KANSER tanı ve tedavisi için bilim ve teknolojinin tüm olanaklarını kullanan Özel Ege Onkoloji Merkezi deneyimli ve uzman bir ekiple hizmet veriyor. Radyasyon Onkolojisi Uzmanları Dr. Çimen Akay ve Dr. İlker Karadoğan, kronik bir hastalık olan kanserde erken tanıyla tedavi başarısının önemine dikkat çekti. Doktorların teşhisten tedaviye tüm süreci birlikte, kolayca ve umutla atlatabilmeyi sağladığını vurgulayan Dr. Akay ve Dr. Karadoğan, kurumun kanser tedavisinde en gelişmiş cihaz, yöntem ve uygulamaları kullandığını belirterek, “Onkolojik tedavi yöntemlerinin yanında, psikolojik destek ve sağlıklı beslenme için hemşire desteği veriliyor. Gelişmiş teknoloji ürünü, 3 boyutlu tedavi sistemi ve Lineer Akseleratör sayesinde radyasyon onkolojisi alanında başarılı sonuçlar elde ediliyor” dedi.
Başlangıçtaki bilgiler
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. İlker Karadoğan, doktorunuzun sorabileceği sorular hakkında da şunları söyledi: “Hastalığınızın hikayesi, başka tedaviler aldınız mı, diğer medikal sorunlar veya başka önemli bir hastalık veya kaza geçirdiniz mi, kullandığınız ilaç veya destek ürünü var mı, alerjiniz ya da ailenizde kanser öyküsü var mı, nerede çalışıyorsunuz, çocuğunuz var mı, sigara ve alkol kulanıyor musunuz.”
Hastanın sorularI
“Radyoterapinin amacı nedir, hastalığımın yayılmasını önleyebilecek mi, tümörü yok edecek veya küçültecek mi, ameliyat sonrası kalıntı kanser hücrelerini yok eder mi, ameliyat yerine sadece radyoterapi kullanılabilir mi, bu tedavinin nasıl yan etkileri var ve bu yan etkiler normal hayatımı, beslenmemi, hareket kabiliyetimi nasıl etkileyecek, görüntüm değişecek mi, bu değişiklikler ve yan etkiler geçici mi kalıcı mı, ne kadar sürer, tedaviyi almazsam bu hastalığımın gidişi nasıl olur, tekrarlama veya yayılma riski nedir?”
Tedavi...
Radyoterapinin avantajlarından biri tedavinin ayakta seanslar şeklinde uygulanması nedeniyle işinizden veya normal hayatınızdan fazla uzaklaşmanıza gerek olmamasıdır. Tedavi hafta içi 5 gün uygulanır. Cumartesi-pazar normal dokuların kendini iyileştirmesine izin vermek amacı ile tedaviye ara verilir. Toplam tedavi süresi hastalığınıza ve eş zamanlı aldığınız diğer tedavilere bağlı olarak 2 ile 8 hafta arasında değişir.
İZMİR il sağlık müdürlüğünde ikinci yılını geride bırakan Dr. Bedia Türkyılmaz, organ bağışıyla ilgili yaptığı projeleriyle adeta hayatını hastalara adamış durumda. Dr. Türkyılmaz, organ bağışlayanların başka bedenlere hayat vermesinden mutlu olduklarını söyledi. Altı yılda yapılan organ bağışını bir ayda topladıklarını belirten Dr. Bedia Türkyılmaz, İzmir’in 11 bin 342 bağış ile birinci, 9 bin 804 bağışla İstanbul ikinci, 5 bin 285 bağışla Adana üçüncü, 4 bin 046 bağışla Manisa dördüncü durumda. Hedefimiz İzmir’in bağış sayısını ikiye katlamak” dedi.
