Doğan Hızlan

Lezzetin felsefesi

10 Eylül 2020
Bana gönderilen bütün yemek kitaplarını okurum. Tarifler farklıdır, bu farklılık lezzete dönüşür mü, merak ederim.

Lezzetin ardındaki felsefeyi, tarihi belgeleri de ‘Yemek ve Kültür’* dergisinden takip ederim.

Enis Batur, ‘Hümanistin midesi’nde St. Augustinus’un ‘İtiraflar’ kitabı üzerine çeşitlemeler kaleme almış.

Bu kitabı ben de çok severim, özellikle de Latinceden Türkçeye çevirisini de usta çevirmen Çiğdem Dürüşken yaptı.

Tarihte iz bırakanların yemekle ilişkileri, çok zevkle okuduğum yazılar arasında yer alır.

Derginin tavsiye edilecek bölümlerden biri de Musa Dağdeviren’in ‘Unutulmuş halk yemeklerinden yedi tarif’tir.

Nelerin tarifi var:

 Domatesli yayım (erişte) çorbası

 Bağcan–e reşkan (patlıcan salatası)

Yazının Devamını Oku

5. Yayın Kurulu Toplantısı

8 Eylül 2020
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ortaklığında Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ile işbirliği içinde kurulmakta olan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün düzenlediği 5. Yayın Kurulu Toplantısı yapıldı.

Toplantıda yayımlanacak ve hazırlanan kitaplar konuşuldu.

Hangi kitaplar yayımlanacak, bazılarını yazıma aldım:

John Turtle Wood  – Efes’teki Keşifler - (Çevirisi tamamlanıyor).

Ekrem Akurgal – Urartu ve Antik İran Kültür Merkezleri – (Çevirisi bitti).

John Garstang – Hititler Diyarı: Küçük Asya’daki Yakın Zamanlı Kazı ve Keşiflerin Tarihi – (Hitit anıtlarının tasvirleriyle beraber).

Remzi Oğuz Arık – Kazı Defterleri.

Rüçhan Arık – Selçuklu Kent ve Saray Yaşamı.

Burçin Erdoğu - Anadolu’nun Arkeolojik Keşifleri I: Prehistorik ve Pretohistorik Dönemler.

Yazının Devamını Oku

Erkan Oğur’dan enstrümantal caz albümü

6 Eylül 2020
Erkan Oğur’un yeni “Kimse Kalmadı” adlı CD’si bir enstrümantal caz albümü. Şöyle tanıtılıyor:

“Albümün ismi olan ‘Kimse Kalmadı’ hızla değişen dünya düzenine ve kendini yalnızlaştıran insana vurgu yapıyor.

Sesine kopuzu ile eşlik ederek bizi halk müziği alanında yeni bir farkındalığa ulaştıran Erkan Oğur, yeni enstrümantal albümü ile bir kez daha bize müziğin, insanlığın tek ve birleştirici gücü olduğunu hatırlatıyor.”

6 enstrümantal eserden oluşan albümün 3 eseri Anadolu ozanlarına ait (Davut Sulari, Nesimi Çimen ve bir anonim Selanik türküsü), diğer 3 eser ise kendi besteleri. Albümdeki eserlerin düzenlemeleri kayıt anında doğaçlama şeklinde grupça o anda gerçekleştirildi. Bir kereye mahsus olarak yapıldı.



Oğur bu müziği, ‘trippin, telvin’ müzik içinde ağırlıklı doğaçlamalar ile gerçek hayatta olduğu gibi halden hale geçme şeklinde tanımlıyor.

Yazının Devamını Oku

Mehmet Seyda’dan 26 yazarın anatomisi

5 Eylül 2020
Yeniden yayımlanan ‘Edebiyat Dostları’nın bugün de kaynak kitap özelliğini koruması, yüz yüze konuşmaları yapanın bilgili ve donanımlı olmasının yanı sıra iyi bir öykücü ve romancı olmasından kaynaklanıyor.

