Barbaros Tapan

Filmdeki yumruklar gerçek

13 Ocak 2019
Başrollerini Sylvester Stallone ve Michael B. Jordan’ın paylaştığı “Creed 2”, önceki gün gösterime girdi. Barbaros Tapan, filmin başrol oyuncuları Michael B. Jordan, Tessa Thompson ve Dolph Lundgren ile Philadelphia’da buluştu, serinin ikinci filmini konuştu.

MICHAEL B. JORDAN: HAYALİNİ KURDUĞUM HER ŞEYİ YAŞIYORUM

Filmde Rocky, Adonis’e “Beynini unut kalbinden konuş” diyor. Rocky’nin bu sözünü oyunculuğa bağlarsam, rollerinize mantıksal mı içgüdüsel mi yaklaşırsınız?

- Oyunculukta içgüdülerime daha çok eğilimliyim. Geleneksel oyunculuk eğitimi almadığım, oyunculuğu setten sete öğrendiğim için sanırım... Bir de yapımcı tarafım var. O taraf mantığa dayanıyor. Sahneyi çekerken neye ihtiyaç var, performans nasıl olmalı, sahneler nasıl bağlanmalı gibi... Sanırım sağ ve sol tarafım mantık ve içgüdülerimi birleştirerek aynı anda denge kurmaya çalışıyor.

“Creed 1”e hazırlanırken sizin için rol yeniydi. İkinci filmde hazırlıklara geri başlamak daha kolay mıydı?

- Tabii... İlk filmde hazırlık süreci çok zorlamıştı. İkinci filmde biraz daha şanslıydım çünkü öncesinde “Black Panther”i çekmiştim. “Black Panther” için vücudumu uzun süre hazırlamıştım zaten, hemen ardından “Creed 2”yi çekmeye başladığım için kısmen hazırdım. Ama yine de bu tür filmleri yaparken oyuncu belli bir rutinden dışarı çıkamıyor...

Nasıl bir rutindi sizinki?

- Sabah kalk vitaminlerini iç, kardiyonu yap, hafif kahvaltı, sonra ağırlık çalış, yeniden yemek ye, dinlen. Ringde koreografi çalış, ertesi gün yeniden tekrar et. Kafaya hayatın bir müddet bu şekilde devam edeceğini sokunca bu rutin, hayatın doğal akışı gibi oluyor.

Yazının Devamını Oku

Stand up şovlarıma çok şey borçluyum

6 Ocak 2019
Türkiye’de 15 Şubat’ta gösterime girecek komedi filmi “The Upside”ın başrol oyuncularından Kevin Hart, Barbaros Tapan ile Los Angeles’ta buluştu. Tapan’ın sorularını yanıtlayan ünlü komedyen, kariyer hayatında stand up şovlarının önemine dikkat çekti.

◊ Eğer birkaç saatliğine kafanızın içine girme şansım olsa her şeyde komik bir yön bulur muydum?

- Her şeyde mizah bulurdun. Mizah, eğer görmeyi istersen en karanlık ya da kötü anlarımızda bile mevcut. Evet, negatifliğe eğilimliyiz ama negatifin içinde bile bir çeşit pozitif yön bulursak bu bizi gülümsetebilir.  Ayrıca kötü günlerin kötü olmasının bile sebebi var. Kötülükten daha çok şey öğrenip iyiye daha çok minnet duymamızı sağlıyor.

◊ Ama pozitif olan her zaman komik gelmeyebilir...

- Eğer komik bir şey görmek istersen, olur.

Karşında annesinin cenazesinde bile mizah bulan bir adam oturuyor.

◊ Nasıl yani?

- Hayatımın en acı günüydü. Annemi defnedecektik. Sonra oturup düşününce, o günü parçalara ayırınca, komik anekdotlar buldum.

Tek yapman gereken olayları farklı analiz etmek.

Yazının Devamını Oku

Geçen hafta Los Angeles’ta

1 Ocak 2019
Geçen hafta film yapımcıları, gişe için yaptıkları promosyon turları yerine Noel daveti verdi. Tabii bu partiler hem yeni yılı kutlamayı hem de ödül sezonu başlamadan sektördekilere filmlerini bir kere daha hatırlatmayı hedefliyor.