Organ bağışında farkındalık oluşturmak konusunda gönüllü olduğunu belirten Dr. Bedia Türkyılmaz şu bilgileri verdi:
6 yılda yapılan 1 ayda oldu
“Bu Sağlık Bakanlığı’nın bir politikası. Ancak, ben bunu tamamen insani, vicdani, hatta ruhani buluyorum. Kalbimizle, beynimizle hareket ediyoruz. Hangi açıdan yaklaşırsanız ona uyan bir konu organ bağışı. Ramazan ayında camilerde organ bağışı anlatıldı, bir aylık bağış son altı yılda yapılan bağışa eşdeğer çıktı. O zaman dedik ki, sorun bizde, sorun vatandaşımızda değil. Çünkü biz ulaşamamışız, biz anlatamamışız. Şimdi sırada Milli Eğitim var. Konuyu lise ve üniversitelere taşıyacağız. Muhtarlara taşıyacağız. Amacımız hastayı iyileştirmek, yaşam süresini uzatmak ve kaliteli hale getirebilmek, biz sağlık çalışanlarının öncelikli hedefidir ki, bu yüzden Türkiye’de 21.571 böbrek, 2.125 karaciğer, 514 kalp bekleyen hastaların sağlıklarına kavuşabilmeleri için doku ve organ bağış sayısını ihtiyacı karşılayabilecek düzeye çıkarabilmek gerekmektedir. İzmir Bölge Koordinasyon Merkezi ‘Doku ve Organ Bağışı’ konusunda farkındalığı arttırmak, toplum bilincini oluşturmak amacıyla birçok etkinlik yaptık. Kornea Temin Ekibimizin 2014 yılı ilk 6 aylık sürede aldığı Kornea sayısı 112 ye ulaştı.”
AB standartlı eğitim
Müftülükler ve Milli Eğitim müdürlüklerinin yanı sıra diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği halinde Doku ve Organ Bağışı çalışmalarının devam edeceğini vurgulayan Dr. Türkyılmaz, “Beyin ölümü tespitini koyacak uzman hekimlere, Bakanlık ve Avrupa Birliği’nin ortak projesiyle eğitim verildi. İl içi hastane, 2.-3. basamak yoğun bakım seviyesindeki hastaneler ziyaret edilip, fiziki koşullardaki eksiklikler tespit edildi. Menderes’te organ bağışında bulunan vatandaşlarımız için “fidan dikme etkinliği” ve Karşıyaka’da 26 sivil toplum örgütünün toplu Organ Bağışında bulunduğu bir organizasyon düzenlendi. Bu etkinlikler süresince toplam 120 bin el broşürü, 7 farklı şekilde hazırlanan 3 bin 500 afiş dağıtıldı. Bu zamana kadarki organ bağış sayımız 10.820’ye ulaştı ve Türkiye genelinde iller arasında birinci olduk. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda stant kurulacak, 1 Eylül’den itibaren tüm öğretmenlere, ekimde de üniversite öğrencilerine, lise 9-10-11 sınıf öğrencilerine eğitim verilmesi planlandı” diye konuştu.
ŞİŞMANLIĞIN, kalp hastalıkları ve kanser gibi tehlikeli olduğunu vurgulayan Özel Tınaztepe Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Hidayet Çatal, obezitenin bizzat kendisi bu rahatsızlıklara zemin hazırladığını söyledi. Şişmanlığın çok tehlikeli olduğunu belirten Çatal, “Zamanında Atalarımız can boğazdan geçer demiş, ama aynı zamanda her şeyin azı karar çoğu zarar da demiş. Bizler her şeyden önce tabaklarımızdaki yemek miktarlarını yarı yarıya azaltmalıyız. Ne yiyorsak onun yarısını yemeye gayret etmeliyiz. Ayrıca hareket etmemiz şart. Düz yürüyüş yapalım merdivenleri kullanalım, spor yapalım. Ama doktorum, ben bunları yapabilsem size ne gerek vardı diyorsanız; o zaman da Laparaskopik (kapalı) ameliyat yöntemleriyle kilo vermenize yardımcı olabiliriz” diye konuştu.
