Türk sanayisi rekabetçi bir politika izliyor. Kalite sorunu yok; üstelik nitelikli insan kaynağına da sahip...
Dolayısıyla birçok dünya devinin dikkatini çekiyor.
Sahnede söz alan konuşmacılar, deneyimli, yıllardır bu alanda danışmanlık veren isimlerdi.
Bir çoğunu iyi tanıyorum ve yaptıklarını da dikkatlice izliyorum.
İçlerinden biri şöyle bir cümle kullandı.
Dedi ki; “İdeal bir şirket tarifi isteniyorsa; o da yarın sabah ceketlerin alınıp gidildiği şirketlerdir. Çünkü insanlara değil, sisteme dayalı bir şirketten söz ediyor oluruz...”
Önce Bahçeşehir Koleji’nin Avrupa final maçına gittim, ardından da Avrupa’nın en büyük fuarları arasında gösterilen Autopromotec fuarına...
Pandemi döneminde fuarlar yapılamadı, bazıları on line denemeler yaptı.
Bana göre dijital ortamlarda yapılan fuarlar insanların bir araya gelmesi kadar etkili olmadı. O yüzden salgın sonrasının bu ilk fuarları benim için de iyi bir deneyim oldu.
Bologna’daki Autopromotec fuarı dünyanın her yerinden otomotiv ve yan sanayi şirketlerini bir araya getiriyor.
Türkiye’nin ihtiyacı olan sanayici ve iş insanlarıyla finans kaynağını bir araya getirmeyi amaçlıyor. 20 milyar doların üzerinde iş hacmi ve Ege Bölgesi ihracatının yüzde 50’sinden fazlasını gerçekleştiren binin üzerinde firmanın temsil edildiği ESİAD üyeleri değişen dünyanın farkında...
Özellikle de pandemi sonrasında ezber bozan gelişmeler yaşanıyor.
Hammadde fiyatları artıyor, lojistik zincir bozuldu ama daha önemlisi dijital dünyada baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor.
Hepsi birleştiğinde ve bir araya geldiğinde yeni bir dünyadan söz edebiliriz.
O yüzden “Doğru Yatırım, Finansmana Erişim ve Güçlü Yarınlar İçin ESİAD Yatırım Zirvesi” mottosuyla hazırlanan bu etkinliği takip etmenizi öneririm.
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı, “Doların, ardından emtia fiyatlarının artışı karşısında sanayicinin işletme sermayesi ihtiyacında büyük artış yaşandı. İhracat odaklı çalışmayan sanayicinin özkaynaklarıyla yola devam etmesi zorlaştı. Finansmana erişen sanayici için ise bu finansmanın maliyeti yani paranın kirası çok yükseldi. Bu maliyetlerle karlılık yaratmak çok zor. Sanayici yüksek maliyetli bu parayı kullanmak yerine başka finansman imkanlarını kullanarak çarpan etkisiyle firmasının değerini artırarak başkalarına da kazandırsa olmaz mı düşüncesiyle düzenlediğimiz zirvede bu fikri ortaya koyarak, sanayicinin gündemine taşımak istiyoruz” diyor.
Hangi sosyal projelerle ve hangi sürdürülebilir yatırımlarıyla öne çıkıyor bu detaylara da bakılıyor.
Şahsen ben bir marka seçimi yaparken bu kriterleri ön planda tutuyorum.
Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer ile buluştuk.
İzmir İstinye Park’ta açtıkları mağaza ilk iklim dostu özelliği taşıyor.
Peki, iklim dostu mağaza ne anlama geliyor?
Platin seviyesi LEED sertifikası taşıyor mağaza...
Önümüzdeki yıl Birinci Lig’de oynayacaklar.
Spor sadece futbol değildir ama futbolun da bir itici gücü olduğunu herkesin bilmesi gerekir.
Bodrum; özel bir yer...
Sadece bir ilçe değil, Türk turizminin en önemli markalarından da biridir.
O yüzden futbol takımının bu yükselişini de sıradan görmemek gerekir.
Zaten kulüp tarihi çok eskilere dayanır.
Tam bitti derken; şimdi de maymun çiçeği hastalığı konuşuluyor.
Sosyal medya hemen Bill Gates’e yükleniyor.
“Kovid 19’u söylemişti, yeni virüslere karşı uyarmıştı. Şimdi de maymun çiçeği haslığıyla iki yılımız gidecek” diyorlar.
Dünyadaki toplam vaka sayısı 100 değil.
Ama Kovid 19’un da Çin’de görülen bir vakadan dolayı dünyaya yayıldığını düşünecek olursak; insanı bir korku alıyor.
Bu salgında de gördük; bazı olayların Türkiye’de görülmesi birkaç ay sonra oldu.
İşte Rusya’nın Ukrayna topraklarına girmesiyle birlikte; başta NATO olmak üzere birçok kurum da yeniden sorgulanıyor.
Savaşın bir an önce bitmesi gerekir.
Ama NATO, Birleşmiş Milletler gibi büyük organizasyonlara da yeniden bakmak gerekiyor.
Türkiye’nin tezlerini destekliyorum.
Örneğin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya başvurusu sonrasında yaşanan gelişmeleri hepimiz yakından takip ediyoruz.
Türkiye terörle ilgili çekincelerini dile getiriyor ve bu sorunların çözümlenmemesi halinde iki ülkenin başvurusunu kabul etmeyeceğini söylüyor.
Bugün de devam edeyim.
Aslan bana göre Türkiye’ye örnek olan bir model geliştirdi.
Kooperatifçiliğin anayasasını yeniden yazdı.
Ve itibarını da yükseltti.
Yarım kalan, zamanında yetişmeyen kooperatif imajını alıp bir başka yere çekti.
Enflasyonla artan girdi maliyetlerinden dolayı çok artan gayrimenkul fiyatlarının yaşandığı bu dönemde yine diyorum ki...