Bu davetlerden biri Sunset Bulvarı üzerinde bulunan Los Angeles’ın en ikonik mekanlarından Chateau Marmont’ta yapıldı. Burası, Greta Garbo, James Dean gibi efsane isimlerin çılgın partilerine ev sahipliği yapan, Jim Morrison’un terasından atladığı, John Belushi’nin aşırı dozda uyuşturucudan hayatını kaybettiği şaşaanın ve skandalların sembolik mekanı.

Geçen hafta “Bir Yıldız Doğuyor” ekibi, Lady Gaga ve Bradley Cooper ev sahipliğinde bu efsane mekanda bir davet verdi.

Gecenin yıldızı Lady Gaga’ya “Bu kez ben sana Türk hayranlarının selamını getirdim” dedim ve yanağına onun bana yaptığı gibi öpücüğü kondurdum...

Bu senenin en çok konuşulan yapımı “Bohemian Rhapsody”nin gizli kahramanları Brian May’i canlandıran Gwilym Lee ve John Deacon’u canlandıran Joseph Mazzello ile film hakkında merak ettiğim birkaç konuyu konuşma şansım oldu.

Brian May ve Roger Taylor yeni solistleri Adam Lambert ile hâlâ aktif olarak konserlere devam ediyor.

Ben de geçen yaz Barcelona’da Adam Lambert’li Queen konserine gitmiştim.

Brian May’in konserin başında sahneye çıkıp 10 dakika boyunca verdiği solo gitar ziyafeti hâlâ hafızamda.

Yazının Devamını Oku

 Ailem için hayatımı hiçe sayarım

30 Aralık 2018
BBC’nin 6 bölümlük mini serisi “The Bodyguard” ekim ayında Netflix’te başlar başlamaz dünya çapında ses getirdi. Dizinin başrolünde, şöhreti “Game of Thrones”da üstlendiği Robb Stark rolüyle yakalayan Richard Madden var. Barbaros Tapan, Madden ile Londra’da buluştu, kendisine Altın Küre ve Critic Choice Awards adaylığı getiren yeni rolünün detaylarını konuştu.

◊ “The Bodyguard”ın böylesine ses getireceğini tahmin etmiş miydiniz?

- İzleyicinin reaksiyonunu tahmin etmek o kadar zor ki... Ama bu kadar sevilmesi ve ilgi görmesi bizi çok mutlu etti tabii. 6 bölümü 5 ayda çektik. Çekimler başladığı andan itibaren normal hayat diye bir şey kalmamıştı. İş dışında hiçbir şeye vakit kalmıyor. O kadar yoğun çalıştıktan, o kadar emek harcadıktan sonra karşılığını almak muhteşem bir his. İzlenme rakamlarını söylüyorlar, bazen ben bile inanamıyorum... Müthiş!

◊ Diziden sonra günlük hayatınız değişti mi?

- Her şey çok yeni. Diziden sonra “Rocketman”in çekimlerine başladım. “The Bodyguard” ile gelen ilginin içine dalmadım, onunla ilgilenmedim, düşünmedim, direkt kendimi yeni işime verdim.

JAMES BOND DEDİKODUSU GURURUMU OKŞADI

◊ Dizide kültürel, politik ve sosyal anlamda aynı fikirde olmadığınız bir kadını korumakla görevlendiriliyorsunuz. Oysa gerçek hayatta fikirlerin uyuşmadığı biriyle çalışmak çok zor!

- Çoğu zaman işimle görüşlerimi karıştırmıyorum. Çalışırken sorunlardan uzak durmanın bir yolu da farklı fikirleri, özellikle de politik görüşleri tartışmaktan uzak durmak. Düşünsene, farklı bakış açıları yüzünden set arasında tartışmışsın, sonra aşk sahnesi çekmen, belki de öpüşmen gerekiyor. Zor olmaz mı? (Gülüyor)

Yazının Devamını Oku

Rol için değişmeyi seviyorum

23 Aralık 2018
Başrollerini Armie Hammer ve Felicity Jones’un paylaştığı “Eşitlik Savaşçısı” 28 Aralık’ta vizyona giriyor. Barbaros Tapan, Felicity Jones ile Los Angeles’ta bir araya geldi. İkili, gerçek hikayeden beyazperdeye aktarılan filmin detaylarını konuştu.

