Bodrum’a giden ve tatil fotoğraflarını hafif dozlarla paylaşmaya başlayan genç oyuncunun kıyafet tercihleri, yaşına ve fiziğine uygun şekilde seçilmişti.
En ateşli pozu ise önceki gün geldi.
Dilara Fındıkoğlu tasarımı kırmızı mayokinisiyle çektirdiği fotoğraflar büyük ses getirdi.
Enerjisi de güzeldi oyuncunun.
Fotoğraflardan bile anlaşılıyor, aşk yaramış Erçel’e.
Ama beklentiyi yükselttin sevgili Erçel, artık daha iyi pozlar bekliyoruz senden...
Filmde düzgün fiziği ve erotik sahneleriyle dikkat çeken İtalyan aktörün bu ziyaretinin sebebi estetik ve bakım işleriymiş...
Birkaç güne detayları zaten ortaya çıkar.
Beni asıl şaşırtan Morrone’nin sosyal medyasına İstanbul’a uçuş biletinin fotoğrafını koymasıyla telefonumun susmaması oldu.
“Sen bilirsin, nereye geliyor”, “nerelere gidecek” sorularıyla olaya Çeşme’den vakıf oldum...
Yakışıklı erotik oyuncumuz (bana göre sosyal medya fenomeni demek daha doğru) İstanbul’a gelmesi güzel şehrimizi karıştırdı, herkes onu arar oldu.
Ama nedense bana bu ilgi biraz abartı geldi. Adam yakışıklı ve karizmatik biri ama sakin olalım, bir Brad Pitt de değil...
Beklediğimden iyiydi...
Ünlüsü köylüsü, öğretmeni polisi yangınları söndürmek için mücadele ediyor. Peki klavye delikanlıları ne yapıyor?
Yine art diye peşinde, yargı dağıtıyor...
Bırakın artık, içimizin yandığı, çocuklarımızın geleceğinin tehlikeye düştüğü bu dönemde eleştiri yapmayı, milleti galeyana getirmeyi...
Yanan yerler imara açılırsa o zaman tepki veririz, oralara otel yapılırsa o zaman müdahale ederiz.
Şimdi sosyal medya gücünü kitleleri yardıma teşvik için kullanalım.
Bırakalım ona buna laf atmayı, vicdanı olan herkes üzerine düşeni yapıyor. Olaylara duyarsız kalanları küfür ve hakaret etmek yerine bir tuşla takip etmeyi bırakabilirsiniz...
Orta yaş üstü sosyetik kadın ekiplerimizden birinde yaşanmış bu olay.
Yaz tatillerine ara verip İstanbul’a dönen ve “Bir akşam yemek yiyelim” diye sözleşen hanımlarımız, Arnavutköy civarında bir balıkçıya gitmiş.
Kadınlardan biri, kendisine hayran olan işadamından hediye gelen 10 bin dolarlık yüzüğünü gösterip diğerlerine hava atmış.
Yüzük elden ele dolaşmış, sonra arkadaşlar koyu bir sohbete dalmış.
Gecenin sonuna da herkes evinin yolunu tutmuş.
Ancak yüzüğüyle hava atan sosyetik hanımımız eve döndüğünde büyük bir şok yaşamış.
“Niye, ne var?” demeyin. 2009 yılından beri yaz aylarında hep Bodrum’da çalıştığım için hiç şehirde kalamıyordum.
Aslına bakarsanız Bodrum’daki yoğunluğu ve bu durumun yol açtığı eksikleri görünce, İstanbul’da olduğuma sevinmedim diyemem.
Tabii şehirde boş oturmak olmaz. Hazır trafiksiz yakalamışım İstanbul’u, pır pır döneyim dedim.
Neler mi yaptım...
Nobu:
Ritz-Carlton Otel’in içinde hizmete giren Nobu’nun açılışına katılamamıştım. Arkadaşlarımla rezervasyon yaptırıp gittik. Nobu’yu Türkiye’ye 2014 yılında Bodrum’da işletmelerini yaptığım grupla getirmiştik. İki sezon sonra sessiz sedasız çekilmişti Türkiye’den Nobu markası.
Geçen haftaki yazımda da bahsettiğim gibi ünlü sanatçıların sahneye çıktığı mekanlara gittim.
Ama her masada aynı şeyle karşılaştım; hesaplar fazla kabarık geldi.
Bodrum bu sene gerçekten çok pahalı.
Ama gelin görün ki her yer hıncahınç.
Kapılarını yeniden açan mağazalar alışveriş ciroları kırıyor.
Tam bir girdap havasında Bodrum bu sezon. Giren çıkamıyor, çıkan geri gelmek istiyor.
Tatlı tatlı herkese “Merhaba, ben Zeynep” diye gülümseyerek geliyordu. Ta ki beni görene kadar. Görünce bir dondu kaldı, ne yapacağını şaşırdı Bastık.
Biraz rahatlatayım onu diye “Barıştık mı Zeynep?” deyiverdim.
Cevap geldi “Hayır” diye.
Ben de “Peki” deyip yanımdaki arkadaşımla sohbete devam ettim.
E ne yapayım şimdi?
Sahne performansını eleştirdim, şahit olduğum olayı yazdım diye küstü bana. Zeytin dalı uzatayım dedim, eee onu da kabul etmedi.
Neyse artık evlendi barklandı, belki önyargıları, düşünceleri değişir, eleştiriye açık olur sevgili Zeynep Bastık.
Bir ömür boyu mutluluklar tatlışım, en kısa zamanda karşılaşmak dileğiyle ha ha ha!
Sanatçıların büyük bölümü, art arda konser takvimlerini yayınladı.Hepsi de ilk defa sahneye çıkacakmış gibi heyecanlı.
Ben, Çeşme’de tatildeyim. “1 Temmuz mekan açılma kutlamalarıma” da buradan devam edeceğim.
Öyle yoğun bir gündemim var ki bugün...
Öncelikle Cahide Çeşme’nin açılış konserine uğrayacağım. Mekanda sahneye Kenan Doğulu çıkacak.
Hemen yanında Berkay’ın sahnesi var, ona bir göz atacağım.
Ardından yeni açılış yapacak iki mekana gideceğim.
Yazarken yoruldum! Ama inanın çok özledim mekan mekan gezmeyi.
Bakalım devam eden aşılama sürecinde bizleri daha neler bekliyor.