Doğan Hızlan

Kütüphaneler ve kütüphaneci dostlarım

25 Mart 2022
Hepimizin yetişmesinde, donanımlı bir kişi olmamızda kütüphanecilerin sonsuz katkıları vardır.

Ben gençliğimde en güzel günlerimi Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde geçirdim.

Sabah gelir, akşam üstü çıkardım.

Dönemin kütüphane müdürü rahmetli Muzaffer Gökman bana üst katta kitaplar arasında bir masa vermişti.

O yıllarda kütüphanenin büyümesine ihtiyaç duyuluyordu. Yanda bir bina boşalmıştı ama talibi çoktu.

Bir gün Gökman, otobüse binip Ankara’ya gidiyor. Başbakanlık binasına giriyor ve rahmetli Başbakan Adnan Menderes’le görüşmek istediğini söylüyor. Randevusu olmamasına rağmen Menderes buyursun diyor, Muzaffer Gökman kütüphaneyi büyütebilmek için o binaya ihtiyacı olduğunu anlatıyor. Menderes yanılmıyorsam Emin Kalafat’ı arayıp o binayı Müdür Bey’e verin diyor.

Gökman önemli bibliyografya kitapları yayımladı.

Eski dönemlerde kütüphaneci dostlarımın çalışma koşullarının zorluğuna her zaman tanık olmuşumdur.

Ben kitaplarımı ne yaptım?

Yazının Devamını Oku

Geleneğin Şifreleri Sergisi

24 Mart 2022
Hüsamettin Koçan’ın “Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri” sergisi 22 Mart Salı günü Kazlıçeşme Sanat’ta açıldı. Hüsamettin Koçan’ın sanatçı, akademisyen ve sivil toplumcu olarak en çok üstünde durduğu şey Anadolu birikimleridir. Bu nedenle merkezin dışında çok sayıda kişisel sergiler açmış; “Sanat Tır”, “Sanat Çadır” gibi projelerle sanatı insanın olduğu yere götürmeyi hep önemsemiştir. Nitekim bu girişiminin en anlamlı duraklarından birisi Baksı Müzesi ve Baksı Müzesi’ne giderken de Alanya Tersanesi’nde açtığı büyük sergi ve Çankırı’da açtığı “Tuz Tadı” projeleridir.

1990’lı yıllarda “Anadolu’nun Görsel Tarihi” dizisini başlattı. Genel bir perspektif olan 1. Fasikül’ü, İstanbul Silahhane’de Osmanlı Dizisi (2. Fasikül), daha sonra Alanya Selçuklu Tersanesi’nde Selçuklu Dizisi (3. Fasikül) sergileri izledi.

KÜLTÜREL BELLEK

Dün Koçan’ın “Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri” sergisinin açılışını yaptık. Bu sergi birkaç açıdan son derece dikkat çekici önerilere sahip. Bunlardan bir tanesi mekânın sahip olduğu kültürel bellek. İçerisinde Bizans mozaiklerinin toprağı kazıyarak çıkarıldığı çok etkileyici bir bölüm, bir de bu bölümün üstüne kurulmuş olan Osmanlı yapısı, 1800’lerin dönemsel izlerini taşıyan bir yapı bulunuyor. Nitekim Koçan konuşmasında bu mekânda sergi açmasının en heyecanlı yanının, mekânın bir kültürler buluşmasına tanıklık yapmış olması olduğunu belirtti.

Koçan, gelenekle çok yakından ilgilenen ve insanoğlunun kültürel süreklilik peşinden giderek kendini yenilediğini kabullenen bir görüşe sahip. Ona göre kültür statik ve durağan değildir. Gelenek de statik ve durağan değildir. Kendini yenileyerek geleceğe taşır. Onun için de kültürel süreklilik sağlanmış olur. Geleneği tekrar olarak algılamak yerine, çağın birikimleriyle bir gelecek yaratma eylemi olarak kabul ediyor. Aslında bu mekân da Koçan’ın değindiği anlamda veriler barındırıyor, büyük bir kültürel zenginliğe ve çeşitliliğe de ev sahipliği yapıyor.

