Paylaş
Gerek Türkiye’de gerek yurtdışında gideceğim yerin edebiyat yapıtlarını okurum. Okumamın dışında gittiğim her yer üzerine belleğimde kalan dizeleri mırıldanırım...
Haydar Ergülen’in ‘Yayan Yapıldak-Yolyazı’ kitabını
bu yüzden sevdim. Bu, üçlemenin ilk kitabı; suyazı
ve gökyazıyla tamamlanacak.
Haydar Ergülen hem iyi bir şair hem de iyi bir denemecidir. Ayrıca birçok şair üzerine de önemli yazılar kaleme almıştır. İyi bir takipçidir...
Ergülen’in bir başka hoşuma giden yanı da kızını unutmadığını, her zaman yanında ve kitabında olduğunu kanıtlamıştır. Şairler kız çocuklarını çok severler.
İlk sayfayı açtığımda karşılaştığım yazı:
“Haydar Ergülen
Nar’ın babası.”
Şair yapıtında uğradığı yerleri hem anlatıyor hem de dağarcığındaki şiirlerle yazıyı edebi bir yol haritasına dönüştürüyor. O zaman seyahat ajandamıza mutlaka koyacağız.
Kitap, 29 yazı başlığından oluşuyor. Sık sık kullandığımız kelimelerin ardında nice edebiyatçının, özellikle şairlerin emeği var. Başlıklardan yola çıkalım...
Avare’den İthaki’ye...
‘Avare’: Çağrışımı zengin; hepimizin avarelik günleri olmuştur. Hayatınızdan, hayatımdan ortak bir kesit.
“Dalgın, hülyalı, dolu, esrik, yeğin, gönüllü, zamansız, yersiz, âşık, ahbap, cömert...”
Kimler, hangi kitaplar var yazıda?
‘Aylak Adam’, ‘Lüzumsuz Adam’, Orhan Veli, Walter Benjamin. Özetle avare, sen, ben, o.
‘Bavul’: Şairler gündelik yaşamın hüznünü, bir serüvenin parçası olarak anlatırlar: “Bavul, ne tuhaf, hem gurbetin ta kendisi gibi gezer yolcuyla hem de yokluğunda yolcu kendini yetim hisseder. Bavula yaslanmış kara yağız bir delikanlı gibi, siyah kılıfıyla duran saz ya da gönül ortağı. Ey yolcu, bavulunu bekletirsen gün akşam olur.”
‘Ceylan’: İlhan Berk’ten dizeler: “Ne zaman seni düşünsem/bir ceylan su içmeye iner”, “Bir yokmuş bir varmış! Yolcunun defterinden fırlayan ceylanlar su içmeye şiire koşarmış!”
Yayan Yapıldak Haydar Ergülen İthaki Yayınları
‘Didim’i okuduğunuzda bilgiyle kişiliğin bir yapıtta nasıl içselleştiğini fark edeceksiniz. ‘Eskişehir’, biyografinin şehircesi. “İçinden tren geçiyorsa şiir de geçiyordur. Şiir geçiyorsa yazı dünden geçiyordur. 50 yıldır uzaktayım ama, ayrılmadık.”
‘Gezgin’ size neleri anımsatır? Ergülen, bu kavramı işleyen şairleri sıralıyor: Attilâ İlhan (Abbas Yolcu), Can Yücel, Cemal Süreya, Metin Altıok. “Benim gezginim Metin Altıok’tur. Gülten Akın’dan sonra yüz yüze, göz göze geldiğim ilk şair odur.”
‘Hayat’, “Nâzım Hikmet’in dediği gibi belki, ‘Aslolan hayattır, beni unutma Hatçem!’ Hayat zor. Hayatı yazmak daha zor. Suçlu hayat. Hayat, günah keçisi.
‘İthaki’: Herkesin kendi İthaki’si, herkesin kendi yolculuğu. Bir yere varılır ya da varılmaz. Lorca’nın ‘Atlının Türküsü’nden bir dizeyi anımsattı: “Bilirim de varamam Kortoba’ya” (Çevirenler: Sabahattin Eyüboğlu-Melih Cevdet Anday)
‘Lirik’ denince türkü düşer şairin belleğine: “Gül koydum azık sana. Su gibi aziz, gül gibi azık, yol gibi lirik.”
‘Mavi’: “Giritli Kazancakis, Ege’yle büyülenmiş, Ege, mavilenmiş. Bütün yazı, bütün şiir, bütün hava mavi imiş!”
‘Orman’: Ahmet Güntan’ın ‘Ormanların Gümbürtüsü’ okunmalı. ‘Alıç Ağacı ile Sohbetler’e de gönderme yapıyor Ergülen.
‘Öğle’: “Ey yolcu, şimdi öğle sularındasın, güneşini çek içine! Pan gelebilir.”
‘Seyyah’: Sevdiğim bir şarkının ilk dizesi: “Uzayıp giden şu tren yolları”
Kitabı bitirdiniz, sıra ’Zeyl’e geldi. Yazıların bir özeti diyebilir miyiz?
“Zahid ile rind arasında kalınmaz, kalamayız. Rind dururken kim zahide yoldaşlık eder hem? Öyleyse yolumuz rindlerin yoludur, rindanedir diyelim ki, zahid ile meclis kurup dünyayı da zindana çevirmeyelim!”
Şükrü Erbaş’ın şiir kitabı; ‘İnsan Bir Eksik Sözdür’ de anılıyor.
“Biz de Neşet Ertaş’ın dinletilerinin sonunda söylediği cümleyle ‘Yayan Yapıldak’ yolculuğumuza katılan, yoldaş olan herkese teşekkür edelim, yol açıklığı dileyelim: Beni deyip geldiniz, basıp geldiğiniz yollarda benim yüzüm serili.”
Paylaş