Kilo vermek için çeşitli yöntemler var diyen Opr. Dr. Hidayet Çatal, neyin, nasıl ve ne şekilde yapıldığı, ne kadar fayda sağlayacağı hakkında şu bilgileri verdi:
1- Endoskopik gastrik balon (ağızdan girilerek mideye balon yerleştirme)
Bu yöntemle verilen kilo miktarı azdır ve 6 ayda balonu çıkartmak gerekir.
2- Laparaskopik gastrik band (mide kelepçesi)
Fazla kiloların %80’i verilebilir, ancak bandın yerinden oynaması veya mide içine kaçması söz konusu olabilir.
3- Laparaskopik sleeve gastrektomi (tup mide, mide küçültme)
2000 yılında Alsancak’ta kurdukları Kaşkaloğlu Göz Hastanesi ile İzmir’e son teknoloji tanı ve tedavi birimleriyle hizmet veren örnek bir adres kazandıran Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu ve Opr. Dr. Selma Kaşkaloğlu, kendilerini insanların daha iyi görmesine adayan iki özel insan.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren ve aynı üniversitede ihtisas yapan Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu, British Council bursuyla İngiltere’de retina hastalıkları konusunda uzmanlaştı ve 1985’te eşi Opr. Dr. Selma Kaşkaloğlu ile ilk muayenehanesini açtı.
“O dönemde teknoloji ve tıp bu seviyede değildi” diyen Mahmut Kaşkaloğlu, “Şartlara göre modern bir muayenehanemiz vardı. Yurt dışından büyük bedeller ödeyerek ekipmanlar getirtmiştik. İşimizi yaparken her zaman tıbbı ön planda tuttuk” dedi.
Danimarkalı hastalar
1990’da Alsancak’ta lazer merkezi açtıklarını ve 1992’de İzmir’de ilk lasik ameliyatını excimer lazerle gerçekleştirdiklerini hatırlatan Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu, “Olaylar aşama aşama beni hastane kurmaya itti. Yola çıkarken böyle bir niyetim yoktu. 1998’de Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nin temelini attık ve 2 yıl sonra hizmete açtık. Şu an 7 hekim ve toplamda 35 kişilik kadroyla çalışıyoruz” diye konuştu.
Halk arasında tansiyon yükselmesi de denilen hipertansiyon, kan basıncında meydana gelen artış olarak tanımlanır. Bu yükselme, belirtisiz ve sinsi bir seyir gösterebilir. Atardamarlarda, kalpte ve böbreklerde ateroskleroz denilen ve damar yapılanmasında bozulma ile karakterize sorunlara yol açar. Daha da ileri giderek, halk arasında ‘inme’ dediğimiz beyin rahatsızlığına veya kalp krizine kadar giden büyük problemlere sebep olabilir. Sıcak havalar, hipertansiyon hastalarını olumsuz etkileyerek, hastalığının ilerleyişine hız kazandırır. Bu nedenle, hipertansiyon hastalarının rutin sağlık kontrollerini ihmal etmemeleri düzenli ilaç kullanımı, tuzsuz diyet, fazla kiloları konusunda duyarlı olmaları çok önemlidir.