Mekân açısından değinilecek başka önemli bir konu ise Zeytinburnu Belediye Başkanı

Yazının Devamını Oku

‘Anadolu Yollarında Atatürk ve Otomobil’

22 Mart 2022
K.Mehmet Teke ile A. Uğur Yeğin’in yukarıdaki başlıklı kitabı otomobilin günlük yaşamımıza girdiği bu çağda hiç kuşkusuz hepimizin ilgisini çekecek.

Önsöz’de kitabın özelliği belirtiliyor:

“Onun, halkının arasında olmasında, halkına ulaşmasında, otomobil önemli bir araç olmuştur.

Bu çalışma vasıtasıyla, onun hayatını adadığı Türk halkı ile temasına otomobil vasıtasıyla küçük bir pencere açmak istedik.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Milli Mücadele yıllarındaki zorlu otomobil yolculukları ve Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra halkla kenetlenmesinde otomobilin ne kadar önemli rol oynadığı kronolojik olarak anlatılmıştır.”

Bölüm başlıkları:

Otomobilin Kısa Tarihçesi

Otomobilin Türkiye’ye Geliş Serüveni (1900–1919)

Yazının Devamını Oku

1915 Çanakkale Köprüsü açılışının anımsattıkları

20 Mart 2022
Köprü kelimesi bende sınırsız anılar yumağını açtırır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açılıştan sonra Çanakkale üzerine kitaplar, türküler belleğimde sıralandı.

Hiç kuşkusuz önce Mehmet Akif Ersoy’un ‘Çanakkale Şehitlerine’ şiiri, diğeri de Ruşen Eşref Ünaydın’ın ‘Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat’.

Bu ikisini okumadan Çanakkale Savaşı’nın derinlemesine anlaşılacağına inanamıyorum.

Köprüler, kültürleri, insanları, şehirleri birbirine ulaştıran yapılardır.

Ara Güler’den bir fotoğraf. Karlı bir günde Galata Köprüsü’nde at arabası, arabacı atının yanında yürüyor.

Galata Köprüsü’nün altında lokantalar vardı, vapur saatini bekleyenler orada arkadaşlarıyla buluşur, yemek yerlerdi.

Çanakkale’ye üç kez gittim. İlk kez Çanakkale Üniversitesi’nin beni Onur Konuğu seçtiği sempozyuma katılmıştım, doğa içinde de bir ağacın dibine oturdum, şair Ömer Erdem bir söyleşi yapmıştı.

Daha sonra konuşma yapmak için Bozcaada ve Gökçeada’ya gittim.

Yazının Devamını Oku

Seyahat rehberimiz şiir olsun

19 Mart 2022
Haydar Ergülen ‘Yayan Yapıldak’taki denemeleriyle her uğradığı yeri hem anlatıyor hem de dağarcığındaki şiirlerle yazıyı edebi bir yol haritasına dönüştürüyor. O zaman seyahat ajandamıza mutlaka koyacağız...

Gerek Türkiye’de gerek yurtdışında gideceğim yerin edebiyat yapıtlarını okurum. Okumamın dışında gittiğim her yer üzerine belleğimde kalan dizeleri mırıldanırım...
Haydar Ergülen’in ‘Yayan Yapıldak-Yolyazı’ kitabını
bu yüzden sevdim. Bu, üçlemenin ilk kitabı; suyazı
ve gökyazıyla tamamlanacak.
Haydar Ergülen hem iyi bir şair hem de iyi bir denemecidir. Ayrıca birçok şair üzerine de önemli yazılar kaleme almıştır. İyi bir takipçidir...
Ergülen’in bir başka hoşuma giden yanı da kızını unutmadığını, her zaman yanında ve kitabında olduğunu kanıtlamıştır. Şairler kız çocuklarını çok severler.
İlk sayfayı açtığımda karşılaştığım yazı:

Yazının Devamını Oku

2022 Dünya Şiir Günü Bildirisi

18 Mart 2022
Bu yıl 21 Mart Dünya Şiir Günü Bildirisi’ni Pen Şiir Ödülü’nü kazanan Türkân İldeniz yazdı.

Bildiriyi okuyalım:

ŞİİR SEN BENİM

HER ŞEYİMSİN

İsteme benden canımı Tanrım

Ne cennet ne cehennem

ömrümü şiire adadım

Kimseye vermem.