İyi öykü ve roman yazarı Mehmet Seyda’nın (1919-1986) Türk edebiyatçılarının öznel tutanağı diye tanımlanabilecek ‘Edebiyat Dostları’ kitabı nice yıllardan sonra yayımlandı. Portreleri de türün ustası Semih Poroy çizdi.

Kitabın önemi, bu yazarların tümünü de Mehmet Seyda’nın tanımasından geliyor.Mehmet Seyda, bugün hak ettiği kadar okunmayan, incelenmeyen bir yazardır. Önemli ödüller kazanmıştır. Bunların başında rumuzla yarışmaya katıldığı ‘Bir Gün Büyüyeceksin’ romanı gelir.

Bir kentin öyküsünün ustaca yazılmasının örneğidir ‘Zonguldak Hikâyeleri’ mesela.

Değişik işlerde çalışmış olan Seyda, oralarda tanıdığı, gözlemlediği malzemeyi eserlerinde işlemiştir.

Yakından tanıdığım edebiyatçı dostlarımdan biri olan Seyda’nın birçok meslektaşını nasıl desteklediğini benim kuşağım iyi bilir.

Onlardan aldığı bilgiyi, okumaları, araştırmalarıyla tamamlar. Yazdığı kişinin hem doğru biyografisini öğreniriz hem de kitapları üzerine eleştirmenlerin, edebiyat tarihçilerinin yararlanacakları bilgileri.

Yazarların kendilerini anlatmaları güç bir iştir, bazen her şeyi söylemek istemezler ama onları yakından tanıyorsanız, kitaplarını okumuşsanız, bir yerde bulamayacağınız gizleri bu yazılardan çıkarabilirsiniz.

Yorumlar, göndermeler bazen de ince bir ironi

Yazının Devamını Oku

El yazılarını okumak

4 Eylül 2020
Şair, yazar, eğitimci ve rehber Şadan Gökovalı, Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) yıllardır sakladığı orijinal el yazmalarını Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’a teslim etti.

Ziyarette Bodrum Deniz Müzesi Müdürü Selen Cambazoğlu da bulundu.

Şadan Gökovalı’nın Cevat Şakir’e yazdığı mektup okundu:

“Başlangıçta, el yazılarını benim daktilo etmemi istemiyor, ‘Birisine para ile yaptıralım’ diyordun. Ben diretince, ‘Peki öyleyse, böylece manisküriler (el yazısı orijinalleri) sende kalır; onların kıymetini senden iyi kim bilir?’ dedin.”

Başkan Aras, Halikarnas Balıkçısı konusunda yapacaklarını özetledi:

“Bodrum’da Cevat Şakir arboretumu yapmak istiyoruz.

Kent müzemizde Balıkçı’ya çok ciddi bir yer ayırıyoruz. Onunu dışında sünger müzesi ve mübadele müzesi için yerlerimiz hazır.

Bu müzelerin her köşesinde Cevat Şakir Kabaağaçlı olacaktır. O açıdan sizlerin bu zamana kadar özenle saklayarak bizlere verdiğiniz bu el yazmaları çok kıymetli.”

Bir kentte, bir beldede orada yaşayanlarla ilgili müzeler yapılmasını sık sık gündeme getirdim. Hem o bölgenin ünlü bir adı anılır, hem de orası tanıtılır.

Yazının Devamını Oku

Masalları unuttuk mu?

1 Eylül 2020
Yanlış bir masal gündeme gelmeseydi, masalların dünyasına adım atamayacaktık.

Velilere sormak istiyorum: Çocuklarınıza uykudan önce masal okuyor musunuz, masal kitabı veriyor musunuz, yoksa onu iPad’le baş başa bırakıp televizyonun başına mı geçiyorsunuz?

Masalların genç bir beyinde yaratıcılığı uyardığını, imgelem gücünü arttırdığını hepimiz biliyoruz.