Kontrol altında olanlarÖzel Gazi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ümit Yoket, özellikle yaz aylarında ilacını ve tuzsuz diyetini düzgün uyguladığı için tansiyon düzeyi kontrol altında normal seyreden hipertansiyon hastalarında ortaya çıkan halsizlik, baş dönmesi, isteksizlik, uyku hali ve performans düşüklüğü yakınmalarına sık rastlandığını söyledi. Tansiyonu ilaç ve diyetle kontrol altında olan bireylerin tansiyon düşüklüğü (hipotansiyon) yaşadıkları, ama bu durumun çoğu zaman gözden kaçabildiğini anlatan Dr. Yoket, “Bu yakınmalar tabii ki başka birçok hastalığın göstergesi olabilir. İşte hekimlik dikkati, tecrübesi ve gözlemi burada önem kazanıyor. Bu yakınmalarla gelen hastalarımızın tetkiklerini gözden geçirdikten sonra varsa tansiyon ölçümlerini değerlendirerek, yoksa bir haftalık süregelen tedavi ve diyet rejimi altında tansiyon ölçüm sonuçlarını gözleyerek hipotansif olup olmadıkları anlaşılır. Ancak bilinçli, tuzsuz diyetini uygulayan, ilaçlarını düzgün kullanan ve de bu nedenle hipertansif hastalardan sözediyorum. Yani bu uyarı toplumun ancak üçte biri için geçerlidir. Taniyon hastası olduğunu bilmeyen, tuzsuz diyetini uygulamayan, ilaçlarını düzenli kullanmayan bu nedenlerle tansiyonu kontrol altına alınamayan kişiler bu değerlendirmenin kesinlikle ve kesinlikle dışındadır” diye konuştu.
Tarihten bir yaprak
Ünlü Beyin Cerrahi Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in yanında iki yıl çalışıp öğrendiği mikro cerrahi yöntemini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahisi Kliniği’nde başlatanlardandı. Kliniğin 2 dönem de Anabilim Dalı Başkanlığı’nı yapan Prof. Dr Nurcan Özdamar’ın 17 yıl önce bir toplantıda çektiğimiz bu fotoğrafı anılarda kaldı. 1997 yılında Beyin Cerrahisi Kliniği’nin terasında çekilen bu fotoğrafta soldan sağa şu isimler yer almıştı. Klinik Sekreteri Saadet Turan, Başhemşire İlknur Çimen, Op. Dr. Erol Barçın, Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İzzet Övül, Op. Dr. Gürkan Tekeli, merhum Prof. Dr. Erdem Tunçbay, Prof. Dr. Taşkın Yurtseven, Prof. Dr. Saffet Mutluer, Prof. Dr. Nurcan Özdamar, Op. Dr. Cemil Salimoğlu, Prof. Dr.Nezih Oktar, Prof. Dr. Tayfun Dalbastı.
AMACI sağlığını kazanmak, organları dinlendirmek, nefsin kontrolünü öğretmek olan Ramazan ayımızı geride bıraktık. Bayram’da tüm aile sevdiklerimizle bir arada oluyoruz ve maalesef abartarak bol bol yiyip içiyoruz. Ertesi sabah tartıya çıkıp bir bakıyoruz ki, insafsızca yükselmiş rakam karşımızda. Kimimiz tansiyon sorunu, şeker yükselmesi, çarpıntı, hazımsızlık gibi sağlık problemleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu bayram sağlığınızı bozmamak ve kilo almamak ister misiniz?
İzmirli Diyetisyen Burçin Çelikezer, tartıyı sabit tutmanın mümkün olduğunu söylüyor ve şunları ekliyor:
“Şimdi belki inanmakta zorlanacağınız bir şey söyleyeyim, her şeyi yiyip kilo almamak mümkün. Yeter ki, kilo kontrol kurallarını iyi bilin.
İŞTE KURALLAR:
Bayramda kendinize özgür tüketim hakkı için tek bir gün seçin. Ertesi sabah aşağıdaki kurallara uyarsanız dengeyi kurmuş olursunuz
* Ekmeksiz hafif bir kahvaltıyla güne başlayın.
VÜCUDUMUZUN bir çok damarında enfarktüs dediğimiz ani olarak kan akımının kesilmesine bağlı organ yetmezlikleri görülebiliyor. Bunlardan en çok bilinenleri kalp ve beyin olmakla beraber, kulağımıza giden damarlarda da olabiliyor.
