Murat; uzun yıllar benim de çalıştığım gazetelerin temsilciliğini yaptı.
İyi haberci olduğunu herkes bilir.
Ve aynı zamanda iyi bir sivil toplumcudur. Troya kazılarının gelişmesinde, müzenin kurulmasında, kentin ve çevresinin iyi anlatılmasında da önemli roller üstlenmiştir.
Ve birçok kez kazıldığı Troya toplantıları...
Bir gönüllü ordusu vardı, bir kentin sevdalıları...
Tarih severler, vatan severler, yaşadığı coğrafyayı sevenler...
Ne diyor Fazıl Say;
“Sevgili dostlar, sevgili Berlin’deki dostlar...
Berlin’de 4 yıl yaşamış biri olarak yazıyorum yazımı. (1991-1995)
Yani kısmen o çok meşhur kelimeyi izninizle -hatta Schöneberg’lilikten gayet hak ederek- ben de kullanabilirim, Berlinliyim” (İch bin ein Berliner)
Cuma, cumartesi Berlin’deyim.
Şimdi konuya girelim;
10 parmağında 10 marifet olan insanlardan...
Nereye el atsa başarır.
Hem de en iyisini yapar.
Yıllardır tanırım.
Kafasına koyduğunu yapar ve hatta çevresindekileri de o işe dahil eder.
Ve yine yaptı.
Direct Dynamic programını geliştirdi.
Gökhan deneyimli bir siyasetçi, uzun yıllardır belediye başkanı...
Bu dönemde daha çok altyapı çalışmalarına ağırlık verdiklerini anlattı.
Pandemi döneminin herkes gibi onlar için zor geçtiğini ama artık önlerine bakması gerektiğini anlattı.
Ve dedi ki;
“Çanakkale son yılların gözde şehirlerinden biri haline geldi, nüfus da artıyor. Yeni yaşam alanları ve kentsel gelişim bölgeleri yarattık. Başlattığımız yerel kalkınma projelerimizle vatandaşımızın mutlu bir kentte yaşamalarını sağlıyoruz. İlk olarak kentteki üreticilerimizi harekete geçirerek kooperatif kurmaya yönelttik. Gerçek üreticiler aslında kadınlarımız ve onları teşvik etmek için kadın kooperatiflerine ağırlık verdik. Şunu gördük ki, ürünlerin tüketiciye ulaştırılabilmesi lazım ve biz de ‘Halkın Bakkalı’ projesini hayata geçirdik. Bunlara sosyal destek çalışmalarımızı da ekledik. Bizim için önce insanımız, vatandaşımız gelir...”
Başkan Gökhan’ı uzun yıllardır tanırım.
En fazla önem verdiği konuların başında çevre gelir.
Kıbrıs yükselen yıldızlardan biri...
Yabancıların ilgisi hayli fazla, Türkler de son yıllarda önemli yatırımlar yaptı.
Ben adaya birçok kez gittim ve her seferinde büyüyen bir Kıbrıs görüyorum.
Kıbrıs ekonomisinin güçlenmesi adına bu girişimler elbette çok önemli...
Adanın en büyük gelir kaynağı turizm ve gayrimenkul...
O yüzden bu iki sektörde hata yapmadan, planlı bir büyümeye gidilmesi gerekir.
Bence değil.
Uzun zamandır yazıyorum.
Bir kenti tarif ederken; sadece ekonomisinden bahsedemezsiniz.
Ve hatta bir kenti sadece sosyolojik yapısıyla ya da politik tercihleriyle de tarif edemezsiniz.
İçine sporu, sanatı, kültürü, gastronomiyi ve birçok şeyi daha eklemeniz gerekir.
Futbol odaklı bir spor anlayışım yok.
Hatta alternatif alanları çok daha fazla destekliyorum.
Enver Bey’in hayatını anlattığı “Hayatım Benim” kitabını mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Giresun’un Piraziz İlçesi’nden, eğitimin zirvesine çıkan ilham verici yaşam öyküsü aslında Cumhuriyetimizi de anlatıyor.
Köyde doğup büyüyen, ilkokul ve ortaokulunu köyde okuyan birinin Türkiye’nin en büyük eğitim organizasyonuna gelişini anlatan müthiş bir öykü...
Ve çok iyi biliyorum ki; hayatta hiçbir şey tesadüfi olamaz.
Bazen şans insanın ayağına gelebilir ama bunu kullanmak, değerlendirmek ve farkındalık yaratmak çok zordur.
Euronews’in seyahat trendlerini izleyen Globetrender’i yakından takip ediyorum. Globetrender bir tahmin ajansı...
Avrupa’da pandemiyle birlikte çoğu insan kendine yetebilecek bir gıda organizasyonu tercih etmeye başladı.
Jenny Southan imzalı haberde dünyada bu akımda öne çıkan adresleri sıralamış.
Çiftliklerde tatil yapan insanların sayısında da büyük bir artış gözlemleniyor.
Bir anlamda tarımsal inziva da deniyor.