker toplanıyor.
Bal gibi ‘Plaka ayırımı’ yapılıyor.
Keyfilik paçadan akıyor!..
*
Bakın, ruhsatı olmayan veya beyan edilemeyen ticari bir işletmede kamu görevlileri sorumlu olarak görevlendirilmemeli, tahsilat yaptırılmamalı, STK ve Anonim Şirkete rant devşirilmemeli…
Devletimizin kasasına gitmesi gereken gelirler kamu görevlileri eliyle başka yerlere aktarılmamalı.
Saçma sapan işler olmamalı.
Vatandaş mağdur edilmemeli.
Müfettişler de bunlarla uğraşmalı!..

VAKIF DEĞİL, VATANDAŞ

Vakıflar değil, Devlet ve yurttaş kollanmalı.
Emniyetimiz, vakfa muhtaç hale sokulmamalı…
*
Maliye, bu ilişki çarkına çomak sokup tahsilatların peşine düşer mi, mevzuata, usule ve idare sistemine uymayan bu işe el atar mı bilemem ama konunun araç çekmeden daha sorunlu olduğu bilinmeli!..
Bursa Valiliği Afet ve Acil Durum Toplanma Bölgesi’nin durumu gözden geçirilmeli.
Valilik, canı burnunda olan halkın sesini dinlemeli, otopark ve yedieminlere rant kapısı olan usulsüz, kastı aşan, ‘şaibeli’ çekici işkencesine müdahale etmeli…