◊ Son filminiz “Eşitlik Savaşçısı”nda mahkeme yargıcı ve insan hakları savunucusu Ruth Gingsburg’u canlandırdınız. Ruth’un mücadelesi size neler öğretti?
- Konuşmak ve sesini duyurmak ne kadar önemliymiş... Ruth kelimelerin gücüne, cümlelerin insanların fikrini değiştireceğine kalpten inanan biriydi. Çok mütevazı bir aileden gelmesine ve ailesinde hukukçu olmamasına rağmen davasından vazgeçmedi. Engel üstüne engel yaşasa da kadınların ikinci sınıf vatandaş görülmesini istemedi. Amerikan yasal sistemine karşı mücadele etmeye başladı.




◊ Küçük bir araştırma yaptım. Harvard 1636’da kurulmuş. Ruth, Harvard Hukuk Fakültesi’ne 1956’da girmiş. 1871 yılında kadın öğrencilerin hukuk fakültesine alınması için dilekçe verilmeye başlamış. Harvard 1950’de hukuk fakültesine ilk kadın öğrencilerini kabul etmiş. Aslında düşünecek olursak çok da uzun zaman önce yaşanmamış bunlar...
- İnanabilyor musun! Bu kadar yakın geçmişte yaşanmış hepsi. Kadınlar kocalarının ismi ve onayı olmadan araba bile kiralayamıyormuş. Çocuklara nasıl ebeveyn onayı gerekiyorsa kadınlara da resmen o muamele yapılıyormuş.

Yazının Devamını Oku

Çocuklarımın aşkıyla gözlerim kör oluyor

16 Aralık 2018
Oscar’lı oyuncu Sandra Bullock’un başrolünde yer aldığı “Bird Box” adlı film, 21 Aralık’ta Netflix’te yayınlanacak. Josh Malerman’ın aynı isimli romanından uyarlanan filmde Malorie karakterini canlandıran Bullock, Barbaros Tapan’la Los Angeles’ta buluştu. Filmle ilgili detayları anlatan oyuncu, çocuklarına olan sevgisinden de bahsetti.

◊ Nehirde iki küçük çocukla günlerce süren çekimlerden bahsederek sohbetimize başlayalım...

- Dürüst olmam gerekirse beni zorlayan sahneler suyun içindekiler değildi. Suda güvenlik önlemleri en yüksek seviyedeydi. Etrafımız herhangi bir aksiliğe karşı müdahale edebilecek insanlarla çevrilmişti.

◊ Hangi sahneler zorladı peki?

- Filmdeki iki küçük çocuğun yüzüne bakıp acımasızca, sert ve merhametsiz bir şekilde konuşmak...

İkisi de çok küçüktü ve alışkın oldukları bir ortam değildi.

◊ Onlara bağırdığınız sahnelerde numaradan yaptığınızı söylemeniz gerekti mi?

- Sürekli... Onlara sürekli açıkladım, ne yapacağımı anlattım ve sahneye hazırladım.

Yazının Devamını Oku

Irkçı tavır davetten kaçırdı

9 Aralık 2018
Oscar ödüllü oyuncu Mahershala Ali’nin yeni filmi “Yeşil Rehber” (Green Book), 30 Kasım’da vizyona girdi. Barbaros Tapan’la Los Angeles’ta bir araya gelen oyuncu hem filmi hem de HBO’da üçüncü sezonu ocak ayında başlayacak televizyon dizisi “True Detective”i anlattı. Siyah olmasının zorluklarından da bahseden oyuncu, “Irkçı tavırlar yüzünden birkaç hafta önce bir daveti terk ettim” dedi.

◊ “Yeşil Rehber” bu sene benim en sevdiğim ilk beş film arasında. Sizi ve Viggo’yu (Mortensen) yan yana izlemekten inanılmaz zevk aldım.  Merak ettiğim, kimyanız ilk anda tuttu mu, set dışında da uyumlu muydunuz?

- Tutan kimyayı ya da uyumu tanımlamak aşkı anlatmak gibi zor bir şey. Çok iyi uyum sağladık. Bu uyumun sırrı birbirimize ve yaptığımız işe olan saygımızdı. Çekimlere başlamadan önceki toplantılarda günde en az 10 saat Viggo ile aynı ortamda bulunuyorduk. Bu toplantılarda fark ettim ki Viggo’nun etrafında olmak hoşuma gidiyordu. Bu durum yaptığımız işe de yansıdı.