Yazının Devamını Oku

Çanakkale Zaferi kutlamaları

17 Mart 2022
Çanakkale Zaferi, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen üç önemli konserle kutlanıyor.

Dün başlayan kutlamalar kapsamında İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, ‘Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Özel Konseri’ programında Can Atilla’nın ‘57. Alay Gelibolu Senfonisi’ni seslendirdi. Türk ordusunun büyük bedeller vererek kazandığı bu şanlı galibiyeti, ödüllü şef Burak Tüzün yönetiminde sahneye taşıyan İstanbul Devlet Senfoni’ye usta opera sanatçısı Hülya Kazan ve başarılı viyolonsel sanatçısı Serdar Rasul solist olarak eşlik etti.

İLK TÜRK MÜZİĞİ OPERASI ÇANAKKALE İÇİN

Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıldönümünde ilk Türk müziği operası ‘Çanakkale’ye Ağıt’, AKM Tiyatro Salonu’nda sahneleniyor. Konser, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle 18 Mart saat 11.00’de sanatseverlerle buluşacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ses ve saz sanatçılarını, MEB Âşık Veysel Güzel Sanatlar Lisesi Korosu ve MEB Müfredans Dans Grubu’nu bir araya getiren konser, Türk ordusunun şanlı zaferini sahneye taşıyacak. Milli Eğitim Bakan Danışmanı ve Türk müziği ses sanatçısı Doç. Dr. Aylin Şengün Taşçı’nın genel sanat yönetmenliğini yaptığı ‘Çanakkale’ye Ağıt’ adlı ilk Türk Müziği operasının librettosu orkestra şefi Nihat Gönül’e ait.

MARŞLAR, ŞARKILAR, İLAHİLER, ŞİİRLER

İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu, Çanakkale Zaferi’ni konu edinen ‘Çanakkale Destanı’ konseriyle AKM’de sanatseverlerin huzuruna çıkmaya hazırlanıyor. Ayhan Çağlı ile Enes Ergün’ün sunumlarını ve Özata Ayan’ın hazırladığı barkovizyon gösterisini seyirciyle buluşturan ‘Çanakkale Destanı’nda İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nun tüm birimleri bu görkemli anlatı için bir araya geliyor. Konser, Çanakkale Destanı’nın seyrini anlatan bir repertuvarla Kuran okunarak başlayıp marşlar, türküler, ilahiler, ağıtlar, şarkılar ve şiirlerle devam edecek. Sanat yönetmenliğini Mehmet İhsan Özer’in üstlendiği konser, 18 Mart saat 20.00’de AKM Tiyatro Salonu’nda.

İDOB’DAN ÇANAKKALE ZAFERİ KONSERİ

Yazının Devamını Oku

Resim ve heykel müzelerinin vazgeçilmezliği

15 Mart 2022
Sanat Dünyamız dergisinde neler var?

Derginin ilk yazısı Fisun Yalçınkaya’nın.

Ayşe H. Köksal yazısında bir soruya yanıt arıyor:

“Acaba modernizmin tarihini hatırlatan resim ve heykel müzelerine gerek var mı?

Müze ve sanat birbirinden asla kopmuyor, çünkü birbirini dönüştürüyor. O nedenle, resim ve heykel müzelerinin gerekliliği sorusuna, sanatın gerekliliği sorusuna, sanatın özerkliğiyle müze arasındaki üretken çatışmayı tartışarak cevap aramak istiyorum.

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi (İRHM) hem bir modernlik kurumu hem de modernizmin temsilcisidir. Sanat müzesi, özünde ve kuruluşu itibarıyla bir modernlik kurumudur.”

İRHM’nin, kuşkusuz Türkiye modernizm tarihinde yadsınamaz bir yeri var.

Yazının Devamını Oku