Şöyle dedi:
“Cihannacığım o anda dikkatli bakamıyorum fotoğraflara. Sonradan güzel bulduklarımı paylaşıyorum. Videoları dikkatlice izliyorum, konuşmalarda sıkıntılı bir şey var mı diye.”
“Eee bunları mekandayken de yapabilirsin” dediğimde ise bizim küçük şeytan kızımız bombayı patlattı:
“Görüştüğüm iki kişi var. Biriyle beraberken diğeri beni o sırada evde biliyor. Kendi kendimi patlatır mıyım? Birkaç gün sonra paylaşıyorum, ‘Aman eskilerden koydum’ deyip konuyu kapatıyorum!”
Vallahi ben mekana daha girmeden paylaşmaya başlıyorum story’leri, postları.
Bir de böyle deneyeyim bakayım.
Kimden mi bahsediyorum? Tabii ki Seda Sayan ve Mehmet Ali Erbil ikilisinden...
Her şey Mali'nin bir arkadaşının koyduğu Instagram Hikayesi’ni repost etmesiyle başladı.
Erbil’in Seda Sayan’a gönderme yaptığını düşünen herkes Miami’de tatil yapan Seda ablamızı gaza getirdi.
2 saatte tabiri caizse çarşı pazar birbirine girdi. Senelerdir kavga etmeyen, kardeş gibi olan ikili sosyal medya üzerinden birbirleri hakkında ağır ithamlarda bulundu.
Allah’tan erken frene basıp ‘ne yapıyoruz’ dediler ama tabii tüm magazin sayfaları açıklamalarını çoktan yayınlamıştı.
Mehmet Ali Erbil ile Çeşme’de karşılaştım.
∆ Yuzu Beach:
300 kişi kapasiteli mekan, Çeşme’nin popüler beach’lerinden. Menüsünde suşiden hamburgere çok şey var. Cihan Anadoloğlu’nun bar danışmanlığı verdiği mekanın kokteyllerini deneyimlemelisiniz.
Denizin ortasına kurulan futbol sahasında maç yapabileceğiniz mekanda ayrıca ayak tenisi ve plaj voleybolu oynayabilirsiniz.
Hafta sonları müziğin ritmine kapılıp yerinizde dans edebilirsiniz. Bu arada pazar günleri Jabbar canlı müzik yapacakmış.
∆ Elias Beach & Restaurant:
Eski adı Rise and Shine olan beach, bu sene 180 derece konsept değişikliğiyle Elisa olarak hizmet verecek. Yunan aşçısıyla süper bir mutfağa sahip mekanda deniz mahsullerini keyifle tüketebilirsiniz. Denizin ortasına kurulan DJ kabini ile beach eğlencelerine dahil olabilirsiniz. İşletme ekibi de tecrübeli.
∆ Limon Köyiçi:
Senelerdir müşterilerinin eline bir limon verip fotoğraf çeken mekan, ambiyansı, Türkçe müzikleri ve geniş menüsüyle sezona erken başlayanlar arasında. Her akşam dolu. Alaçatı sokaklarında yürürken içeriye girin derim...
İlk gün heyecanıyla okula gider gibi mekanlara gitmeye başladık.
Mekan sahiplerinin yüzü hafif de olsa gülmeye başladı.
Hele çalışan arkadaşların heyecanı, hevesi görseniz, ilk iş hayatına atıldıkları günkü gibi resmen. Umarım bundan sonra kapanmalar olmaz, keyifle devam eder yaşantımız. Gece mekanlarına açılma sırası henüz gelemedi.
Bu mekanların haziran sonrası açılması bekleniyor.
Sanatçı ve müzisyenler için ise gerçekten sıkıntılı bir süreç.
Yaklaşık 16 aydır müziğin sesi kesildi Türkiye’de, hatta tüm dünyada.
Geçen hafta sonu uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımla vakit geçirmek için Bodrum Edition Otel’e gittim.
Sezonun erken açılması ve yaşanan pandemi döneminin de etkisiyle sıkıntılı bir başlangıç oldu benim için.
Neden mi, işte sebepleri...
◊ Fiyat bilgisi almak için oteli, giriş yapmadan 2 gün önce aradım. Otele geldiğim gün “Size dönüş yapamadık” denildi...
◊ Akşam bir grup arkadaş yemek yerken, masadaki hamile arkadaş “Hamile olduğum için deniz ürünleri yiyemiyorum, tavuk rica edebilir miyim?” diye sordu, ancak “Maalesef tavuk yok” yanıtıyla karşılaştı...
◊ Hadi sezon başı, çok eksikleri vardır diye servis yavaşlığına ve eksikliğine laf etmeyeyim diyorum ama istenen fiyatlar karşılığında da her şeyin en iyisi olması gerekiyor...
◊ Oda servisi personeli yemekleri yetiştirme telaşıyla hızlı bir servis çıkarıyor, buna rağmen gelen yemekler buz gibi...
Yok, ‘ben hareket istiyorum, çoluk çocuk eğlenelim’ diyorsanız, rotanız otelin ana plajı olsun... Ana plajda yer alan Maris Kitchen’da keyifli bir yemek yiyip dostlarınızla sohbet edebilirsiniz...
Canınız şöyle güzel bir deniz mahsullü makarna, ahtapot ızgara çektiyse sizi otelin sonunda yer alan La Guérite’ye alalım...
Zuma ve Manos’un restoranları da otel içinde hizmet veriyor. Ancak iki mekanda da pandemi kuralları gereği henüz eğlence başlamadı...
Yasakların kalkmasıyla otelin misafirleri bu mekanlarda doyasıya eğlenme fırsatı da yakalayacak.
Henüz tatil planı yapmadıysanız D Maris’i listesine alabilirsiniz, benden söylemesi...
Unutmadan bir de not düşeyim, otele şimdilik pandemi kuralları çerçevesinde tekneyle ve dışarıdan giriş yapmak yasak.
Sabah programımız 08.30’da spor salonunda ya da otelin parkurunda yürüyüş yapmakla başlıyor.
Gün boyunca yoga, fitness, meditasyon gibi derslerimiz var.
Bunun yanında gün içinde takviye serum desteklerimizi alıyoruz.
Favorilerim; bağışıklık destekleyici IV serum ile mutluluk ve zindelik hissi veren serotonin takviyesi.
Yemeklerimiz, Vitalica Wellness binasında bulunan restoranda servis ediliyor.
Ben dün güne glütensiz granola ile başladım.
Tilbe’nin sanatçı arkadaşlarına attığı pasları bütün hafta heyecan ve merakla takip ettim.
Tarkan, “Amacını anlamadım” mesajıyla pası karşılıksız bıraktı.
Ardından Gülşen, kayınvalidesinin vefatı sebebiyle es geçti. Tilbe topu en son Gülben Ergen’e gönderdi, Ergen vurdu ve gol oldu şükür!
Yoksa Yıldızımız Tilbemiz pas atmalara doyamadan çılgınca yattığı yerden devam edecekti serbest vuruşlarına. Şimdi top Seda Sayan’da. Senin de pasını beklemedeyiz Sultan...
Ay yazarken benim başım döndü resmen.
Neyse, bu olayda en çok hoşuma giden, Yıldız Tilbe’nin Gülben Ergen’e pas atarken “Al sana challenge, olmazsa geri yolla, kalede ben varım” demesi oldu. O “kalede ben varım” mesajındaki özgüveni herhalde sadece ben hissetmedim. “Ayağınızı denk alın” der havasındaydı Yıldız...
Gerçek bir jön