◊ “Yeşil Rehber”in yanı sıra HBO’nun hit dizisi “True Detective”in üçüncü sezonunda da sizi izleyeceğiz. Sanırım çekimler aynı döneme denk geldi. Onca yoğunluğunuzun içinde neden “True Detective”de de olmak istediniz?

- Evet, denk geldi. İnan bana çok zordu. Yine de “True Detective”i de yapmak istedim.

◊ Sizi zorlamasına rağmen “True Detective”i de yapmak istediyseniz karakteriniz dedektif Wayne Hays’i çok sevmiş olmalısınız...

- Aslında o rol bana teklif edilmemişti. Senaryo bana başka rol için gelmişti. Senaryoyu okuduktan sonra o rolü oynamayı ben teklif ettim.

Dizinin yaratıcısı Nic Pizzolatto kabul edince 10 ay boyunca “Yeşil Rehber” ile “True Detective” setleri arasında gidip geldim. Aynı anda çekmek tabii ki çok zorladı ama şimdi daha iyi aktör olduğumu hissediyorum. Yaşlanmış da hissediyorum. Ciddiyim, saçlarımdaki beyazlar arttı

Yazının Devamını Oku

Yeniden evlenmek isterim

2 Aralık 2018
Dünyaca ünlü şarkıcı ve oyuncu Jennifer Lopez’in yeni filmi “Second Act” (İkinci Perde) Türkiye’de 21 Aralık’ta vizyona girecek. Lopez ile Los Angeles’ta buluşan Barbaros Tapan, yeni projeyle ilgili merak edilenleri konuştu. Kariyeri ve özel hayatıyla ilgili tüm soruları yanıtlayan Lopez, yeniden evlenmek istediğini de itiraf etti.

◊ Dans, müzik, şov dünyası, diziler, sinema derken annelik, spora verdiğiniz önem, güzellik, bakım... Listemin sonunu getiremedim. Nasıl zaman buluyorsunuz tüm bunlara? Her gün bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?

- Zaman yaratmak zorundayım. Hepimizin, canımızın istediği şeyler için zaman yaratma eğilimi var. Ben de bazen spora gitmek istemiyorum ama kendimi zorluyorum. Çünkü hem ruhumun hem de vücudumun iyi hissetmesini istiyorum. Eğer sporumu yapmazsam daha kötü hissedeceğim için kendimi zorluyorum.

◊ Ne kadar sıklıkla gidiyorsunuz spora?

- Haftada 3-4 gün mutlaka yapıyorum. Tabii Vegas’ta şovum varken kendimi fiziksel olarak çok iyi tutmak zorundaydım. Ama genel düşünecek olursak haftada 3-4 saatimizi spora vermeye değer diye düşünüyorum!

◊ Peki güzellik-bakım? Her daim güzelsiniz. Nedir bu işin sırrı?

- Güzellik ve bakımla ilgili sırlarım var tabii. Belki bu sırları önümüzdeki sene paylaşırım, bekleyip göreceğiz... Ama sırlarım dışında genel bir kuralım var. Eğer kendine iyi bakmazsan etrafındakilere iyi bakamazsın. Çocuklarım var, yoğun çalışıyorum. İş ve çocuklar zaten zamanımın çoğunu alıyor. Yaptıklarım herkesin yaptığından pek farklı değil. İyi uyku, cilt bakımı... Sigara kullanmıyorum, alkol kullanmıyorum ve kendimin en iyi hali olmak için çabalıyorum.

◊ Çekimlerde güzel görünmek için “ışık nerede olmalı”, “en iyi görüntü hangi açıdan verilir” gibi konulara takılır mısınız?

- Rol yaparken ışık saplantım yok ama 20-25 yıldır bu işi yapan biri olarak ışığın nerede iyi olacağını tabii ki biliyorum. Işık iyi açıda değil diyelim, o zaman görüntünün elden geçmesi gerektiğini de biliyorum ama iyi görünmezsem diye takıntı yapıp endişelenmiyorum. Sonuçta filmde görünen ben değilim. Filmdeki karakter ve karakterin nasıl görüneceğine karar vermek benim elimde değil.

Yazının Devamını Oku