İdil Biret besteci ve piyanist Sergey Rahmaninov’un (1873 – 1943) bestelerini seslendirdi.
Sergey Vasilyeviç Rahmaninov, 1917 İhtilâli’nden sonra Rusya’yı terk etti, bir daha da ülkesine dönmedi. Amerika’da aramızdan ayrıldı.
2. Piyano Konçertosu’nu 1900–1901 arasında yazdı ve Dr. Nikolay Dahl’a ithaf etti.
İdil Biret’ten dinlediğim Rahmaninov’lar:
* 2 ve 3 Numaralı Piyano Konçertoları
* Piyano Sonatı – Corelli’nin bir ‘tema’sı üzerine varyasyonlar
* Etudes Tableux
Kimi adlar yalnız alanının zirvesi olma özelliğini taşımazlar, ülkenin siyasal tarihindeki zevk değişimlerini de simgelerler. Hiç kuşkusuz Tanburî Cemil Bey bunlardan biridir. Bekir Şahin Baloğlu’nun ‘Efsane ve Realite Arasında Bir Portre-Tanburî Cemil Bey’ kitabını okurken bunu anlıyorsunuz. Baloğlu’nun kitabı, müzik zevkimizin yıllar içindeki evrilmesini irdeliyor.
Tanburî Cemil Bey, Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirinde yer almasıyla edebiyat tarihimize geçti.
Bazı kitaplar sizin hayatınızdan da bazı yılları hatırlatır. Baloğlu’nun kitabı bu kategoriye giriyor. Kitabın başındaki ‘Müzikte Değişimin Öznesi Tanburî Cemil Bey’ başlıklı sunuş yazısı Namık Sinan Turan’ın: “19’uncu yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı toplumunun yaşadığı değişimlerin müzikal yansımaları da bir o kadar dikkat çekicidir. Müzik, kültürel değişimin birçok parametresinin ölçülebileceği bir işitsel alan olarak kültürel değişimin merkezinde yer almaktadır. Dr. Baloğlu’nun Tanburî Cemil Bey kitabı birkaç yönüyle öne çıkmaktadır. Öncelikle bu büyük sanatçıyı belli bir sorunsalın odağında değerlendirmeye almaktadır. Onun analizinde sosyal bilimlerin değişim kavramı merkezi bir yere sahiptir. Cemil Bey burada sıradan bir biyografik malzeme olarak değil toplumsal değişimin kültürel yansımalarını müziğinde ortaya koyan bir icracı kimliğiyle belirmektedir. İkinci olarak bu çalışmada Cemil Bey, gelenek icatçısı bir müzisyen olarak eskiyle yeni arasında kültürel taşıyıcı rolüyle değerlendirilmektedir.”
Giriş’te bir teşekkür listesi yer alıyor. İthaf şöyle: “Tanburî Cemil Bey’in aziz ruhuna.”
İçerik sıralaması ve içerikten seçme okumalar:
1. Bölüm
Toplumsal Değişim Kurumları ve 17. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Türk Müziğinin Değişim Sergüzeşti
Bölgenin kültürel yaşamına önemli katkılar sağlayan Bursa Kitap Fuarı’na bu yıl 300’e yakın yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılıyor. On gün boyunca düzenlenecek panel, söyleşi, atölye çalışmaları ve çocuk etkinliklerinden oluşan 65 kültür etkinliği ve imza gününde yazarlar okurlarıyla buluşacak. Fuarın konukları arasında kimler var:
Şükrü Erbaş
Haydar Ergülen
Aşkım Kapışmak
Atilla Dorsay
Ataol Behramoğlu
Sinan Akyüz
Murat Menteş
Rusya’nın büyük sanatçılarının eserlerinin yasaklanmasını talep ediyorlar.
Politikacıların çarpışmasının faturası her zaman, her devlette sanatçıya kesilir. Latif Demirci’nin karikatürü sayfalarca yazıyı çizgide özetliyor:
“Tolstoy’la Dostoyevski’yi engelledim.”
İhsan Yılmaz’ın ‘Kültürazzi’ köşesindeki üç ünlü kişinin de düşüncelerine akıl, mantık sahibi herkesin katılacağını umuyorum:
Ataol Behramoğlu: “Buna delilik ve akıl tutulması diyorum.”
Ahmet Ümit: “Tolstoy ve Dostoyevski insanlığın kültürünün ortak mirasıdır.”
Fazıl Say: “Bu tarz tepkileri ben iyi bulmuyorum.”
Beşli içinde (Hasan) Ferid Alnar’a, bestelerine hayranlığım belliğimde yer etmiştir.
Hiç kuşkusuz besteleri ile birlikte engebeli yaşamı da bende derin bir iz bırakmıştır.
Diskoteğime göz gezdirirken birden bir CD dikkatimi çekti:
Ferid Alnar
Viyolonsel Konçertosu
Prelüd ve İki Dans/ Uyuşuk Dans
Faust İçin Sahne Müziği
Behçet Necatigil’i yalnızca şiirlerinden tanımıyoruz. Dünya edebiyatının birçok önemli yazarını da çevirmen olarak dilimize kazandırdı.
Serenad Demirhan’ın hazırladığı ‘Tercümemi Nasıl Buldunuz?’un başındaki Önsöz’de kızı Ayşe Sarısayın kitabın oluşumu üzerine bilgi veriyor: “Bu kitapta Behçet Necatigil’in Alman akademisyenler Otto Spies, Annemarie Schimmel, Horst Wilfrid Brands ve Avusturyalı Türkolog Andreas Tietze’yle 1940’lı yıllardan başlayarak 1970’lerin ortasına dek devam eden mektuplaşmaları bir araya getirildi. Mektupların odağında edebiyat var: Karşılıklı kitap ve dergi alışverişleri, Türk edebiyatının Almanya’da Alman edebiyatının Türkiye’de tanıtılmasına yönelik çalışmalar, kitaplara, çevirilere ilişkin yorumlar...”
Bu önsözden öğreneceğimiz çok şey var.
1940’ların ilk yarısında, İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği süreçte Behçet Necatigil, Almanya’yla ilişkiyi sürdürüyor. Onların edebiyatının yanı sıra Türk yazarlarının da orada yayımlanması için gösterdiği çaba mektupların içeriğindeki en önemli bölümler. Kendi dışında Türk edebiyatının ve Türk yazarların tanınması için gösterdiği çabayı sevgiyle anmak gerekiyor.
Tercümemi
Nasıl Buldunuz?
Hiç kuşkusuz müzik biraz olsun bizi teskin eder.
Bu yüzdendir ki savaş dönemlerinde bile konser salonlarına çekerler.
Yugoslavya’daki iç savaş sırasında bir mezarın başında çello çalan bir sanatçı belleğimden hiç çıkmıyor.
Savaş çıkaran liderler savaşı anlatan müzikleri dinlemediler mi, kitapları okumadılar mı?
Savaş çıkaranlar birçok müzisyeni de kendi ülkelerinin bir ferdi olarak görürler.
Hitler, Avusturyalı Mozart’ı Alman vatandaşı olarak göstermek için ne kadar çaba harcadı.
Furtwaengler, Nazi liderlerin önünde orkestra yönettiği için savaştan sonra yargılandı, filmi de yapıldı.
Savaşların ruhlarda yaptığı tahribatı en iyi iyileştirecek şey müziktir.
YUNUS EMRE DİVÂNI
Hazırlayan: Mustafa Kutlu
Sıralaması şöyle:
Sunuş
Yunus Emre
Hayatı, Edebî Kişiliği
Eseri
Tasavvuf