Masallar, Anadolu’nun mitolojisidir. Gerçekle gerçeküstünün sarmaş dolaş olduğu bir dünyada, iyilerin her zaman kazandığını, kötülerin de cezalandırıldığını masallardan öğrendik.

Yıllar önce Adile Teyze (Naşit) televizyonda çocuklara masallar okurdu.

Şimdi televizyonda, internette masal okunuyor mu, bilmiyorum.

Masal denince, şiiri sevenlerin belleğinde iki şairin dizeleri canlanır.

Biri Nâzım Hikmet’in ‘Masalların Masalı’, diğeri de Orhan Veli Kanık’ın ‘Masal’ şiiridir.

‘Masalların Masalı’

Yazının Devamını Oku

Zaferi kutlayalım ama...

30 Ağustos 2020
30 Ağustos zaferini elbette coşkuyla kutlayacağız ama kazanıncaya kadar geçen süreyi öğrenelim.

Sonuçları sadece soyut bir şenliğe dönüştürürsek, anlama görevini ihmal ederiz, kazanılanın önemini kavrayamayız. Duygu katından bilgi katına yükselemeyiz. Oğuz Demiralp, bu konuda 150’den fazla kitap yazıldığını belirtiyor.

Anılan kitaplardan biri, İnci Enginün, Zeynep Kerman ve Selim İleri’nin “Kurtuluş Savaşı ve Edebiyat”ı.

Halide Edip Adıvar’ın “Ateşten Gömlek”i.

Siyasal hareketleri, başta Kurtuluş Savaşı olmak üzere tarihimizi, edebiyat çalışmaları açısından irdelemenin işlevine inanırım.

Tarihçiler, sosyologlar özellikle romancıların kitaplarından tahminlerin üstünde yararlanırlar. Mehmet Samsakçı’nın “Siyaset ve Roman-Çok Partili Türkiye ve Türk Romanı” birçok müphem kalmış noktayı aydınlatıyor, kafamızda çöreklenen birçok sorunun cevabını veriyor.

İçindekiler listesi kitabın konu ve kişi zenginliğini yeterince açıklıyor:

Giriş

* Tek Parti–Çok Parti Mukayesesi

Yazının Devamını Oku

Ahmet Midhat’ı neden okumalı?

29 Ağustos 2020
Ünlü yazarımızın hayatını aktaran ‘Oğlunun Kaleminden Ahmet Midhat Efendi ve Dönemi’ kitabında nice ünlü edebiyatçıyla, gazeteciyle anekdotlar ve hiç kuşkusuz dönemin siyasal ortamını bulacaksınız.

Türk edebiyatında okunması şart olan adlardan biri de Ahmet Midhat Efendi’dir (1844-1912). Yazılarımda çok sık yineliyorum, Türk edebiyatının bugününü anlamak, tadına varmak istiyorsanız bazı adları ihmal etmeyin.

İşte onu tanımak için bir anılar toplamı: ‘Kâmil Yazgıç - Oğlunun Kaleminden Ahmet Midhat Efendi ve Dönemi’.

Vakıfbank Kültür Yayınları

Kâmil Yazgıç 1880’de (bir rivayete göreyse 1878’de) İstanbul’da doğdu, 1945’te aynı şehirde vefat etti. Doktorluk yaptı.

Yayımlanmış eserleri: ‘Türk Yıldızı Emine’ (roman), ‘Ahmet Midhat Efendi: Hayatı ve Hatıraları’.

Bir yazarı anılar bazında anlatmanın bir  başka işlevi de onun çevresini tanımamızı sağlamasıdır. Bu anıların içinde nice ünlü edebiyatçı, gazeteciyle anekdotları bulacaksınız.

Hiç kuşkusuz siyasal ortamı. 1908 sonrası da bu anıların içinde önemli bir bölüm.

Bakın Önsöz’de ne deniliyor?

Yazının Devamını Oku