EKOL Kulak Burun Boğaz Hastanesi’nden Doç. Dr. Çağlar Çallı, kulak enfarktüsü ile ilgili şu uyarılarda bulundu:
“Eğer iç kulağımıza giden bu damarlarda böyle bir problem oluşursa bu ani işitme kaybı olarak adlandırılır. Ani işitme kaybı, 3 günden daha kısa bir sürede ortaya çıkar ve hastaların çoğunda bir kaç dakika ya da saat içinde oluşur. Senede 100 bin kişiden 5-20 kişide görülen hastalık 40’lı yaşlarda daha sık ortaya çıkar. Kulak enfarktüsü kadınları ve erkekleri aynı sıklıkla etkiler. Rahatsızlık hücresel düzeyde tetiklediği için çok hızlı bir şekilde tanınıp tedavi edilmesi gerekir.”
Erken teşhis önemli
Erken tanıda, başarı şansı yüksek olmakla beraber özellikle 2 haftadan sonra başarı şansı azalır. Bu hastalığı oluşturan sebepler arasında viral enfeksiyonlar, tümörler, travmalar diğer bazı hastalıklar olmakla beraber günümüzde belkide en çok karşılaşılan sebeplerin başında stres gelmektedir. Rahatsızlık, toplumun her seviyesinde karşılaşılmasına rağmen, özellikle sosyokültürel düzeyi yüksek, yoğun iş temposuna sahip insanlarda daha sık görülür.
Hastalığın belirtileri
İZMİR İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı olarak hizmet veren 112 ambulans servisi, Avrupa’nın örnek merkezlerinden biri oldu. İzmir İl Sağlık Müdürü Dr. Bedia Türkyılmaz, Narlıdere’de yeni hizmete giren ve içerisinde 112 Komuta Kontrol Merkezi, eğitim ve toplantı salonları, acil ve afetlerde sağlık hizmetleri şubeleri, 112 Başhekimliği, teknik servis, kondisyon salonu, kütüphane, sosyal alanlar, kafeterya, kapalı garajı ve teknolojik alt yapısı ile Türkiye’nin en gelişmiş ve örnek gösterilen merkezlerinden birisi durumunda olduğunu söyledi.
24 saat kesintisiz hizmet veren bu merkezin İzmir ve Ege bölgesinin acil ve afetlerde sağlık organizasyonunun yönetildiği, ildeki tüm ambulansların ve hastanelerin kapasitelerinin anlık olarak takip edildiği bir beyin görevini üstlendiğini belirten Dr. Türkyılmaz, “Yaklaşık 1200 personelin, 93 ambulans ekibinin yönetildiği merkezde bölgeye hizmet veren helikopter ambulansın hava operasyonları da buradan yönetiliyor. 6 motosikletli ekip, 2 yenidoğan bebek ambulansı, 2 yoğun bakım ambulansı ve 2 arazi özellikli ambulans ile her türlü vakaya en kısa sürede ulaşma hedefleniyor” dedi.
Balkanlarda işbirliği
Balkan Acil Sağlık Eğitim Projesi (BASEP) hakkında de bilgi veren Dr. Bedia Türkyılmaz şunları söyledi:
“Sağlık hizmetleri alanında dünyaca kabul edilmiş eğitimler ve organizasyon konusundaki deneyimlerimizi Balkan ülkeleriyle paylaşıyoruz. Acil ve afetlerde sağlık hizmetleri alanında çalışan eğitimli personel sayısını ve hizmet kalitesini arttırıyoruz. Toplumsal yarar sağlayıp ülkeler arası sosyokültürel bağları güçlendirmek amacıyla hazırlanan BASEP projesine bu yıl başında Arnavutluk’tan gelen sağlık heyetiyle start verdik. Bu amaçla Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk, Kosova, Bosna Hersek, Hırvatistan, Macaristan, Romanya sağlık bakanlıklarına davet göderdik. İzmir Urla Uluslararası Acil Afet Eğitim ve Simülasyon Merkezi’ne gelecek 15 kişilik sağlık gruplarına ikişer haftalık acil sağlık eğitimi verilecek. Tüm masrafları ikili anlaşmalar gereğince biz karşılayacağız.”
Sayılarla Narlıdere 112 ambulans servisi